Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3900 E. 2020/351 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3900 Esas
KARAR NO : 2020/351
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/04/2017
NUMARASI : 2016/1132 E. – 2017/344 K.
DAVANIN KONUSU Tazminat
KARAR TARİHİ: 13/02/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin www……com sitesinde … plakalı aracın satılık ilanını gördüğünü, verilen telefonu aradığında kendisine aracın …. Bankası’nın kendi aracı olduğunun söylendiğini, … Bankası Galleria Şubesi’ne gittiğinde aracın müvekkiline otoparkta gösterildiğini, aracın bankanın eski bir aracı olduğunu, tüm bakımlarının tastamam olduğunu, zorunlu muayenesinden geçtiğini, uzun süre yatmasından dolayı aküsünün bittiğinin anlatıldığını, müvekkilinin aracı gözle görülen çizik ve diğer kaporta hasarlarıyla beğendiğini, müvekkiline aracın ihale yoluyla satılacağının ve 66.500,00.-TL ihale fiyatının olduğunun söylendiğini, bu tutardaki yazılı teklifin alındığını, sonrasında müvekkilinin eşi … telefonla aranarak 66.600,00.-TL tutarında başka bir teklifin yapıldığının ve 66.700,00.-TL teklif vermesi halinde ihalenin kendisine kalacağının söylendiğini, bunun üzerine şubeye giderek aracı görmek istediğini, ancak ihalenin yapıldığının ve bu bedelin derhal ödenmesi gerektiğinin söylendiğini, aracın satışının gerçekleştirildiğini, müvekkilinin aracı teslim aldığını, ilk hafta şehir dışından dönerken aracın motor arıza lambasının yandığını, aracın egzozundan kara duman atmaya başladığını, Bakırköy 5. Sulh Hukuk Mahkemesi aracılığıyla alınan 18/11/2015 tarihli bilirkişi raporunda araçta 36.384,68 TL kusur ve hasarın bulunduğunu, bu kusur ve hasarın düzeltilmesi sonrası araçta 12.000,00.-TL tutarında değer kaybı oluşacağını, araç kullanıldıktan sonra motor ve turbo arızası vermesi nedeniyle halen kullanılmadığını, aracın ayıplı mal olduğunu, bu ayıpların gizli ayıp niteliğinde olduğunu belirterek araçtaki varsa gizli ayıp ile diğer ayıp bedelinin ve değer kaybı bedelinin tespit edilerek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava şartı yokluğu olduğunu, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davacının iddiaları ve davasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkili bankanın alacağı sebebiyle İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibine konu edildiğini, dava konusu araç hiçbir zaman müvekkili bankanın kullanımında olmadığı gibi müvekkili bankanın aracın üreticisi ya da bayisi olmadığını, Bakırköy 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/131 D.İş sayılı dosyasından alınan rapora itiraz ettiklerini, ortaya çıktığı edilen kusur ve hasarlar için müvekkili bankanın herhangi bir sorumluluğu olamayacağını belirterek usul ve yasaya aykırı haksız ve ispatlanamayan davanın reddi ile yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “davalı Banka tarafından ihale ile de olsa satışı yapılan araç her ne kadar davalı bankanın alacakları sebebiyle satın alınmış ise olsa bile, satış yapıldığında satıcının sorumluluklarını taşıması hukuki bir zorunluluktur.Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen rapor da da görüldüğü üzere dava konusu araç ta bulunan arızalar, gizli ayıp niteliğinde olduğu anlaşılmıştır. Gizli ayıp halinde satışının sorumluğu itibariyle bu ayıptan sorumludur. Dolayısıyla gizli ayıplı olarak satılan araçtan dolayı meydana gelen zarardan davalı sorumlu olacaktır.Bilirkişi tarafından belirlenen zarar miktarı itibariyle davalının davacının zararlarını gidermesi gerektiği” gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile, ayıp sebebiyle davacının 36.384,69 TL zararının olduğunun tespiti ile bu bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davalı vekili istinaf isteminde özetle; dava dilekçesinde HMK’nın 119.maddesi gereğince dava değeri belirtilmemiş olmakla mahkemece bu konuda eksikliğin tamamlanması için 2 hafta kesin süre verildiğini, HMK’nın 119/1-d maddesi gereğince davacıya süre verilmesinin yasaya aykırı olup dava değerinin yargılama sırasında tamamlanamayacak nitelikte bir eksiklik olduğunu, Davacının muayene ve ihbar külfetini yerine getirmediğini, Aracın satışından önce davacıya aracın alacağa mahsuben icradan alındığı hususunun bildirildiği, istediği tamirciye gösterilebileceğinin söylendiği ancak davacının satışı hemen gerçekleştirmek istediğini, aracın ticari iş için satın alındığını, davacının tacir olduğunu, dava konusu aracın hiçbir muayeneye tabi tutulmadan satın alınmasının basiretli bir tacir davranışı olmadığını, Ayıba ilişkin müvekkili şirkete bildirim yada ihbarda bulunulmadığını, yasadaki usullere uyulmadığını, Somut olayda gizli ayıbın söz konusu olmadığını, araçta bulunduğu iddia edilen ayıpların ortaya çıkmasında davacının bakım yaptırmadan uzun süre kullanmasının etkisi olup olmadığının, davacının müterafik kusurunun olup olmadığının araştırılması gerektiğinin, Satıştan önce ekspertiz raporunda; 25/08/2015 tarihinde araç muayenesinin yapıldığını ve rapora göre aracın takozlarının olmaması, kısa huzmeli far yönünden hatalı ve ayarının yüksek olması dışında bir kusura rastlanmadığının belirtildiğini, araç muayenesinde gizli ayıp olması halinde ortaya çıkması gerektiğini, raporda yer alan bir çok kusur ve hasarın bir arada ve gizli olarak var olmasının aracın ilk çalıştırılmasında ve kullanılmasında hissedilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesiz olduğunu, savunmaya yer verilmediğini, vakıaların değerlendirilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, ayıplı iddiasına dayalı olarak ayıplı bedelin ve değer kaybının tahsili istemine dayalıdır.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı tarafça dava, Tüketici Mahkemesi’nde açılmış ve dava değeri belirtilmemiştir. Yargılamaya devam eden Bakırköy 6.ATM’nin 2016/1132 Esas sayılı dosyasında ise davacıya harcın tamamlanması için tensiben süre verilmiştir. Ara karar davacı vekili tarafından yerine getirilmiş olup dava değeri eksikliği tamamlanabilir nitelikte eksiklik olmakla davalı vekilinin bu husustaki istinaf istemi yerinde değildir.Taraflar arasındaki satışa konu aracın internet satış ilanında; “Orjinal temiz 2011 Model 16+1 okul taşıtı muayenesi yeni tüm bakımları yeni yapıldı” açıklaması yer almaktadır. Dosyada mevcut ve Dairemizce yeterli bulunan makine mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulunun raporuna göre; araçta yapılan düzenleme ve bakım çalışmalarının aracın yürür hale gelmesi için görsel iyileştirme sağlayacak düzeltmeler mahiyetinde olduğu, araçta inceleme tarihi itibarı ile enjeksiyon sisteminde problemler ve motor kompresyon sisteminde kayıpların olduğu, ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu ve makul süreli gözlemle belirlenemeyecek nitelikte olduğu tespit edilmiş, davacı tarafın aracı 26.10.2015 tarihinde satın aldığı, yolda seyir halindeyken egzozdan kara duman çıkması ve motor arıza lambasının yanması üzerine trafik ekiplerince yoldan çevrildiğini iddia ederek 06.11.2015 tarihinde delil tespiti için mahkemeye başvurduğu, tespite ilişkin bilirkişi raporunun davacıya 24.11.2015’te, davalıya 25.11.2015’te tebliğ edildiği, davalının tespite 08.12.2015 Tarihinde itiraz ettiği dikkate alındığında gizli ayıp yönünden davanın (18.12.2015’de) TBK 223 maddesi gereğince süresinde açıldığı ve davacının KDV dahil 36.384,69 TL talep edebileceği, davalı tarafın aracı ihale ile iktisap etmesinin davacıya karşı satıcının sorumluluğuna ilişkin hükümlerin uygulanmasına engel nitelikte olmadığı dikkate alınarak ilk derece mahkemesinin kararı yerinde bulunmuş ve HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 2.485,44 TL harçtan, peşin alınan 621,36 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.864,08 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 13/02/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.