Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3894 E. 2020/350 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3894 Esas
KARAR NO : 2020/350
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/03/2017
NUMARASI : 2014/1666 E. – 2017/322 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 13/02/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … markalı gazlı ürünler ile … ile … İşlenmiş içme suyu, …., …, … markalı gazsız ürünlerin dağıtım ve pazarlamasını yaptığını, Davalı ile Gazlı ve Gazsız Ürün Miktarı Direkt Satış Noktası Sözleşmesi akdedildiğini, iş bu sözleşmenin 7. Mad. Uyarınca … Mah. … Cad. No: … Eminönü/İSTANBUL adresinde bulunan … -… isimli işyerini müvekkilinin yazılı onayı olmadan kısmen de olsa başkasına satmamayı, devretmemeyi, kiraya vermemeyi, ticari faaliyet ve işyerindeki iştigal türünü değiştirmemeyi ve kapatmamayı taahhüt ettiğini, ancak Beşiktaş …. Noterliğinin 17.02.2014 tarih ve … yev nolu tutanağı ile davalının işyerinin kepenklerinin kapalı ve dükkanın boş olduğunun tespit edildiğini, Söz konusu tespit üzerine sözleşmeye aykırı davranan davalı aleyhine sözleşmenin özel hükümleri gereğince davalıya ait satış noktasında şirket ürünlerinin etkin bir biçimde satışını sağlamak amacıyla yapılacak pazarlama faaliyetlerine katkıda bulunmak için ve bir defaya mahsus olmak üzere fatura mukabilinde KDV dahil olarak verilen 45.000 TL’nin yine aynı sözleşmenin sona ermesi sebebiyle kıstalyevm usulü belirlenmiş bakiye kısmı olan 39.502,92 TL’nin ödenmesi için Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, Davalının müvekkili ile yaptığı sözleşme gereği KDV dahil 45.000 TL pazarlama faaliyetlerine katkı bedeli aldığı ve yine işyerini herhangi bir bildirimde bulunmadan kapatmak suretiyle faaliyetine son verdiği ve sözleşmeye aykırı davranarak sözleşmenin feshine kendisinin sebep olduğunun sabit olduğunu belirterek; Fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; davalı vekili aracılığıyla Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yapılan haksız itirazın iptali ve icra takibi ve itirazın iptali dava konusu 39.502,92 TL alacağın icra takibi tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, kötü niyetli ve icra takibi alacağına sürüncemede bırakmaya yönelik itiraz nedeniyle davalının icra takibi ve dava konusu olan alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya herhangi bir ürün bedeli borcunun bulunmadığını, bu durumun davacı kayıtları ile sabit olduğunu, direkt satış sözleşmesi hükümlerinin emredici yasa hükümlerine aykırılık sebebiyle geçersiz olduğunu, reklam katkı payının davacının reklamı için harcandığını, sözleşmenin 2 maddesinde davacının ürünlerine ait reklam ve sair malzemenin müvekkili işyerinde bulundurulmasının kararlaştırıldığını, bu hüküm gereğince müvekkili işyerinde yeniden düzenleme gerektiğini, davacıya ait tabela, reklam ve sair emtia alımı ve imalatının yapılmasının gerektiğini, bu sebeple davacı müvekkile reklam katkı payı bedelinin ödendiğini, Direkt Satış Sözleşmesi başlıklı sözleşmenin birçok hükmünün 4054 sayılı Kanunun ve ilgili mevzuat kurallarının ihlali olduğunu, Davacının iş bu dava konusu olan reklam katkı payı iadesini talep etmesine dayanak oluşturabilecek sözleşme hükmünün mevcut olmadığını, ayrıca işyerinin kapanması durumunda dahi herhangi bir cezai şartın ve tazminatın öngörülmediğini, dolayısıyla devir hadisesinin söz konusu olmamasına rağmen davacının taraflar arasındaki sözleşmenin 7. Mad. dayanarak müvekkilinden 39.502,92 TL katkı bedeli alacağı talep etmesinin hukuki mesnetten yoksun olduğunu, müvekkilinin SGK’ lı çalışanı … ve … müvekkili işyerini sahiplenmeye kalktığını, dükkanın tüm hasılatlarını kendilerine mal ettiklerini, işletmenin kirasının ve sair borçlarını ödemediğini, dükkan sahibinin kiralayan müvekkiline İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile başlatılan takibin gizlendiğini, bunun üzerine noter kanalıyla personellerin iş akdinin feshedildiğini ve zimmete para geçirildiği için dava açıldığını müvekkilinin işyerini boşaltma sebebinin müvekkilinin eski elemanları ve müvekkilinin işyerini kiralayan … San Tic Ltd. Şti’ nin hukuka aykırı davranışları olduğunun İstanbul 16. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/301 E. 2013/653 K. Sayılı ilamı ile İstanbul 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/493 E. 2013/1294 Karar sayılı ilamı ile açık olduğunu, bu nedenle huzurdaki davanın MK. 2 md. ye aykırı olduğunu, açıklanan gerekçelerle davanın ihbarını talep ettiklerini belirterek; davanın …, … ve …San Tic Ltd. Şti’ne ihbarını, davanın reddine, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, davacı aleyhine %20′ den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “taraflar arasındaki sözleşmenin 7. md. uyarınca davalının taahhütlerine aykırı olarak ticari hayatına son vermesinden dolayı davacı bayilik sözleşmesinin kendisine yüklediği sorumluluğu bayilik sözleşmesi yapılırken davacının vermiş olduğu 45.000,00 TL katkı payının bayiliği süresince sattığı 1257 koli ürünün sözleşme ile yükümlendiği 6000 koli satış taahhüdüne oranlanmasında (1257 : 6000 = 0.2095 oranı üzerinden) yapılan hesaplamada satılan adede karşılık olan ve mahsubu gereken tutar 45.000 X 0,2095 = 9.427,00 TL olup, davacının talep edebileceği tutarın 45.000,00 TL- 9.427,50 TL =35.572,50 TL olup, davalı bu tutarı davacıya ödemekle mükellef olup, yukarıdan beri açıklanan nedenler ve tüm dosya kapsamı karşısında davanın kısmen kabulü ile İstanbul Anadolu …. icra Md. … E. sayılı takip dosyası ile davalı hakkında başlatılmış olan ilamsız takibin takip tarihi itibarı ile 35.572,50 TL ye takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanun 2/2 md. uyarınca yıllık %11,75 ve değişen-azalan oranlarda ticari avans faizi yürütülmek sureti ile takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, İtiraz haksız olmakla birlikte, talep yargılamayı gerektirdiğinden, davacının yerinde görülmeyen inkar tazminat talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin ürün bedeli borcu olmadığını, davacının davasını ıslah etmediğini, davanın genişletilmesine muvafakat etmemiş olmalarına rağmen mahkemenin bu hususu dikkate almadan karar vermesinin hatalı olduğunu, sözleşmenin geçersizliğine ilişkin savunmanın değerlendirilmediğini, sözleşmenin birçok hükmünün 4054 sayılı Yasa’ya aykırı nitelikte olduğunu, davacının sözleşmeyi imzalamak için muafiyeti olup olmadığının rekabet Kurulu’ndan sorulması gerektiğini, mahkemenin talebi reddettiğini, kök rapor ve mahkeme kararlarına göre müvekkilinin işyerinin kapanmasına sebebiyet vermediğinin ortada olduğunu, müvekkiline karşı dükkan sahibin haksız olarak dava açıp tahliyeye ilişkin takip yürüttüğünü, müvekkilinin haciz ve tahliye baskısı nedeni ile işyerinden tahliye edilmiş olmasının kararda değerlendirilmediğini, sözleşmenin feshine müvekkilinin sebebiyet vermediğini, kiraya verenin herhangi bir alacağı olmadığını, İstanbul 5. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/493 Esas, İstanbul 16.Sulh Hukuk mahkemesi’nin 2013/301 Esas esas sayılı dosyalarındaki kesinleşmiş kararlarına göre bu savunmalarının sabit olduğunu, kök raporda işyerinin kapanmasına müvekkilinin sebebiyet vermediğinin belirtildiğini, davacının talebinin sözleşmenin 7. Maddesine ve özel hükümlere aykırı olduğunu, reklam katkı payının müvekkili tarafından tadilat ve reklam harcamaları için kullanıldığını, bedelin münhasıran davacının reklamının yapılması için ödendiğini, reklama harcanmadığı takdirde davacının bu duruma sessiz kalmayacağının hayatın olağana koşullaırna göre sabit olduğunu, savunmalarına konu hususlar değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeni ile kararın kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE Dava, satış noktası sözleşmesinin haklı nedenle feshi nedeni ile katkı payının iadesi istemi ile başlatılan takipte itirazın iptali istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Dairemizce kamu düzeni ve HMK 355.maddesi gereğince istinaf dilekçesinde yer alan hususlar dikkate alınarak inceleme yapılmıştır.Davacı, taraflar arasında satış noktası sözleşmesinin akdedildiğini, davalının işletmenin faaliyetine son vererek sözleşmeye aykırı davrandığını iddia ederek ödenen katkı payının iadesini istemi ile davalı aleyhine takip başlatmış, davalı ise sözleşmenin feshinde kusurlu olmadığını, sözleşmenin geçersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Her iki tarafın da tacir olması karşısında somut olaya genel işlem şartlarının uygulanmamasında isabetsizlik bulunmadığı gibi dosyada örnekleri mevcut Rekabet Kurulu Kararları, sözleşme içeriği, sözleşmenin 13.03.2012 tarihli olup son alımın 12.03.2013’de gerçekleştiği dikkate alındığında sözleşme kanuna aykırı nitelikte değildir. İtirazın iptali, takibe sıkı sıkıya bağlı olup İstanbul Anadolu ….İcra Md nün … Esas sayılı dosyada takibin dayanağı katkı bedeli alacağı olarak belirtildiği gibi dava dilekçesi içeriğinden de katkı bedelinin talep edildiği açıkça anlaşıldığı, davanın takip bedeli üzerinden harçlandırıldığı dikkate alındığında davalı vekilinin iddianın genişletildiği ve değiştirildiğine ilişkin istinaf istemi yerinde görülmemiştir.Somut olayda, taraflar arasında satış noktası sözleşmesinin akdedildiği, davacı tarafça sözleşme kapsamında davalıya KDV dahil 45.000,00TL katkı payı ödemesi yapıldığı ihtilafsızdır. Sözleşmenin 7. maddesinde; “İşletici, şirketin yazılı onayını almadan sözleşme ve oluşmuşsa eklerindeki hak ve yükümlülüklerini başkasına devir ve temlik etmemeyi, sözleşme süresince satış noktasında sözleşmenin devam ettirilmesine etki edecek hiçbir değişiklik (satış noktasını kapatmak, devretmek, faaliyet türünü değiştirmek vb) yapmamayı kabul ve taahhüt eder…” denilmiştir. Bu durumda, davalının davacının yazılı onayını almadan sözleşmeye konu işyerini tahliye etmek suretiyle sözleşmeye aykırı davrandığının kabulü gerekir. Davalı, işyerinin dava dışı kiralayan ve kendi çalışanlarının haksız fiilleri nedeni ile tahliye edilmek zorunda kalındığını ve kusurlu olmadığını iddia etmiş ise de; bu durumu sözleşmenin 7.maddesinin açık hükmü gereğince davacıya bildirip davacının yazılı onayı alarak işyerini başka bir yere taşıması mümkünken akde aykırı davranmış olmakla katkı payı bedeli yönünden sorumludur. Yine sözleşmenin ayrılmaz parçası ve eki olduğu kararlaştırılan özel hükümlerinde; “ Şirket, işletmecinin satış noktasında şirket ürünlerinin satışının etkin bir şekilde sağlanması amacıyla yapacağı her türlü pazarlama faaliyetlerine katkıda bulunmak için ve bir defaya mahsus olmak üzere ona fatura mukabilinde KDV dahil 45.000TL ödeyecektir. Ancak işletmeci sözleşmenin işbu sözleşmede öngörülen yükümlülüklere aykırı davranması neticesinde süresinden önce sona ermesine sebebiyet vermesi üzerine bu meblağın kıstalyevm usulü belirlenecek olan kısmını KDV’si ile şirkete derhal iade edecektir” şeklinde hüküm bulunmaktadır.O halde, sözleşmeye aykırılık halinde ödenen katkı payının iadesinin kıstelyevm usulüne göre, yani oranlama yapılarak hesaplanması gerekir. Sözleşmenin 3. Maddesi; “işletmeci sözleşmenin haksız bir nedenle şirkete iade etmemek koşuluyla toplam 6000 koli miktarındaki ürünü müşterilerine satmayı planlamaktadır. Sözleşme herhangi bir süre sınırlaması olmaksızın iş bu satış miktarının tamamlanması ile birlikte kendiliğinden sona erer” şeklindedir. Bu durumda bilirkişi heyetinin ek raporunda kıstelyevm usulüne göre yapılan hesaplama yerinde ve sözleşmeye uygun olup bu doğrultudaki ilk derece mahkemesi kararı yerindedir.Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 2.429,95 TL harçtan, peşin alınan 610,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.819,95 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 31,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 13/02/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.