Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3881 E. 2020/276 K. 07.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3881 Esas
KARAR NO: 2020/276 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL(KAPATILAN) 3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/12/2016
NUMARASI: 2015/80 E. – 2016/251 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
Marka (Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/02/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili tarafından büyük emek ve özveriyle tüm Türkiye’yi kapsayan şekilde ciddi bedellerle reklam, pazarlama, tanıtım yatırımları yapılarak “…” markasının tanınmış marka haline getirildiğini ve TPE nezdinde … tescil numarası ile tanınmış marka olarak tescil edildiğini, ayrıca esas unsuru … ibaresi olan 220 adet seri markasının da tescilli bulunduğunu, ayrıca … ibaresinin müvekkilinin internet sitesi olan www…com.tr web adresinin de esas unsurunu oluşturduğunu, davalı yanın ise müvekkili gibi LPG ve sıvılaştırılmış gazlar konusunda hizmet veren bir firma olduğunu, “…” markasını ticaret unvanında kullanması bir yana, 40. sınıfta yer alan hizmetler için marka olarak 11/09/2014 tarihinde … numarası ile tescil ettirdiğinin de görüldüğünü, tanınmış marka statüsündeki müvekkili markasının aynı rengi kullanılarak görsel ve fonetik açıdan benzer olan … markası için davalı yanın http://www…com.tr/ isimli internet sitesini kuran davalı yanın, bu yolla tüketici nezdinde … markası ile … markasını devam-seri marka ilişkisi olduğu izlenimi uyandırdığını, davalı yanın hukuka aykırı kullanımının tespiti üzerine İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/81 Değişik İş sayılı delil tespiti davasının ikame edildiğini, ancak davalının haksız ve kötü niyetli kullanımına devam etmesi sebebiyle, huzurdaki davanın açılmış bulunduğunu iddia ederek, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile önlenmesini, davalının ticaret unvanından “…” ibaresinin çıkartılmasını, 2011/76045 sayılı ve “…” şekil markasının hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin “…+ŞEKİL” markası ile davacı markasının benzerlik göstermediğini, davacının daha evvel müvekkilinin internet sitesinde yer almış, halihazırda hiçbir yerde bulunmayan ve kullanılmayan marka görselini sunarak mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını, müvekkili markalarındaki esaslı unsurun … değil, … kelimesi olduğunu, oysaki davacının seri olarak aldığı markalarda … ibaresini esaslı unsur olarak kullandığını, bu itibarla halk nezdinde iki markanın karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, davacı yanın iltibas iddiasına dayanak olarak gösterdiği internet sitesinden, müphem bir vaziyet yaratmamak adına her türlü içeriğin çıkartıldığını, davacı yanın iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla, işbu davanın tek dayanağı da ortadan kalktığından, konusuz kalan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İstanbul 3.FSHHM’nin 08.102.2016 tarihli 2015/80 E. – 2016/251 K.sayılı kararıyla; “Davanın kabulü ile, davalı adına tescilli 2011 76045 sayılı ve … + ŞEKİL ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, davacının … ibareli markasına, davalı yanın hükümsüzlüğüne karar verilen markadaki esaslı unsur niteliğindeki ibareyi şekil unsuru olmaksızın davacı markasına yakınlaştırmak sureti ile kullanarak davacı markasına tecavüzde ve haksız rekabet bulunduğunun tespiti ile men ve refine, davalının … ibaresini web sitesi adında, tabela ve katalog vb. tanıtım malzemeleri ile her türlü materyalde kullanmasının önlenilmesine, davalının ticaret unvanından … ibaresinin terkinine, karar kesinleştiğinde özetinin masrafı davalıdan tahsil edilmek sureti ile Türkiye genelinde yayın yapan tirajı yüksek 3 büyük gazeteden birinde bir kez ilanına,” karar verilmiştir. Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin … + şekil markasının davacı markası ile benzer olmadığını, davacının daha önce müvekkilinin internet sitesinde yer almış halihazırda hiçbir yerde bulunmayan/kullanılmayan marka görselini sunarak mahkemeye yanıltmaya çalıştığını, ürün adı olan … ibaresinin ayırt ediciliğinin bulunmadığını piyasada …, …, … davacı … gibi müvekkilinin de ürünlerini … ibaresi ekli olarak satışa sunduğunu, kimsenin bu ibare üzerinde öncelik ve üstün hak ileri süremeyeceğini, müvekkilinin ürünlerinde kullandığını … ibaresinin ilk kelimesinin İngilizce’de “..” yani “benim” kelimesinden oluştuğunu müvekkilinin markasının farklı yazı karakteri, boyutu ve sarı, kırmızı, mavi renklerde köşeli kareler üzerine yazılı biçimde tescil edildiğini, davacı markasının ise mavi renkte düz bir fon üzerine beyaz büyük karakterle yazıldığını, benzerlik ve karıştırma ihtimalinin bulunmadığını, -müvekkilinin bir diğer markasının “… + şekil” markası olduğunu, -davacının 236’dan fazla tescil edilmiş ve ve başvuru işlemi devam eden markalarının gerek yazılış, gerek ekler ibareler ve kullanılan renklerin birbirinden çok farklı olduğunu, müvekkilinin markasının hangisi ile iltibas teşkil ettiğinin açıklanması gerektirdiğini -internet sitesinden iltibas iddiasına dayanak gösterilen içeriğin müphem vaziyet yaratmamak adına çıkarıldığını, -konusuz kalan davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin markasının tescil edildiği şekilde kullanıldığına dair fatura, zarf antetli kağıt gibi doküman örnekleri araçlarda işyeri girişi ve dolum tesislerinde çekilmiş fotoğrafları dilekçe ekinde mahkemeye sunduklarını yapılmasını talep ettiklerini bu konuda inceleme yapılmadığını, -müvekkilinin ürünlerinin istasyonlarda ve dolum tesislerinde satıldığını, davacı ürünleri ile aynı sahada satılmadığını, ürünlerin sıradan bir tüketici olmayan kimseler tarafından tercih edildiğini iltibas tehlikesi bulunmadığını, -Ticari unvanda kullanımının haklı ve hukuka uygun olduğunu TTK 39. md. kapsamında, internet sitesi kurmak zorunda olan şirketlerde, işletmenin internet sitesine konulma zorunluluğunun bulunduğunu beyanla, hükmün iptali ile dosyanın yeniden karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin istinafa cevabında; … markasının müvekkili adına tescili olduğunu, www…com.tr web adresinin esas unsurunu olduğunu, davalının … markası ve www….com.tr linkinin tüketici nezdinde markalar arasında devam seri marka ilişkisi olduğu izlenimi uyandırdığını, -tespit raporunda her iki bilirkişi raporunda davalının kullandığı ibarenin davacı markasının yazı karakteriyle birebir aynı olduğunun tespit edildiğini aynı sektörde kullanıldığını, -davalının internet sitesinden içeriği kaldırdığını bildirerek konusuz kalan davanın reddini istemişse de, web sitesi alan ile birlikte içeriği ve kullanımının haksız rekabet oluşturduğunu, davacının tespit ve önlenmesini istemekte hukuki yararı bulunduğunu, -tüketiciler nezdinde iltibasın varlığının açık olduğunu beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir. TPE Markalar Dairesi Başkanlığından gelen kayıtlardan, 2011/76045 sayılı … + Şekil ibareli markanın 40. Sınıfta 27/09/2011 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davalı adına tescil edildiği, 161479 sayılı … ibareli markanın, 4 ve 6. Sınıflarda 30/06/1995, 2002/07354 sayılı … + şekil ibareli markanın, 11, 37 ve 39. Sınıflarda 03/04/2002, 2011/94558 sayılı … şekil markasının 35. Sınıfta 17/11/2011 ve muhtelif … şekil ve logosu ibareli markaların muhtelif tarihlerde ve belirtilen tarihlerden itibaren 10’ar yıl müddetli olarak davacı adına tescil edildiği, süresi dolanların yenilendiği, özel/00982 sayılı … markasının davacı adına tescilli olduğu tespit edilmiştir. Mahkemenin 2014/81 D.İş sayılı dosyası incelendiğinde; davacının talebi üzerine, davalı şirket hakkında www…tr linkli internet sitesinde davacı yanın … ibareli markasına tecavüz oluşturduğu iddia olunan … markasının kullanıldığının tespitinin talep edildiği, mahkemece bilişimci bilirkişi ve mali müşavir seçildiği, ayrı ayrı rapor düzenlendiği, mali bilirkişinin raporunda, davacı markası ile davalının … ibarelerini renk ve yazım olarak benzer şekilde kullandığı gibi, fonetik benzerliğinde olduğu, bilişimci bilirkişinin ise, söz konusu internet sitesinde … ibaresinin markasal kullanım görsellerinin çıktılarını rapor içeriğine eklediği, … ibaresinin … ibaresi ile yazım tekniği olarak aynen ve renk olarak da aynı şekilde kullanıldığı yolunda belirleme yaptığı anlaşılmıştır. Davacı ve davalı şirketlerin ticaret sicil kayıtları celbedilmiş, iştigal alanları incelenmiş olup, davalı şirketin 301965 sicil numarası ile başta 25/08/2011 tarihinde Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğüne tescil ettirildiği, ana sözleşmesinin 3. Maddesinde iştigal alanının genel olarak benzin istasyonları, gaz istasyonları, lpg istasyonları açmak, her türlü gaz, sıvılaştırılmış petrol gazı ve benzeri kimyasalların üretimi, alımı, satımı, ithalatı ve ihracatı gibi hususlara ilişkin olduğu, davacı şirketin ise başta …A.Ş unvanlı olarak 10/12/1961 tarihinde ticaret siciline tescil edildiği, bilahare unvanını …olarak değiştirdiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince alınan 11.07.2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda; “tarafların markalarını işaretsel olarak karşılaştırılarak davacının Türkçe’de var olan … markasına karşılık davalının İngilizce olan ve benim anlamına gelen … kelimesinin yanına … ibaresini eklediği ve benim gazım anlamına geldiği, şekil unsuru karşılaştırıldığında, davalının merkezdeki lacivert rengin yanına turuncu ve kırmızı renklerden oluşan ve bükülmek suretiyle derinlik algısı yaratan karelerin konulduğu, kelime unsurunun merkeze yerleştirildiği, markaların fonetik olarak benzer olduğu, ancak okurken ki ilk harfin farklı olduğu, gerek görsel baştaki … harfi farklılığının, gerekse davalı markasındaki karelerin ayırt edicilik sağlamaya yeterli olmadığı, işaretsel anlamda da benzerlik olduğu, bu sebeple hükümsüzlük şartlarının oluştuğu, markaya tecavüz iddiası ile yapılan değerlendirmede de, davalının kullanımının tescilli şekli ile olmadığı, kullanımda marka ibaresindeki a harfinin davacının markasındaki a harfi gibi aynı karakterde yazdığı, dolayısıyla bu fiilinin markaya tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu, davacı markasının tanınmış nitelikte olduğu gibi, davalının ticaret unvanındaki … ibaresinin davacı unvanına tecavüzde bulunduğu ve terkini gerektiği hususlarında görüş belirtildiği” anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E : Davalı adına 40. Sınıfta 2011/76045 sayılı …+şekil markasının, davacı adına tanınmış … markası ile iltibas oluşturduğu ve kötü niyetli tescil edildiği iddiasıyla hükümsüzlüğü ve sicilden terkini, davalı markasının tescil edildiğinden farklı şekilde kullanılarak davacı markasına tecavüz ve haksız rekabet yarattığının tespiti ve önlenmesi, sonuçlarının giderilmesi ve ticaret unvanından … ibaresinin terkini talebiyle açılan davada, mahkemenin davanın kabulüne karar verdiği, davalı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu görülmüştür. Davacının … markasının özel/00982 sayı ile tanınmış marka olarak tescil edildiği ve tanınmış marka olduğu, tarafların aynı sektörde faaliyet gösterdiği konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. İstanbul 3. FSHHM’nin 2014/81 D. İş dosyasında davacı tarafın 161479 numaralı 04/06’ncı sınıflarda tescilli … markasına dayanarak, davalının internet sitesindeki kullanımının, davacının web sitesi ve tescilli markalarıyla iltibas yarattığının tespitini istediği, dosya kapsamında alınan 08/12/2014 tarihli bilişim bilirkişi raporunda; davalının … ibaresini görseller ve site başlığında, davacı markasının yazı karakteri ve benzer renk tonlarıyla kullandığının tespit edildiği görülmüştür. Davalı markasının …+şekil olarak tescil edildiği, ancak davalı tarafça şekil unsuruna yer vermeksizin, davacının tanınmış … markasına yakınlaştırarak, aynı yazı karakteriyle kullandığı, davalı markasının “…” olarak okunduğu, davacı markası ile görsel ve sesçil olarak benzer olduğu, markaların ortalama halk kitlesine hitap ettiği, her iki taraf markasındaki … ibaresinin markaların kullanıldığı sektörde tanımlayıcı olduğu, davacı markasındaki “…” davalı markasındaki “… (okunuşu …” ibarelerinin markalardaki … ibaresinin yanına getirildiği, markalar arasında yüksek düzeyde benzerlik bulunduğu, davalı markasının 40. Sınıfta ” sıvı, kimyasal madde, gaz hava işleme hizmetleri, enerji hizmetleri” alt sınıflarında davacının tanınmış markasıyla benzer sınıflarda tescil edildiği, dava tarihinde yürürlükte olan mülga 556 Sayılı KHK 8/4 maddesinde, tanınmış markaların genişletilmiş korumadan yararlanacağı, davalının tespit raporundaki kullanım şeklinin de davacı markasının tanınmışlığından faydalanmak maksadıyla kötüniyetli olarak tescil edildiğini gösterdiği bu nedenlerle; ortak olmayan sınıflar yönünden de hükümsüzlüğüne ve terkinine, yine aynı şekilde davacı ticaret ünvanı ve markasıyla benzer ticaret unvanının seçilmesi ve iltibas tehlikesi bulunduğundan, davalı ticaret unvanının terkinine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Davalı vekilinin cevap dilekçesi ve istinaf dilekçesinde; davanın konusuz kaldığını ileri sürdüğü anlaşılıyorsa da; mygazdağıtım.tr ibareli alan adında, “…” ibaresinin kullanılmasının, dağıtım ibaresi ve tr ibaresinin alan adına ayırtedicilik katmadığı gözönüne alınarak markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, kaldı ki; davalı vekilinin tabela ve evraklardaki kullanımlarını ibraz ederek, davanın konusuz kaldığını ileri sürdüğü anlaşılıyorsa da, daha sonra da alan adı ve tabelalarda iltibas yaratacak şekilde kullanıma devam ettiği, tecavüzün tespiti ve önlenmesine karar verilmesinde davacının hukuki yararının bulunduğu anlaşılmakla, davalının tescil edildiğinden farklı şekilde … şeklindeki kullanımın önlenmesine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,00 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 23,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 07/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.