Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3868 E. 2020/295 K. 07.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3868 Esas
KARAR NO : 2020/295
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/03/2017
NUMARASI : 2015/1084 2017/251
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/02/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkilinin davalı … Ltd. Şti’nden alacağı mal karşılığında ön ödeme olarak 21/11/2015 keşide tarihli ve 10.000,00 TL bedeli çeki bu davalıya teslim ettiğini, ancak adı geçen davalının müvekkiline mal teslim etmediği gibi çeki keşide tarihinde tahsilde etmediğini, ancak çeki müvekkiline iade etmediğini, piyasadan müvekkilini tanıyan üçüncü kişilerin müvekkilini bilgilendirmesi sonucunda bahse konu çekin keşide tarihinin 30/11/2015, bedelinin ise 50.000,00 TL şeklinde tahrif edilmek suretiyle diğer davalı … elinde olduğu öğrendiklerini belirterek müvekkilinin bahse konu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve çekin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili, müvekkilinin dava konusu çeki diğer davalı … Ltd. Şti’nden alacağına karşılık aldığını, çekte tahrifat bulunmadığını, davanın kötüniyetli açıldığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Diğer davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davacının çek üzerindeki tahrifat iddiasını ispatlayamadığı, ayrıca çekin avans olarak verildiğinin de yazılı delillerle ispatlanamadığı, her ne kadar davacının cevaba cevap dilekçesinde çekteki imzanın da kendisine ait olmadığını ileri sürmüş ve yapılan bilirkişi incelemesinden de imzanın davacının eli ürünü olmadığı anlaşılmış ise de, dava dilekçesinde çekin davalı … Ltd. Şti’ne düzenlerek verildği iddia edildiğinden, cevaba cevap dilekçesinde imza inkarına gidilmesinin MK’nun 2.maddesi anlamında hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirildiği ve imza inkarı iddiasının kabul edilmediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davalı … vekili; kararda müvekkili lehine nispi vekalet ücretine yerine 1.980,00 TL’ye hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek tashih talebinde bulunmuş, mahkeme ise 10/05/2017 tarihli ek kararla bu durumun karşı tarafa ek borç yüklediği gerekçesiyle tashih talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar etmiş, ayrıca replik dilekçesinde imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığının ileri sürüldüğünü, zira davalının cevap dilekçesi ekinde çeki müvekkilinin gördüğünde imzanın kendisine ait olmadığının anlaşıldığını, dolayısıyla dilekçeler teatisi aşamasında iddianın ve savunmanın değiştirileceğini ve bilirkişi raporunda da imzanın davacıya ait olmadığının anlaşıldığını, buna rağmen mahkemenin bu hususu MK’nun 2.maddesine aykırı sayarak karar vermemesinin doğru olmadığını, HMK’ya kadar ön inceleme duruşmasına kadar iddia ve savunmanın değiştirilebileceğini ve genişletilebileceğini, mahkemenin bilirkişi raporunu dikkate almadığını, sahteliğin muhtlak def’i olup herkese karşı ileri sürülebileceğini, ayrıca cevaba cevap dilekçesi ile iddia çekin avans olarak değil teminat olarak imzalanmamış ve keşide tarihi belirtilmemiş şekilde ve daha sonra ilgili kısımlar doldurulmak suretiyle davalı … Ltd. Şti’ne teslim edildiğinin ileri sürüldüğünü, çekin teminat çeki olarak teslim edilmesinin yanı sıra ispat külfetinin de müvekkilinin de olmadığını bildirmiştir. Davalı … vekilinin sunduğu cevap dilekçesi ekindeki çek suretinin incelenmesinde; çekin keşide tarihinin 31/11/2015 tarihli ve 50.000,00 TL bedelli olduğu, çek numarasının … olduğu, keşidecisinin davacı, lehtarının ise davalı … Ltd. Şti olduğu, çek arkasının fotokopisinin sunulmadığı görülmüştür.Replik dilekçesinde; davacı vekilince çekin … Ltd. Şti’ne teminat olarak keşide tarihi ve imzası olmayan çek olarak verildiğini, çekin davalı … cevap dilekçesi ekinde gördüklerini ve müvekkilinin imzanın kendisine ait olmadığını vekil olarak kendisine bildirdiğini belirttiği görülmüştür.Davalı … vekili tarafından verilen düplik dilekçesinde; davacının replik dilekçesindeki iddialarının daha önceki beyanlarıyla çelişen gerçek dışı kötüniyetli olduğunu, zaman kazanmaya yönelik olduğu yolunda beyanda bulunulduğu görülmüştür.Mahkemece 09/02/2016 tarihinde çekin ödenmemesi için tedbir kararı verildiği, ancak davacının sonradan takibin durdurulmasını talep ettiği ve mahkemece Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan grafolog bilirkişi raporunda; dava konusu çekteki keşideci imzasının davacının eli ürünü olmadığı ve çekte atılı olan yazı ve rakamlar üzerinde herhangi bir tahrifat yapılmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin … Bank A.Ş Aksaray Şubesi’ne ait … nolu 21/11/2015 keşide tarihli, 10.000,00 TL bedelli çeki alacakları mallara karşılık avans olarak davalılardan … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi yetkilisine teslim ettiğini, ancak çek karşılığında herhangi bir mal verilmediğini, çekin bedelsiz kalıp müvekkiline de iade edilmediğini, daha sonra bu çekin diğer davalıda olduğunu öğrendiklerini, çekin keşide tarihinin 30/11/2015, bedelinin ise 50.000,00 TL olarak değiştirildiğini ileri sürmüştür. Davalılardan … vekili; çekte tahrifat olmadığını bildirmiş ve cevap dilekçesi ekinde çekin ön yüz suretini sunduğu görülmüştür. Davacı vekilince UYAP’tan 01/02/2016 tarihinde sunulan replik dilekçesinde ise dava açılırken çek suretini muvekkili uhdesinde bulunmadığı, cevap dilekçesiyle beraber çek suretinin ellerine geçtiğini, müvekkilinin imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürdüğünü belirterek söz konusu çekin teminat olarak keşide tarihi ve imzası olmayan bir çek olarak davalı ….Ltd. Şti’ne verildiğini iddia etmiştir. Davalı …San. Tic – … vekili ise davacının çelişkili beyanlarda bulunduğunu, müvekkilinin iyiniyetli hamil olduğunu, bu iddiaların müvekkili bakımından hiçbir hukuki değerinin bulunmadığını savunmuştur. Davacı taraf replik dilekçesini 01/02/2016 tarihinde dosyaya sunmuştur. Ön inceleme duruşması 12/04/2016 tarihinde icra edilmiştir. HMK’nun 141/1 maddesi uyarınca; taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia ve savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Dava dilekçesinde, imzanın davacıya ait olduğunun kabulü yolunda tam bir açıklık bulunmamaktadır. Dolayısıyla dava dilekçesi ile replik dilekçesindeki iddialar birbiriyle çelişir nitelikte görülmemiştir. Öte yandan imza sahteliği iddiası mutlak def’ilerden olup herkese karşı ileri sürülebilir. Nitekim yargılama sırasında da alınan bilirkişi raporunda; dava konusu çekteki imzanın davacının eli ürünü olmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla davanın kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/03/2017 gün, 2015/1084 Esas, 2017/251 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın kısmen kabulü ile; davacının, dava konusu …. numaralı, 31/11/2015 tarihli ve 50.000,00 TL bedelli, … Bank A.Ş Aksaray/İstanbul Şubesi’nce düzenlenen çek nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine, çek tedavül ettiğinden çek iptal talebinin reddine, 4-Alınması gereken 3.415,50 TL harçtan, davacı tarafından yatırılan 170,78 TL peşin harç ile 700,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 870,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.544,72 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 5-Davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 7.300,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 27,70 TL başvurma harcı, 170,78 TL peşin harç, 700,00 TL tamamlama harcı, 400,00 TL bilirkişi ücreti ile 260,00 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 1.558,48 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 8-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 9- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 24,30 TL posta masrafı olmak üzere toplam 110,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 10-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 11-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.07/02/2020