Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3852 E. 2020/269 K. 07.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3852 Esas
KARAR NO: 2020/269 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL(KAPATILAN) 3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/02/2017
NUMARASI: 2013/43 E. – 2017/35 K.
ASIL DAVANIN KONUSU: Patent, Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması
B. DAVANIN KONUSU :Patent, Hükümsüzlük
KARAR TARİHİ: 07/02/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dilekçesinde, müvekkilinin, davaya konu ve TPE nezdinde … sayı ile 13/08/2002 tarihinden bu yana tescilli “Kazıcı Diş Ucu ve Adaptör Aygıtı” başlıklı ve yine patent belgesine konu “kazıcı bir aygıta ilişkin özellikle benzersiz yapılandırılmış değiştirilebilir bir diş ucu ve birbirine bağlı ana ve ara kısımları haiz bir adaptör”e sahip ürün takımının da üreticisi ve satıcısı konumda olduğunu, davalının, müvekkiline ait patent belgesine konu buluşun ana parçalarından birini oluşturan değiştirilebilir kazıcı diş ucunu, patent belgesi kapsamında belirtilen hususları uygulayarak taklit etmek suretiyle ürettiği, ithal ettiği veya sair surette temin ettiği ve taklit etmek suretiyle üretilen bu ürünleri ticaret mevkiine koyduğunu, anılan hususun giderilmesi açısından davalının İzmir adresine noter aracılığı ile ihtarname gönderildiğini, ancak çalışanların ihtarnameyi tebliğden imtina etmesi üzerine söz konusu ihtarnamenin muhtara bırakıldığını, aradan kısa bir süre geçtikten sonra müvekkili yetkililerince pazarda yapılan araştırmalar sırasında, davalının bu defa Konya ve Ankara adreslerinde söz konusu patente tecavüz eder nitelikteki kazıcı diş uçlarını sattığının tespit edildiğini ve davalının bu eylemlerinin müvekkilinin patent haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini iddia ederek, tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, durdurulmasını, tecavüzlü ürünlere ve bu ürünlerin üretiminde kullanılan araçlara el konulmasını, imhasını, haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasını ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından dosyaya sunulan numunelerin müvekkiline ait fabrika veya depoda usulüne uygun olarak yapılan bir arama ve el koyma neticesinde değil, davacının müvekkilinden elde ettiği iddiasıyla dosyaya sunduğu numuneler olduğunu, davacı taraf numuneleri müvekkilinden sipariş üzerine elde ettiğini iddia ederek buna ilişkin faturalar ibraz etmiş ise de, faturalarda kodu yazılı ürünün davacının patent haklarına sahip olduğu ürünlerden farklı bir ürün olduğunu, ihtiyati tedbir kararının uygulanması aşamasında müvekkilinin fabrikasında yapılan aramada, davacının patent hakkına sahip olduğunu iddia ettiği veya benzer ürünlere rastlanmadığını, davacının patent hakkı olduğunu iddia ettiği ürünle ilgili farklı şirketlerin çok sayıda patent başvurusunun bulunduğunu, bir kısım patentlerin de koruma süresi bittiğinden bu patenlerin kamuya mal olduğunu, ayrıca müvekkilinin adresi Konya’da olduğundan mahkemenin yetkisiz olduğunu, yetkili mahkemenin Konya Mahkemeleri olduğunu, ya da davacının Türkiye’de ikametgahı bulunmadığından Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Birleşen İstanbul 2. FSHHM’nin 2014/65 Esas sayılı dosyasında; davacı vekili dava dilekçesi ile, davalının TPE nezdinde “kazıcı diş ucu ve adaptör aygıtı” başlıklı … sayılı patentin sahibi olduğunu, ancak dava konusu patentli ürünlere eş değer ürünlerin, işbu nitelikli ayırt ediciliğe sahip olmayan patentin başvurusunun yapıldığı 2002 yılından çok daha öncesinden bu yana kullanılmakta olduğunu, davalı yana ait patentin başvuru tarihinden daha önceki döneme ait ve benzer mahiyette, gerek ulusal, gerekse uluslararası patent veri tabanlarında birçok patent tescilinin mevcut olduğunu ve yenilik ve ayırt edicilik vasıflarına haiz olmadığını iddia ederek, davalı adına … sayı ile tescilli “kazıcı diş ucu ve adaptör aygıtı” başlıklı patentin tamamen hükümsüzlüğünü veya bu mümkün olmadığı takdirde kısmen hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesi ile, birleşen davada davacı vekilinin müvekkilinin patenti ile yaptığı teknik değerlendirmelerin hatalı olduğunu, iddia edilenin aksine müvekkili patentinin ilk isteminin yeni ve buluş basamağına haiz olduğunu, davacı vekilinin müvekkili patentinin hükümsüz kılınması gerektiği şeklindeki iddialarının haksız, maddi ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, haklı olduklarının dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları ile de sabit olduğunu ve işbu davanın asıl davayı uzatmaya yönelik olduğunu savunarak, birleşen davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 16/02/2017 tarihli 2013/43 Esas- 2017/35 Karar sayılı kararıyla; Asıl dava yönünden davanın kabulü ile, davacının … sayılı patentine davalının Kazıcı Diş Ucu ürünü yolu ile tecavüzde ve haksız rekabette bulunduğunun tespiti ile men ve refine, davalıda tecavüzlü ürün mevcut ise toplatılarak imhasına, bu ürünlerin üretimde kullanılan araçlara el konulması talep edilmiş ise de, bu konu davacı yanca kanıtlanmadığından makine ve teçhizata el konulmasına yönelik talebin reddine, karar kesinleştiğinde özetinin masrafı davalıdan tahsil edilmek sureti ile Türkiye genelinde yayın yapan tirajı yüksek 3 büyük gazeteden birinde bir kez ilanına, -Birleşen İstanbul 2 FSHHM’nin 2014/65 Esas sayılı dosyasındaki davanın reddine karar verilmiştir. Asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Davalı-birleşen davada davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemeye sunulan 02/16/2016 tarihli bilirkişi raporuna dahil olan … numaralı patente ait istemlerin, kendileri tarafından referans olarak gösterilen … (D1) ve … (D2) patent başvurularının içeriklerine göre değerlendirilmesinin tekrar incelenmesi gerektiğini, bilirkişi heyet raporunun sadece “yenilik” kriteri üzerine kurgulandığını, ancak patentlenebilirlik kriteri açısından, yenilik kriterinin yanında “buluş basamağı ” içermesinin de kesin kural olduğunu, referans olarak …nun 2011 yılında TPE’ye uzmanlık tezi olarak sunulan “Patent Sistemlerinde Buluş Basamağı Kriterinin Değerlendirilmesi” başlıklı makalede de açıklandığı üzere; Amerikan Patent Ofisince, 1952’den önce patentlenebilirliğin temel şartlarının buluşun yeni, kullanışlı ve yeterli düzeyde açıklanmış olması arandığını ancak mahkemelerin basit bir yeniliğin ötesinde yeterli bir yaratıcılık ek şartının da bulunması gerektiği görüşünde yoğunlaştıklarını, bilirkişi heyetinin incelemesinde, patent dökümanının 1. İsteminde (bağımsız istem) referans dökümanlar içerisinde bulunmayan başka bir bilgi bulunmadığını, atıf yaptıkları makalede anlatılan “Buluş Basamağı” kriterlerinin davaya konu patent dökümanı içerisinde bulunmadığının aşikar olduğunu, nitekim bilirkişi raporunda; D1 ve D” dökümanları içerisinde olmadığı tespit edilen; Buluşun eliptik enine bir kesite sahip olması, karşıt iç yan yüzeylere sahip olması ve bir çift tespit deliğine sahip olması özelliklerinin aslında D1 ve D2 dökümanında bulunduğunun gözlendiğini, Bilirkişi Heyetinin raporunu sadece “Yenilik” kriteri üzerine kurguladıklarını, bu nedenle de Bilirkişiler raporunda “D1 ve D2 ile … sayılı patentte ortak bulunan unsurların bulunmasının davaya konu patentin yenilik hükmünü ortadan kaldırmayacağını, hükümsüzlük davasına konu D1 ve D2 ile … sayılı patentinin yenilik unsuruna sahip olduğu ” şeklinde kanaat belirttiklerini, fakat patentlenebilirlik kriterleri içerisinde, yenilik kavramının yanında, “buluş basamağı” içermesinin de kesin kural olarak bulunduğunu,“Buluş Basamağı” kriterlerinin, davaya konu … patent dokümanı içerisinde mevcut olmadığını, Bilirkişi Heyetinin raporunda, D1 ve D2 dokümanları içerisinde olmadığı tespit edilen; Buluşun eliptik enine bir kesite sahip olması, karşıt iç yan yüzeylere sahip olması ve bir çift tespit deliğine sahip olması özelliklerinin aslında D1 ve D2 dokümanında bulunduğunun gözlenebildiğini, 8 numaralı iç yüzeyin enine eliptik bir kesite sahip olacağının tekniğin bilinen durumuna dâhil ve aşikâr bir şekilde teknik alandaki sıradan yeteneği olan kişiye göre öngörülebilir durumda olacağı ve bu nedenle buluş basamağının olmadığını, – Bilirkişi Heyeti raporunun içeriğinde, taraflarınca referans gösterilen D1 ve D2 dokümanlarında yer almayan tek bilgi olarak ” yatay olarak karşıt içyüzeylere sahiptirler; sözü geçen karşıt yan cidarların (40,42,78,80) sözü geçen iç yan yüzeylerinde bir çift yatay olarak birbirlerine dönük girinti (62a,64a,112a,114a) oluşturulur ve bunlar sözü geçen arka uçtan … doğru açılırlar.aşınma elemanının özelliği, sözü geçen karşıt yan cidarlar (40,72,78,80) boyunca içeriye doğru sözü geçen girintilerin (62a,64a,112a,114a) içine uzanan yatay olarak karşıt bir çift tespit deliğidir (44,46,82,84).”Açıklamasının kaldığını, buluşun özelliği olarak geriye kalan tek özelliğin, karşıt iç yan yüzeylere sahip olması ve tespit deliği barındırması olduğunu, Amerika Patent Ofisi tarafından ortaya konulan kriterlere göre, sadece karşıt iç yan yüzeylere sahip olması ve bir çift tespit deliğine sahip olmasının buluş basamağı taşımadığını, -Türk Patent Kurumuna 28.12.2016 tarihli dilekçelerinde; … numaralı patentin istemlerindeki şekli eksiklik bulunduğu ve 551 Sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 6. Bölüm, 71. Maddesinde belirtilen hükümlerinin uygulanması taleplerine; “… no’lu “Kazıcı diş ucu ve adaptör aygıtı.” başlıklı Patente ilişkin Enstitümüz kayıtlarında yapılan incelemede; hata düzeltme talebinde bulunduğunuz 1 inci istemin aslında orijinal metne uygun olduğu ve bir cümleden oluştuğu konulan noktanın tapaj hatası olarak sehven virgül yerine konulduğu devam eden cümlenin küçük harf ile başlamasından da anlaşılmakta olup, düzeltilecek bir hata tespit edilememiştir.”şeklinde cevap verildiğini, Oysa 551 Sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ye İlişkin Uygulama Yönetmeliğin 9. Maddesinde belirtilen “Her istem tek cümle halinde yazılır. İstemler, uygun olması halinde, korunması istenen konuyu oluşturan hususların tanımlanması için gerekli olan, fakat bir araya geldiklerinde tekniğin bilinen durumunun bir kısmını oluşturan bölüm ve bu bölüm ile bir araya geldiğinde korunması istenen teknik özellikleri özlü bir şekilde belirten karakterize edici bir bölüm olmak üzere iki bölüm halinde yazılır. Bu durumda, bölümleri birbirinden ayırmak amacıyla “içeren, karakterize edilen, içeriği, -den oluşan, -den ibaret olan, olup özelliği, ayırt edici özelliği” ifadeleri ya da aynı anlama gelecek herhangi başka bir ifade kullanılır.” kuralı açıkken istem yazılırken konulan noktanın sehven konulduğunun nasıl belirlendiğinin anlaşılamadığını, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak, asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davacı-birleşen davada davalı vekilinin istinafa cevabında; dosya kapsamına sunulan her iki raporda, asıl dava yönünden davalıya ait ürünlerin, davacı patentinin 1,2,3,4, ve 5 numaralı istemlerinin kapsamına girdiğinin ve haklılıklarının ortaya konulduğunu, -karşı dava açısından davacı patentinin, davalı tarafından dava dosyasına sunulan delillere göre 1-12 nolu istemlerinin yenilik ve buluş basamağı niteliğine sahip olduğunun tespit edildiğini beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir. TPE Patent Dairesi Başkanlığından gelen kayıtlardan, … sayılı ve “Kazıcı Diş Ucu ve Adaptör Aygıtı” buluş başlıklı patentin 13/08/2002 tarihinden itibaren 20 yıl süre ile davacı/birleşen dosya davalısı adına tescil edildiği tespit edilmiştir. İlk derece mahkemesince tedbir talebinin değerlendirilmesi yönünden, patent uzmanı bilirkişiden asıl davada alınan 25/03/2013 tarihli ön raporda; davalının ürünlerinin görselleri de rapor içeriğine eklenerek davacı yan patentinin istemleri ile ürünün özellikleri karşılaştırıldıktan sonra davacının patentinin birinci, ikinci, üçüncü, dört ve beşinci istemlerinin kapsamı dahilinde olduğu, 6-12 nolu istemlerde tanımlanan koruma kapsamında olmadığı yolunda görüş belirtildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince alınan 23/11/2015 tarihli raporda; D1-D7 dokümanlarındaki patentlerle ilgili tarifname ve diğer belgelerde yazılı bilgiler ve davaya konu patentin istemlerini teker teker inceleyerek teknik çizimi olmayanları genel bilgilerle, teknik çizimi olanları da tüm bilgiler yönünden karşılaştırdıktan sonra davaya konu patentin bu patentlerden farklı olduğunu ve yenilik özelliğine sahip olduğu gibi, tüm istemlerinin buluş basamağı özelliğini taşıdığı, esas davadaki patente tecavüz iddiası ile ilgili yapılan incelemede de, davalı ürününün davacı patentinin 1-4 nolu istemlerinin koruma kapsamında olduğu, dosyada yeterli bilgi bulunamadığından, 5 nolu istemin koruma kapsamında olup olmadığına dair herhangi bir değerlendirme yapılamadığı yolunda görüş belirtilmiştir. Birinci heyetten birleşen dosyadaki hükümsüzlük talebi ile ilgili değerlendirme yapılması için ek görüş istenilmiş, 02/12/2016 tarihli ek raporda, davaya konu patentin birinci istemindeki burun kısmının tamamlayıcı şekilde girmesi için bir oyuk bulunduğunu, önden … büyük ölçüde tüm uzunluğu boyunca yatay olarak yönlendirilmiş büyük ölçüde eliptik bir enine kesit olduğundan ve dikey olarak aralıklı üst ve alt cidar ile yanal olarak çerçevelendiğinden, D1 metni içinde şeklin eliptik olduğuna dair bir bilgi bulunmadığından ve D2 belgesi ile ilgili değerlendirmelerin de tabloda karşılaştırmalı olarak yapılması sonucu bu iki belgenin davalı patentinin yenilik unsurunu ortadan kaldırmadığı ve dolayısıyla patent belgesinin yenilik vasfına sahip olduğu yolunda görüş belirtilmiştir.
G E R E K Ç E : Davacı vekilinin asıl davada; davalının dosyaya sunulan “kazıcı diş ucu” ürünlerinin müvekkili adına tescilli … başvuru numaralı patentine tecavüz ettiğini beyanla tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması ve giderilmesini talep ettiği, asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin, birleşen davada; davacının patent belgesinin hükümsüzlüğünü talep ettiği, ilk derece mahkemesince, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verildiği, birleşen davanın davacısı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu görülmüştür. Bir Patentte buluş konusunun en geniş kapsamıyla tanımlandığı bir ya da daha fazla sayıda bağımsız/ana istem ve bu bağımsız istem yada istemlere bağlı olarak tanımlanmış bağımlı istem/istemler bulunabilir. Patent ile korunan bir hakka tecavüz eyleminin gerçekleşmesi için, ana istemde (veya birden fazla ana istem varsa bu ana istemlerin herhangi birinde) bahsedilen unsurların aynen veya eşdeğerinin, tecavüz ettiği iddiasında bulunulan üründe bulunması gerekmektedir. TPMK’dan celp edilen belgelerden, Davacı-karşı davalı … adına, 16/08/2001 tarihinde, Amerikan Patent Ofisi’ne (USPTO) yaptığı patent başvurusuna dayanarak, Amerika’da rüçhanlı olarak 13/08/2002 tarihinde Avrupa Patent başvurusunda bulunduğu, 20/12/2006 tarihinde EPO nezdinde Avrupa patenti verildiğine dair ilan yapıldığı (EP1423571B1), tescil tarihinden itibaren 3 ay içerisinde 14/03/2007 tarihinde Türkiye’de TPE’ye başvuruda bulunduğu ve 13/08/2002 tarihinden itibaren 20 yıllık … başvuru numarası ile koruma elde ettiği ve geçerliliğini koruduğu, patentin istemlerinden 1 ve 6 nolu istemlerin bağımsız, 2-5 nolu istemlerin 1 nolu bağımsız isteme bağımlı, 7-12 nolu istemlerin 6 nolu bağımsız isteme bağımlı olduğu anlaşılmıştır. Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmeliğin 9. maddesinde bağımsız (ana) istemle bağımlı istem ilişkisinin tanımlandığı; anılan hüküm uyarınca bağımsız bir istemde, buluşun tüm esas özelliklerinin belirtilmesi gerektiği, bağımsız istemi bir veya birden fazla bağımlı istem izleyebileceği, bağımlı istemlerin, bağlı bulunduğu istemin tüm özelliklerini içermesi gerektiği, bağımlı istemlerin başlangıcında bağımsız isteme atıfta bulunulması ve sonra da korunması istenilen ilave özellikleri belirtmesi gerektiği açıklanmıştır. Asıl davada; davacı vekilinin, davaya konu davalı-birleşen davada davacıya ait kazıcı uçlarının, davacı patentine tecavüz ettiği ileri sürüldüğü, davacı patentinin 1 nolu ana isteminin ve bu ana isteme bağlı 2-5 nolu bağımlı istemlerinin kazıcı ucu yapılanması ile ilgili olduğu, tecavüz incelemesinin de 1 nolu ana istem ile 2-5 nolu bağımsız istemler yönünden yapıldığı, dosya kapsamında alınan 23/11/2015 tarihli bilirkişi heyet raporunda; davalıya ait kazıcı uç üzerinde, 1 nolu ana (bağımsız) istemde bulunan kazıcı uca ait tüm teknik özelliklerin bulunduğu, patentin 1 nolu bağımsız isteminin kapsamında olduğu, 2,3,4 nolu bağımlı istemlerin de koruma kapsamında olduğu ancak 5 nolu bağımlı istemin; ” İstem-1’deki gibi bir kazıcı donanımı aşınma elemanı olup özelliği; buradaki arka uç, sözü geçen oyuğa (34,72) girişi çevreleyen münavebeli olarak tırtıklı, … doğru dönük bir yüzeye sahiptir; münavebeli olarak tırtıklı yüzey, çevresel olarak münavebeli öne ve … doğru eğrisel kısımlar ile tanımlanır ve burada isteğe bağlı olarak sözü geçen üst (36,74) ve alt (38,76) cidarlar, öne doğru iç bükey yayımsı arka uç yüzeylere (32a,32b,70a,70d) sahiptirler veya sözü geçen üst (36,74) ve alt (38,76) cidarlar, … doğru dış bükey yayımsı arka uç yüzeylere (32a,32b,70a,70d) sahiptirler ve sözü geçen karşıt yan cidarlar öne doğru iç bükey yayımsı arka yüzeylere (32c,32d,70c,70d) sahiptirler ” şeklinde olduğu, dosyada bulunan bilgiler doğrultusunda, davalı-karşı davacıya ait kazı uçlarının 5 nolu istemde yazan teknik unsurları taşıyıp taşımadığı konusunda karşılaştırma yapılabilecek yeterli bilgi bulunmadığından bilirkişi heyeti olarak herhangi bir değerlendirmede bulunulamadığının beyan edildiği görülmüştür. Patent belgesi 1 nolu bağımsız isteminin incelenmesinde; ön ve arka uçları haiz bir gövdeden (12,14) bahsedildiği, patent belgesi 1 nolu bağımsız isteminde belirtilen özelliklerin dosya kapsamına davacı tarafça sunulan kazıcı uçta bulunduğunun tespit edildiği, ancak dosya kapsamında bulunun kazıcı ucun gövdeyi oluşturan ön uç (12) olduğu, ana istemde gövdeyi oluşturan arka ucun (14) ise dosyaya ibraz edilmediği, davalının ürününün arka ucu (14) ihtiva edip etmediğinin anlaşılamadığı, 5 numaralı bağımlı istemin de de arka uçta bulunması gereken özellikleri tarif ettiği, mahkemenin kararında tedbir talebinin değerlendirilmesi için alınan 25/03/2013 tarihli bilirkişi raporu ile 12/10/2014 tarihli ilk raporun birbirini doğruladığı gerekçesiyle hükme dayanak yapılmışsa da; ürün ve patent karşılaştırması yapılırken raporun 7. Sayfasında “söz konusu istemde tarif edilen geometrik tanımlamalar, net ve anlaşılır olmaktan uzaktır.Bu anlatım ile döküm yöntemiyle üretilen parçaların kaba geometrisi düşünüldüğünde karşılaştırılabilir bir sonuca varmak mümkün değildir.Bu yüzden davalı ürününün istemin kapsamına girdiği söylenemez” denildiği görülmüştür. Dava konusu davalı-birleşen davada davacıya ait ürünün, davacı patent belgesinin 1 nolu bağımsız istemine bağımlı 5 numaralı isteminin koruma kapsamında bulunup bulunmadığı, 1 nolu ana istemdeki tüm unsurları ihtiva edip etmediği, 1 nolu ana isteme tecavüz edip etmediği konusunda dosya kapsamında alınan raporların yeterli inceleme içermediği kanaatine varılmıştır. Asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilinin, birleşen hükümsüzlük davasına yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde; ilk derece mahkemesince alınan ve hükme dayanak yapılan 23/11/2015 tarihli bilirkişi heyet raporunda; davacı adına tescilli patent belgesine en yakın döküman olarak, … yayın nolu ve 19/06/1997 yayın tarihli (Türkiye’de … başvuru numarasıyla tescilli) dökümanın (D1) belirlendiği, D1 dökümanda davacı patenti 1 ve 6 nolu bağımsız istemde bulunan unsurların bir kısmının bulunmadığının ve … sayılı D2 dökümanın “kepçe dudağında yer alan kazıcı uçlarına ait önceki tekniğe ait bilgiler içerdiğinden yeni olmadığının belirlendiğinin” beyan edildiği görülmüştür. İlk derece mahkemesinin hükümsüzlük talebi yönünden hükme dayanak aldığı 02/12/2016 tarihli ek raporda da; davacı patentinin 1 ve 6 numaralı bağımsız istemlerinde korunan unsurların, yenilik giderici delil olarak sunulan D1 ve D2 dökümanında var olup olmadığının tablo halinde karşılaştırmalı olarak incelenerek, dökümanların davacı patentinin yenilik unsurunu ortadan kaldırmadığının beyan edildiği görülmüştür. Dava tarihinde yürürlükte olan mülga 551 Sayılı KHK 5. maddesinde “Yeni tekniğin bilinen durumunu aşan ve sanayiye uygulanabilir olan buluşların, patent verilerek korunacağı” düzenlenmiş, yenilik unsuru KHK 7. Madde de, tekniğin bilinen durumunun aşılmasının ise KHK 9. Madde de tarif edildiği görülmüştür. Patentler yönünden yenilik ve buluş basamağı koşullarının bulunmasının arandığı, buluş basamağının aşılıp aşılmadığının tespiti yönünden uygulamada Avrupa Patent Ofisi tarafından kabul edilen “Problem and Solution” (PSA) yaklaşımının kullanıldığı, bu yaklaşım/yöntemde ; en yakın referans döküman belirlendikten sonra, buluş ile elde edilen teknik sonuçların, bu teknik sonuçları elde etmek için, buluşun amacı olarak çözülmek istenen teknik problemin tanımlanması ve daha sonra da uzman kişinin tekniğin bilinen durumundaki en yakın referansa göre, buluşla elde edilmek istenen teknik sonuçları elde etmek için patente konu teknik özellikleri önerip önermeyeceğinin incelenmesi gerektiği (bkz Uğur Çolak-Patent Hukukunda Buluşsal Adım İncelemesi/2011 Fikri Mülkiyet Hukuku Yıllığı, Sf 119 vd) ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporlarının ise; yenilik karşılaştırması yapılarak unsurlarının karşılaştırıldığı, davacı patenti ile yenilik giderici dökümanlarda çözülmek istenen teknik problem, teknik problemin aynen yada eşdeğer yöntemle çözülüp çözülmediği, aynı sonuca ulaşılıp ulaşılmadığı hususlarında yeterli inceleme içermediği, davacı-birleşen davada davalı vekilinin istinaf başvurusunda haklı olduğu kanaatiyle, başvurunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, asıl dava ve birleşen dava yönünden Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda teknik bilirkişilerden oluşacak heyetten rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı-birleşen davada davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince,İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 16/02/2017 tarihli 2013/43 Esas- 2017/35 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2- Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yeniden bilirkişi raporu alınarak yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde asıl davada davacı- birleşen davada davalı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacı-birleşen davada davalı avansından kullanıldığı anlaşılan; 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalı-birleşen davada davacıdan alınarak, davacı-birleşen davada davalıya verilmesine, b)Davalı-birleşen davada davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 07/02/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.