Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3834 E. 2020/221 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3834 Esas
KARAR NO : 2020/221
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/03/2017
NUMARASI : 2016/232 E. – 2017/285 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/01/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının Bursa …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile davalı aleyhine 07/06/2011 tarihinde 2 adet bonoya dayalı icra takibi başlattığını, taraflar arasındaki 03/02/2014 tarihli protokole göre borcun ortadan kalktığını, adi yazılı şekilde yapılan protokolün bir örneğinin icra müdürlüğündeki dosyaya sunulduğunu, protokole bir diyeceğinin olup olmadığının alacaklıya sorulduğunu, alacaklı- davalınında 10/06/2015 tarihinde icra dairesine cevaben ” evrakı kabul etmediğini, takibin devamını talep ettiğini ” beyan ettiğini, alacaklının daha sonra fikir değiştirdiğini ve 06/07/2015 tarihinde icra dairesine gelerek dosyadan feragat ettiğini, bunun üzerine davacıya icra dairesi tarafından muhtıra gönderilerek feragat harcının ödenmesinin borçlu -davacıdan talep edildiğini, davacının feragat harcını ödemediğini, daha sonra alacaklının tekrar fikir değiştirdiğini ve 14/12/2015 tarihinde haciz ve satış talebinde bulunduğunu, icra dairesi de takibe devam etmemesi gerekirken satış hazırlıklarına başladığını bu nedenle Bursa …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında takibe konan bonolardan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine ve % 20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davasının 03/02/2014 tarihli protokole ve icra dosyasına dayandığını, bu protokole göre davalı icra dosyasına feragat beyanı vermiş ise de, protokol gereğinin gereği ödenmesi gereken dosya borcunun ödenmediğini, bu nedenle tekrar icra dosyasında haciz talebinde bulunduklarını, her nekadar protokolde borcun ödendiğinin yazılı olduğu ve icra dosyasında feragat beyanı var ise de, davalının alacağına kavuşmadığını, ödeme vaadi ile davalıya bir takım belgeler imzalattığını, borcun bir kısmına karşılık … ve … imzalı bonolar verildiğini, bu bonoların da vadesi geçmesine rağmen ödenmediğini, halen davalının alacağını tahsil edemediğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, ‘alacaklının 06/07/2015 tarihinde icra dosyasına dilekçe ile başvurarak takip konusu alacaktan feragat ettiği, yine 22/07/2016 tarihinde de alacaklı ve borçlunun birlikte icra dairesine giderek alacaklının icra dosyasındaki tüm alacaklarından vazgeçtiğini, dosyanın kapatılmasını ve artan avansın iadesini ve hacizli tüm mallarında borçluya iadesini talep ettiği, ancak feragat harcının borçlu davacı tarafından yatırılması kararlaştırıldığı halde yatırılmaması nedeniyle ve alacaklı davalının icra dosyasına tekrar talepte bulunması üzerine haciz işlemlerine devam edildiği, borçlu davacının bu nedenle şikayet yoluna başvurduğu, her ne kadar şikayete ilişkin davası Bursa 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/803 esas 2015/751 karar sayılı dosyası ile reddedilmiş ise de, Yargıtay incelemesinde alacaklının yapmış olduğu feragat nedeniyle ortada takibi mümkün bir alacak kalmadığı gerekçesiyle bozulduğu, dolayısıyla davacının taraflar arasındaki 03/02/2014 tarihli protokol ve davalı alacaklının icra dosyasına verdiği, feragat dilekçesi ve beyanları karşısında dava konusu alacağın kalmadığı, menfi tespit davasından sonra 22/07/2016 tarihinde davacının icra dosyasına feragat harcını yatırdığı ve takibin kapandığı anlaşılmakla davacının icra takibine konu 2 adet bonodan dolayı davalıya borçlu olmadığı kabul edilerek davasının kabulüne, davalının feragat beyanına ve ortada takibi mümkün bir alacak kalmamasına rağmen takibe devam edilmesi ve davacının mallarının satışına gidilmesi sebebiyle davalının kötüniyetli olduğu kabul edilerek %20kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, %20 kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı asil istinaf dilekçesinde özetle; uyuşmazlığın ticari mahiyette olmayıp asliye hukuk mahkemesi görevliyken ticaret mahkemesince görülmesinin hatalı olduğunu,03/02/2014 tarihli protokol ve icra dosyasına sunulan feragat beyanının davacı tarafça verilen … imzalı 2 adet bonoya dayalı olduğunu, ödeme vaadi ile protokol imzalatılmış ise, buna karşılık verilen bonoların takibe konmasına rağmen ödenmediğini, halen alacağının ödenmediğini, mahkemenin tarafının kötüniyetli olduğunun kabulünün yerinde olmadığını, İİK’nın 72.maddesi gereğince kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, takibin alacaklı olunmamasına rağmen başlatılmış bir takip olmadığını, mahkeme kararın gerekçesinde icra dosyasına sunulan feragat beyanına dayanmış ise de, taraflar arasındaki takip yönünden Yargıtay 12. HD’sinin 2016/7524 Esas, 2016/25595 Karar sayılı ilamında; feragat beyanı ile ortada takibi mümkün bir alacağın olmadığı, takibin devamına yönelik icra takip işlemlerinin iptaline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin kararının bozulduğunu, Yargıtay ilamına göre ortada takibe mümkün bir alacak olmadığından davacının hukuki yararının olmadığını, buna rağmen davanın açılması nedeniyle konusuz kalan davayla ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, icra takibinin devamına ilişkin işlemin icra memurunun hukuki hatasından kaynaklandığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesi sunmamıştır.
İNCELEME Davaya konu Bursa …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında davalı alacaklı, davacı ile dava dışı … Borçlu konumunda olup takip toplam 40.000,00 TL bedelli 2 adet bono bedelinin tahsili talebiyle 07/06/2011 tarihinde başlatılmıştır. Taraflar arasındaki 03/02/2014 tarihli protokolde alacaklı …’nun asıl alacak, faiz ve masraflar yönünden icra dosyalarına tahsil harcı ve diğer harçlar hariç olmak üzere borçluları ibra ettiğini yer aldığı görülmektedir.İlgili icra dosyasında, borçlu … 08/06/2015 tarihli dilekçesi ile, dosyanın kapatılmasını talep etmiş ise de icra müdürlüğünce protokol davalı alacaklıya tebliğ edilmiş alacaklı 10/06/2015 tarihli dilekçede; icra takibinin devamını talep ettiğini, gönderilen dilekçeyi kabul etmediğini beyan etmiştir. Alacaklı icra dosyasına sunduğu 06/07/2015 tarihli kimlik tespitli dilekçesinde ise; takipten ve alacağından feragat ettiğini belirterek dosyanın işlemden kaldırılmasını, hacizlerin fekkini talep etmiştir. Alacaklı, 01/09/2015 tarihli dilekçesinde; borçlu ile anlaşarak haciz talebinden vazgeçtiğini, borçlunun verdiği senetleri halen ödemediğini belirterek tekrar haciz işlemi yapılarak borcun ödenmesini talep etmiştir. Talebe istinaden icra müdürlüğü 22/12/2015 tarihli kararında ise, icra müdürünün kararları kendiliğinden kaldırma yetkisi olmadığı belirterek borçlunun dosyanın feragat sebebiyle kapatılmasına ilişkin talebin reddine karar vermiş ve kıymet takdirine ilişkin işlemlere devam etmiştir.İcra dosyasında mevcut, 27/02/2016 ve 11/07/2016 tarihlerini içeren tutanakta alacaklının tüm alacağından vazgeçtiğine ilişkin beyanının yer aldığı görülmektedir. Menfi tespit davası, 23/02/2016 tarihinde açılmıştır. Borçlu … tarafından memur muamelesini şikayet istemiyle Bursa 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/803 Esas sayılı dosyasıyla dava açılmış olup mahkemece verilen davanın reddine ilişkin karar Yargıtay 12. HD’sinin 2016/7524 Esas, 2016/25595 Karar sayılı, 19/12/2016 tarihli ilamıyla; “takip konusu alacaktan feragat edilmesi nedeniyle ortada takibi mümkün bir alacak kalmadığından takibin devamına ilişkin işlemlerin iptaline karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
GEREKÇE:Dava, İİK’nın 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesince kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı, istinaf isteminde mahkemenin görevli olmadığını iddia etmiş ise de; menfi tespit isteminin dayanağı olan icra takibi kambiyo senedine dayalı olarak başlatılmıştır. TTK’nın 4.maddesi gereğince uyuşmazlık mutlak ticari dava niteliğinde olduğundan ticaret mahkemesinde görülmesi yerinde olup davalının bu husustaki istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. Dava tarihi itibariyle Bursa 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/803 Esas sayılı dosyası kesinleşmediği gibi ilgili dosyaya ilişkin Yargıtay ilamında takibin devamına yönelik işlemlerin iptaline karar verildiği de dikkate alındığında davacının dava tarihi itibariyle hukuki yararı mevcuttur. Taraflar arasında ihtilafsız olan protokol ve davalının icra dosyasına sunduğu 06/07/2015 tarihli dilekçesine göre davalı takipten ve alacağından açıkça feragat etmiş olup feragatten vazgeçmenin mümkün olmadığı, davalının iddialarının davacı tarafça kabul edilmediği, mevcut delil durumu dikkate alındığında mahkemece menfi tespit talebinin kabulüne karar verilmesi yerinde görülmüş ve davalının bu husustaki istinaf isteminin reddi gerekmiştir. Davalının, mahkemece kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğuna ilişkin istinaf istemi İİK 72/5 maddesi kapsamında incelenmiştir. Davalının feragat dilekçesine rağmen takibe devam etmekte haksız olduğu sabit ise de; takibin bonolara dayalı olarak başlatıldığı, davalının protokole rağmen bono bedellerinin ödenmediğini iddia ettiği ve bu hususta bir kısım deliller ibraz ettiği dikkate alındığında davalının takipte kötüniyetli olduğu kanaatine varılamamıştır. Açıklanan nedenle davalının istinaf isteminin bu yönüyle kısmen kabulüne, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE,2-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/03/2017 gün ve 2016/232 Esas, 2017/285 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Davanın KABULÜ ile davacının Bursa ….İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasındaki takibe konu bonolardan dolayı davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,-Davacının kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE, 4-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;-Alınması gerekli 3.301,00 TL harçtan peşin alınan 825,36 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.476,06 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesap olunan 7.082,90 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,-Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 4,30TL vekalet harcı, 114,00 TL Tebligat gideri, 350,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 497,50-TL yargılama gideri ile 825,36-TL peşin harcın ilavesi ile toplam 1.322,86 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 34,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 119,70TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 30/01/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.