Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3832 E. 2020/227 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3832 Esas
KARAR NO : 2020/227
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/04/2017
NUMARASI : 2015/236 E. – 2017/322 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/01/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davalıya satılan malzemeler nedeniyle 03.02.2010 tarihli … numaralı ve 9.245,00 TL bedelli fatura tanzim edildiğini, iş bu fatura için yapılan ödeme neticesinde davalı şirketin 5.663,31TL bakiye borcunun kaldığını, bakiye alacak nedeniyle Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini, beyanla itirazın iptaline, davalının % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin irsaliyeye konu malları teslim almadığını, ayrıca davacının borca itirazı haricen 27 Şubat 2015 tarihinde öğrendiği iddiasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını, Uyap’ın bağlı olduğu Adalet Bakanlığı İşlem Dairesi Başkanlığına müzekkere yazılarak davacı vekilinin ilgili dosyada hangi tarihlerde kaç kere incelemek üzere UYAP tan işlem yaptığının tespitini talep ettiklerini, davacının iddiasının itirazın haricen öğrenildiği olduğu ve davanın yasal bir senelik sürede açılmadığını beyanla davanın reddini, davacının % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda özetle; icra dosyasında takibe itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın süresinde açıldığı, davalı takip konusu faturada yazılı malların teslim edilmediğini savunmuş ise de davalıya ait BA formlarında takip konusu faturanın davalı tarafından Halkalı Vergi Dairesine beyan edildiği ayrıca davacı tarafından da Pendik Vergi Dairesine bildirildiği, fatura konusu malların davalıya teslim edildiği BA-BS formlarıyla ispatlandığı gerekçesi ile, “Davanın kabulüne, davalının Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı takibin 5.663,31 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptaline, takibin bu miktar üzerinden ve takip tarihinden asıl alacağa yıllık % 17,75’i geçmeyecek şekilde ticari faiz uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf isteminde özetle; müvekkilinin ticari defterlerini incelemeye sunmadığını, mahkemenin taraflar arasındaki ilişkiyi sadece dava konusu faturayı esas alarak ele almasının davacının alacaklı olduğunun kabulü anlamına gelmeyeceğini, taraflar arasındaki ilişkinin sadece bu faturadan kaynaklanmadığını, davacı defterinde faturadan önceki ve sonraki fatura giriş çıkışının incelenmediğini, tarafların yıllardır ticaret yaptığını, davacının faturaya vergi dairesine, davalının BA formuyla bildirmiş olması sonrasında, davacının davalıya başka bir fatura düzenleyip düzenlemediği ve fatura öncesi ve sonrasında müvekkili tarafından ne kadar ödeme yapıldığının raporda belirlenmediğini, davacı defterlerinin kanunen delil niteliği olmadığını, raporun eksik olduğunu, tüm faturaların ve tüm ödemelerin ayrıntılı olarak gösterilmediğini, faturaya konu mal tesliminin gerçekleşmediğini, malların teslim edildiği söylenen İmran adlı kişinin şirket çalışanı olmadığının SGK’dan tespit edilebileceğini, mahkemenin hatalı bilirkişi raporunu hükme esas alarak müvekkilini borçlu duruma soktuğunu, istinaf isteminin kabulü ile kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde; davalının ticari defterlerini ibraz etmediğini, müvekkilinin defterlerinin açılış ve kapanışlarının mevcut olup lehine delil mahiyetinde olduğunu, BA formu ile bildirim yapılmış olmasının malın teslimine karine olduğunu belirterek isteminin esastan reddine karar verilmesin talep etmiştir.
İNCELEME: Davaya konu Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün .. Esas sayılı dosyasında; davacı alacaklı, davalı borçlu konumunda olup takip; 9.245,90TL bedelli faturanın bakiye alacağının ödenmediği iddiası ile 5663,31 TL asıl alacak 2659,66 Tl faizi ki toplam; 8.322,97 TL alacağın takipten itibaren 17,75 yıllık ticari faizi ile tahsili talebi ile takip başlatılmış davalı takibe süresinde içinde itirazda bulunmuştur.Dosyada mevcut SMM bilirkişinin raporunun özetinde; davacı tarafın ticari defterlerinin incelendiği, 2010 yılı ticari defterlerinin TTK hükümlerine uygun tutulmadığı, kapanış tasdiklerinin olmadığı, 2011 – 2015 yılları arası ticari defterlerinin ise usulüne uygun tutulduğu, davalı tarafın ticari defterlerinin talimat mahkemesine ibraz edilmediğinden incelenemediği, … nolu 03/02/2010 tarihli 9.245,90 TL faturanın davacı şirketin defterlerinde kayıtlı olduğu, dava tarihi itibariyle 2010 yılından dava tarihine değin 2011 – 2015 yılları arası ticari defterlerin incelendiği takip ve dava tarihi itibariyle davacının davalıdan 5.663,31 TL alacaklı olduğu, faturanın dayanağı sevk irsaliyesinde teslim alan olarak “… Hanım adına” şeklinde imzanın ve açıklamanın yer aldığı, davacı şirketin bağlı olduğu vergi dairesi kayıtlarına göre BA formunda dava konusu faturanın beyan edildiği tespit edilmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut uyuşmazlığa konu takip dosyasında, davacı tarafça fatura bakiyesinin ödenmediği iddiasıyla ilamsız takip başlatılmış olup, davalı faturaya konu malın kendisine teslim edilmediğini savunmuştur. Davacı tarafın ticari defter ve kayıtların alacağın varlığı hususunda tek başına ispata yeterli değil ise de; davalının bağlı bulunduğu Halkalı Vergi Dairesinin cevabi yazısına göre, takibe konu faturanın davalı tarafça beyan edildiği dikkate alındığında bu husus teslime karine teşkil ettiğinden aksi yöndeki iddiayı ispat yükü davalı taraftadır. Davalı taraf, ticari defterlerini ibraz etmemiş, keza istinafa konu iddiası yönünden yargılama aşamasında taraflar arasında süre gelen ticari ilişkideki fatura örneklerini yahut ödeme belgelerini de ibraz etmemiştir. Dosyada mevcut SMM bilirkişi raporunda, salt davacı tarafın ticari defterleri incelenmiş olup takip tarihi itibariyle davacının alacak iddiası yerinde görülmekle davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353-1-b-1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 386,86 TL harçtan, peşin alınan 96,72 TL harcın mahsubu ile bakiye 290,14 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 12,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 30/01/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.