Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3795 E. 2020/195 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3795 Esas
KARAR NO : 2020/195 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/03/2017
NUMARASI : 2013/307 E., 2017/327 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/01/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin miras bırakan … mirasçıları olduğunu, davalının ise muris İsmail ‘in kız kardeşi Azime’nin eşi olduğunu, murisin ölümünden yaklaşık 10 yıl önce imzaladığı boş senedi ele geçiren davalının kötüniyetle bu senedi kendi alacaklı gibi doldurmak suretiyle müvekkilleri aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını, aslında senedin 2001 yılında düzenlendiğini, 2009 yılında düzenlenmediğini, üzerindeki damga pulundan bunun anlaşıldığı, davalının senette sahtecilik yaptığını, müvekkillerinin bu senetten dolayı davalıya borçlu olmadıklarını ileri sürerek icra takibinin ve senedin iptaline, %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıların ayını dilekçe ile Bakırköy 1. İcra Hukuk mahkemesinin 2013/713 E sayılı dosyası ile aynı taleple dava açtığını, bu nedenle derdestlik itirazlarının bulunduğunu, müvekkilinin tacir olmadığını ve davanın hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiğinden iş bölümü itirazlarının bulunduğunu, davacıların senedin varlığından daha önce haberdar olduklarını, müvekkilinin davacıların murisine arsa parası verdiğini savunarak davanın reddi ile kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; “davanın kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit davası olduğu, davalının davalılar aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile bonoya istinaden icra takibi yapması üzerine davacıların dayanak bononun keşidecisi olan murisleri … ölümünden yaklaşık 10 yıl önce imzaladığı boş senedi ele geçiren davalının kötüniyetle bu senedi kendi alacaklı gibi doldurmak suretiyle icra takibine konu ettiğini ileri sürerek iş bu davayı açtıkları anlaşıldığı, dava ve takip konusu bononun 25/10/2009 keşide tarihli, 01/11/2011 vadeli ve 90.000,00 USD bedelli, bedeli nakden alındı ibareli, keşideci davacıların miras bırakanı olduğu anlaşılan … tarafından davalı emrine keşide edilen ve TTK gereğince tüm unsurları bulunan bono olduğunun anlaşıldığı, taraflar arasında, dava ve takip konusu bonodaki imzanın keşideci mirasbırakan …. ait olduğu konusunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı, bu nedenle bu hususta imza incelemesine gerek görülmediği, davacıların murisleri İsmail’in ölümünden yaklaşık 10 yıl önce imzaladığı bu boş senedi ele geçiren davalının kötüniyetle kendisini alacaklı göstererek doldurmak suretiyle icra takibine konu ettiğini iddia ettikleri, davalının ise davacıların senedin varlığından daha önce haberdar olduklarını, muris İsmail ‘e arsa parası verdiğini, borçlarını ödediğini, icraya olan borçlarını ödediğini savunduğu, dava ve takip konusu senedin imza hanesi muris İsmail tarafından boş olarak imzalandığı, bilahare davalı tarafından bir avukatlık bürosunda doldurtulmak suretiyle icra takibine konu edildiğinin saptandığı, diğer yandan davacıların, dava ve takip konusu imzalı boş senedin davalı tarafından haksız ele geçirildiğini iddia etmiş iseler de bu iddialarını ispat edememişlerdir. Bu durumda dava ve takip konusu senedin boş ve imzalı olarak davacıların murisi tarafından davalıya verildiğinin kabulünün gerektiği, gerek hukukumuz, gerekse yerleşik Yargıtay kararları gereğince imzası inkar edilmeyen, imzalı ve boş olarak verilen senedin söz konusu olması halinde senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunun ispat külfeti bunu iddia eden tarafa ait olduğu, ne var ki, davacıların bu yöndeki iddialarını ispat edecek delil sunmadıklarından iddialarını ispat edemedikleri, diğer yandan davacıların delilleri arasında da yemin deliline dayanmadıklarından bu hususun hatırlatılmasına gerek görülmediği, her ne kadar davacılar vekili, davalının müvekkillerine borç para verdiğini, icra dosya borçlarını ödediğini savunduğundan ispat külfetinin davalıya geçtiğini savunmuş ise de dava ve takip konusu senette ihdas nedeni olarak “nakten” kaydı bulunduğundan ve davalının savunması da bu doğrultuda bulunduğundan ispat külfetinin yer değiştirdiği iddiasının mahkemece kabul edilmediği, açılan ceza davasının niteliği ve sanığı dikkate alındığında ceza davasının neticesinin beklenmesine de gerek görülmediği” gerekçesiyle ispat edilemeyen davanın reddine, 161.010,00 TL asıl alacak üzerinden %20 kötüniyet tazminatının davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davacı yan istinaf etmiş dilekçesinde özetle ; davanın sonucunu doğrudan etkileyecek ceza soruşturmalarının sonucunun beklenmediğini , senetteki ispat yükünün yer değiştirdiğini ve davalı yanın borç para verdiğini kanıtlaması gerektiğini , oysa böyle bir kanıtın sunulmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE : Dava kambiyo senedine dayalı takibi nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.Davacı yan senedin boş olarak murislerince uzun yıllar önce imzalandığını, davalı yanın senedi ile geçirip sonradan doldurduğunu iddia etmekte, davalı yan ise senedin ölenin evi için arsa satın alınması, takip borçlarının ödenmesi nedeniyle verilen borç karşılığı olduğunu savunmaktadır.Davacı yanın şikayeti üzerine açılan kamu davasında Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesince verilen beraat kararının katılan yararına ve sanık aleyhine bozulması yönünde savcılık mütalaası verildiğini , atılı suçun nitelikli dolandırıcılık olduğunu ve dava konusu ile ayni maddi vakıalardan yargılandığını , yine senedi dolduran dava dışı Fatime isimli kişinin de kamu kurumlarını aracı kılarak nitelikli dolandırıcılık suçundan aynı maddi vakıalarla yargılandığı ancak mahkemenin ilgili dosyaların kesinleşmesini beklemediği anlaşılmıştır.Mahkumiyet hükmü ve bu hükümde tespit olunan maddi vakıalar hukuk hakimi için de bağlayıcıdır.Bu nedenle eksik tahkikat le hüküm kurulduğu anlaşılmış olmakla kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA ; yargılamaya devam olunması için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE 2- Davacı yanca yatırılan 31,40 TL peşin harcın davacı yana iade edilmesine 3-İstinaf yargılama gideri olan başvuru harcı gideri 85,70 TL, tebligat gideri 11,00 TL ve posta gideri 13,50 TL ki toplam 110,20 TL nin davalıdan alınıp davacılara verilmesine 4-Duruşmasız inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 30/01/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.