Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3774 E. 2020/131 K. 24.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3774 Esas
KARAR NO: 2020/131
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/04/2017
NUMARASI: 2015/311 2017/237
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/01/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan 6.899,88 TL cari hesap alacağı bulunduğunu, alacağın tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davayı kabul etmediklerini, müvekkiline gönderilen iplikleri ile ham bez üretimi yapıldığını, kumaş üretimi sırasında ipliklerin büküm tur sayısı ve kalitesi ile ilgili sıkıntılar yaşandığını, durumun davacıya bildirildiğini, davacının hatasını kabul ettiğini, hatalı iplikler nedeniyle 20.000,00 TL’ye yakın reklamasyon faturası düzenlediklerini, davacı şirketin pazarlama müdürünün hatanın kendilerinden kaynaklandığını belirttiğini, ancak sonradan her nasılsa müvekkil aleyhine icra takibi başlatıldığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; takip tarihi itibariyle davacının, davalıdan 6.899,88 TL alacaklı olduğu, durumun taraf defterleriyle de kanıtlandığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf sebebi olarak; mahkemenin beyanlarını değerlendirmediğini, sadece davacı talepleri doğrultusunda karar verdiğini, davacının hatalı iplik gönderdiğini, bu durumun kumaş üretimi sırasında anlaşıldığını, davacı şirketin bildirilmesi üzerine hatayı kabul ettiğini, ancak sonradan takip başlattığını, ayrıca raporun hatalı ve eksik incelemeye dayalı olduğunu, yine alacağın likit olmadığını, bu nedenle icra inkar tazminatına hükmedilmesinin haksız ve yersiz olduğunu bildirmiştir. Davacı tarafından 20/02/2015 tarihinde Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında davacının davalı aleyhine 6.899,88 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlattığı, dayanak olarak cari hesap alacağı gösterildiği, davalı tarafından takibe itiraz edildiği ve takibin durduğu görülmüştür. Davalı tarafından davacıya gönderilen 11/03/2015 tarihli ihtarname ekinde 12/12/2015 tarihli reklamasyon faturasının gönderildiği ve fatura bedelinin 3 gün içinde ödenmesinin istendiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 27/01/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacı detferlerinin incelendiği, davacı defterlerinde 31/12/2014 tarihi itibariyle davalıdan 6.899,88 TL alacaklı bulunduğunun görüldüğü, bununla birlikte davacının takip tarihi itibariyle alacağının karşılaştırmalı tespitinin ancak davalı taraf defterlerinin incelenmesi sonucu netlik kazanacağı, aksi durumun tek taraflı tespit niteliğinde olup HMK’nun 222/2-3 maddelerine aykırılık oluşturacağı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 30/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davalı defterlerinin incelendiği, davalının ticari defterlerine göre 31/12/2014 tarihi itibariyle davacıya 6.899,88 TL borçlu olduğunun görüldüğü, davalı tarafından düzenlenen reklamasyon faturasının davacı tarafından kabul edilmeyerek davalıya iade edildiği, davalının cari hesap hareketlerinden de görüleceği üzere davacıya 31/12/2014 tarihi itibariyle 6.899,88 TL borçlu olduğu ve davacının %10.5 oranında avans faizi isteyebileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 26/09/2016 tarihli ek bilirkişi raporunda ise; davalı defterleri üzerinde yapılan incelemede davacının, davalıdan 31/12/2014 tarihi itibariyle 6.899,88 TL alacaklı olduğunun belirtildiği, davalının düzenlediği reklamasyon faturasının noter kanalıyla davacı tarafından davalıya iade edildiği, buna göre takip tarihi itibariyle davacının, davalıdan 6.899,88 TL tutarında alacaklı olduğunun anlaşıldığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davalı vekilince söz konusu rapora itiraz edildiği, davacı tarafça mutabık kalınarak reklamasyon faturasının düzenlendiği, takibin haksız ve ticari teamüllere aykırı olduğunu bildirerek yeniden ek bilirkişi raporu alınmasını istediği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir. Davalı taraf, davacının müvekkiline gönderdiği ipliklerde büküm tur sayısı ve kalitesi ile ilgili sıkıntılar yaşandığını, durumun davacıya bildirildiğinde davacının hatasını kabul ettiğini, bu nedenle reklamasyon faturası düzenlediklerini bildirerek davanın reddini savunmuştur. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarında; davacının, davalıdan 6.899,88 TL alacaklı olduğu, davalı defterlerinde de davacının bu miktarda alacaklı bulunduğunun kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Ticari defterlerin sahibi lehine delil olma özelliği bulunduğu gibi, aynı zamanda içerdiği kayıtlar itibariyle düzenleyen taraf aleyhine delil özelliği de vardır. Davalının kendi defterlerinde davacı alacaklı görünmektedir. Öte yandan davalı taraf, davacının hatasını kabul ettiğini ve bu nedenle reklamasyon faturasını düzenlediğini ileri sürmüş ise de, süresinde ve usulüne uygun bir şekilde ayıp ihbarında bulunulduğu hususu davalı yanca ispatlanamamıştır. Dolayısıyla davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 471,33 TL harçtan, peşin alınan 118,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 353,33 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.24/01/2020