Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3771 E. 2019/2384 K. 05.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3771 Esas
KARAR NO : 2019/2384
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/04/2017
NUMARASI : 2014/721 E. – 2017/339 K.
DAVANIN KONUSU:Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 05/11/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden Dairemiz Başkanlığının 02/10/2019 tarihli kararı ile davacılar vekilinin öne alım talebinin kabulüne karar verilmekle dosya ele alınarak incelenmiştir.
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili arasında mal alış verişlerinin yapıldığını, bu alış verişler esnasında ön alım amacı ile müvekkilinin davalı yana senetler verdiğini bu senetlerin 3 tanesinin davalı tarafından icra takibine konulduğunu bu takibin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin tasdikli muavin defteri ve cari hesabında açık olarak görülecek miktardan farklı bir miktar üzerinden icra takibine geçildiğini, bu sebeple davalı tarafın ticari defterlerinin bilirkişi marifeti ile incelenmesinin gerektiğini, bu sebeplerden ötürü İstanbul … İcra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası üzerine teminatsız olarak tedbir konulmasını ve davalının ticari defterlerinin incelenerek müvekkili şirket ve müvekkili …’nin davalıya borçlarının olmadığının menfi tespitini ve takip dosyasının iptaline karar verilmesini, davalı aleyhine %20 tazminata hükmedilmesini ve yapılan yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İcra takibine konu bonoların 3 adet değil 2 adet olduğunu, davacı tarafın 20.000,00-TL üzerindeki borcunu ikrar ettiğini, bu sebeplede takibin iptalinin mesnetsiz olacağını, takibe konu 2 bononun hamillerinin birbirinden farklı olduğunu, davacının bu bonoları mala karşılık verdiğini iddia ettiğini bunun ıspat etmesi gerektiğini, davanın müvekkilinin alacağının tahsilini uzatmak amacı ile açıldığını ve davacının kötü niyetli olduğunu, bu sebeple de davacı aleyhine %40 tan az olmamak kaydı ile tazminata hükmedilerek yapılan yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne, davalının takip dosyası yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı kötüniyetli görülmediğinden davacı tarafın tazminat talebinin reddine karar vermiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde; takip konusu her iki senette “nakden” kaydının olduğunu, davacının senetleri talil etmekle ispat külfetini üzerine aldığını, davacının dava dilekçesinde ve duruşmalarda 109.842,58TL borçlu olduğunu kabul ettiğini, bononun kayıtsız şartsız borç ikrarını havi kıymetli evrak olduğunu, kabul anlamına gelmemek ile birlikte senetler cari ilişkiye istinaden düzenlenmiş olsa bile bu durumun kambiyo vasfını ortadan kaldırmayacağını, müvekkilinin defterlerinde 2009 yılında dava konusu senetler ile ilgili kayıt olmamasının davacının borçlu olmadığına gerekçe yapılamayacağını, şüpheli alacaklar olarak kaydedilmesinin de muhasebe tekniği açısından bir sakıncanın olmadığını, davacıların hem şahıs hem şirket olduğunu ve borçlu olmadıklarını ayrı ayrı ispatla yükümlü olduklarını, Davacı …’nin 42.298,00USD’lik bonoda lehtar olup müvekkilinin ise meşru hamil ve en son ciranta olduğunu, bu nedenle menfi tespit davası açamayacağını, kararda ciro silsilesinin değerlendirilmediğini, davacının kötüniyetli olduğunu, harç ve vekalet ücretine hangi değer üzerinden karar verildiğinin de anlaşılamadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, İİK 72/3.maddesine göre açılan menfi tespit istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup karara karşı davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dava konusu İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasında davalı ….Şti tarafından , … Ltd Şti ve … hakkında kambiyo senedine dayalı olarak 96068 USD asıl alacak, 3242,62 TL faiz, 2.882,04TL %3 komisyon, 79 TL Protesto masrafı olmak üzere; toplam 102.271,66USD üzerinden takip başlatılmış olup yargılama sırasında mahkemece 102.271,66USD’nin dava tarihindeki karşılığına göre hesaplanan değer üzerinden nisbi harç tamamlatılmıştır. Takibe konu senetler incelendiğinde; 53.770 USD bedelli 29.04.2011 Vade, 10.12.2009 tanzim tarihli 53.770 USD bedelli “nakden kaydı bulunan” senette keşidecinin davacı … Şti ile … olduğu, lehtarın …. Şti olduğu, 42.298USD bedelli 29.04.2011 vade tarihli, 10.12.2009 tanzim tarihli “nakden kaydı bulunan” bonoda ise; keşidecinin …. ŞTİ, lehtarın … olduğu, …’nin dava dışı … senedi ciro ettiği, … cirosundan sonra ciro silsilesinde son hamil olarak …AŞ’nin isminin yer aldığı anlaşılmıştır. Bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa aittir. Ancak senette borcun nedeni “mal” ya da “nakit” olarak belirtilmişse, davacının yazılı borç sebebine dayanmaya hakkı olacağından, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa ait olacaktır. Eğer yanlardan biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, bu durumda senedin talili yönünden ispat yükünün kaydın aksini iddia edene ait olacaktır. Somut uyuşmazlığa konu; senetlerde nakden kaydı mevcut olup, davacı ise yapılacak bir iş için önceden ödeme amaçlı (avans olarak) ön ödeme şeklinde verildiğini iddia ettiğinden; davacı senedin sebebini talil etmiştir. Bu nedenle; davacı bu husustaki iddiasını kesin delil ile ispatla yükümlüdür. Senetlerin ticari defterlerde kayıt olmaması senedi hükümden düşürmez. Keza; 42.298USD bedelli bonoda davacılar ile davalı arasında doğrudan ciro ilişkisi/temel ilişki bulunmamaktadır. Davalı senet sebebinde talil iddiasını iyiniyetli hamile karşı ileri süremeyecektir. Ancak bu senet yönünden protestoya ilişkin kaşe mevcut olup takip talebinde alacak miktarına protesto masrafı da dahil edilmiş ise de; protesto evrakına dosyada rastlanmamıştır. Bu durumda protesto evrakının ibrazı yahut bilgilerinin bildirilmesi için davalı vekiline süre verilerek sonrasında protesto evrakı ile birlikte iş bu çek ile diğer çekin ciro silsilesinin faklı olduğu, 42.298USD bedelli senette keşidecinin salt … Ltd Şti olduğu dikkate alınarak her iki çekin ayrı ayrı değerlendirilerek inceleme yapılması gereklidir.Neticeten ise davacı taraf, delil listesinde açıkça yemin deliline dayandığından mahkemece davacıya yemin deliline başvuru hakkı hatırlatılmalı ve neticesine göre takip talebi ve senetler ayrı ayrı dikkate alınarak delillerin değerlendirilmesi sureti ile karar verilmesi gerekliyken davanın kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, kabul edilen istinaf istemine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ilk derece mahkemesinin kararın 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE,2-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/04/2017 gün ve 2014/721 Esas, 2017/339 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine,4-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının talep halinde davalıya iadesine,5-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 50,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 135,70 TL’nin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 7-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 05/11/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.