Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3765 E. 2020/141 K. 24.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3765 Esas
KARAR NO : 2020/141
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/04/2017
NUMARASI : 2017/2 2017/434
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/01/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalının keşidecisi olduğu çekin müvekkiline verildiğini, çek bedelinin ödenmemesi üzerine söz konusu çeki ilamsız takibe konu ettiklerini, ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının çekteki imzayı inkar etmediğini, bu durumda borcunu ödediğini ispat etmesi gerektiğini belirterek davalının itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın süresinde açılmadığını, zira müvekkilinin 21/11/2014 tarihinde itiraz ettiğini, davanın ise 15/01/2016’da bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, müvekkili ile davacının arasında tanışıklık bulunmadığını, müvekkilinin davacıya hiçbir borcu bulunmadığını, davacının nereden ve ne şekilde bulunduğu belli olmayan bir çekle müvekkilini borçlandırmaya çalıştığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre; takibe konu çekin keşide tarihinin 25/10/2008 olduğu, takibin ise 13/09/2014 ‘de başlatıldığı, çekin zamanaşımına uğradığı, bu haliyle yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu, davacının yazılı delil başlangıcı niteliğinde olan çeke dayalı alacağını tanık dahil her türlü yasal delille ispatlayabileceği, ancak herhangi bir delil sunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; davalının imzayı ikrar ettiğini, ayrıca çekin kayıp ya da çalıntı olduğuna dair bir beyanı bulunmadığını, çekin süresinde ibraz edildiğini, davalının çek bedelini ödediğini ispatlaması gerektiğini, ayrıca davalının çekin zamanaşımına uğradığı yolunda bir itirazının bulunmadığını, sadece itirazıp iptali davası yönünden zamanaşımı itirazında bulunduğunu, sebepsiz zenginleşme yoluyla açıkça zamanaşımı itirazı olmadığını, mahkemenin kararıyla davalının sebepsiz zenginleştiğini, Yargıtay kararlarına göre hamil ile keşideci arasında sebepsiz zenginleşmede temel ilişkinin aranmadığını, söz konusu çekin İİK’nun 68/1 maddesinde öngörülen belgelerden olduğunu bildirmiştir. Davacı tarafından 27/10/2014 tarihinde İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında “10.000,00 TL bedelli asıl alacak” dayanak gösterilmek suretiyle toplam 20.146,81 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı görülmüştür. Takip dosyası fotokopisinin içinde yer alan çekin ise 25/10/2008 tarihli, 10.000,00 TL bedelli, keşidecisinin davalı, lehtarın ise davacı olduğu, çek arkasında iki ayrı cironun iptal edildiği, çekin 25/10/2008 tarihinde ibraz edildiği ve karşılığının bulunmadığı yolunda şerh verildiği görülmüştür. Dava dilekçesinde delil olarak takip dosyası, bilirkişi incelemesi, Anadolu 8.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/946 esas sayılı dosyası ve her türlü yasal delil gösterildiği görülmüştür. Davanın başlangıçta İstanbul Anadolu 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açıldığı, mahkemenin ticaret mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verdiği, kararın 08/12/2016 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Davacı vekilinin 11/04/2017 tarihli celsede; tüm delillerimiz celbedilmiştir, davanın ispatına yönelik asıl delilimiz itiraz dosyasına konu çektir. Başkaca bir delilimiz yoktur şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, zamanaşımına uğramış çeke dayalı itirazın iptali davasıdır. Davacı, dava konusu çekte lehtar, davalı ise keşideci konumundadır. Çek metnine göre taraflar arasında temel ilişki mevcuttur. Zamanaşımına uğramış çek yazılı delil başlangıcı niteliğindedir. Bu durumda davacının alacağını tanık dahil her türlü delille ispatlaması mümkündür. Ancak davacı tarafça çekin verilmesine ilişkin temel ilişkinin ne olduğu hususu açıklanmadığı gibi bu konuda da çek dışında herhangi bir delil sunulmamıştır. Davacı vekilince duruşmada asıl delilimiz çektir, başkaca bir delilimiz yoktur şeklinde beyanda bulunulmuş olup davacı tarafça bu haliyle temel ilişki ve alacağın varlığı ispatlanamamıştır. Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf talebi yerinde değildir.Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 44,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.24/01/2020