Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3747 E. 2020/143 K. 24.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3747 Esas
KARAR NO : 2020/143
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/09/2016
NUMARASI : 2014/468 2016/647
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/01/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkiline ait çek koçağının 12/07/2012 tarihinde arabadan çalındığını, olaydan bir yıl sonra davalı tarafından müvekkili aleyhine çeke dayalı takip başlatıldığını, yaptıkları incelemede çek üzerindeki yazı ve imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu çekin dava dışı…. Tic. Ltd. Şti tarafından müvekkiline verildiğini, müvekkilinin çeki bankaya ibraz ettiğinde keşideci imzasının tutmaması nedeniyle işleme alındığına dair şerh düşüldüğünü bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere, grafolog ve mali bilirkişi raporlarına göre; dava konusu çekteki keşideci imzasının davacı şirketi yetkilisine ait olmadığı, taraflar arasında ve davacı ile dava dışı ….. Ltd. Şti arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf sebebi olarak; müvekkilinin iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu, çekteki keşideci imzasının davacıya ait olup olmadığını bilmediğini, zira müvekkilinin çeki önceki ciranta dava dışı … Ltd. Şti’nden aldığını, çekin kamu düzenine haiz bir evrak olup görünüşe iltimat ilkesinin uygulanması gerektiğini, müvekkilinin iyiniyetli olduğunu, bu nedenle mahkeme kararının doğru olmadığını bildirmiştir. Davalı tarafından davacı ve dava dışı şirket aleyhine Trabzon ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 55.000,00 TL çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı görülmüştür. Takip ve dava konusu çekin 02/02/2013 keşide tarihli, 55.000,00 TL bedelli, keşidecisinin davacı, lehtarın dava dışı …Ltd. Şti olduğu, çek arkasındaki lehtar cirosundan sonra çekin davalı tarafından ibraz edildiği ve imza tutmadığından işleme alınamadığının çek arkasına şerh edildiği görülmüştür.Yargılama sırasında alınan 14/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacının ticari defterlerinde davalı banka ve dava dışı çek lehtarı … Ltd. Şti ile ilgili hesap hareketlerine rastlanılmadığı, dava tarihi itibariyle davacının davalı yana borcu bulunmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 17/12/2015 tarihli grafolog bilirkişi raporunda; dava konusu çekin ön yüzündeki davacı adına atfen atılmış imzaların davacı şirket yetkilileri … eli ürünü olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf dava konusu çek üzerindeki yazı ve imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığını ileri sürmüş, davalı taraf ise davanın reddini istemiştir. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda; çekteki keşideci imzasının davalı şirket yetkilisine ait olmadığı anlaşılmıştır. Yine muhasebeci bilirkişi tarafından düzenlenen rapor içeriğinden de davacı şirket ile çekin lehtarı olan dava dışı şirket arasında hesap hareketlerine rastlanılmadığı anlaşılmıştır. Öte yandan sahtelik iddiası mutlak def’ilerden olup herkese karşı ileri sürülebilir. Dolayısıyla davalı vekilinin müvekkilinin iyiniyetli olması nedeniyle davanın kabulü kararının doğru olmadığına dair istinaf talebi yerinde değildir. Açıklanan bu hususlar karşısında davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde görülmemiştir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 3.757,05 TL harçtan, peşin alınan 939,26 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.817,79 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.24/01/2020