Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3743 E. 2020/161 K. 27.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3743 Esas
KARAR NO : 2020/161 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL(KAPATILAN) 3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/02/2017
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/01/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin markasının esas unsurunun … ibaresi olduğunu, davalının … markasının müvekkili şirketin markası üzerinde değişiklikler yapılmak suretiyle oluşturulduğunu, davalının markasının müvekkilinin markası ile benzer olduğunu, karıştırılma riski bulunduğunu, seri marka imajı oluşturduğunu, taraf markalarının aynı ve aynı tür hizmetleri kapsadığını, davalının markasının iltibas yarattığını iddia ile davalıya ait 2010/81678 sayılı “…” marka tescil belgesinin hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini, talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının … markasının ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olmadığını, müvekkilinin markasının aynı tür ve benzer malları da kapsamadığını, müvekkilinin ayakkabıcılık sektöründe faaliyet gösterdiğini, … markalarının TPE nezdine 2010/81678 no ile 25., 35. sınıflarda tescilli olduğunu, TPE sınıflandırmasına göre davacının … markasının indirim marketçiliği alanında faaliyet gösterdiğini, davacının sunduğu belgeler incelendiğinde … markasının gıda sektöründe perakende satış yapan bir marka olarak tanımlandığını, … markası ile müvekkilinin … markasının aynı sınıftaki emtiaları kapsamadığını, … markasının … markası ile renk, şekil, yazı karakteri olarak hiçbir benzerliğinin bulunmadığını, davaya konu markayı gösteren fotoğraflar, ambalajlar, internet sitesi incelendiğinde müvekkilinin markasının “…” olarak kullanıldığının görüleceğini, … markasının müvekkili şirket ortaklarının baş harflerinden oluşan bir terkiple oluşturulduğunu, davacının markasını taklit amacı gütmediğini, TPE nezdinde … sözcüğü geçen 50 ye yakın marka bulunduğunu iddia ile, davanın reddini istemiştir.TPE Markalar Dairesi Başkanlığından gelen kayıtlardan, 2010/81678 sayılı “…” ibareli markanın, 25 ve 35. Sınıflarda 22/12/2010 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle 30/03/2012 tarihinde davalı adına tescil edildiğii, 174582 sayılı “…” ibareli markanın muhtelif sınıflarda 08/04/1996 tarihinden itibaren, 183594 sayılı “… + şekil” ibareli markanın muhtelif sınıflarda 21/05/1997 tarihinden itibaren, 187590 sayılı … + Şekil markasının 35. sınıfta 03/10/1997 tarihinden, 183982 sayılı aynı ibareli markanın 23/05/1997 tarihinden itibaren, 2003/15545 sayılı “…” ibareli markanın 35. sınıfta 17/03/2003 tarihinden itibaren, 2003/26045 sayılı “…” ibareli markanın muhtelif sınıflarda 30/09/2003 tarihinden itibaren, 2005/21445 sayılı “…” ibareli markanın 23, 24, 25 ve 27. Sınıflarda 27/05/2005 tarihinden itibaren, 2003/26046 sayılı aynı ibareli markanın muhtelif sınıflarda 30/09/2003 tarihinden itibaren ve yine … ibaresini taşıyan ve devamında benzer sloganlar olan birçok markanın birçok sınıfta davacı adına tescil edildiği görülmüştür. İstanbul(Kapatılan) 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 2015/142 E.-2017/24 K. sayılı kararıyla; davanın kabulü ile davalı adına tescilli 2010/81678 sayılı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, karar verilmiştir.Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkili adına tescilli “… markası ile davacı adına tescilli “…” markasının aynı/ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olmadığı, davalı markasının aynı tür ve benzer malları da kapsamadığını, müvekkilinin 21.07.2000 tarihinde “Ayakkabı ve Ayakkabı Yan Sanayi” meslek grubu ile Ticaret Odası’na kaydedildiğini, davacının ise “indirim marketçiliği” alanında faaliyet gösterdiğini, … markası ile davalı adına tescilli “…” markasının aynı sınıftaki emtiaları kapsamadığını, davalı markasının davacı markası ile renk, şekil, yazı karakteri olarak benzerliğinin bulunmadığını, tüketici çevresinin de, … seri markası olarak algılamasının mümkün bulunmadığını, müvekkilinin markasının “… ” şeklinde kullandığını, 556 sayılı KHK 8/4 maddesindeki koşulların oluşmadığını; tüketici nezdinde ayakkabıcı ve marketçinin karıştırılmasının mümkün olmadığını, tanınmışlığın ispatı gerektiğini, ayrıca tanınmışlık düzeyine erişmiş marka üzerindeki hakları ihlal eden 3 durumdan her hangi birinin gerçekleşmiş olması gerektiğini, bu haksız eylemlerin gerçekleşmediğini, müvekkili şirketin ortaklarının isimlerinin … olup babalarının isminin İlyas Şengül olduğunu, internet üzerinde arama yapıldığında 66 sayfa içinde “…” ifadesi geçen marka bulunduğunu beyanla, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekilinin, istinaf dilekçesine cevap vermediği görülmüştür.
G E R E K Ç E :Marka hükümsüzlüğü ve terkini talepli davada; hükümsüzlüğü istenen davalı adına tescilli, 22/12/2010 başvuru tarihli 2010/81678 başvuru numaralı … markasının 25. Sınıfta ve 35. Sınıfta tescilli olduğu, davacı adına tescilli … markasının, TPMK Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 16/05/2008 tarihli kararıyla (aynı adı taşıyan süpermarketler aracılığıyla sağlanan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri” alanındaki tanınmışlığı dikkate alınarak, itirazın kabulüne, “…” markasının tanınmış marka olarak tespitine oybirliği ile karar verildiği) , davacı şirketin 1997 yılından itibaren … esas unsurlu seri markalarının bulunduğu, 25. Ve 35. Sınıflarda davalı markasının tescil tarihinden önce tescil edilmiş markalarının bulunduğu görülmüştür.Hükümsüzlüğü istenen … markasının, davacının … tanınmış markasını aynen içerdiği, … ibaresinin önüne “O” harfi ve sonuna “S” harfi getirilerek oluşturulduğu, davacı ve davalı markalarının kavramsal anlamlarının bulunmadığı, taraf markalarının görsel ve sesçil olarak benzer olduğu, mülga 556 Sayılı KHK 8/1-b anlamında benzerlik bulunduğu, davacı markasının tanınmışlığı gözönüne alındığında, davalı markasının davacı markasının serisi gibi algılanacağı, markaların farklı zemin üzerine yazılmasının davalı markasına tüketici nezdinde ayırt edicilik kazandırmadığı kanaatiyle, ilk derece mahkemesinin hükümsüzlük kararının yerinde olduğu kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,00 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak davacı avansından kullanıldığı anlaşılan 11,00 TL posta-teb-müz giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 27/01/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.