Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3715 E. 2020/156 K. 27.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3715 Esas
KARAR NO: 2020/156 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/04/2017
NUMARASI: 2015/4 E. – 2017/99 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/01/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesini ilk derece mahkemesi duruşmalarında tekrarla; müvekkili firmanın yaklaşık 25 senedir bu sektörde faaliyet gösterdiğini, gerekli AR-GE çalışmalarını yaptığını ve ticari faaliyetlerini kendi sınaî haklarına dayandırdığını, müvekkili firmanın TPE nezdinde tescilli tasarımlarının yanı sıra OHIM nezdinde tescilli tasarım belgesi de bulunduğunu, davalı tarafın müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösterdiğini ve davalı firma ile müvekkili arasında derdest pek çok dava bulunduğunu, davalı tarafın aynı tasarımı pek çok kez tescil ettirme yoluna gittiğini ve haksız elde ettiği tescil belgeleriyle kendine haksız kazanç sağlamaya çalıştığını, … ve … numaralı tasarımları da TPE nezdinde tescil ettirdiğini, … numaralı tasarımın … numaralı tasarım ile aynı olması nedeniyle … numaralı tasarımın yenilik vasfının bulunmadığını, yine …, …, …, … numaralı tasarımlar ile …, …, … numaralı tasarımların da bu tasarımlarla aynı olduğunu, bu nedenle 554 sayılı KHK’nın 43.maddesi gereğince dava konusu tasarımlar yönünden hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğunu, her iki tasarımının da yenilik ve ayırt edicilik vasfı taşımadığını belirterek, davalıya ait … ve … numaralı tasarımların hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın hükümsüzlüğü istenen müvekkili firmaya ait tescillerin birebir aynısının kendisi tarafından da tescil ettirildiğini, bu nedenle davacıya karşı tasarım hakkına tecavüz davasının yanı sıra Ankara 4. FSHHM’nin 2013/339 Esasa sayılı tasarımın hükümsüzlüğü davası açtıklarını, davacının davayı açmakta kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirketin kurulduğu günden itibaren silah sektöründe faaliyet gösterdiğini, … nolu tasarımın varlığının 2007/2819/2 sayılı tasarımın hükümsüzlüğünü gerektirdiği iddiasının gayri ciddi olduğunu, her iki tasarım arasındaki tek benzerliğin ikisinin de tabanca tasarımı olmasından ibaret olduğunu, desenlerinin, geometrik boyutlarının, mekanizmalarının, kızak tasarımlarının, kabza boyutları ve şeklinin, horozlarının, tetik korkuluğunun, emniyet alanı ve şarjör düğmelerinin, gez ve arpacık kısımları yerleşim ve şeklinin, kızak uçlarının, tetik kısımlarının farklı olduğunu, dava dilekçesinde zikredilen diğer tasarımların karşısında da müvekkili tasarımlarının yenilik ve ayırt edicilik özelliklerine fazlasıyla sahip olduğunu belirterek, açılan davanın reddini talep etmiştir. İstanbul Anadolu 2.FSHHM’nin 27.04.2017 tarihli 2015/4 E. – 2017/99 K.sayılı kararıyla; davaya konu tasarımların silah tasarımları olduğu, silahların zorunlu olarak belli parçalardan oluştuğu, tasarımlar arasındaki farklılığın bu zorunlu parçalar üzerinde yapılacak şekli değişikliklerle sağlanabileceği, tasarıma konu ürünlerin alıcılarının bilinçli tüketiciler olduğu, tasarım uzmanı ve silah konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetince yapılan incelemeler sonucunda, davalıya ait 24.08.2006 tarihli ve … numaralı tasarım ve 30.05.2007 tarihli ve … numaralı tasarımların karşılaştırıldıkları diğer tasarımlar karşısında “yenilik” ve “ayırt edicilik” özelliklerini taşıdığının tespit edildiği, bu durumda davaya konu tasarımların hükümsüz kılınmasını gerektirecek şartların oluşmadığı anlaşıldığından, açılan davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; aynı mahkemenin 2014/105 E. Sayılı dosyası ile birleştirme taleplerinin reddinin, teknik konulara itirazlarının değerlendirilmemesi ve sundukları teknik görüş ile delillerin tamamının incelenmemesi sonuçlarını beraberinde getirdiğini, -kök rapora itiraz dilekçelerinin ve rapor ekinde sundukları teknik mütalaanın ek raporda incelenmediğini, -kök raporda her iki dava konusu tasarım için ortak bir değerlendirme yapıldığını, bunun ciddi bir çelişki oluşturduğunu, … ve … tasarımları farklı ise bu iki tasarımın deliller karşısındaki ortak ve farklı yönlerinin de birbirinden farklı olması gerektiğini, -ek raporda itirazlarının ve teknik mütalaanın dikkate alınmadığını, delillerinin (örn.kıyas tablosu ve … no’lu tasarımın değerlendirilmediğini, … sayılı tasarım ile dava konusu tasarımların kıyaslamasının yapılmadığını, beyanla mahkemenin eksik incelemeye dayalı kararının kaldırılarak yeniden yargılama yapılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin istinafa cevabında; tecavüzün tespiti ve önlenmesi davası ile hükümsüzlük davasının birleştirilmesinin söz konusu olmadığını, bilirkişilerin davacının benzer olduğunu iddia ettiği tasarımları incelerek, farklılıkların benzerliklerden çok olduğunu, yeni ve ayırd edici olduklarını tespit ettiğini, davacının raporun aleyhe gelmesi nedeniyle 11.03.2016 tarihli teknik görüş başlıklı belge ibraz ettiğini, dava ve delil listesinde olmayan iki farklı tasarımla karıştırma talep ettiğini, mahkemenin delillerin sonradan sunulmuş olması nedeniyle reddettiğini, karşılaştırma yöntemine itirazın yerinde olmadığını, beyanla istinaf başvurusunun reddine talep etmiştir. Davalıya ait tasarım tescil kayıtları incelenmesinde; davalıya ait … numaralı tasarımın 24.08.2006 tarihinde, yine davalıya ait .. numaralı tasarımın 30.05.2007 tarihinde TPMK nezdinde tescil edildiği anlaşılmış olup, davacı tarafça davalının tasarımlarının yenilik vasfını taşımadığına ilişkin sunmuş olduğu tasarım tescil belgelerinin incelenmesinde … sayılı tasarımın 30.09.2002 tarihinde … Ltd. Şti adına, … numaralı tasarımın 24.12.2003 tarihinde … A.Ş adına, 2004/00328 numaralı tasarımın 18.02.2004 tarihinde … Ltd. Şti adına, … numaralı tasarımın 26.06.2006 tarihinde … Ltd. Şti adına TPMK nezdinde tescil edildiği, ayrıca … sayılı Alman tasarımının 25.04.2005 tarihinde … nezdinde, … numaralı tasarımın 31.01.2004 tarihinde, … numaralı tasarımın 01.05.1992 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince dosya kapsamında alınan 12.01.2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda; davacı tarafça yenilik giderici olarak sunulan tasarım tescil belgeleri ile karşılaştırılarak davaya konu tasarımların “yenilik” ve “ayırt edicilik” özelliklerini taşıdığı, hükümsüzlük koşullarının oluşmadığını beyan etmişlerdir. Davacı vekilinin rapora itiraz ettiği, ekinde teknik mütalaa sunduğu, mahkemenin itirazlar kapsamında ek rapor alınmasına karar verdiği, 12.01.2016 tarihli ek raporda; davaya konu her iki tasarımın birbiri ile karşılaştırıldığını, tasarımların birbirinden farklı olduğunun beyan edildiği, itiraz dilekçesinde yer verilen tasarımın karşılaştırma tablosu ve teknik mütalaaya karşı herhangi bir beyan içermediği görülmüştür.
G E R E K Ç E : Davalı adına tescilli … ve … sayılı silah tasarımlarının hükümsüzlüğü davasında, davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, davaya konu … sayılı tasarım ile … nolu dava dışı tescilli tasarım, davaya konu … sayılı ve … sıra numaralı tasarım ile … sayılı dava dışı tescilli tasarım, davaya konu … nolu tasarım ile dava dışı … sayılı tasarım ve dava dışı … sayılı tasarımın karşılaştırmasına yer verdiği, ekinde ibraz ettiği teknik görüşte bir kısım silah tasarımları ile davaya konu tescilli tasarımların karşılaştırılarak benzer olduğu konusunda görüş bildirildiği, … numaralı tasarımın da karşılaştırmaya konu edilen tasarımlardan olduğu, davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesi ekinde sunduğu karşılaştırma tablosunda … ve … nolu tasarımlara yer verdiği, bilirkişi heyetinin kök raporda ve ek raporda bu tasarımlar ile karşılaştırma yapılmadığı görülmüştür. İlk derece mahkemesinin kararının gerekçesinde; davacı vekili tarafından sunulan delillerin dava ve delil dilekçesinde ileri sürülmediği, delil sunma süresi geçtikten sonra dosyaya yeni delil sunulduğundan incelenemeyeceği açıklanmışsa da; dava tarihinde yürürlükte olan mülga 554 Sayılı KHK 6. maddesinde, tasarım tescilinde mutlak yenilik koşulunun arandığı, yenilik unsurunun kamu düzeni ile ilgili olduğu gözönüne alınarak cevaba cevap dilekçesi ekinde sunulan tasarım tescili ile kök rapora itiraz dilekçesi ekinde sunulan teknik mütalaadaki tasarım tescillerinin incelenmesi gerektiği kanaatine varılmış, mahkeme tarafından alınan ek raporun da itirazları karşılamadığı, eksik inceleme ile karar verildiği kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, teknik bilirkişilerden oluşturulacak yeni bir heyetten rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İstanbul Anadolu 2.FSHHM’nin 27.04.2017 tarihli 2015/4 E. – 2017/99 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 28,00 TL (posta-teb-müz) masrafı olmak üzere toplam 113,70 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 27/01/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.