Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3712 E. 2018/1378 K. 11.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2017/3712 Esas
KARAR NO : 2018/1378
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2016
NUMARASI : 2012/1156 E. – 2016/780 K.
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 11/06/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, 01.10.2012 tarihli dava dilekçesinde, “müvekkilinin annesinin geçirdiği bir trafik kazası sonrasında Erbaa ilçesine gitmek üzere davalı şirketten 350 TL bedelle … plakalı aracı kiraladığını, yolda araçta arıza meydana geldiğini, aracın triger kayışının koptuğunun belirlendiğini, ancak davalı şirket çalışanı …’ün aracı kendilerinin yaptıracağını belirterek aracı orada bırakmalarını istediğini, bunun üzerine müvekkilinin bir araba tutup memleketine gittiğini, zararın ödenmesini beklerken icra takibi ile karşılaştıklarını, davalıya bir borçları olmadığı gibi, davalıya bir senet de vermediğini, ancak davalının imzalattığı araç kiralama sözleşmesinin alt kısmında senet olduğunu o an için farketmediklerini, davalının müvekkilini aldatarak hile ile ve telaşta farkettirmeden alt kısımdaki senedi imzalattığını, müvekkilinin hata ile imzaladığını, bunun geçerli bir hukuki ilişkiye dayanmadığını, müvekkilinin sadece bir sözleşme imzaladığını, içinde bulunduğu psikolojik durum nedeniyle böyle bir senedi farketmediğini, ayrıca davalının senedi kötüniyetli olarak doldurduğunu, sözleşme diye imzalattığı belgenin altını kopararak işleme koyduğunu, davalının müvekkiline bakımsız araç vererek mağdur ettiğini, 200 TL mazotun dahi müvekkili tarafından alındığını, MK 6.maddesi gereği bir vakadan kendi lehine haklar çıkaran tarafın o vakayı ispat etmesi gerektiğini, somut olayda senet verilmesini gerektiren bir durumun olmadığını, MK 2.maddesi gereği kötüniyetin korunmayacağını,” iddia ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, senedin iptalini, en az %40 tazminata hükmolunmasını ve ihtiyati tedbir verilmesini istemiştir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
29.04.2014 tarihli Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi raporunda, “senedin üst kenarının forme kesim olmadığı, imza ve yazıların aynı kalem olmadığı, yazıların fulaj izinin, imazının fulaj izinden daha farklı olduğu,
Davacı vekili 30.09.2014 tarihli dilekçe ile, müvekkilinin maaşına haciz konulması nedeniyle borcun tamamını ödediklerini beyanla, davanın istirdat davası olarak görülmesini talep etmiş ve harç ikmalinde bulunmuştur.
Mahkeme adli tıp raporu, tanık beyanına ve davalının kiralama sözleşmesi dışında başka bir delil sunmamasına göre davacının dava konusu senedi düzenlemediği ve bu senetten dolayı borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 4.822,89 TL istirdada dönüşmüş alacağın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, asıl alacak üzerinden %40 icra inkâr tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiş, faiz konusunda tavzih talebi mahkemece reddedilmiştir.
Davalı vekili istinafında, “Adli Tıp Kurumu’na talimatın eksik verildiğini ve incelemenin eksik yapıldığını, icra takibine konu senedin, araç teslim formunun bir parçası olduğunu, senetteki yazıların birbirini tutmamasının bu davaya bir katkısı bulunmadığını, TTK’nın 778 ve 680.maddelerine uygun açık senet düzenlenebileceğini, senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunun davacı tarafça ispatı gerektiğini, bütün araba kiralama şirketlerinin araç kiralarken, kredi kartı, nakit ya da bono aldığını, aracın hasarlanmasının, davacının kusurundan kaynaklandığını, başlangıçta bir arıza olsa idi aracın 500 – 600 km yol kat edemeyeceğini, aracın yağsız ve susuz kaldığını ve motorun yandığını, davacının göstergedeki ikazlara riayet etmemesi nedeniyle arızanın büyüdüğünü, kararın hukuka aykırı olduğunu,” iddia ile kararın bozulmasını, davalının kabulünü istemiştir.
Davacı vekili istinafa cevaben, “davalının itirazlarının haksız olduğunu ve itirazın süresinde olmadığını, dava dilekçesi davalıya uygun tebliğ edildiği halde davalının cevap vermediğini ve delil sunmadığını, şimdi sunulan delilleri kabul etmediklerini” beyanla istinafın reddini istemiştir.
Mahkemece 22.05.2017’de davalının UYAP üzerinden istinaf dilekçesi gönderdiği, gider avansı ve istinaf harcı yatırılması için 26.04.2017’de davalıya muhtıra tebliğ edilmesine rağmen, davalının 100 TL gider avansı yatırıp, istinaf harcı giderilmediği, gerekli harç ve masrafların verilen kesin sürede tamamlanmadığı” gerekçesiyle HMK’nın 344.maddesi gereğince başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davalı vekili 23.05.2017’de istinaf harcını yatırarak, “istinaf harcının sisteme yatırıldığını, gönderilen muhtıra üzerine gider avansının 28.04.2017’de yatırıldığını, muhtırada belirtilen istinaf harcı ise 17.04.2017’de yatırılan harç ile aynı olduğundan yatırılmadığını, herhangi bir süiniyetlerinin olmadığını, muhtırada harçların tam olarak anlaşılamaması nedeniyle karışıklık olduğunu, müvekkilinin ikinci kez mağdur edildiğini” iddia ile istinaf dilekçesindeki beyanlarını da tekrarla kararın bozulmasını ve davanın kabulünü talep etmiştir.
Her ne kadar davalı vekili istinaf harcını yatırdığından bahisle yukarıda belirtilen gerekçesiyle ilk derece mahkemesi’nce verilen “başvurunun yapılmamış sayılması” kararına karşı istinaf isteminde bulunmuş ise de, dosya içeriğine göre davalı vekilinin 17.04.2017 havale tarihli dilekçesi ile UYAP üzerinden istinaf isteminde bulunduğu ve 85,70 TL başvuru harcı ödediği, buna karşılık 83,00 TL’lik nispi istinaf harcını ödemediği, nispi istinaf harcını yatırması için davalı vekiline 26.04.2017 tarihinde tebliğ edilen muhtıra’ya rağmen davalı vekilinin 100 TL gider avansı yatırmakla yetindiği ve muhtıra da belirtilen 83,00 TL nispi istinaf harcını ödememekte ısrar ettiği, gönderilen muhtıranın son derece açık olduğu ve yatırılması istenilen nispi harç miktarı ile yatırılmaması durumunda verilecek kararın açıkça belirtildiği anlaşılmakla, böylece ilk derece mahkemesi’nce HMK’nın 344.maddesine göre istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair verilen 22.05.2017 tarihli ve istinafa konu kararı isabetli olduğundan, istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
6100 sayılı HMK.’nın 344 ve 353/1-b-1 maddeleri gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 242,28 TL harcın, peşin alınan 83,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 159,28 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Sehven 2 kez yatırıldığı anlaşılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının (85,70 TL) talep halinde davalı tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Karar kesinleştiğinde ve talep halinde gider avanslarının taraflara iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 11/06/2018 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.