Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3706 E. 2020/154 K. 27.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3706 Esas
KARAR NO: 2020/154 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/04/2017
NUMARASI: 2016/171 E. – 2017/76 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/01/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı taraf dava dilekçesinde; müvekkilinin , davalı …’nin (…) ortağı olduğunu, şirketin, denizcilik sektöründe kullanılan boya ve kimyevi maddelerin üretimi ile iştigal etmek üzere mevcut ticaret unvanı ile 2007 yılında kurulduğunu davaya konu “…” markasının müvekkilinin babası tarafından 1974 yılında kurulan … Anonim Şirketi (…) tarafından ihdas edilerek çok uzun süre kullanılmış, ilgili sektörde bilinen bir marka olduğunu, moravıa kurulduğu tarihte halen boyman adına tescilli olan bu markanın; …’ın müvekkilinin babası … tarafından kurulmuş olması ve müvekkilinin her iki şirketle olan ortaklık bağlantısı nedeni ile … tarafından 08.02.2010 tarihinde …’ya devredildiğini, … nın halen faaliyet gösterdiği adreste, daha önce … tarafından kullanılan fabrika binasında faaliyetini sürdürdüğünü, … şirketinin “…” ibareli markası dışında faaliyetini devam ettirebileceği tek bir markası dahi bulunmadığını ve buna rağmen dava konusu … nolu “…” ibareli marka davalı …’nın müdürü olan … tarafından usulsüz ve muvazaalı şekilde 16.01.2012 tarihinde davalılardan …’ya devredildiğini şirketin ticari faaliyetini devam ettirmek için ihtiyaç duyduğu ve sahip olduğu tek markanın devredilmesinin olağanüstü bir karar gerektirdiğini , davalı …’dan …’ya devrine ilişkin sözleşmenin hükümsüzlüğüne karar verilmesi halinde, markanın …’e devrine yönelik sözleşme de dayanaksız kalacak ve bu sözleşmenin de hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerekeceğini, davalı …’in markayı iktisap ederken iyi niyetli olmaması nedeni ile bu şirketin sicil kaydına güveni de korunmaya değer olmadığını beyanla dava konusu … nolu “…” ibareli markanın …’nden …’ya usulsüz, hukuka aykırı ve muvazaalı olarak devrine ilişkin 16.01.2012 tarihli sözleşmenin hükümsüzlüğüne; kabule göre dava konusu markanın …’dan …’ne kötü niyetle ve muvazaalı olarak devrine ilişkin 24.07.2015 tarihli sözleşmenin hükümsüzlüğüne; devir sözleşmelerinin kayıt altına alınmasına ilişkin TPE sicilinin terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu … Markasının davacının iddia ettiği gibi davacının ortak olduğu … Ltd. Şti.den satın alınmayıp müvekkili … tarafından Ankara … icra müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyasından yapılan 16.03 2011 tarihinde yapılan ihale neticesinde İcra Müdürlüğünden satın alınmış olduğundan iş bu haksız ve yersiz ve müvekkili ile ilgili ilgisiz iddialara dayalı davacının davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar … kimya ve … Boya ve kimya vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın iddialarının yerinde olmadığını söz konusu markanın müvekkiline … tarafından devredildiğini, söz konusu markanın … icra müdürlüğü tarafından ihale edilerek marka satın alındığını, bu nedenle davacı tarafın iddia ettiği şirketin bir devri söz konusu olmadığını, markanın sahibinin de davacının ortağı olduğu şirket olmayıp … şirketi olduğunu bu nedenle husumet yönünden de itiraz ettiklerini, davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. Bakırköy 1.FSHHM’nin 13.04.2017 tarihli 2016/171 E. – 2017/76 K.sayılı kararıyla; TPE kayıtlarına göre … nolu … şekil markasının 16.03.2011 tarihinde Ankara … İcra müdürlüğünün … talimat sayılı dosyasında 61.000,00 TL bedelle davalı …ya ihale edilip daha sonradan diğer davalıya satışının yapıldığı,davacı tarafın iddia ettiği hususun yerinde olmadığından yerinde olmayan davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; markanın devir nedeniyle el değiştirdiğini gösteren TPMK belgesi, 21.03.2017 tarihli dilekçeleri ile dosyaya sunulduğunu, devre esas teşkil ettiği ileri sürülen icra dosyasının bu dosya içerisine alınmadan ve çelişki giderilmeden karar verildiğini, markanın ilk sahibi olan … şirketinden son tescil sahibine kadar geçen tüm sürecin muvazaalı ve şüpheli işlemlerle dolu olduğunu, TPMK tarafından gönderilen yazı cevabına göre; markayı … şirketinden olan alacağı nedeniyle icra kanalıyla satışa çıkaranın müvekkili olduğunu, oysa müvekkilinin markanın satışa çıkarıldığından haberinin olmadığını, işlemlerin tümünün müvekkilinin avukatı tarafından habersiz bir şekilde yapıldığını, markanın güncel değerinin milyonlarca lirayı bulmasına rağmen 61.000 TL gibi sembolik bir bedelle davalı …’ye ihale edildiğini, müvekkili adına haciz uygulanmasını sağlayan Av. …’nun borçlu şirketin vekaletini üstlenerek davalı … şirketine devrettiğini, davalı … ile … şirketinin müdürü … arasında gönül ilişkisi bulunduğunu, devir sözleşmesinin de …’ye vekaleten … tarafından imzalandığını, bu kişinin ablası …’ın da … şirketinin sahibi olduğunu, ve … şirketinin … şirketinin merkez adresinde bulunduğunu, … şirketi adına yapılan … nolu … markasının tescil aşamasında harcını yatırmayarak, başvurunun işlemden kaldırıldığını, arkasından … adına yeniden başvurularak, icra dosyası üzerinden devrin gerçekleştiğini, …’ın … şirketi müdürü olarak markanın bu şekilde el değiştirmesi için tescil aşamasına gelmiş marka başvurusunu ortadan kaldırdığını, müvekkilinin avukatı ve …’in tüm aşamalarda aktif rol oynadığını beyanla istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar …Ltd şirketi ve …Ltd şirketi vekili istinafa cevabında; davaya konu markanın …AŞ adına kayıtlı iken davacı tarafından yapılan icra takibi ile haczedildiğini, Ankara …İcra Müdürlüğünün … Tal.sayılı dosyası ile 16.03.2011 tarihinde açık artırma ile 61.000 TL bedelle … tarafından satın alındığı ve tescil edildiğini, davalı … şirketinin de, bu şahıstan devraldığını, davacının marka sahibi olmadığını, taraf ehliyetinin de bulunmadığını, icra marifetiyle satıldığında Boyman şirketi adına kayıtlı olduğunu beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir. Davaya konu … … şekil markasının dosya içerisinde bulunan TPMK kayıtlarından; markanın 24.07.2015 tarihli devir sözleşmesine göre davalı … tarafından … Ltd. şirketine devredildiği, sahibi adına geçerliliğini koruduğu, markanın ilk sahibinin … San. Tic. olduğu , başvuru ve koruma tarihinin 02.05.2000 tarihi olduğu, markanın bu şirket adına tescilli iken 18.01.2010 tarihinde … Tic. Ltd şirketine satışının yapıldığı, daha sonradan markanın alacaklı …’nun borçlu … San. AŞ’den (…Ltd.Şti) aleyhine yapılan icra takibinde haczedildiği ve Ankara … İcra müdürlüğünün … talimat sayılı dosyasında açık artırma ile satışa çıkarıldığı, 16.03.2011 tarihinde 61.000,00 TL bedel ile …’ya ihale edildiği, 07.04.2011 tarihinde bu devralan kişiye yönelik tescil için TPE ye müzekkere yazıldığı ve devir işleminin … adına TPE de gerçekleştiği ve adına tescilin yapıldığı, daha sonradan da … Tic. Ltd. Şirketin 24.07.2015 tarihinde devrin yapıldığı gelen kayıttan anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E : Davacı vekilinin dava dilekçesinde, markanın davalı … şirketi tarafından davalılardan …’ya devrine ilişkin 16/01/2012 tarihli sözleşmenin ve … tarafından markanın davalı … Ltd. şirketine devrine ilişkin 24/07/2015 tarihli sözleşmenin muvazaalı olduğundan hükümsüzlüğünü ve markanın muvazaalı devirlerinin iptali ile sicilin terkinine karar verilmesini talep ettiği, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği, davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu görülmüştür. Dosya içerisine celp edilen TPMK kayıtlarından davaya konu … şekil markasının, 02.05.2000 başvuru tarihinde dava dışı … Tic. A.Ş. Adına kayıtlı iken, davacı alacaklı …’nun borçlu … San. AŞ (… Ltd.Şti) ‘den olan alacağı için başlatılan icra takibinde haczedildiği ve Ankara … İcra müdürlüğünün … talimat sayılı dosyasında açık artırma ile satışa çıkarıldığı, 16.03.2011 tarihinde 61.000,00 TL bedel ile …’ya ihale edildiği , İcra Müdürlüğü tarafından 07.04.2011 tarihinde bu devralan kişiye yönelik tescil için TPE ye müzekkere yazıldığı ve devir işleminin … adına TPE de gerçekleştiği ve adına tescilin yapıldığı, daha sonradan da … Ltd. Şirketin 24.07.2015 tarihinde devrin yapıldığı, davacı vekilinin markanın …’ya markanın devir sözleşmesiyle devredildiği ve devrin muvazaalı olduğuna dair iddiasının yerinde olmadığı, davacı tarafça devir bedelinin kendisine ödenmediği ve icra işleminden habersiz olduğuna dair iddiasının bu davada dinlenemeyeceği, markanın daha sonra … Şirketine devrine ilişkin sözleşmenin de muvazaalı olduğunu ispat yönünden kanaat verici delil sunulmadığı, ilk derece mahkemesinin davanın reddi kararının yerinde olduğu kanaatiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davalı avansından kullanıldığı anlaşılan; 19,65 TL (posta-teb-müz) masrafının davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, b)Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 27/01/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.