Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3698 E. 2020/146 K. 24.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3698 Esas
KARAR NO : 2020/146
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/11/2016
NUMARASI : 2015/663 2016/927
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/01/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında “… doğal kaynak suyu satış sözleşmesi” düzenlendiğini, davalının müvekkilinden aldığı su bedeli 2.241,85 TL ile kendisine bedelsiz verilen su ile uhdesindeki konsinye/emanet damacanalar nedeniyle oluşan borcunu ödemediğini, müvekkilinin muhasebe kayıtlarına göre davalının 5.627,25 TL borcu bulunduğunu, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket yetkilisi, davanın itirazdan itibaren bir yıllık sürede açılmadığını, taraflar arasında herhangi bir sözleşme imzalanmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davacı defterlerinde davalıdan faturalar nedeniyle 2.241,85 TL alacaklı bulunduğu yolunda kayıt yer aldığı, 3385,40 TL’lik farkın neden kaynaklandığının tespit edilemediği, davacı defterlerinde konsinye mal verdiğine dair kayda rastlanılmadığı, dava konusu faturaların davalıya tebliğ edildiğine dair bir belge de bulunmadığı, davacının davasını kanıtlayamadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; mahkemenin hükme esas aldığı rapordaki cari hesap alacağı bulunduğuna dair tespitin tam aksi yolunda karar verdiğini, ayrıca gerekçeli kararın kendi içinde de çelişkili olduğunu, icra takibinin fatura alacağından değil cari hesap ile konsinye mal alacak kalemlerinden oluştuğunu, yine mahkemenin faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olmaması yönündeki gerekçesinin hatalı olduğunu, zira davalı defterlerinin sahibi lehine kesin delil vasfının bulunmadığını, üstelik bilirkişi raporunda müvekkillinin 2.241,85 TL alacaklı olduğunun bildirildiğini, sevk irsaliyelerinin incelenmediğini, sektörde uzman bir bilirkişi marifetiyle inceleme yapılması taleplerinin kabul edilmeyerek eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 13.maddesinde; karşı tarafın teslimat öncesi, teslimat sırasında nakit veya kredi kartıyla tek çekimle ödeme yapması gerektiğini, ayrıca davalının konsinye verilen damacanalar ile su satışı yaptığını, damacanaların muhasebesinin 157 hesabı altında kayıtlı olduğunu, sevk irsaliyelerinde konsinye mal ibaresinin bulunmamasının damacanaların konsinye olarak teslim edildiği gerçeğini değiştirmediğini, mahkemenin yeniden sektörde uzman bilirkişi marifetiyle inceleme yapılması talebinin reddinin doğru olmadığını bildirmiştir. Davacı tarafından 23/06/2014 tarihinde davalı aleyhine Bakırköy….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 5.627,25 TL asıl alacak olmak üzere toplam 5.641,74 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, dayanak olarak cari hesap alacağının gösterildiği, davalı şirket yetkilisi … sözleşmedeki imzayı inkar ettiğini, ayrıca herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını belirterek borca itiraz ettiği görülmüştür.Dosya içerisinde bulunan 2 adet faturanın incelenmesinde; bir tanesinin 26/08/2013 tarihli 700.88 TL bedelli, diğerinin ise 30/09/2013 tarihli 1.856,20 TL bedelli olduğu, içeriğinin kaynak suyu olarak belirtildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 11/01/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacının 2013 yılı yevmiye defterinin ibraz edildiği, kebir ve enfvanter defterlerinin ibraz edilmediği, davacı defterlerinde dosyaya sunulan 2 adet fatura nedeniyle 31/12/2013 tarihi itibariyle davalıdan 2.241,85 TL alacak bulunduğu, aradaki 3.385,40 TL’lik farkın nereden kaynaklandığının tespit edilemediği, davacı şirketin davalıya konsinye vermiş ise ticari defter kayıtlarında konsinye veridğine dair herhangi bir kayda rastlanmadığı, dava konusu faturaların davalı tarafa tebliğine dair herhangi bir belgeye rastlanmadığı, davalı defterlerinin ise kapanış tasdiklerinin yapılmadığı, sahibi lehine delil özelliğinin bulunmadığı, davalı defterlerinde davacı şirkete ait herhangi bir kayda rastlanılmadığı, davacının kendi ticari kayıtlarına göre davalıdan 2.241,85 TL alacaklı olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında davacının itirazları üzerine alınan 19/09/2016 tarihli ek raporda ise; bir işletme tarafından karşı tarafa mal gönderildiği zaman yapılması gereken muhasebe kaydının 157 diğer stoklar, 157.01 konsinye mallar, 153 ticari mallar olarak gösterilmediği gerektiği, ancak davacı şirket kayıtlarında böyle bir kayda rastlanılmadığı, yine davacının sevk irsaliyelerinde gönderdiği malların konsinye gönderildiğini belirtmesi gerekirken belirtmediği, sadece 3 adet irsaliye üzerinde bu ibareye rastlandığı, diğer iki adet irsaliyede bu ibareye rastlanmadığı, konsinye gönderildiği iddia edilen mallar için muhasebe kayıtlarına rastlanılmadığının tespit edildiği, davacının davalı defter kayıtlarına göre 2.241,85 TL alacaklı olduğu kanaatinde bir değişiklik bulunmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Dosyada 45 adet irsaliye fotokopisi bulunduğu, bu irsaliyelerde teslim eden ve teslim alan kısımlarında imzaların yer aldığı, irsaliyelerdeki teslim alan bölümlerinde bir çoğunda sadece imza, az bir kısmında ise hem isim hem imza bulunduğu görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir. Davacı taraf işbu davada davalıya verdiğini belirttiği 2.241,85 TL su bedeli ile davalı uhdesinde bulunan konsinye/emanet damacanalar nedeniyle oluşan alacağın tahsilini istemiştir. Davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Yargılama sırasında alınan gerek kök ve gerekse ek bilirkişi raporunda; davacının usulüne uygun olarak tutulan ve lehine kesin delil vasfı bulunan defterlerinde su bedelinden dolayı 2.241,85 TL alacak bulunduğu, konsinye damacanalar ile ilgili olarak ise davacı defterlerinde herhangi bir muhasebe kaydı bulunmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davacı tarafın özellikle konsinye/emanet damacanalar yönünden kendi defterlerinde de herhangi bir alacak kaydı bulunmadığından, bu yöne ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir. Ancak gerek davacı defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olması, gerekse davalı defterlerinin usulüne uygun düzenlenmemiş olması ve gerekse dosya içeriğinden taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunun anlaşılması karşısında su bedeline ilişkin alacak kaleminin kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/11/2016 gün, 2015/663 Esas, 2016/927 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın kısmen kabulü ile; davalının Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında asıl alacağın 2.241,85 TL’lik kısmına yaptığı itirazın iptali ile takibin bu miktara yıllık %11,75 oranını aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 4-Alacak likit olduğundan hüküm altına alınan tutarın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Alınması gereken 153,14 TL harçtan, peşin alınan 96,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 57,04 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 6-Davacı tarafından yatırılan peşin harç tutarı olan 96,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 27,70 TL başvurma harcı, 450,00 TL bilirkişi ücreti ve 171,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 649,20 TL’den davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 258,63 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 18,00 TL’den davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 10,82 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, 9-Kabul edilen dava değeri üzerinden davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.241,85 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 10-Reddedilen dava değeri üzerinden davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.385,40 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 11-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 12- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 24,30 TL posta masrafı olmak üzere toplam 110,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 13-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 14-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.24/01/2020