Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3676 E. 2020/50 K. 17.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3676 Esas
KARAR NO : 2020/50
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/04/2017
NUMARASI : 2015/126 E. – 2017/340 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARŞI DAVA: ALACAK
KARAR TARİHİ: 17/01/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA:Asıl dava yönünden davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında mevcut sözleşmeye göre davalı taraf 148.980,61 USD değerindeki malı teslim etmeyi taahhüt ettiği halde edimini yerine getirmediğini, sözleşme kapsamında davalı tarafa verilen 300.000,00 TL lik teminat çekinden dolayı müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Birleşen dava yönünden davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında mevcut olan 03.12.2014 tarihli sözleşmeye göre sözleşme kapsamında belirtilen emtianın davalı tarafa teslim edildiği halde sözleşmede belirtilen bedelin kendilerine ödenmediğini bu nedenlerle 300.000,00 TL alacağın tahsilini talep etmiş bilahare yargılama aşamasında sözleşmede yer alan miktar itibarı ile 148.980,61 USD nin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; taraflar arasında düzenlenen ve inkar edilmeyen 03.12.2014 tarihli sözleşme kapsamına göre, sözleşmede yer alan emtianın alıcı tarafa teslim edildiği, sözleşmenin içeriğindeki ifadelerin de teslimin gerçekleştiği yönünde olduğu, sözleşmede belirtilen 148.980,61 USD nin alıcı tarafından ödendiğine ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı, sözleşme kapsamında satıcıya verilen ve menfi tespit davasına konu edilen 300.000,00 TL lik teminat çekinin borcun ödenmemesi nedeni ile teminat olma vasfını halen sürdürdüğü dikkate alınarak asıl dava yönünden açılan menfi tespit davasının reddine, birleşen dava yönünden ıslah talebi de dikkate alınarak davanın kabulüne, davacı satıcı için sözleşmede belirtilen 148.980,61 USD’ nin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı birleşen davada davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hakları devreden … Firmasından Ambarlı Gümrük Müdürlüğünce tescilli 3 adet beyannamede yer alan mal bedellerinin banka transferi ile gönderildiğini, 16.12.2014 tarihli IM … 39.208,90USD bedelli, 19.12.2014 tarihli IM … 57.940,50 USD bedelli, 29.12.2014 tarihli IM …, 23.878,27 USD bedelli söz konusu ithalat bedellerinin ödendiğine dair banka transfer makbuzlarının ise;19.11.2014 tarihli 20.000USD, 22.08.2014 Tarihli 20.000 USD, 27.08.2014 Tarihli 30.000USD, 26.11.2014 tarihli 15.000USD, 26.12.2014 tarihli 15.000USD olmak üzere toplam 108.000 USD’nin yurtdışı banka transferi yapıldığını, faturaların ise 121.026USD olduğunu, bakiye 13026 USD borç kaldığını, taraflar arasında … isimli satış faturası isimli belgenin tanzimi sırasında 14.434 USD alıcı olarak davacı tarafça … Ltd Şti’ye ödendiğini, geriye hiçbir borcun kalmadığını, ithalat CIF olmasına rağmen konişmentoları elde tutan …. firmasının satış faturasında 25.474,40 USD navlundan müvekkilini sorumlu tutmuş olması nedeni ile navlun bedeli yönünden de müvekkilnin borçsuzluğunun tespitini talep ettiklerini, Birleşen dava davacısının … firması yönünden alacaklı olduğunu iddia etmesinin hukuki dayanağı olmadığını, 25.11.2014 tarihli devir belgesinde (konsoloslukça onaylanmamış ve geçersiz olan) yalnızca Business fimrasından temlik alındığınının görüldüğünü, … isimli belgede sadece 4 adet konişmetodan söz edildiğini, birleşen davanın reddi gerektiğini, Mahkemece yurtdışı yabancı firmaya yapılan banka transferleri dikkate alınmadan ödemeler hiç olmamış gibi sadece … belgesi dikkate alınarak karar verilmesi nedeni ile sona ermiş olan alacağın yeniden tahsiline karar verilmiş olduğunu, birleşen davacı lehine bağımsız bir alacak doğmadığını, belgede konişmentolardan bahsedilmesinin de dayanağının söz konusu ithalatlar olduğunu açıkça gösteridğini, İthalat bedellerinin banka transferi yolu ile yurt dışı satıcı firmaya ödendiğini, 300.000TL bedelli çekin teminat vasfının ortadan kalktığını, Birleşen davada ıslah yönünden teminat şartının yerine getirilmediğini, birleşen dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmadığından davacının talebini açıkça hasrettiğini, miktar ve değerin artırılmasının iddanın genişletilmesi yasağına tabi olduğunu ve muvafakatlerinin olmadığını, ıslahın usule aykırı olduğunu, alacağın temlikinin usulüne uygun bir belge ile ispat edilemediğini, konsolosluğun imz ave mührünün olmadığını, hükümde doğrudan yabancı paraya hükmedilmesinin hatalı olduğunu, teminata hükmedilmeden hüküm kurulmasının da hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Asıl dava, teminat çekine dayalı başlatılan takipte borçsuzluğun tespiti istemine ilişkindir. Birleşen dava ise; alacak istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı- karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut uyuşmazlıkta; davacı ile dava dışı …. Şirketi arasındaki satım sözleşmesi ve taraflar arasında düzenlenen 03.12.2014 Tarihli Sales İnvoice başlıklı belge ile 300.000TL bedelli teminat çeki ihtilafsızdır.Davacı istinaf isteminde alacağın temlikinin geçersiz olduğunu iddia etmiş ise de; karşı davacı vekili bu hususta 25.11.2014 Tarihli tercümeli belge örneğini sunmuş olup davacının 03.12.2014 tarihli … başlıklı faturaya itirazı bulunmamaktadır. Alacağın temliki, alacaklı ile onu devir alan üçüncü şahıs arasında borçlunun rızasına ihtiyaç olmaksızın yapılabilen, şekle bağlı tasarrufi bir muamele veya kanun yada kazai kararla gerçekleşen bir devirdir. Kanun veya akit ile veya işin niteliği icabı olarak menedilmiş olmadıkça, alacağın temliki borçlunun rızasına bağlı değildir. 6098 sayılı TBK’nun 186. maddesi hükmü gereğince, temlik borçluya ihbar edilmez ise, borçlunun iyiniyetle yaptığı ödemeler geçerlidir ve borçlu bu ödeme ile borcundan kurtulur. Somut olayda; alacağın temlikinin borçluya bildirildiğine ilişkin herhangi bir delile rastlanmamış ise de; alacağın temliki belgesi 25.11.2014 tarihli olup, taraflar arasındaki fatura 03.12.2014 tarihlidir.Davacı vekili, dava dışı yurt dışı şirkete yapıldığını iddia ettiği ödeme belgelerinin fotokopisini istinaf dilekçesi ekinde sunmuştur.Asıl davada davalı-birleşen dosyada davacı …. Şti vekili 22.06.2016 tarihli dilekçesinde “davacının satıcı şirket … şirketi arasındaki ödemelerin bankadan ve tüm ithalat kayıtları ile tüm ithalat kayıtları gümrük müdürlüğünden geldikten sonra birleşen dosyadaki temliknameler birlikte değerlendirildiğinde müvekkilin alacaklı olduğu anlaşılacaktır” şeklinde beyanda bulunmuştur. Davacı-birleşen dosya davalısı 14.434 USD’yi davalıya ödediğini iddia etmiş, birleşen dosya davacısı bu bedelin avans bedeli olduğuna ilişkin beyanda bulunmuştur.Bu durumda ilk derece mahkemesince; davacı vekilinin 06.04.2016 tarihli beyan dilekçesi, 03.12.2014 tarihli belge ve konişmentolar dikkate alınarak teslimin gerçekleştiğinin kabulü yerinde ise de; 06.04.2016 Tarihli belgede açıkça konişmento numarası yer almayan … tarafından teslimi yapıldığı belirtilen mallar yönünden birleşen davacının talep hakkı olmadığına ilişkin savunmanın değerlendirilmemiş olması, keza birleşen dava yönünden bilirkişi raporu alınmamış olmakla ödemeye ilişkin tüm delillerin celbi ile denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak delillerin değerlendirilmesi sureti ile hüküm kurulması gerekliyken eksik incelemeye göre karar verilmesi yerinde görülmemiş ve davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, kabul edilen istinaf istemi dikkate alınarak sair hususların bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacı- birleşen davada davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüne,2-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/04/2017 gün ve 2015/126 Esas, 2017/340 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı birleşen davada davalı tarafa iadesine,4-İstinaf aşamasında davacı birleşen davada davalı tarafça yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 92,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 213,30 TL’nin davacı birleşen davada davalıdan alınarak davacı birleşen davada davalıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 17/01/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.