Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3674 E. 2020/57 K. 17.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3674 Esas
KARAR NO : 2020/57
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/12/2016
NUMARASI : 2015/1111 E. – 2016/921 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kredi Sözleşmesinde Sahte İmza İddiasına Dayalı)
KARAR TARİHİ: 17/01/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA:Davacı vekili dava dilekçesi özetle; …San. ve Tic. A.Ş ile … arasındaki Genel Kredi Sözleşmesi dayanak yapılarak … ile … Şirketi arasında imzalanan tahsili gecikmiş alacakların satış ve temlik beyannamesi başlığı altında anlaşma üzerine …A.Ş. müvekkilinin aleyhine İstanbul …. icra Dairesinin … Nolu dosyası ile 54.804,20 TL tutarında icra takibinde bulunulduğunu, müvekkilinin aleyhine icra konusu yaptıkları takip Genel Kredi Sözleşmesindeki müvekkiliyle uzaktan yakından ilgisi bulunmayan sahte bir imzaya dayanılarak yapıldığını, müvekkilinin eczacı olup faaliyet halinde bir eczanesi olduğunu, davalı kısa bir araştırma ile müvekkilinin adresi tespit edilebilecekken, bu yola gidilmeyerek, yıllar önce tahliye ettiği adresine tebligatın yapıldığını, müvekkilinin eczacı olduğunu tespit eden davacının, takip kesinleşmeden, davalı icra memurluğuna başvurarak SGK Genel Müdürlüğü’ndeki müvekkilinin alacaklarına haciz konmasını talep etme yolunu seçtiğini, … ve temlik alan davalının, İstanbul ….. İcra Müdürlüğü’nün E. … ve ….İcra Müdürlüğü’nün E. … sayılı dosyalarından aynı borç nedeniyle 2 ayrı takipte bulunduklarını, müvekkilenin imzası ile icra konusu yapılan belgedeki imza arasında herhangi bir benzerlik bulunmadığını, tüm bu nedenlerden dolayı müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespitine, kötüniyetle hareket ederek müvekkilenin ticari hayatına onarılmaz zararlar veren davacının %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tüm hak ve alacakların … A.Ş. tarafından müvekkil …A.Ş.’ye temlik edildiğini, öncelikle, davacının sahte olduğunu iddia ettiği imzanın atıldığı genel kredi sözleşmesi davacı ve diğer borçlular ile dava dışı temlik eden … A.Ş. arasında akdedildiğini, ilgili sözleşmenin akdedilme sürecinin, müvekkil şirketle hiçbir ilgisinin bulunmadığını, … A.Ş. ile akdedilmiş bulunan bu sözleşmeden doğan alacak temlik edildikten sonra, oldukça doğal olarak şirketlerine alacağın tahsiline yönelik işlemlere başlandığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, bir an için davacının mevcut genel kredi sözleşmesindeki imzasının sahte olduğu düşünülse dahi; bu kusurun müvekkil şirkete atfedilmesi hukuki açıdan olanaksız olduğunu, müvekkili şirketin iyi niyetli 3.kişi hamil durumunda olduğunu, davacının kötü niyet iddiaları dayanaksız, mesnetsiz ve hukuki açıdan yersiz olduğunu, bunda kötüniyet emaresi olmadığı gibi, hukuka aykırı bir durumunda bulunmadığını, aynı borca ilişkin olarak açılan İstanbul ….İcra Müdürlüğü … E. sayılı takip dosyasının ödeme emrinden anlaşılacağı üzere, davacının zaten bu takipte borçlu olmadığını, bu icra takibinin dayanağının Genel Kredi Sözleşmesi olmayıp bir senet olduğunu, davacının da bu takipte yer almadığını, İstanbul ….İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyadaki ödeme emri incelendiğinde, takibin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla açılmış olduğunu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nin 10/11/2016 Tarihli raporu ile inceleme konusu genel Kredi Sözleşmesindeki imzanın ….eli ürünü olmadığının tespit edildiği gerekçesi ile; “Davacı tarafın menfi tespit davasının kabulüne, davacı tarafın İstanbul ….İcra Dairesinin … sayılı icra dosyasına dayanak genel kredi sözleşmesinde ismi yanında atılı bulunan imzanın davacıya ait olmadığı anlaşılmakla davacının İstanbul …İcra Dairesinin … Sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafın tazminat talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ATK raporuna yazılı ve sözlü itirazlarının mahkemece değerlendirilmediğini, ATK’nın imza itirazı hususunda son merci olmadığını, mahkemenin ATK raporuna göre karar vermesinin yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; ATK raporuna göre karar verilmesinin yerinde olduğunu, davalının rapora sözlü yahut yazılı itirazının bulunmadığını, istinaf isteminin reddine karar verilmesini talep ettiklerini belirtmiştir.
İNCELEME:Davaya konu İstanbul …..İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında; alacaklı … AŞ, borçlular … takibin dayanağı ise 30.07.2010 Tarihli genel kredi sözleşmesi ve İstanbul 9.ATM 2014/459 D İş sayılı dosyası olarak belirtilmiş; 39.834,98 TL asıl alacak, 14.969,22 TL işlemiş faiz ki toplam; 54.804,20 TL’nin tahsili talebi ile 01.10.2014 Tarihinde takip başlatılmıştır. Dosyada bir örneği mevcut 22.01.2009 Tarihli 500.000 TL bedelli genel kredi sözleşmesinde alacaklı … Aş, borçlular….AŞ, …olarak yer almakta olup … atfen imza yer aldığı görülmektedir.ATK Fizik İhtisas Dairesi’nin 10.11.2016 Tarihli raporunda; 22.01.2009 tarihli sözleşmedeki imzanın …. eli ürünü olmadığı yönünde görüş belirtilmiş olup mukayese esas evraklardan sözleşme öncesindeki tarihi içerir (19.04.2006 tarihli imza beyannamesine ilişkin noterlik evrak aslı) evrakın bulunduğu görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, İİK’nın 72.maddesi uyarınca imza inkarına dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut uyuşmazlıkta; ilk derece mahkemesince alınan ATK raporuna göre dava konusu sözleşmedeki imzanın davacıya ait olmadığının tespit edildiği, raporda mukayese esas alınan evrak asılları ve inceleme yöntemi itibarı ile raporun yeterli olduğu, davalı vekilinin aşamalarda rapora karşı açıkça itirazda bulunmadığı dikkate alındığında ilk derece mahkemesinin davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görülmüş ve davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,00 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 11,00TL tebligat masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 17/01/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.