Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3653 E. 2020/170 K. 27.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3653 Esas
KARAR NO: 2020/170 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL(KAPATILAN) 4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/12/2016
NUMARASI: 2015/145 E. – 2016/136 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/01/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 18/09/1996 tarihinde … İlköğretim Okulunu açtığını, sonrasında Anasınıfı, İlköğretim okulu, Anadolu Lisesi, Fen Lisesi bölümleri ile hizmete devam ettiğini, davalı açısından “…” markasının tescil edildiği tüm emtialar yönünden kullanma yükümlülüğü bulunduğunu ancak kullanılmadığını, dolayısıyla başta “eğitim ve öğretim” hizmetleri olmak üzere kullanılmayan emtialar yönünden hükümsüz kılınması gerektiği, markanın tescil edilen sınıflarda kullanıldığına ilişkin ispat külfetinin davalı yanda olduğunu, müvekkilinin “…” markasını ilk kez kullanan taraf olduğunu, eğitim alanında bu marka ile müvekkilinin özdeşlemiş olduğunu, davalının tescilinin kötüniyetli olduğunu, dava konusu “…” markasının hükümsüzlüğüne ilişkin tüm koşulların oluştuğunu açıkladıktan sonra davalının 2004/07452 kod numarası ile tescilli “…” markasının 556 sayılı KHK uyarınca başta “eğitim ve öğretim hizmetleri” olmak üzere mahkemece tespit edilecek diğer emtialar açısından da hükümsüzlüğüne karar verilmesini,arz ve talep etmiştir. Davalı vekilinin davaya cevap dilekçesinde; dava konusu “…” markasını müvekkili tarafından 36 yıldır kullanıldığını, 22.03.2004 tarihinde TPE nezdinde başvuru yapıldığını, 15.07.2006 tarihinde … tescil numarası ile tescil edildiğini, 22.03.2014 tarihinden itibaren de yeniden 10 yıl süre ile yenilendiğini, hükümsüzlük davası açısından zamanaşımının sözkonusu olduğunu, davacının sadece eğitim sektöründe faaliyette bulunduğunu, davacının “…” markasını tüm emtialar ve hizmetler için hükümsüzlüğünü talep etmesinde hukuki yararı bulunmadığını, davacının markasının sektörel olarak tanınmış bir marka olduğunu, davacının dava konusu markayı kullanmaya başlaması davalıdan 18 yıl sonra başlamış olduğunu açıkladıktan sonra haksız ve mesnetsiz olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafına yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul(Kapatılan) 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 13.12.2016 tarihli 2015/145 E. – 2016/136 K. Sayılı kararıyla; ” davalının dava konusu markayı kitap basımı ve yayını, bu kitapların dağıtılmasında karton kutular ve ambalajlar konusunda ayrıca sahip olduğu, kitapların bir kısmını başka dillere tercüme ettirerek de yayınlama konusunda çok etkili ve pazar payı yaratacak şekilde kullandığı; buna karşın eğitim ve öğretim hizmetleri acısından ciddi ve pazar payı yaratacak şekilde kullanmadığından, davacının davasının kabulüne, davalıya ait … tescil nolu “…” markasının 16 ve 41.sınıflar açısından hükümsüzlüğüne karar verilmiştir. Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin davanın tümden kabulüne karar vermişse de, kararın gerekçesinde davalı müvekkilinin “…” markasını 16 ve 41.sınıflar kapsamında yer alan; “davalının dava konusu markayı kitap basımı ve yayını, bu kitapların dağıtılmasında karton kutular ve ambalajlar konusunda ayrıca sahip olduğu, kitapların bir kısmını başka dillere tercüme ettirerek de yayınlama konusunda çok etkili ve pazar payı yaratacak şekilde kullandığı” ifadesine yer verdiğini, 16.sınıfta “basılı evraklar; basılı yayınlar, gazeteler, dergiler, kitaplar, rehberler, takvimler, posterler, resimler, afişler, tablolar, çıkartmalar (pullar)” emtialarında ve 41.sınıftaki; “dergi, kitap, gazete vb…yayınlama hizmetlerinde” çok etkili ve pazar payı yaratacak şekilde kullanıldığı tespit edilmesine rağmen, hüküm kısmında emtia ve hizmet belirtmeden 16 ve 41.sınıflarda hükümsüzlüğüne karar verilmesinin hukuka uygun olmadığını, -Anayasa Mahkemesinin 556 sayılı KHK’nın 14.maddesini iptal etmesi nedeniyle davanın reddine yada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğini, -Dosyada alınan bilirkişi raporlarında; “davalı yanın, dava konusu markayı kitap basımı ve yayını, bu kitapların dağıtılmasında karton kutular ve ambalajlar konusunda ayrıca sahip olduğu kitapların bir kısmını başka bir yere tercüme ettirerek de yayınlama konusunda çok etkili ve pazar payı yaratacak şekilde kullandığı, 16.sınıftaki kitaplar ve 41.sınıflardaki kitapların yayınlama hizmetlerinde kullanıldığının açıkça tespit edildiğini, ancak mahkemece tamamı yönünden hükümsüzlük kararı verildiğini, -mahkemenin bilirkişi raporunu dikkate aldığını gerekçesinde açıkladığını, davalı şirketin 22.05.2015 tarihinde İstanbul’da kurulduğunu, şirket kurucusu …’un … ibaresini 01.02.1983 tarihinden itibaren kullandığını, 1979 yılında … tarafından yayınlanan bir kitapta yayınevi olarak …ın gösterildiğini, 1998 yılından bu tarafa olan faturalarda … ibaresinin iri bir şekilde asli unsur olarak yer aldığını, 1994 yılından beri mal alım satım faturalarında da bu ibarelerin bulunduğunu, -mahkemenin, yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda verdiği kararında hukuka uygun olmadığını beyanla mahkeme kararının kaldırılarak, Anayasa Mahkemesinin KHK 14.maddeyi iptale etmesi nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığını, mahkeme aksi kanaatte ise gerekçe ile hüküm çelişkili olduğundan kararın kaldırılarak davanın kısmen kabulüne, bilirkişi raporunda tespit edilen 16 ve 41.sınıflardaki emtialar yönünden kısmen iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin, istinafa cevap dilekçesinde; mahkemenin markayı kullanılmayan mal ve hizmetler yönünden hükümsüz kıldığını, Anayasa Mahkemesi kararının geriye yürütülemeyeceğini beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince dosya kapsamında alınan 15.01.2016 tarihli heyet raporunda; davalının markasını 16.sınıfta “kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek sefer kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç)”, “basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar” 41.sınıfta; “kitap yayınlarının basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler”, “tercüme hizmetleri” alt sınıflarında kullanıldığı, 16.ve 41.sınıflarda diğer emtia ve hizmet alt sınıflarında kullanılmadığının beyan edildiği görülmüştür.
G E R E K Ç E : Davalı adına tescilli 2004/07452 başvuru numaralı, 16. Ve 41. Sınıflarda tescilli … markasının kullanılmadığından bahisle hükümsüzlüğü davasında ilk derece mahkemesince davanın kabulüne ve davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verildiği, davalı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu görülmüştür. İlk derece mahkemesinin kararının gerekçesinde; ” davalının dava konusu markayı kitap basımı ve yayını, bu kitapların dağıtılmasında karton kutular ve ambalajlar konusunda ayrıca sahip olduğu, kitapların bir kısmını başka dillere tercüme ettirerek de yayınlama konusunda çok etkili ve pazar payı yaratacak şekilde kullandığı; buna karşın eğitim ve öğretim hizmetleri acısından ciddi ve pazar payı yaratacak şekilde kullanmadığının” açıklandığı, mahkemenin kabulüne göre; markanın tescilli olduğu bir kısım mal ve hizmetler yönünden ciddi şekilde kullanıldığının kabul edilmesine rağmen davanın tam kabulüne karar verilerek, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratıldığı anlaşılmakla, davalı vekilinin usule ilişkin istinaf başvurusunun haklı olduğu kanaatine varılmıştır. Davanın hukuki dayanağı 556 Sayılı KHK 556 sayılı Marka KHK’nın 42/1-c ve 14.maddesinde de en az beş yıldır kullanılmayan markaların, hükümsüzlük ve iptal davaları ile sona erdirilmesinin hedeflendiği, 556 Sayılı KHK, 42/1-c maddesinin dava tarihinden önce AYM’nin 09.04.2014 Tarihli ve 2013/147 Esas -2014/75 Karar sayılı kararıyla iptal edildiği, KHK 14.maddesinin ise dava ve hüküm tarihinden sonra 14.12.2016 tarihli ve 2016/148 Esas – 189 Karar sayılı kararıyla iptal edildiği, ikincisinin Resmi Gazete’de yayın tarihinin 06.01.2017 olduğu, derdest davalarda uygulanacağı ve bu tarih itibariyle kullanmama nedeniyle hükümsüzlük/iptal davalarına ilişkin KHK’da yer alan yasal dayanak ortadan kalktığı göz önüne alınarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. 556 Sayılı KHK 14. Maddenin dava tarihinde yürürlükte olduğu, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporuyla, davalı tescilli markasının; 16.sınıfta “kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek sefer kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç)”, “basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar” 41.sınıfta; “kitap yayınlarının basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler”, “tercüme hizmetleri” alt sınıflarında kullanıldığı, 16.ve 41.sınıflarda diğer emtia ve hizmet alt sınıflarında kullanılmadığının beyan edildiği anlaşılmakla, konusuz kalan davada, davacı tarafın dava tarihindeki haklılık durumu dikkate alınarak, yargılama giderlerinin 3/4 oranında davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davanın kabul ve red oranlarına göre davacı ve davalı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul(Kapatılan) 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 13.12.2016 tarihli 2015/145 E. – 2016/136 K. Sayılı kararının HMK 355 ve 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, Davanın hukuki dayanağı 556 Sayılı KHK 14. Maddesinin Anayasa Mahkemesi’nin 14.12.2016 tarihli ve 2016/148 Esas – 189 Karar sayılı kararıyla iptal edildiği anlaşılmakla, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 3-İlk derece yargılaması yönünden; – 54,40 TL’nin maktu karar ve ilam harcından , peşin alınan 27,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 27,70 TL’nin harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye irad kaydına, -Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden, davada haklılık durumuna göre, karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T.’ne göre 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden, davada haklılık durumuna göre, karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T.’ne göre 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, -Davacı tarafından yapılan toplam 1.486,50.TL yargılama giderinin davada haklılık durumuna göre , 1.114.88 TL’nın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 4-İstinaf yargılaması yönünden; -İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine, -İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı 19,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 105,20 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 27/01/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.