Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3642 Esas
KARAR NO : 2020/82 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2017
NUMARASI : 2014/22 E., 2017/103 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
KARAR TARİHİ: 20/01/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin davalı şirketten … marka star-one model somy … Seri nolu makineyi 96.250 TL fatura kaşılığında satın aldığını, cihazın 24/08/2012 tarihinde müvekkiline teslim edildiğini, cihazın teslim alındıktan sonra sık sık üretimden kaynaklanan benzer ve farklı arızalar verdiğini, bu nedenle verimli bir şekilde çalışmadığını, dava dilekçesinde detaylandırdığı arızalar nedeniyle cihazdan beklenen fayda ve menfaatin sağlanamadığı, bu nedenle ayıplı malın iade alınarak, ödenen 96.250 TL satım bedelinini ticari faiziyle birlikte ödenmesini, ya da ayıplı malın aynısıyla değiştirilmesini, tamir ve parçalar için ödenen toplam 8.824 TL’nin ticari faiziyle birlikte ödenmesini, tamir ve parça için müvekkiline teslim edilen 20.443,50 TL fatura yönünden müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini ,mahrum kalınan kar bedeli olan 10.000 TL’nin ve ticari itibarın zedelenmesi nedeniyle 10.000 TL manevi tazminatın 02/10/2012 tarihinden itibarın işleyecek ticari faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesini taleple dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davada İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın zaman aşımına uğradığını, davaya konu cihazın teknik özelliklerine uygun bir biçimde davacı tarafça kullanılmadığını, dava konusu cihazın periyodik olarak değişen parçalarının garanti kapsamı dışında olduğunu, davacı tarafın belirli dönemlerde kullanma ve teknik sözleşmesine aykırı bir şekilde değişimi yapılan flash lambayı orjinal olmayan lambalarla ve yetkili olmayan servislere değiştirttiğini, bu nedenle de davaya konu cihazın garanti kapsamı dışına çıktığını, değişik iş dosyasına sunulan bilirkişi raporunda; iş yeri elektrik tesisatı başta olmak üzere davaya konu başta olmak üzere davaya konu cihazın çalışmasını doğrudan etkileyecek ( havalandırma sistemi gibi ) etkenlerin değerlendirme dışı tutulduğunu bu nedenle raporun hukuka uygun olmadığını, ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; “taraflar arasındaki davanın, ticari satıma konu makinenin gizli ayıp nedeniyle iade edilerek bedelinin tahsili, üretimden kaynaklanan ve garanti süresinde oluşan arızalar nedeniyle ödenen ve tamir ve parça ücretlerinin iadesi, yine aynı nitelikteki ücretler nedeniyle düzenlenen fatura nedeniyle menfi tespit ve manevi tazminat davası olduğu, mahkemece gerek delil tespiti aşamasında alınan rapor ve gerek mahkemece talimatla alınan mali rapor ve makine mühendisince düzenlenen rapor ile uyumlu ve çelişki arz etmemektedir , bu yönüyle hukuk ve usule uygun olup hüküm kurmaya elverişli olduğu, Yargıtay 19. Hukuk dairesinini 20/11/2015 Tarih 2014/18416 E., 2015/577 K. Sayılı ilamında ” … Satımı konusu makinalarda arıza meydana gelmesi üzerine , her ne kadar eski TTK 25/3 maddesi gereğince bir ayıp ihbarı yapılmamış ise de, davalı kendisine ayıplı olduğu bildirilen makineleri teslim alıp onarmıştır, bu durumda, makinaların ayıplı olduğu davalının kabulünde olup ayıp ihbar süreleri aranmadığı, alınan bilirkişi raporları ile de, satım konusu makinelerin imalat hatalı olduğunın anlaşıldığı, buna göre, makinelerin iadesi ile bedelin istirdadına karar vermesi gerekirken, bozma kararı hatalı değerlendirilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. ” hükmüne yer verildiği, Yargıtay 19. Hukuk dairesinin 20/11/2014 Tarih 2014/654 E., 2014/16583 K. Sayılı ilamında özetle ” … Davaya konu araç halen davacı elinde olduğundan , aracın ruhsatındaki takyidatlardan ari olarak davalıya iadesine ve ayrıca araç bedeli için faizin başlangıç tarihinin aracın davalıya teslim tarihi olacağı nazara alınıp , tesliminden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken bu yönler gözetilmeksizin hüküm kurulması doğru görülmemiştir… ” hükmüne yer verildiği, Yargıtay 19. Hukuk dairesinin 05/07/2012 Tarih 2012/5110 E. , 2012/11227 K, sayılı ilamı özetle ” … 818 sayılı Borçlar Kanununun 108. maddesine göre sözleşmenin feshi halinde karşı taraf sadece menfi zararını talep edebilecek, kara mahrumiyetini içeren müspet zararınını ise talep edemeyecektir.” hükmüne yer verildiği, yine Yargıtay 19 hukuk dairesinin 02/12/2014 Tarih 2014 /11690 E., 2014/17276 K. Sayılı ilamında ” … Medeni yasanın 24, ve borçlara yasasının 57. Maddeleri de dikkate alınarak, mal varlığına yönelik zararlar sebebiyle davacı yararına manevi tazminata hükmedilemeyeceğinden davacı tarafın manevi tazminat talebinin de reddi gerektiği…” hükmüne yer verildiği, anılan Yargıtay kararları, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ileri sürülen hukuki ve teknik mütalaları doğrular nitelikte olduğundan , davacının mala yönelik zararlar nedeniyle manevi tazminat talebinin raporda belirtiliği gibi reddine karar vermek gerektiği, yine sözleşmenin feshi halinde müspet zarar olan kar kaybı talep edilemeyeceğinden bu yöndeki talebin reddine karar verildiği, satıcı olan davalı, ayıplı malı onardığından, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı yönündeki savunmalara itibar edilmediği, ayıplı malda kullanımdan kaynaklanmayan ve normal bir muayene ve kontrol ile anlaşılamayan ayıplar gizli ayıp olarak nitelendirilerek, sürekli tekrarlanan süreçte bir türlü giderilemeyen arızalar nedeniyle, davacının dava konusu ayıplı maldan beklenen fayda ve verimi alamayacağı teknik rapordan da anlaşıldığından davacı alıcının seçimlik hakkını sözleşmeden dönme yönünde kullanması haklılık arz ettiğinden, davacının bu iradesine üstünlük tanınarak sözleşmenin geçmişe etkili olarak feshi ile birlikte ifa kuralı gereği, ayıplı malın iadesi karşılığında, ayıplı mala ödenen bedelin istirdadına ve yine Yargıtay içtihatlarında da vurgulandığı üzere faiz başlangıcını teslim tarihi olarak belirlenmesine, ayıplı ürenden elde edilen semereler ispat edilememesi de gözetidiği” gerekçesiyle … marka star-one model somy … Seri nolu ayıplı makinanın davalıya iadesine, 96.250 TL satış bedelinin, ayıplı olup iadesine karar verilen makinenin fiili teslim tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiziyile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tamir, parça, üretim ve ulaşım giderlerinden oluşan 8.824 TL nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 02/10/2012 tarihli tamir ve parça ücreti için düzenlenen 20.443,50 TL lik faturadan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının mahrum kalınan karla ilgili davasının reddine, davacının manevi tazminat davasının reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı yan istinaf dilekçesinde özetle”….zamaanışımı itirazlarının dikkate alınmadığını davaya konu olan cihazın davacıya teslim tarihinden davacının davalıya keşide etmiş olduğu ihbar tarihi arasında yaklaşık 14 aylık bir zaman zarfı bulunmaktadır. Bu süreç öncesinde davacı tarafından davalıya yönelik olarak TTK 20. Maddesi mucibince ayıp ihbarında bulunulmamıştır. Bu nedenle; davacının dava konusu talep hakkı zamanaşımına uğramıştır.Bununla birlikte; davacı taraf, davaya konu olan cihaza orijinal olmayan yedek parçalar takarak ve dava konusu cihazı yetkili servis elemanları dışında 3 kişilere tamir ettirerek taraflar arasında imzalanan kullanma ve teknik servis sözleşmesi hükümlerini ihlal etmiştir. Bu nedenle de davaya konu olan cihaz, garantili olma özelliğini yitirmiştir. ‘‘Bu arada şu hususu da hemen belirtelim ki, satıcının alıcıya garanti vermiş olması hali hiçbir surette gerek TTK’nın 25. ve gerekse BK’nın 198. maddelerinde yer alan ayıp ihbar sürelerini asla ortadan kaldırmaz. Bu nedenle, o malın alıcısı olan kişinin, “satıcının ayıba karşı tekeffülü” hükümlerinden yararlanabilmesi için mutlaka TTK’nın 25. ve BK’nın 198. maddeleri hükümlerinde, açık ve gizli ayıplar için öngörülen yasal süreler içerisinde ayıp ihbarında bulunmuş olması şarttır’’ (Bkz. İsmail Doğanay, Ticari Alım Satım Akdi ve Nevileri, Ankara 1993, sh. 152153.)Dosyada bulunan ilk bilirkişi raporu Elazığ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2016/161 E. sayılı değişik iş dosyasından, 29.01.2015 ve 01.04.2016tarihli bilirkişi raporları ise istinafa konu yukarıda esas ve karar numarası yazılı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasından alınmıştır. Ancak değişik iş dosyası ve dosyadaki ilk bilirkişi raporu benzer sonuçlara varmış iken, bu iki rapor ile tam tezatlıktaki 01.04.2016 tarihli rapora göre aradaki çelişkiler giderilmeden Yerel Mahkemece karara varılmıştır .ş bu dava, ayıplı malın iadesine yöneliktir. Fakat ayıplı olduğu iddia edilen malın servis kayıtlarına bakıldığında; davaya konu cihazın kullanımından kaynaklı olarak zamanla değişime uğraması gerekli olan parçaların değiştirilmiş olduğu görülmektedir. Ve bu parçaların tümü de garanti kapsamı dışındadır. Öyle ki; söz konusu parçaların garantili olmadığı da taraflar arasında imzalanan kullanma ve teknik servis sözleşmesinde açık ve net bir dille ifade edilmiştir Davacı taraf, davaya konu olan cihaza orijinal olmayan yedek parçalar takarak ve dava konusu cihazı yetkili servis elemanları dışında 3 kişilere tamir ettirerek taraflar arasında imzalanan kullanma ve teknik servis sözleşmesi hükümlerin ihlal etmiştir. Bu nedenle de davaya konu olan cihaz,garantili olma özelliğini yitirmiştir. Bu durum davacı tarafça çok iyi bilinmektedir. Çünkü davacıya verilen teknik servisler sırasında davacının sözleşme hükümlerine uymadığı tutanakla davacıya bildirilmiştir. Buna rağmen davacı taraf, sözleşme hükümlerini görmezden gelerek iş bu davayı açarak hakkın kötüye kullanılması yolunu tercih etmiştir. Bu nedenle; davacının iş bu davayı açmakta herhangi bir hukuki menfaati yoktur.Cihaz, bir saat çalıştırıldıktan sonra 10 dakika soğuması için bekletilmelidir. Ayrıca cihazın tam kapasiteli çalışabilmesi için işyeri elektrik sisteminin cihazla tam uyumlu olması gerekmektedir. Aksi takdirde; cihazın belli parçaları daha kısa sürede işlevini yitirebilmektedir. Bu nedenle; satışa konu cihazların ne şekilde kullanımları gerektiği alıcılara satış sözleşmesi ile birlikte izah edilmektedir. Söz konusu açıklamalar davacıya da yapılmıştır. Fakat davacı, gerekli özeni göstermeyerek davaya konu cihazı tabiri caizse hor kullanmıştır. Öyle ki davaya konu olan cihaz, cihaza tam uyumlu olmayan bir ortamda sürekli çalıştırılmıştır. (Bu konu da davacıya uyarılar yapılmıştır.) Bu durum teknik servis kayıtlarına yansımıştır. Servis kayıtlarına göre; davaya konu cihazın bulunduğu işyerine gelen kişi sayısı ve işyerinin açık kaldığı süre birbiri ile oranlandığında davaya konu cihazın kullanım özelliklerine riayet edilmeksizin yüksek enerji ile sürekli çalıştırılmış olduğunu ve bu kullanım şekli ile davaya konu cihazın ayıplı değil hor kullanımdan kaynaklı olarak parçalarının değiştirilmiş olduğu açık ve nettir. Bunun yanı sıra davaya konu cihazın belirli parçaları orijinal olamayan parçalarla ve yetkili olmayan servislerce değiştirilmiştir. Bu nedenle de davaya konu cihaz garanti kapsamından çıkmıştır. Davaya konu cihazın periyodik olarak değiştirilen parçalarından biri olan flash lamba garantili olmayıp; cihazın mutat bir biçimde değiştirilebilen parçalarındandır. Bu parçanın da garantili olmadığı taraflar arasında yapılan kullanım ve teknik servis sözleşmesinde belirtilmiştir. Buna rağmen; davacı taraf belirli dönemlerde kullanma ve teknik servis sözleşmesine aykırı bir biçimde değişimi yapılan flash lambayı orijinal olamayan lambalarla ve yetkili olmayan servislere değiştirmiştir. Bu nedenle de davaya konu cihaz garanti kapsamı dışına çıkmıştır…” denilerek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.Ek istinaf dilekçesinde de, ilgili kararın infazında makinenin davacı yanca teslim edilmediği, cihazın bulunmadığı bu nedenle davacı yanın cihazı kullanmayı tercih ettiğinin anlaşılması karşısında iade hakkını kullanamayacağının beyan edildiği görülmümştür.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava ticari satıma konu maldaki ayıp nedeni ile sözleşmeden dönülme koşullarının oluştuğu iddiası ile mal bedelinin iadesi, tamir giderlerinden dolayı borçlu bulunmadığının tespiti, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.İlk derece mahkemesince tespit raporu ve aldırılan bilirkişi raporuna göre cihazda üretimden kaynaklanan gizli ayıp olduğu kabulü ile malın iadesine ve bedelin ödenmesine , menfi tespit talebinin kabulüne, yapılan harcamaların davalı yandan tahsiline , manevi tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir.İlk derece mahkemesince; gerek tespit raporu ve gerekse mahkemece aldırılan bilirkişi raporuna göre; cihazın özelliklerine ve garanti şartlarına uygun kullanılmadığı yönündeki iddiaların delilinin bulunmadığı, cihazın satın alındıktan sonra sık sık arıza yaptığı, arıza için davalı yanın servis gönderdiği, arıza çağrılarının ve servis kayıtlarının ayıp ihbari niteliğinde olduğu, bilirkişi raporuna göre ayıbın gizli ayıp niteliğinde bulunduğu, davacının cihazdan yararlanma ve cihazı bu hali ile kabul etmesinin beklenemeyeceği, sözleşmeden dönme talebinin yerinde olduğu, davalı yanca cihazın kullanımı ve fayda elde edildiğine dair hiçbir aşamada savunma yapılmadığı ve karşı bir talep bulunmadığı, istinaf konusu da edilmediği, alınan iki ayrı raporun da birbirini teyit ettiği ve denetime uygun raporlar olduğu, yapılan hesaplamalarda da bir isabetsizlik bulunmadığı nedenle davalı yanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : 1 – Davalı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2- Alınması gereken 8.574,10 TL nisbi karar ve ilam harcından, peşin alınan 2.143,52 TL kısmın mahsubu ile bakiye 6.430,58 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 3-Davalı yanca yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı yan üzerinde bırakılmasına 4-Duruşmasız inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayinine yer olmadığına Dair;dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Yargıtay’a temyiz yolu olanaklı şekilde 20/01/2020 tarihinden ve oy birliği ile karar verildi.