Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3639 E. 2020/56 K. 17.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3639 Esas
KARAR NO : 2020/56
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/03/2017
NUMARASI : 2016/840 E. – 2017/224 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 17/01/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA:Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından hakkında icra takibi başlatıldığını, takibin usulsüz olarak kesinleştiğini, sözleşmeyi sorumlu müdür olarak imzaladığını ancak daha sonra borçlu şirketten ayrıldığını belirterek icra takibinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kefil olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; 24.04.2014 Tarihli sözleşmenin davalı ile dava dışı … LTD ŞTİ arasında imzalandığı, davacının sözleşmeyi şirket yetkilisi olarak imzaladığı, davacının kefil olduğu yönünde bir ibare bulunmadığı, TBK 583 maddesinde yer alan yasal düzenlemeye göre geçerli bir kefaletin de bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; …’nın şirket müdürü ve ortağı olduğunu, şirket müdürünün yaptığı işin ticari iş olduğunu ve TTK 7.maddesi gereğince kefaletin müteselsil kefalet olduğunu, Yargıtay 19.HD’nin 2015/17414, 2016/3432 Karar sayılı ilamı ile Yargıtay 12.HD’nin 2015/8817 Esas, 2016/3432 Karar sayılı ilamlarının bu yönde olduğunu, elektrik enerjisi kullanımı da sabit olduğundan davanın reddi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAFA CEVAP:Davacı istinafa cevap dilekçesinde özetle; TBK 583 maddesi gereğince zorunlu şartları taşımayan kefaletin geçersiz olduğunu, sözleşmenin tarafı olmadığını, tek bağlantısının kefalet hususunda olduğunu, davalının asıl borçluya müracaat etmeden doğrudan kendisi aleyhine takip başlatmasının kanuna aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME:İstanbul ….İcra müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında; alacaklı … AŞ, borçlular … ve ….LTD ŞTİ olup takip sözleşmeden doğan borç sebebine dayalı 10.825,20TL asıl alacak ile 457,23 Tl işlemiş faiz ki toplam 11.282,43TL alacağın ilamsız takip yolu ile tahsili istemi ile başlatılmıştır.Dosyada bir örneği mevcut 24.04.2014 Tarihli elektrik aboneliği sözleşmesinde satıcı; ….AŞ, alıcı …..LTD ŞTİ olarak yer almakta olup sözleşmenin alt kısmında kefaletname ile başlayan bölümün sonunda …’ya atfen isim ve TC’nin el yazılı olduğu ve imza bulunduğu görülmektedir.
GEREKÇE:Dava, İİK’nın 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasındaki sözleşme 24.04.2014 tarihli olup sözleşmenin tanzim tarihi itibarı ile 6098 sayılı TBK yürürlüktedir. TBK 583/1 maddesine göre; “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır”.Somut olayda; TBK 583/1 maddesinde yer alan şartları içermeyen kefalet geçersiz olup davalı sözleşmeye dayalı takip borcundan sorumlu tutulamaz. Davalı vekilinin istinaf isteminde yer alan Yargıtay 19.HD kararında TTK 7 maddesi gereğince kefaletin adi kefalet değil müteselsil kefalet olduğu gerekçesi ile kararın bozulduğu, keza 6.HD’nin kararında ise sözleşmenin 818 sayılı BK’ya tabi olduğu gibi müteselsil kefalete dayalı olarak bozma sebebi yapıldığı görülmektedir. İstinaf incelemesine konu dava dosyasında; adi kefalete ilişkin kabul olmayıp TBK 583 maddesi gereğince davanın reddine karar verilmiş olması nedeni ile ilgili kararların somut dosya ile örtüşmediği görülmüştür. Açıklanan nedenle ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi yerinde olup davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 770,70 TL harcın, peşin alınan 192,68 TL harçtan mahsubu ile bakiye 578,02 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan 22,00TL tebligat masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 17/01/2020 tarihinde oy birliği ile HMK’nın 341/2 maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.