Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3614 E. 2020/128 K. 24.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3614 Esas
KARAR NO: 2020/128
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/04/2017
NUMARASI: 2015/475 2017/320
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/01/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin faturalardan kaynaklanan alacağının davalı tarafından ödenmediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinde davalının yetkiye ve borca itiraz ettiğini, Bakırköy İcra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin adresinin Beşiktaş/İstanbul olduğunu, dolayısıyla Çağlayan icra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacı tarafından alacak dayanağı olarak gösterilen fatura bedellerinin banka havalesi, EFT ve çek ile ödendiğini, 21/05/2014 tarihinde 31/01/2015 tarihine kadar … ve … hesaplarına EFT, nakit ve çek ile ödeme yaptıklarını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davacının takibe konu ettiği 131.080,00 TL alacağı bulunduğunu kanıtlayamadığı, davacının kendi defterlerinde sadece 27.840,00 TL alacak bulunduğu, davalı defterlerinde ise davacının 100.000,00 TL borcu bulunduğunun kayıtlı olduğu, buna göre davacının ticari defterlerinde yer alan alacağın tek başına davalıyı borçlu kılmayacağı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; bilirkişi raporunun lehlerine olduğunu, davalı tarafın toplam 131.080,00 TL borçlu olduğunu, takibin faturaya dayalı alacağa istinaden başlatıldığını, takibin anlaşmaya ve ticari alışverişe uygun düzenlenmiş faturalara dayalı olduğunu, delillerin yeterince değerlendirilmediğini, bilirkişi tarafından belirtilen miktarın en azından kısmen kabulü gerektiğini, davalının faturalara itiraz etmediğini, müvekkilinin defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu bildirmiştir. Davacı tarafından 08/01/2015 tarihinde Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında davalı aleyhine 131.080,00 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibin dayanağı olarak bir kısım faturalara istinaden bakiye alacak gösterildiği, davalının yetkiye ve borca itirazda bulunduğu ve takibin durduğu görülmüştür. Takip dayanağı faturaların oyunculuk bedeline ilişkin olarak düzenlendiği görülmüştür. Davacı tarafından verilen replik dilekçesinde müvekkili şirkete elden ödeme yapılmadığının bildirildiği görülmüştür. Cevap dilekçesi ekinde sunulan … Bank takastan çek ödeme dekontunda, davalı tarafından 100.000,00 TL’lik çekin … muhataplı olarak ödendiği, açıklama kısmında … nolu çek ile takastan ödenen ibaresinin bulunduğu, 21/07/2014 tarihli para makbuzunda … isim ve imzasının bulunduğu ve …’tan 100.000,00 TL tahsil edildiğinin belirtildiği, 25/06/2014 tarihli gider pusulasında …’e ödeme yapıldığının düzenlendiği ancak rakamın ne kadar olduğunun okunamadığı, ayrıca bir kısım EFT’lere ilişkin çıktıların sunulduğu görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 18/11/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacının 2014 ve 2015 yılı defterlerinin sahibine delil niteliğinin bulunduğu, davacı defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan 27.840,00 TL alacak bulunduğu, davalı defterlerinin 2013 ve 2015 tarihli olanlarının sahibi lehine delil özelliğinin bulunduğu, 2014 yılı defterlerinin ise sahibi lehine delil vasfının bulunmadığı, davalı defterlerinde davacı şirketten 100.000,00 TL alacak bulunduğu yolunda kayıt bulunduğu, davacının alacaklı olduğunu ispatlayamadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davacı vekilince rapora itiraz edildiği, yeni bir bilirkişiden rapor alınmasının istendiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir. Davalı taraf, alacağa dayanak olarak gösterilen fatura bedellerinin ödendiğini savunmuştur. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda; davacı defterlerinde davacının, davalıdan 27.800,00 TL alacak bulunduğu, davalı defterlerinde ise davalının davacıdan 100.000,00 TL alacaklı göründüğü yolunda görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür. Bilirkişi raporunda taraf defterlerindeki bu farklılığın neden kaynaklandığı hususunda bir açıklamaya yer verilmediği görülmüştür. Öte yandan davacı vekili de gerekçelerini göstermek suretiyle bilirkişi raporuna itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece gerek davacı vekilinin itirazlarının karşılanması bakımından, gerekse taraf defterleri arasındaki farklılığın neden kaynaklandığı ve hangi tarafın kayıtlarına üstünlük tanınması gerektiği hususlarında istinaf denetimine elverişli ve ayrıntılı incelemeyi içerir ek rapor ya da yeni bir bilirkişiden rapor alınması gerekirken, eksik yargılama ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-Bakırköy 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/04/2017 tarih, 2015/475 esas, 2017/320 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği üzere araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 24,30 TL posta gideri olmak üzere toplam 110,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.24/01/2020