Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3577 E. 2019/2735 K. 11.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3577 Esas
KARAR NO : 2019/2735
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/03/2017
NUMARASI : 2016/127 E. – 2017/188 K.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Vekaletsiz İş Görmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/12/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı – karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında cari hesap ilişkisinden doğan cari hesap alacağı bulunduğunu, davalının fatura karşılığı almış olduğu ürünlerin bedellerini ödemediğini, bu nedenle davalıya ihtarname keşide edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine Gaziosmanpaşa….İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibe borçlunun itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, davalının müvekkiline faturaya dayalı cari hesap borcunun 250.758,52 EURO olduğunu beyanla, davalı tarafından icra dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP VE KARŞI DAVA : Davalı – karşı davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 25/10/2011 tarihinde kurulmuş olup, ana iştigal konusunun her nevi kapı ve pencere, panjur sistemleri ve bunları meydana getiren metal ahşap veya plastikten mamul ürünlerin alım satımı ile ithalat ve ihracatını yapmak, şirketin ithal / ihraç ettiği malların teşhirini ve satımı için yurt içi ve yurt dışında teşhir ve satım yerleri açıp fuar ve sergilere iştirak etmek olduğunu, bu amaçla Türkiye ve dünyada üretilen çeşitli pencere ve kapı aksesuarları olan PVC sistemleri alüminyum sistemleri, çift cam sistemleri, sineklik sistemleri ve sarf malzemeleri ürünlerini üreticilerden satın alarak yurt dışına ihraç ettiğini, davacı ve karşı davalı şirketin ise … markalı ürünlerin imalatını yapan üretici firma olup müvekkilinin bu şirketin ürünlerini 13/09/2012 tarihinden itibaren yurt dışına pazarlama ve satışını yaptığını, müvekkili tarafından davacı – karşı davalıya ait … marka ürünlerin satışı ve acenteliğinin başarılı bir şekilde yerine getirildiğini, icra takibine dayalı fatura alacaklarının takip tarihi itibariyle muaccel olmadığını, davacı – karşı davalının üretim yapan bir firma olduğunu, davacı – karşı davalının yalnızca müvekkili şirket ile doğrudan satış ilişkisi bulunduğunu, davacı – karşı davalı ile müvekkili şirket arasında süre gelen acentelik ilişkisinin haksız ve kötü niyetle sona erdirilmiş olduğunu, müvekkilinin davacı – karşı davalıya ürünlerin satışını yaptığı müşterilerin doğrudan davacı – karşı davalıdan ürün almaya devam etmekte ve menfaat sağlamakta olduğunu, bu nedenle müvekkili ile ticari ilişkisini haksız ve kötü niyetle sona erdiren davacı – karşı davalıdan şimdilik 100.000,00 TL tutarında tazminat talep etme zorunluluğunun doğduğunu beyanla; davacının davasının reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıdan tahsiline, karşı davanın kabulü ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı – karşı davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
KARŞI DAVAYA CEVAP : Davacı – karşı davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında her hangi bir distribütörlük anlaşmasının bulunmadığını, davalı şirketin beyanlarının gerçekle bağdaşmadığını, müvekkili şirketin davalı şirketin ödemelerini geciktirmesi üzerine önce mal transferini yavaşlatmış olduğunu ve ardından bakiye borcun kapatılmaması halinde yeni ürün verilmeyeceğinin bildirilmiş olduğunu, çekilen ihtarnameye rağmen cevaben ödeme yapılmayacağının beyan edildiğini, yapılan icra takibine itiraz edildiğini beyanla karşı davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, itirazın iptali davasında davalının davacıya 250.758,52 EURO borçlu olduğu tespit edilmiş olmakla davanın kabulüne, davalının ihtarname ile temerrüte düşürüldüğü, ihtarnamenin tebliğ tarihinin 31/07/2015 olup, yedi (7) iş günü süre verildiği ve bu sürenin bitim tarihi olan 12/08/2015 tarihinden itibaren faiz yürütülebileceği, birleşen dava davacı vekili tazminat talebinde bulunmuşsa da; asıl davanın davacısı davasında haklı olduğu, karşı davada talep olunan tazminat koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile karşı davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davalı – karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ön inceleme duruşmasında usuli hata yapıldığını, ön inceleme duruşmasına mazeret nedeni ile katılamadıklarını, mahkemenin mazerete rağmen ön inceleme duruşmasını tamamladığını, HMK 140/5.maddesindeki emredici hükümlere aykırı olarak süre verilmeden tahkikat aşamasına geçildiğini, Karşı davanın ispatı için talep edilen ve başka yerlerden getirtilmesi gereken deliller toplanmadan karar verildiğini, Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılması istemi yönünden hiçbir değerlendirme yapılmadan rapor alındığını, bilirkişi incelemesinin de yalnızca cari hesap incelemesine dayalı olduğunu, Karşı dava yönünden hiç bir inceleme yapılmadığını, müvekkiline ticari linç uygulandığını ve müvekkilinin ticari hayatının sona erdirildiğini, davacı şirketin sahibinin vefatından sonra gerekçesiz bir şekilde ticari ahlak ve örfe aykırı olarak sona erdirildiğini, karşı davanın reddi yönünden kararda gerekçe yer almadığını, tanık dinletme talebinin reddedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Asıl dava İİK’nın 67.maddesi uyarınca itirazın iptali talebine ilişkin olup karşı dava ise; bayilik sözleşmesinin haksız feshi iddiasına dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir. Karşı davanın reddine yönelik karar yönünden karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.6100 sayılı HMK’nın 297 ve devamı maddeleri gereğince bir davada istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.Kararın açık ve gerekçeli olması hukuki dinlenilme hakkının sağlanması açısından önemlidir. Mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasa’nın 141/3. maddesi ve 6100 Sayılı HMK’nın 297. maddesi bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir. İddia ve savunmaların kararda tartışılması, gösterilen delillerin incelenmesi, neden bir kısmının diğerine üstün tutulduğunun belirtilmesi ancak gerekçeyle mümkündür. Somut olayda; karşı davanın koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verildiği belirtilmiş ise de, deliller tartışılmamış ve talebin neden kabul edilmediği gerekçelendirilmemiştir. Gerekçe sayesinde kararların doğru olup olmadığı ve istinaf istemlerinin yerinde olup olmadığı denetlenebilir.Açıklanan nedenle mahkemece; tüm deliller, iddia ve savunma birlikte değerlendirilerek, 6100 sayılı HMK’nın 27 ve 297. maddeleri gereğince gerekçe oluşturularak, denetlenebilir hüküm kurulmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davalı – karşı davacı vekilinin karşı dava yönünden istinaf isteminin kabulü ile,2-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/03/2017 gün ve 2016/127 Esas, 2017/188 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı – karşı davacı tarafa iadesine, 4-İstinaf aşamasında davalı – karşı davacı tarafça yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 29,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 114,70 TL’nin davacı – karşı davalıdan alınarak davalı – karşı davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/12/2019