Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3575 E. 2020/66 K. 17.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3575 Esas
KARAR NO : 2020/66 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2016
NUMARASI : 2015/891 E., 2016/964 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/01/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili, davalı şirketin müvekkil şirketten satın almış olduğu ve kendisine teslim edilen mallara ilişkin olarak 08.04.2013 tarihli … seri numaralı, 09.04.2013 tarihli … seri numaralı, 04.04.2013 tarihli …. seri numaralı ve 26.03.2013 tarihli ve … seri numaralı faturaları davalı şirkete gönderdiğini, davalı şirket süresi içerisinde faturalara itiraz etmemekle birlikte fatura konusu malların bedeli olan bakiye 3287,14.TL’yi de ödemediğini, davalı şirketin, itiraz etmediği ve bu nedenle kesinleşen fatura borcunu ödemediğinden müvekkil şirket tarafından Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı şirket tarafından haksız ve hukuki dayanaktan yoksun biçimde itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, bu nedenlerle davalı tarafça Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan haksız ve kötüniyetli itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı tarafın itirazının açıkça haksız olması nedeniyle davalının %20’den aşağı olmamak üzere %40 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :Davalı tarafın davaya cevap vermediği görülmüştür.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince; “davanın itirazın iptali davası olduğu, davacı şirketin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp rapor alındığı, alınan bilirkişi raporuna göre bilirkişi ” davacı şirketin davalı şirketten 2.502,92 TL alacaklı olduğu, davacı şirketin takip tarihi itibariyle 3095 sayılı kanuna göre değişen oranlarda faiz talep edebileceği, tarafların inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin mahkememin taktirine bırakıldığı” bildirildiği, davalı şirketin 02/12/2016 tarihinde muhabere kanalı ile dava konusu borcun ödendiğine ilişkin banka dekontu sunduğu, davacı vekilinin de 12/12/2016 tarihli duruşmada davalının ödeme yaptığını ancak faiz ve vekalet ücreti ile yargılama giderleri yönünden taleplerinin devam ettiğini beyan ettiği, davalı şirket tarafından gönderilen dekontun incelenmesinde dava konusu borcun ödendiği anlaşıldığı, davalının gelen rapor ve belgelere göre davacının davalıdan 2502,92 TL alacaklı olduğu, bu hususun davalı tarafın da kabulünde olduğu, davalının itirazın haksız olduğu da anlaşıldığından icra inkar tazmi bakiye miktar yönünden davacı tarafından ispata yarar delil sunmadığı gibi kendi defterinde dahi davacının kayıtlı bulunmadığının anlaşıldığı, bakiye yönden alacağını ispatlayamadığı kanaatine varıldığı, söz konusu faturadan kaynaklı alacağı ödemeyerek davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulacağı” gerekçesiyle davanın asıl alacak 2.501,20 TL yönünden davalı tarafça ödeme yapıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, bakiye alacak yönünden talebin reddine, icra takip masrafları, vekalet ücreti, faiz yönünden davalının itirazının iptali ile takibin 2.502,92 TL alacak üzerinden faiz ve vekalet ücretinin hesaplanarak takibin devamına, davalının 2.502,92 TL asıl alacak üzerinden %20 oranından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Kararı davalı yan istinaf etmiş ve ödeme yapılması nedeniyle artık icra inkar tazminatı koşullarının ortadan kalktığını ,aynı nedenle yargılama gideri ve harç ve ücreti vekaletten de sorumlu olmamaları gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava ticari satımdan kaynaklanan itirazın iptali davasıdır.HMK 341. madde hangi kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulabileceğini düzenlemiştir. Buna göre ;MADDE 341- (1) İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. (2) Miktar veya değeri (Değişik ibare: 6763 – 24.11.2016 / m.41) “üç bin” Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. (Ek cümle: 6763 – 24.11.2016 / m.41) “Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir.”(3) Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda (Değişik ibare: 6763 – 24.11.2016 / m.41) “üç bin” Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir.(4) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü (Değişik ibare: 6763 – 24.11.2016 / m.41) “üç bin” Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.düzenlemesi mevcuttur.Yasadaki parasal değerler 02/12/2016 tarihi ila 31/12/2016 tarihlerinde 3.000 TL ye çıkarılmıştır.Karar tarihi 12/12/2016 olup parasal değer 3.000,00 TL sınırındadır.Buna göre gerek kabul edilen miktar ve gerekse reddedilen miktar kesinlik sınırlarında kalıyor olmakla bu kararın istinafı HMK 341. maddeye göre olanaklı bulunmadığından talebin bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Kesin kararın istinafı sözkonusu olmakla davalı yanın istinaf talebinin HMK 346. madde gereğince İSTİNAF DİLEKÇESİNİN REDDİNE 2- Davalı yanca yatırılan peşin harcın talebi halinde iade edilmesine 3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı yan üzerinde bırakılmasına 4-Duruşmasız inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/1-a madde gereğince KESİN olmak üzere 17/01/2020 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.