Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3517 E. 2019/2672 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3517 Esas
KARAR NO : 2019/2672
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/12/2016
NUMARASI : 2014/757 2016/1027
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/12/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketten 29/07/2013 tarihinde bir adet … lastik tekerlikli yükleyici satın aldığını, satın aldıktan kısa bir süre sonra motordan ses ve duman gelmesi gibi sorunlar çıktığını, davalı şirketin servisine başvurduklarını, 11/10/2013 ve 23/10/2013 tarihli servis formlarında arızanın tespit edilerek mortor bloğunun sökülüp İstanbul’a nakledildiğini, arızanın giderilememesi üzerine davalı şirkete ayıp ihbarı yaparak sözleşmenin feshinin istendiğini, davalının 11/12/2013 tarihli ihtarname ile motorun dava dışı … firmasına ait olduğunu, bu firmanın garantisinin dolduğunu, bayram tatili ve yurt dışından parça beklenmesi nedeniyle gecikme olduğunu bildirdiğini, makinenin arızasının 11/12/2013 tarihinde giderilerek müvekkiline teslim edildiğini, arızanın tam olarak giderilmemesine rağmen müvekkilinin makineyi kullanmaya başladığını, müvekkilinin bu süreçte zarara uğradığını, zira müvekkilinin bu dönemde bu makineyi dava dışı … A.Ş’ye bağlı olarak çalıştırdığını, bu şirketin hak edişlerden kesinti yaptığını, müvekkilinin aylık 18.000,00 TL zarara uğradığını, toplam zararın 44.000,00 TL’ye ulaştığını belirterek 44.000,00 TL’nin 29/11/2013’den itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, arızanın motorda meydana geldiğini, motorun üreticisi … firması olup bu firmanın garantisi olduğunu, dolayısıyla tamirin adı geçen firma tarafından yapıldığını, ancak araya bayram ve tatili girdiğini, aracın onarımı sırasında müvekkilince davacının iş kaybına uğramaması için makine kiralandığını, ancak davacının makine ile çift vardiye çalışmak istediğini, makine sahibinin de buna yanaşmadığını, dolayısıyla müvekkilinin üzerine düşeni yerine getirdiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; davacının davalıdan satın aldığı araçtaki motorun arızalandığı, daha sonra servise gönderildiği, davalının bu dönemde davacıya makine kiralamak istediğini ilettiği, iş makinesinin günde 12 saatten fazla çalışamayacağının bildirilmesi üzerine davacının makine kiralama işini kabul etmediği, garanti şartnamasine göre 30 günlük tamir süresinin bulunduğu, 30 günlük sürenin dolduğu 28/11/2013 tarihinde arızanın giderildiği, günlük araç kirasının 600,00 TL olduğu, buna göre 40 gün karşılığı kullanım bedelinin 24.000,00 TL olduğu, davacının 12 saatten fazla çalışmak istemesi nedeniyle davalının araç kiralayamadığı, buna göre meydana gelen zararın %50’sinden davacının sorumlu olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, 12.000,00 TL’nin 29/12/2013’den itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; müvekkilinin uğradığı reel zararın hesaplanmadığını, davalı tarafından sunulan ikame aracın 12 saat çalışmasının müvekkil tarafından kabul edilmemesi gerekçesiyle bilirkişinin hesapladığı zararın %50’sine hükmedildiğini, ikame edildiği belirtilen aracın satıma konu araçla aynı nitelik ve özelliklere sahip olmadığını, dolayısıyla ikame araçtan söz edilemeyeceğini, zira satın alınan aracın 24 saat çalışma kapasitesine sahipken ikame makine günlük en fazli 12 saat çalışma kapasitesine sahip olduğunu, ayrıca makinenin 12 saat çalışmasının müvekkilinin istemediği yönündeki mahkeme gerekçesinin doğru olmadığını, müvekkilinin 12 saat çalışmayı kabul etse bile dava dışı … A.Ş ile akdedilen sözleşmenin fesih sonucunun değişmeyecek olduğunu, müvekkilinin bu makinenin çalışma kapasitesi ve saati üzerinden dava dışı şirketle sözleşme imzaladığını, ikame makinenin 12 saat çalışmasının kabulünün müvekkilden ziyade makineye bağlı sözleşmenin karşı tarafa … A.Ş’nin insiyatifinde olduğunu bildirmiştir. Davalı vekili istinaf sebebi olarak; garanti belgesine göre azami tamir süresinin 30 iş günü olduğunu ve bunun hiçbir şarta bağlanmadığını, makinanın tamirde kaldığı sürede Kurban Bayramının 10 güne çıkarıldığını, buna göre onarımdaki gecikme süresi 10 gün olup kabul anlamına gelmemekle birlikte talep edilebilecek kira kaybının 10×600=6.000,00 TL olduğunu, ayrıca motorun garantisinin … firmasına ait olup müvekkilinin motora müdahale yetkisinin bulunmadığını, garanti belgesi yönetmeliğine göre garanti belgesinin esas alması gerektiğini, dolayısıyla 30 iş günlük azami tamir süresinin kabul edilmeyerek gecikmenin 40 gün kabul edilmesinin mümkün olmadığını, ayrıca müvekkilinin makine kiralama girişinin yeterli olmadığı hususunun doğru olmadığını, davacıya arızalı makineyle eşdeğer ve günde 12 saat çalışabilecek makinenin kiralandığını, davacının ise çift vardiya çalıştırılmak istendiği için kabul etmediğini, dolayısıyla davacının hala %50 kusurlu kabul edilmesinin doğru olmadığını bildirmiştir. Yargılama sırasında alınan 13/07/2015 tarihli bilirkişi raporunda; davacının 11/10/2013 tarihinde arıza ihbarında bulunduğu, garanti şartlarında 30 günlük tamir süresinin öngörüldüğü, 2013 yılı Kurban Bayramının 14-18 Ekim aylarını kapsadığı, tatil günleri dikkate alındığında 30 iş gününün 28/11/2013 tarihinde sona erdiği, motorun teslim tarihinin 08/12/2013 olduğu, buna göre 10 günlük geç teslim söz konusu olduğu, gecikmeden davalı şirketin sorumlu olduğu, davalı şirketin iyi niyetli olarak davacıya ikame araç temin ettiği, ancak bu aracın çalışma şartlarının davacıya uymaması neticesinde davacının kabul etmemesinin davacıyı haksız kılmayacağı, davacının 11/10/2013 ile 08/12/2013 arasında 2 ay kadar iş kaybı yaşadığı, bunun 30 iş gününün garanti şartları dahilinde beklenmesinin zorunlu süre olduğu, bu sürenin dolduğu 28/12/2013 tarihine kadar davalı şirkete sorumluluk yüklenemeyeceği, 10 günlük süre için ise davacının davalıdan 600,00 TL’den 6.000,00 TL zarar isteyebileceği, zira garanti şartlarında ikame araç hususunun yer almadığı, buna göre davacı yanın davaya konu makine arızasından kaynaklanan servis hizmetinin geç verilmesi dolayısıyla talep edebileceği tutarın 10.000,00 TL olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan ve 02/05/2016 tarihinde dosyaya sunulan iki kişilik bilirkişi raporunda; davalının garanti şartlarında belirtilen 30 iş gününde tamir ve teslimi gerçekleştiremediği, davacının zarara uğradığı, davalının iyi niyetli olarak benzer bir makine sağlamaya çalışmış ise de bu konuda yeterli desteği veremediği, bu sebeple davalının çalışmasının sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, ayrıca bu aracın kabul edilip belirtilen şartlarda davacı tarafından kullanılması halinde de onarım süresi boyunca kira bedelinin davalı tarafça karşılanacağı, bunun kabullenildiğinin dikkate alınması gerektiği, bu kira bedelinin esasen yaklaşık olarak tazmin edilmesi talep edilen zarara yakın bir tutar olacağı, dosyaya sunulan bilirkişi raporunda 30 günlük onarım süresini aşan 10 günlük gecikmeden sorumlu olunacağı yolundaki görüşe katılmadıklarını, garanti belgesindeki 30 günlük onarım süresinin alıcı yararına üst sınır getiren ve onarımın kısa sürede tamanlaması gerektiğini, buna göre davacının aracını dava dışı şirkete kiralama bedelinin 18.000,00 TL olduğu gözetildiğinde ve onarımda gecikmeninde 40 gün olduğu dikkate alındığında davalının 40 günlük süreye denk gelen 24.000,00 TL kira kaybının tazmininden sorumlu olduğu, davacı onarımda gecikme sebebiyle 3 aylık kira bedeline uğradığını belirtmiş ise de, araç onarıldıktan sonra neden iki aya kadar kiranın ödenmediğinin açık olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.Yargılama sırasında alınan 14/10/2016 tarihli iki kişilik bilirkişi raporunda ise; daha önce verilen raporlardan 02/05/2016 tarihli bilirkişi raporundaki görüşlere katıldıkları, onarımdaki gecikmenin 40 gün olduğu, buna göre günlük 600,00 TL kira bedeli hesabıyla davacının uğradığı kazanç kaybının 24.000,00 TL olabileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, ayıplı araç satışı nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacının, davalıdan satın aldığı aracın motor kısmında arıza meydana gelmiş, bu nedenle araç 40 gün serviste kalmıştır. Aracın motorunda meydana gelen arızadan davacının kusur ve sorumluluğu yoktur. Dolayısıyla davacı taraf aracını 40 gün kullanmaktan mahrum kalmıştır. Bu süre içerisindeki zararlarının ispat edilebildiği ölçüde talep hakkı vardır. Yargılama sırasında alınan 02/05/2016 tarihli ve 14/10/2016 tarihli bilirkişi raporları davacının onarımda geçen 40 günlük gecikme nedeniyle günlük 600,00 TL kira hesabıyla 24.000,00 TL zarara uğradığı yönüdne görüş bildirmişlerdir. Anılan bu raporlar dosyaya sunulan deliller itibariyle usul ve yasaya uygundur. Her ne kadar davalı tarafça davacıya benzer bir makine kiralanarak verilmek istenmiş ise de, davacı taraf söz konusu aracı çift vardiya çalıştırdığından bunu kabule yanaşmaması davacıya kusur olarak atfedilemez. Bu itibarla davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde değildir. Ayrıca garanti belgesindeki 30 iş gününün zarar hesaplamasında esas alınmamasına dair istinaf talebi de yerinde değildir. Zira motordaki arıza davacının araçtan sürekli kullanımını ve gelir elde etmesini engelleyici niteliktedir. Garanti belgesinde öngörülen sürenin zararın hesabında dikkate alınmamasını gerektirir bir kural yoktur. Garanti belgesindeki bu süre ayıba karşı tekeffül kapsamında diğer bir kısım hakların kullanımıyla ilgilidir. Açıklanan bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Davacı vekilinin istinaf talebine gelince; az önce de değinildiği üzere davacının kendisine teklif edilen yeni kiralanacak aracın çift vardiya olmaması nedeniyle kabul etmemesinde davacıya atfedilecek bir kusur bulunmamaktadır. Dolayısıyla davacı somut olarak 40 günlük tamir süresi için uğradığı 40 x 600 TL = 24.000,00 TL maddi zararı talep etme hakkı vardır. Bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf talebi yerindedir. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, davalı vekilinin ise istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 3-İstanbul Anadolu 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/12/2016 gün, 2014/757 Esas, 2016/1027 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4-Davanın kısmen kabulü ile; 24.000,00 TL’nin 29/12/2013 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 5-Alınması gerekli 819,70 TL harçtan, peşin alınan 751,45 TL harcın mahsubu ile bakiye 68,25 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,6-Kabul edilen dava değeri üzerinden davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.880,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 7-Reddedilen dava değeri üzerinden davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.725,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 8-Davacının peşin yatırdığı 751,45 TL harcın yargılama giderine katılmaksızın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 9-Davacının peşin nispi harç dışında yaptığı yargılama gideri olan 29,00 TL başvurma-vekalet harcı 223,00 TL talimat gideri ve tebligatlar, 3.250,00 TL bilirkişi ücretleri olmak üzere toplam 3.502,00 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre belirlenen 1.910,18 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, 10-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 142,00 TL’den davanın red oranına göre belirlenen 64,54 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,11-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 12-İstinaf aşaması yönünden davalı taraftan alınması gereken 819,70 TL harçtan, peşin alınan 205,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 614,70 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 13-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 14-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 15-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 16-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.05/12/2019