Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3513 Esas
KARAR NO : 2019/2736
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/10/2016
NUMARASI : 2016/66 E. – 2016/705 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/12/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalı şirketin müvekkili aleyhinde Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takip başlattığını, itiraz süresini kaçırdıklarını, takibin kesinleştiğini, takibin dayanağı 08/05/2015 tarih, … no’lu 2.100,00 TL bedelli, 24/04/2015 tarih … no’lu 1.750,00 TL bedelli toplam 3.850,00 TL tutarındaki faturaların “vade farkı gelirleri” adı altında tahsil edildiğini, böyle bir borcun bulunmadığını belirterek davalıya fazladan ödenen 3.850,00 TL’nin faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; proforma faturada bu hususun düzenlendiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: Mahkemece; vade farkına ilişkin uygulama olduğu dikkate alınarak davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin bilirkişi raporuna göre davanın reddine karar vermesinin hatalı olduğunu, müvekkiline haksız bir şekilde borç yansıtılmaya çalışıldığını müvekkilinin haciz tehdidi altında tüm borcu ödediğini, ancak 3.850,00 TL’nin tahsilinin haksız olup taraflar arasında vade farkına ilişkin yazılı sözleşme olmadığı, proforma faturanın ticari teamül gereği sözleşme sayılmadığını, icap niteliğinde olduğunu, 2014 yılındaki tek bir ödeme için taraflar arasında süregelen uygulama olduğunun kabul edilemeyeceğini, Yargıtay kararlarının da aynı yönde olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının hükmün kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, istirdat istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasındaki uyuşmazlık vade farkı faturasından kaynaklanmaktadır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih, 2001/1 Esas, 2003/1 karar sayılı kararına göre, vade farkı istenebilmesi için taraflar arasında bu konuda yazılı bu sözleşme ya da teamül haline gelmiş fiili bir uygulamanın mevcudiyetinin kanıtlanması gerekmektedir. Taraflar arasında vade farkı ile ilgili yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Hal böyle olunca davacının vade farkı talep edebilmesi için taraflar arasında bu konuda teamül halini almış fiili bir uygulamanın bulunup bulunmadığının saptanması gerekmektedir. Teamülün mevcut olduğunun kabulü için en az iki ya da daha fazla vade farkı faturasının davalı tarafça itirazsız ödenmiş olması gerekmektedir.Somut uyuşmazlıkta; bilirkişi raporunda, dava konusu faturalar dışında davacının 2014 yılında; 25.03.2014 tarihli … nolu 1.082,00 TL bedelli fatura ile 15.07.2014 Tarih … nolu 1.950,00 TL bedelli vade farkı faturalarına ilişkin olmak üzere 3.032,00 TL ödeme yapıldığı belirlenmiş olmakla ilk derece mahkemesince vade farkına ilişkin teamül oluştuğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi yerinde olup davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 44,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 11/12/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.