Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3507 E. 2019/2738 K. 11.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3507 Esas
KARAR NO : 2019/2738
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/01/2017
NUMARASI : 2014/1151 E. – 2017/2 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/12/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin ihbar edilen şirket ile olan ticari münasebetine istinaden davaya konu çeki … San. ve Tic. A.Ş. ‘den teslim aldığım, müvekkil şirket yetkilisi … arabasının camı kırılarak özel evraklarının ve çeklerinin bulunduğu çantasının kimliği belirsiz kişilerce 17.07.2014 tarihinde çalındığım, müvekkilin anında kolluk güçlerine haber verdiğini, akabinde bu hırsızlık olayına ilişkin olarak Küçükçekmece Cumhuriyet Savcılığının 2014/17241 soruşturma numaralı dosyası ile şikayetçi olunduğu ve yaklaşık değeri 312.000,00 -TL’yi bulan davaya konu çekin de içinde bulunduğu 32 adet çekin zayi nedeni ile iptali için Bakırköy 17. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/124 Esas sayılı (yeni dosyası: Bakırköy 2. ATM 2014/917 E.)dosyası ile dava açtığını, Bakırköy 17. Asliye Ticaret Mahkemesinin tüm çeklerin tutarı üzerinden %15 teminat mukabilinde Ödeme Yasağı konulmasına karar verdiğini ve ilgili tedbir kararının muhatap bankalara bildirildiğini, işbu çeklerin kötü niyetli kişilerin eline geçmesi ve müsadere edilebilme ihtimalinin bu kişilerce öngörülerek takasa sunulmuş (bizzat bankaya sunulmamış) ve çeklerin ödeme yasağı kararı olduğunun arkasına şerh edilmesine rağmen kötü niyetli kişilerce ihtiyaten haciz başvurulan ile takibe konulmaya başlandığını, davalı şirketin de müvekkil şirketin birçok çekini eline geçirmiş ve kötü niyetli olarak icra takip işlemlerine girişmiş olduğunu, davalı tarafından bu takiplerde müvekkil şirketin imzası olmamakla birlikte, sahte imza atılmak suretiyle ciro silsilesi kurulmaya çalışıldığını, müvekkilin çalınan müşteri çekleri ve boş çek karnesinin sahte imzalar ile piyasaya sokulmaya başlanmış olup ödeme yasağı kararı veren mahkemeye arkasında şerh olmasına rağmen çeklerin ibraz edilmemekte olduğunu, iş bu çeklere ilişkin olarak icra takibi yapılması durumunda müvekkilin telafisi imkansız zararlara uğrayacağını, müvekkil şirkete herhangi bir ödeme emrinin tebliğ edilmemiş olmakla birlikte, diğer cirantaların ve müvekkilin şikayet haklarını dermayen etmesini engellemek amacı ile ihtiyati haciz uygulamanın ihtimalinin kuvvetli olduğunu, zira olağan takip işlemlerinin itiraza tabi olduğu için cebri icra baskısı altında kayden var olan sözde şirketlerin bu paraları tahsil etmesi durumunda bu paraların istirdadının fiilen mümkün olmayacağını, bu nedenle sayın mahkemenin ivedi olarak tedbir hususunda karar vermesini talep ettiklerini, Büyükçekmece Cumhuriyet Savcılığının 2014/17241 soruşturma numaralı dosyası ile tüm çeklere ilişkin tedbir kararının verildiğini, boş çeklere el konulmasına dair ara kararın oluşturulduğunu, çekteki ciranta silsilesinin sarih olduğunu, müvekkil şirketin imzasının sahte olarak atıldığını, akabinde gerçekte olup olmadığı dahi meçhul olan firmaların kaşeleri atılarak sözde iyi niyet silsilesi oluşturmanın amaçlandığını, çekin meşru hamili ile alacaklısının müvekkil şirket olmasına rağmen hukuka aykırı şekilde ele geçirdikleri sahte imzalı çekin tahsil edilmesinin müvekkilin ağır zararlara uğramasına sebebiyet verdiğini, müvekkilin cari ilişkisi olduğu çek borçlularından çekin bedelini tahsil edemediği gibi çek bedelinin cirantalar tarafından ödenmesi ile tahsil edemediği paranın cari hesabından eksilmesiyle ile karşı karşıya kaldığını, takibe konu çekin arka yüzünde Bakırköy 17. ATM’nin tedbir kararı gereği ödemeden men yasağı olduğu kayıt olarak düşülmüş olmasına karşın zayi nedeni ile çek iptali dosyasına başvuru yapılmadan kötü niyetli olarak icra takip işlemlerine başlandığını, çalıntı çekleri tamamen kötü niyetli olarak ele geçirerek araya gayri faal ve gerçekte olmayan şirketlerin ciro kaşelerini basmak suretiyle ve müvekkilin kaşesini de sahte şekilde yaptırarak basıp, üzerine sahte ima atmak suretiyle takibe konulan … Bankası A.Ş. Güngören Şb. ait 25.07.2014 tarihli, 30.000,00 -TL bedelli takip konusu çekin gerçek alacaklısının müvekkil şirket olduğunu, bunu kanıtlayan alacak belgelerini çekin ihbar edilen çek keşidecisinden müvekkil şirkete geçtiğine dair tahsilat makbuzlarını ibraz ettiklerini, ayrıca bu çeki de içerecek şekilde kötü niyetli çek hamilleri hakkında açılan soruşturmanın devam ettiğini, çeki elinde bulunduran kötü niyetli hamilin soruşturma dosyalarında şüpheli olarak arandığım, müvekkilin 32 adet çekinin çalınmış olduğu, bu çeklerin büyük kısmının davalı … isimli şahıstan ve teşekkül oluşturduğu diğer kişilerden çıktığını, bu şirketlerin vergi dairesi kayıtlarının, ticaret sicil kayıtlarının, ticari defterlerinin incelendiğinde aradaki ticari münasebetin sadece ciro ile piyasaya çek sürmeye çalışmaktan ibaret olduğu, aralarında ticari herhangi bir faaliyet olmadığının görüleceğini,Davalı …’in müvekkilin düşük meblağlı çeklerini ilk önce piyasaya sürerek nabız yoklaması yaptığını, diğer çeklerin ihtiyati haciz masraflarını finanse ederek daha yüksek meblağlı diğer çekler için de icra takip işlemlerine devam ettiğini, bu çeklerin tamamı için sahte imza sebebiyle iptal davaları açılmış olduğunu, çek cirantalarının büyük firmalar olması ve cebri icra tehdidi sebebiyle zor durumda kalmak istememelerinden dolayı cebri icra baskısı altında çeklerin ödenmekte olduğunu,Davalı takip alacaklısının cüretkâr ilk haciz işleminden sonra tüm takip dosyalarının bedellerinin müvekkil şirket tarafından yatırılmaya başlandığım, takiplerin iptali ile menfi tespit ve istirdat istemli davaların açılmaya başlandığını, ilgili davalarda icra takibi yapılmış olduğu için, çek bedeli icra dosyasına depo edildiğini İİK 72 maddesi uyarınca teminat mukabilinde icra dosyasına yatırılan paranın hamile ödenmemesine dair tedbirin talep edildiğini, w Müvekkilin çalınan çeklerinin büyük kısmının …. Ltd. Şti. cirosu ile sözde alacaklı … üzerinden piyasaya sürülmekte olduğunu, bu şirketlerin kayıtları, vergi kayıtları, ticari defterleri üzerinde ve beyannamelerinde yapılacak incelemelerde gerçekte hukuki bir ilişki olmadığının da sabit olacağını, müvekkil şirketin imzasının sahte olması ile ciro silsilesinin bozulmakta çekin kambiyo vasfını kaybetmekte olduğunu, bir çekin iki meşru hamili olamayacağı için sayın mahkemenin öncelikle müvekkilin meşru hamil olduğunu tespit etmesini talep ettiklerini, sözde takip alacaklısının müvekkil şirketin imzasının sahte olduğunu bildiği için müvekkil şirkete ilişkin hiçbir icra takip işlemi yapmamakta, nasılsa diğerlerinde alırım düşüncesi ile hareket etmekte olduğunu, çünkü müvekkil şirketin sahte imza nedeniyle takibi iptal ettireceğinin bilinmekte olduğunu, neticeten; icra takibi yapılmadan önce yapılması muhtemel icra takibinin tedbiren durdurulmasına, Bakırköy 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/124 ^ (Bakırköy 2. Asliye Ticaret 2014/917 Esas sayılı dosyası) ile açmış oldukları çek zayi ve iptal davasının birleştirilmesini, Bakırköy 17. ATM’nin (Bakırköy 2. ATM dosyasında 46.800,00 -TL tutarında teminat olduğu nazara alınarak takdiren teminatsız olarak tedbir kararı verilmesini, bilahare yapılacak yargılama ile işbu çekten dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, müvekkilin dava ve takip konusu çekin meşru hamili olduğunun ve bu suretle de çek tutarı olan 30.000,00 -TL’nin yasal alacaklısı olduğunun tespitine, takip konusu çek arkasında çeki müvekkile ciro eden keşideciden sonra gelen tüm ciroların gerek ciro silsilesinin bozuk olması ve gerekse hukuki dayanak yokluğu nedeniyle iptaline, cebri icra baskısı ile çek bedelinin tahsil edilmesi durumunda İKK 72. Maddesi uyarınca icra dosyasına yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesine dair yine takdiren teminatsız olarak tedbir kararı verilmesine icra dosyasına yatırılan paranın takip alacaklısına ödenmesi durumunda 30.000,00 -TL’nin tahsil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte istirdadına, kötü niyetli takip alacaklısı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, dava dilekçesi ve duruşma günü ile birlikte çekin keşidecisi olan …San. ve Tic. A.Ş.’nin ihbar edilmesine yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine talep ve dava etmiştir. Asli Müdahil … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin müdahale dilekçesinde özetle; şirket tarafından ciro silsilesiyle …’den devralınan dava konusu çekin ciro edilmek suretiyle davacıya devredildiğini, ancak çek hamili olan davacı şirket uhdesinde bulunduğu esnada söz konusu çekin bir hırsızlık olayı neticesinde çalındığını, çekin çalınması üzerine davacı şirket tarafından Bakırköy 2. ATM nezdinde 20.04.2014 tarihinde 2014/917 Esas sayısıyla “Çek İptal ve Zayi” davası açıldığını, işbu davada 25.04.2014 tarihinde verilen karar ile çek bedelinin ödenmesinin önlenmesi amacıyla tedbir kararı devam ettiğinden dolayı çek bedelinin ilgili banka nezdinde keşideci tarafından halen depo edilmiş halde olduğunu, ayrıca iş bu çeke ilişkin olarak davacı tarafından huzurdaki davanın açıldığını, keşidecinin çek hesabında işbu çek bedeli depo edilmiş halde bulunmakta olup davalı tarafından müdahil şirket aleyhine olası icra takibine girişilmesi halinde mükerrer tahsilat yapılması ihtimali nedeniyle şirketin aynı çekin bedelini tekrar defa ödemek zorunda kalacağını, bu durumunda telafisi imkansız zararlara yol açacağını, davacı tarafından icra takibinden önce mahkemeye açılan menfi tespit davası ile söz konusu çeke ilişkin olarak %15 teminat mukabilinde davalı tarafından çek bedelinin tahsil edilmemesine yönelik olarak davanın tarafları açısından geçerli olmak üzere 16.12.2014 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, davacı tarafından teminat bedelinin 20.01.2015 tarihinde mahkeme veznesine yatırıldığını, teminat bedelinin depo edilmesi üzerine ilgili banka şubesine çek bedelinin ödenmemesi amacıyla müzekkereler yazıldığını, aslında işbu davadaki davacı tarafından dava konusu çekin çalındığına ilişkin Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde 2014/17241 soruşturma sayısıyla suç duyurusunda bulunulmuş olup söz konusu soruşturmada davalı tarafın şüpheli sıfatıyla soruşturulmakta olduğunu, bu soruşturma konusu suçların “Nitelikli dolandırıcılık, nitelikli hırsızlık, ve resmi evrakta sahtecilik suçları olduğunu, ayrıca bu soruşturma dosyasında ilgili banka şubesine soruşturma açıldığı ve çekin ibrazı halinde ibraz edenin bilgileri dahil soruşturma dosyasına bilgi verilmesi talimatını içeren müzekkereler yazıldığını, ayrıca davacı şirket yetkilisi ile yaptıkları görüşme neticesinde dava konusu çekte dahil olmak üzere çalınan çeklere ilişkin olarak haciz işlemlerinin şirket merkezleri farklı ilçe ve semtlerde olan şirketlerin aynı vekil aracılığıyla iş bu işlemleri takip ettikleri bilgisinin alındığını, davacı tarafından çaldırılan çeklerin neredeyse tamamına yakınının üç farklı kişi veya şirket tarafından aynı vekil aracılığıyla işleme konulmasının aslında davalının kötü niyetle hareket ettiğini açıkça göstermekte olduğunu, Mahkeme başkanlığı tarafından talepleri ile aynı nitelikteki 2014/1336 Esas sayılı dava dosyasında asli müdahale talebi kabul edilerek ihtiyati tedbir kararının asli müdahale talep eden dahil olmak üzere davanın tüm tarafları açısından geçerli olmasına karar verildiğini, takip dosyasına para yatırılmasının amacının davanın bu bedele ilişkin olarak görülmesi olup 6100 sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbire ilişkin ahkamı uyarınca bu bedelin alacaklıya ödenmesinin davanın amacına ve usul ekonomisine aykırı sonuçlar doğuracağını, davacı tarafından icra takibi yapılmadan önce tedbir kararına istinaden %15 teminat bedelinin yatırılmış olması ve ayrıca dava konusu çek bedelinin ilgili banka nezdinde tedbir kararına istinaden blokeli olarak bulunması nedeniyle bedelsiz kalan çeke ilişkin olarak huzurdaki davaya asli müdahil olarak katılmak zorunluluğunun hasıl olduğunu, bu sebeple dosyanın tarafı olan şirketleri açısından da çek bedelinin davalıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasını talep etmekte olduklarını, sonuç olarak öncelikle bedelsiz kalan çeke ilişkin olarak asli müdahale talebinin kabulüne, davacı tarafından da mahkeme tarafından belirlenen teminat bedeli yatırıldığından davacı lehine icra takibinden önce açılan iş bu davada verilen 16.12.2014 tarihli tedbir kararının şirket açısından da geçerli olması açısından tedbir taleplerinin kabulüne karar verilerek çek bedelinin alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasına, tedbiren durdurma kararının ilgili banka şubesine müzekkere yoluyla bildirilmesine, şirketin icra takibine konu edilen 30.000,00 TL, bu rakama işletilen faizi ve eklenen ferileri bakımından borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. Asli Müdahil …Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin müdahale dilekçesinde özetle; şirket tarafından tanzim edilerek … Ticaret Anonim Şirketi’ne ciro edilmek suretiyle devir edildiğini, ancak çek hamili olan davacı şirket uhdesinde bulunduğu esnada söz konusu çekin bir hırsızlık olayı neticesinde çalındığını, çekin çalınması üzerine davacı şirket tarafından Bakırköy 2. ATM nezdinde 20.04.2014 tarihinde 2014/917 Esas sayısıyla “Çek İptal ve Zayi” davası açıldığını, işbu davada 25.04.2014 tarihinde verilen karar ile çek bedelinin ödenmesinin önlenmesi amacıyla tedbir kararı devam ettiğinden dolayı çek bedelinin ilgili banka nezdinde keşideci tarafından halen depo edilmiş halde olduğunu, ayrıca iş bu çeke ilişkin olarak davacı tarafından huzurdaki davanın açıldığını, keşidecinin çek hesabında işbu çek bedeli depo edilmiş halde bulunmakta olup davalı tarafından müdahil şirket aleyhine olası icra takibine girişilmesi halinde mükerrer tahsilat yapılması ihtimali nedeniyle şirketin aynı çekin bedelini tekrar defa ödemek zorunda kalacağını, bu durumunda telafisi imkansız zararlara yol açacağını, davacı tarafından icra takibinden önce mahkemeye açılan menfi tespit davası ile söz konusu çeke ilişkin olarak %15 teminat mukabilinde davalı tarafından çek bedelinin tahsil edilmemesine yönelik olarak davanın tarafları açısından geçerli olmak üzere 16.12.2014 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, davacı tarafından teminat bedelinin 20.01.2015 tarihinde mahkeme veznesine yatırıldığını, teminat bedelinin depo edilmesi üzerine ilgili banka şubesine çek bedelinin ödenmemesi amacıyla müzekkereler yazıldığını, aslında işbu davadaki davacı tarafından dava konusu çekin çalındığına ilişkin Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde 2014/17241 soruşturma sayısıyla suç duyurusunda bulunulmuş olup söz konusu soruşturmada davalı tarafın şüpheli sıfatıyla soruşturulmakta olduğunu, bu soruşturma konusu suçların “Nitelikli dolandırıcılık, nitelikli hırsızlık, ve resmi evrakta sahtecilik suçları olduğunu, ayrıca bu soruşturma dosyasında ilgili banka şubesine soruşturma açıldığı ve çekin ibrazı halinde ibraz edenin bilgileri dahil soruşturma dosyasına bilgi verilmesi talimatını içeren müzekkereler yazıldığını, ayrıca davacı şirket yetkilisi ile yaptıkları görüşme neticesinde dava konusu çekte dahil olmak üzere çalınan çeklere ilişkin olarak haciz işlemlerinin şirket merkezleri farklı ilçe ve semtlerde olan şirketlerin aynı vekil aracılığıyla iş bu işlemleri takip ettikleri bilgisinin alındığını, davacı tarafından çaldırılan çeklerin neredeyse tamamına yakınının üç farklı kişi veya şirket tarafından aynı vekil aracılığıyla işleme konulmasının aslında davalının kötü niyetle hareket ettiğini açıkça göstermekte olduğunu, Mahkeme Başkanlığı tarafından talepleri ile aynı nitelikteki 2014/1336 Esas sayılı dava dosyasında asli müdahale talebi kabul edilerek ihtiyati tedbir kararının asli müdahale talep eden dahil olmak üzere davanın tüm tarafları açısından geçerli olmasına karar verildiğini, takip dosyasına para yatırılmasının amacının davanın bu bedele ilişkin olarak görülmesi olup 6100 sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbire ilişkin ahkamı uyarınca bu bedelin alacaklıya ödenmesinin davanın amacına ve usul ekonomisine aykırı sonuçlar doğuracağını, davacı tarafından icra takibi yapılmadan önce tedbir kararına istinaden %15 teminat bedelinin yatırılmış olması ve ayrıca dava konusu çek bedelinin ilgili banka nezdinde tedbir kararına istinaden blokeli olarak bulunması nedeniyle bedelsiz kalan çeke ilişkin olarak huzurdaki davaya asli müdahil olarak katılmak zorunluluğunun hasıl olduğunu, bu sebeple dosyanın tarafı olan şirketleri açısından da çek bedelinin davalıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasını talep etmekte olduklarını, sonuç olarak öncelikle bedelsiz kalan çeke ilişkin olarak asli müdahale talebinin kabulüne, davacı tarafından da mahkeme tarafından belirlenen teminat bedeli yatırıldığından davacı lehine icra takibinden önce açılan iş bu davada verilen 16.12.2014 tarihli tedbir kararının şirket açısından da geçerli olması açısından tedbir taleplerinin kabulüne karar verilerek çek bedelinin alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasına, tedbiren durdurma kararının ilgili banka şubesine müzekkere yoluyla bildirilmesine, şirketin icra takibine konu edilen 30.000,00 -TL, bu rakama işletilen faizi ve eklenen ferileri bakımından borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. Feri Müdahil … Sanayi ve Tic. A.Ş.’nin müdahale dilekçesinde özetle; şirket tarafından keşideci sıfatıyla … Tic. Ltd. Şti.’ye devredilen dava konusu çekin bu lehtar tarafından ciro edilmek suretiyle … Sanayi ve Tic. A.Ş.’ye devredildiği bu şirketten de davacıya devredildiği, ancak çek hamili olan davacı şirket uhdesinde bulunduğu esnada söz konusu çekin bir hırsızlık olayı neticesinde çalındığını, çekin çalınması üzerine davacı şirket tarafından Bakırköy 2. ATM nezdinde 20.04.2014 tarihinde 2014/917 Esas sayısıyla “Çek İptal ve Zayi” davası açıldığını, işbu davada 25.04.2014 tarihinde verilen karar ile çek bedelinin ödenmesinin önlenmesi amacıyla tedbir kararı devam ettiğinden dolayı çek bedelinin ilgili banka nezdinde keşideci tarafından halen depo edilmiş halde olduğunu, ayrıca iş bu çeke ilişkin olarak davacı tarafından huzurdaki davanın açıldığını, keşidecinin çek hesabında işbu çek bedeli depo edilmiş halde bulunmakta olup davalı tarafından müdahil şirket aleyhine olası icra takibine girişilmesi halinde mükerrer tahsilat yapılması ihtimali nedeniyle şirketin aynı çekin bedelini tekrar defa ödemek zorunda kalacağını, bu durumunda telafisi imkânsız zararlara yol açacağını Davacı tarafından icra takibinden önce mahkemeye açılan menfi tespit davası ile söz konusu çeke ilişkin olarak %15 teminat mukabilinde davalı tarafından çek bedelinin tahsil edilmemesine yönelik olarak davanın tarafları açısından geçerli olmak üzere 16.12.2014 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, davacı tarafından teminat bedelinin 20.01.2015 tarihinde mahkeme veznesine yatırıldığını, teminat bedelinin depo edilmesi üzerine ilgili banka şubesine çek bedelinin ödenmemesi amacıyla müzekkereler yazıldığını, davacı tarafından icra takibi yapılmadan önce tedbir kararma istinaden %15 teminat bedelinin yatırılmış olması ve ayrıca dava konusu çek bedelinin ilgili banka nezdinde tedbir kararına istinaden blokeli olarak bulunması nedeniyle bedelsiz karan çeke ilişkin olarak huzurdaki davaya müdahil katılma talebinde bulunduklarını, bu sebeple dosyanın tarafı olan şirket açısından da çek bedelinin davalıya ödenmesinin tedbiren durdurulması ile bu doğrultuda İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına müzekkere yazılmasını talep ettiklerini, sonuç olarak davacı tarafından mahkeme tarafından belirlenen teminat bedeli yatırıldığından davacı lehine icra takibinden önce açılan iş bu davada verilen 01.12.2014 tarihli tedbir kararının şirket açısından da geçerli olması açısından İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının tedbiren durdurulmasına, tedbiren durdurma kararının İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına müzekkere yoluyla bildirilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, çekin davacı şirket tarafından sonraki cirantalara verilmediği çekin davacının rızası hilafına elinden çıktığı, çekin davalı tarafından kötü niyetle alınıp takibe konulduğu yönünden somut net bir delil olmadığı, savcılık soruşturmasının daimi arama kararı verilerek beklediği, davacının söz konusu çeki ciro edip borçlu olmadığı kanaatine varılarak davacının talebinin kabulü söz konusu çekten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti ancak söz konusu çekin gelen savcılık soruşturmasının daimi aramaya alındığı da dikkate alındığında davalı tarafından çeklerin alınıp alınmadığı ispat edilemediği gibi davalının kötü niyeti tam ispat edilemediğinden davacı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına, ayrıca feri müdahil … yönünden ise HMK 69.maddeye göre Müdahilin de yer aldığı asıl davada hüküm, taraflar hakkında verilir hükmü gereğince, Feri Müdahil Asli müdahil gibi asıl taraf olmadığından HMK 69.madde uyarınca sadece asıl taraflar yönünden hüküm kurularak, imzaların istiklali prensibi gereği sadece davacının ciro silsilesindeki imzası yönünden kopukluk olmuş olduğundan senedin geçersizliği söz konusu olamayacağından senedin iptali talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Feri Müdahil …Sanayi ve Tic. A.Ş.’nin istinaf dilekçesinde özetle; talepleri hakkında hüküm kurulmamış olması nedeni ile kararın kaldırılmasını talep ettiklerini, davanın ihbarı üzerine davacı yanında davaya iştirak etmek için asli müdahale talepleri üzerine talebin mahkemece kabul edildiğini, çekin çalınması üzerine Bakırköy 2.ATM’nin2014/917 Esas ayılı dosyasında çek iptali ve zayi davası açıldığını, iş bu davada 25.04.2014 Tarihinde ihtiyati tedbir kararı verilerek ödeme yasağı konulduğunu, davalı tarafından müvekkili aleyhine İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasında kambiyo senedine dayalı ilamsız takip başlatıldığını, yerel mahkemece çek bedelinin davalıya ödenmemesinin tedbiren durdurulmasına karar verildiği ve icra dosyasına müzekkere yazılması talebinin mahkeme tarafından kabulüne karar verildiği, yerel mahkemenin 02.01.2017 Tarihli kararı ile asli müdahil olmalarına rağmen müvekkili hakkında hüküm kurmadığını, gerekçede ise feri müdahil olduğunun belirtildiği, ancak müvekkilinin asli müdahil konumunda olduğunu, 06.03.2015’de feri müdahil olunmuş ise de 09.03.2015’de asli müdahil dilekçesi sunup harç yatırdıklarını ve mahkemenin 09.03.2015’de asli müdahilliğin kabulüne karar verdiğini, mahkemenin kararının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın davacı ve asli müdahiller yönünden kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı ilk derece mahkemesince feri müdahil olarak kabul edilen müdahil …Şti vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut uyuşmazlıkta; …Şti’ye davanın ihbarı üzerine şirket vekili 04.03.2015 Tarihli beyan dilekçesinde; davacı yanında davaya feri müdahil olarak kabulünü talep etmiş, keza 06.03.2015 havale tarihli dilekçesinde ise harç yatırarak; davacı yanında müdahale talebinin kabulü talebi ile tedbir talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince 09.03.2015 tarihli ara karar ile ….Şti, asli müdahil olarak davaya kabul edilmiştir. Ancak; mahkeme taleple bağlı olup …. Şti vekilinin aşamalardaki dilekçelerinde müvekkilinin takip dosyası yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesine ilişkin açık talebi yahut birleşen davası mevcut değildir. .. ..AŞ vekilinin dilekçeleri ve beyanları dikkate alındığında talebinin feri müdahale niteliğinde olduğu sabit olmakla ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararda bu husustaki kabulü yerindedir. 6100 sayılı HMK’nın 68. maddesi gereğince fer’i müdahilin davaya yanında katılmayı talep ettiği tarafla birlikte hareket etmesi gereklidir. Fer’i müdahilin yanında davaya müdahil olduğu davacının hükmü istinaf etmemiş olması nedeniyle fer’i müdahilin istinaf inceleme isteminin usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1- Feri Müdahil … Sanayi ve Tic. A.Ş.’nin yerinde görülmeyen istinaf isteminin USULDEN REDDİNE,2-Alınması gereken 44,40 TL harçtan, eşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL eksik harcın Feri Müdahil … Sanayi ve Tic. A.Ş.’den alınaak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 22,00 TL (posta-teb-müz) masrafının Feri Müdahil… Sanayi ve Tic. A.Ş.’den alınarak, davacıya verilmesine, b)Feri Müdahil …Sanayi ve Tic. A.Ş. tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 11/12/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.