Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3502 E. 2019/2726 K. 10.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3502 Esas
KARAR NO : 2019/2726
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/04/2017
NUMARASI : 2015/1209 E. – 2017/207 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/12/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kocaeli …. İcra Müdürlüğünün …. sayılı dosyasına konu 7.500,00-TL bedelli senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, dolayısıyla takip konusu borçları olmadığını, senedin lehtar ve ilk ciranta olan … Ltd. Şti.’nden teslim alınmasına rağmen bu şirketin borçlu olarak gösterilmediğini, bu halin dahi borcun gerçek bir borç olmadığını gösterdiğini, senedin sahte olarak tanzim edildiğini belirterek borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafça cevap dilekçesinde özetle; davacının bu davada hukuki yararı olmadığı, davanın zamanaşımına uğradığı, davacının ortaklık ilişkisi devam ederken ortağının atmış olduğu imzayı tanımamasının ve bu doğrultuda itiraz etmesinin kötü niyetli olduğunun göstergesi olduğu, kötü niyet olsa savcılığa şikayet yapılacağı, ancak şikayet yapılmadığı savunmaları ile davanın reddi ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davaya konu bononun tanzim edeninin davacı … olup, senedin adi ortaklık adına verilen bir senet olmadığı, senet borçlusu görülene ait imzanın sahteliğinin anlaşılmış olması karşısında bu senedin borçlusu olarak görülen davacının sorumluluğunun söz konusu olamayacağından davalı şirketin bu senede istinaden davacıdan alacaklı olmadığı, davalı, senette lehtar olmayıp, lehtardan devralan üçüncü kişi hamil olmakla takipte kötü niyetli olmadığından davanın kabulüne, davacının kötü niyet tazminatı isteğinin ise reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davacı imza sahteliği iddiasında bulunmuş ise de; davacının aynı zamanda keşideci olduğu ve imza sahteliği kendi kusurundan sadır olduğundan iyiniyetli 3.kişi hamilleri etkilemeyeceğini, davacının dava önce açtığı imzaya itiraz davasının reddolunduğunu, takibine konu senetteki imzanın, davacının ortağı …. imzasın ile aynı olduğunun ortaklık sözleşmesi ve fesihname incelendiğinde anlaşıldığını, adi ortaklığın sona ermesinin üçüncü kişilerin durumunu etkilemeyeceğini, kendi aralarındaki rücu ilişkisinde sorunu çözebileceklerini, davacının aynı şekilde imzalı bir çekin ödemesini ise yaptığını, TMK 2.maddesine aykırılığın hukuk düzeninin korumayacağını, ilk derece mahkemesinin sadece imza incelemesi yapıp esasa ilişkin değerlendirmede bulunmamasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut uyuşmazlıkta; takibe konu bonoda keşideciye atfen davacının adı, imzası yer almakta olup lehtar dava dışı …. Ltd Şti, hamil ise davalı şirkettir. İlk derece mahkemesince ATK’dan alınan rapora göre; senetteki imzanın davacıya ait olmadığı tespit edilmiştir. Senetteki imzada sahtelik, herkese karşı ileri sürülebilen mutlak def’ilerden olmakla esasa ilişkin başkaca inceleme yapılmadan davanın kabulü ile borçsuzluğun tespitine karar verilmesi yerindedir.Keza, Kocaeli 3.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/394 Esas, 2015/550 Karar sayılı ilamında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup icra takibi devam ettiğinden davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı mevcuttur. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararı yerinde olup davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Davalıdan alınması gereken 512,32TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 480,92 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 43,50 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 10/12/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.