Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3494 E. 2019/2686 K. 09.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3494 Esas
KARAR NO : 2019/2686
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/12/2016
NUMARASI : 2016/808 2016/1253
DAVANIN KONUSU: Tanıma Ve Tenfiz
KARAR TARİHİ: 09/12/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 12 Temmuz 2013 tarihinde palet haline getirilmiş üre satımına ilişkin bir sözleşme imzalandığını, sözleşmeye göre malların Rusya’daki Taupse Limanından Türkiye Körfez İgdaş Limanında davalıya teslim edilmek üzere gemiye yüklendiğini, geminin 3 Ağustos 2013 tarihinde limana yanaşıp tahliye işlemlerinin yapılması için hazırlık mektubu verdiğini, bu mektubun davalı tarafından kabul edilmesine rağmen tahliye işlemlerinin 22 Ağustos 2013 tarihinde sona erdirildiğini, tahliyenin sözleşmede belirtilen sürastarya müddeti içinde yapılmaması nedeniyle taşımayı yapan gemi donatanı lehine 34.522,00 USD demuraj alacağı doğduğunu, müvekkilinin bu bedeli donatana ödemek durumunda kaldığını, bu tutarın ödenmesi için davalıya çekilen ihtardan sonuç alamadıklarını, sözleşnin 10.maddesi uyarınca tahkim yoluna gidildiğini, tahkim sözleşmesinin geçerli olup tahkim yargılaması sonunda müvekkili lehine karar verildiğini belirterek 3 Aralık 2015 tarihli Uluslararası Ticaret Odası Hakem Heyeti kararının aynen tenfizine, bu doğrultuda müvekkilinin toplam 72.233,82 USD alacağının hakem kararında hüküm altına alınan faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, MÖHUK’un 48.maddesine göre davacının teminat yatırması gerektiğini, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını, mücbir sebep nedeniyle malların zamanında teslim alınamadığını, 12/08/2013 tarihinde müvekkilinin Kartepe’deki fabrikasında patlama ve yangın meydana geldiğini, bu sebeple üretimin durduğunu ve bir işçinin de hayatını kaybettiğini, tahkim merkezi ICC’de görülen uyuşmazlıkta davacı ile davalı arasında imzalanan sözleşmeye göre bu durumun 7.maddede belirtildiği üzere mücbir sebep sayılmasına rağmen tahkim mahkemesinin bu hususu eksik değerlendirdiğini, bu durumun kamu düzenine ilişkin olduğundan tenfiz talebinin reddedilmesi gerektiğini, tahkim mahkemesince verilen kararda bileşik faiz uygulanmasına karar verildiğini, bu durumun da kamu düzenine aykırı olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre; Singapur ile Türkiye arasında karşılıklılık anlaşması olduğundan teminat alınmasına gerek olmadığı, tahkim kararının kesin nitelikte olduğu, davalının tahkimde vekil vasıtasıyla temsil edildiği, uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümü olan bir uyuşmazlık olduğu, kamu düzenine aykırılık bulunmadığı, davalı tarafça sözleşmenin 7.maddesi uyarınca mücbir sebep ileri sürülmüş ise de, tenfiz davasına bakan mahkemenin inceleme yetkisinin sınırlı olup davaya konu kararın esas ve faiz türü bakımından kamu düzenine aykırılık taşımadığı, davalının itirazlarının uyuşmazlığın esasına ilişkin yargılamayı gerektirdiği, hakem kararında yangın olayının incelendiği, delil listesinde yer alan tanık ve dava dosyalarının incelemesinin tenfiz davasının niteliğiyle bağdaşmadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne, Uluslararası Ticaret Odası Uluslarası Tahkim Mahkemesi tarafından verilen 03/12/2015 tarihli, (20315/AGF/ZF) nihai tahkim kararının 5718 Sayılı Yasanın 60 ve devamı maddeleri uyarınca tenfizine, davanın niteliği gereğince tahsil kararı verilemeyeceğinden diğer taleplerin usulden reddine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf sebebi olarak; mahkemenin kamu düzenine aykırılık iddiasını yeterince incelemediğini, hakem kararının Türk kamu düzenine uygun olup olmadığının araştırılması gerektiğini, ICC’nin (UTH) verdiği kararda adil yargılanma ilkesini askıya aldığını, zira mücbir sebep olgusunun hakem heyetince yeterince incelenmediğini, savunma haklarının kısıtlandığını, delilleri yeterince incelenmiş olsaydı haklılıklarının ortaya çıkacağını, ICC Hakem kararında uygulanacak faiz oranının bileşik faiz olduğunu, bu durumun Türk kamu düzenine kesin olarak aykırı olduğunu, TBK’nun ve TTK’nun bileşik faiz yasağı getirdiğini, yabancı hakem kararının tenfizi için uyuşmazlık konusu kararın Türk kamu düzenine de aykırı olmaması gerektiğini bildirmiştir. Tenfize konu kararın tercümesinin incelenmesinde; taraflarının işbu dava ile aynı olduğu, kararın 12 Temmuz 2013 tarihinde verildiği, tahkim yargılaması sonunda davalının davacıya 34.522,00 USD ve yine anlaşmanın 8.maddesi gereği ödeme gününe kadar geçecek süre için bu tutar üzerinden yıllık %12 olarak hesaplanacak faiz tutarını ödeyeceği, davalının ayrıca 34.522,00 USD üzerinden ödeme gününe kadar tahakkuk ettirilecek faiz için yıllık %12 faiz ödeyeceği, tahkim maliyeti 30.000,00 USD’nin davalı tarafından ödeneceği, davalının, davacının 7,711,82 USD tutan maliyetlerini ödeyeceğinin karara bağlandığı, kararın içeriğinde davanın mücbir sebep savunmalarının tartışıldığı görülmüştür.Davanın başlangıçta maktu harçla açıldığı, daha sonra davacı tarafından 03/08/2016 tarihinde 3.576,00 TL tamamlama harcının yatırıldığı görülmüştür. Yargılama sonunda kabul kararı verildiği ve maktu harç alınmasına karar verildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, Uluslararası Hakem Heyeti Kararının tanınması ve tenfizine ilişkindir. Tenfiz kararı verilebilmesi için hakem kararının konusunu teşkil eden uyuşmazlığın tanıma veya tenfiz istenilen ülkenin hukukuna göre tahkim yoluyla çözümünün mümkün olması ve hakem kararının kamu düzenine aykırı olmaması gerekir. Dava konusu uyuşmazlık tahkim yoluyla çözümü mümkün bir uyuşmazlıktır. Davalı taraf, özellikle taraflar arasındaki sözleşmenin 7.maddesinde düzenlenen mücbir sebep halinin değerlendirilmediği, ya da eksik değerlendirildiğini ileri sürmüş ise de, dava dosyasına sunulan hakem heyeti kararının incelenmesinde bu hususun değerlendirildiği görülmüş olup davalının savunma hakkının kısıtlanmadığı kanaatine varılmıştır. Hakem kararında bileşik faiz uygulanması yoluna gidilmiş olup TBK ve TTK’da bileşik faiz yasağı öngörülmekle birlikte bu durum Türk kamu düzenine aykırılık teşkil etmemektedir. Açıklanan bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Ne var ki tenfiz kararı nispi harca tabi kararlardan olup mahkemece nihai kararda maktu harca hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bu husus dairemizce re’sen gözetilmiş ve kararın bu yönden kaldırılması yoluna gidilerek HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin REDDİNE, 2-Kocaeli 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/12/2016 gün, 2016/808 Esas, 2016/1253 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın kabulü ile; Uluslararası Ticaret Odası (ICC) tarafından hükmolunan 03/12/2015 tarihli nihai tahkim kararının tetkikinde 5718 Sayılı Kanunun 61. maddesindeki şartları mevcut olduğu ve aynı yasanın 62. maddesindeki sebeplerin bulunmadığı tespit edilmekle davanın KABULÜ ile, Uluslararası Ticaret Odası Uluslararası Tahkim Mahkemesi tarafından verilen 03.12.2015 tarihli ( 20315/AGF/ZF) nihai tahkim kararının 5718 Sayılı Yasanın 60 ve devamı maddeleri gereğince TENFİZİNE,4-Davanın niteliği itibariyle davacının diğer taleplerinin (alacağın faizi ile birlikte tahsili talebinin tenfiz davası niteliği gereği tahsil kararı verilemeyeceğinden) usuli yönden REDDİNE,5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 14.304,01 TL harçtan, peşin alınan 29,20 TL peşin harç ile 3.576,00 TL tamamlama harcı toplamı olan 3.605,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.698,81 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 6-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvuru harcı, 29,20 TL peşin harç, 4,30 TL vekalet harcı ve 3.576,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 3.638,70 TL harç tutarının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 69,00 TL posta giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 9-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 10- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 11-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 12-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/12/2019