Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3493 E. 2020/38 K. 16.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO 2017/3493 Esas
KARAR NO : 2020/38
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMES: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/02/2017
NUMARASI : 2016/709 E. – 2017/120 K.
DAVANIN KONUSU Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 16/01/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin emekli olup, hali hazırda bir işle uğraşmadığını, arada sırada oğluna ait iş yerine gidip geldiğini, öte yandan müvekkilinin bu takipte alacaklı olarak gözüken kişiyle her hangi bir borç- alacak ilişkisinin bulunmadığını, müvekkil hakkında Bakırköy ….İcra Müdürlüğü nezdinde … Esas sayılı dosya ile bir icra takibi başlatılmış olup, bu takip, Bakırköy ….İcra Müdürlüğünde açıldığından, söz konusu takibe öncelikli olarak yetki yönünden itiraz edildiğini, senede dönüştürülmüş kağıt üzerindeki, ne yazılar, ne bedel, ne de kimlik numarası müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin de böyle bir borç- alacak ilişkisinin bulunmadığını, ancak davalının oğlu … müvekkilinin … ile adi ortak olarak faaliyet gösterdiğini, Dava dışı … 25.2.2005 ten bu yana müvekkilinin oğlunun iş ortağı olarak adi ortak durumunda olduğunu, bu ortaklığın 16.6.2015 tarihinde sona erdikten taraflar bütün hak ve alacaklarını aldıktan sonra, söz konusu imzalı kağıt senet olarak davalı tarafından icraya verildiğini, tüm bu nedenlerden dolayı öncelikle İcra takibinin tedbiren durdurulmasına,böyle borcun doğmasına vesile olabilecek bir borç ilişkisinin bulunmaması nedeniyle de borçlu olmadığının tespitiyle, takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın son derece kötü niyetli olup müvekkil alacağını geciktirme maksatlı olduğunu, müvekkilinin hasta ve yaşlı bir kadın olduğunu, müvekkilinin oğlunun ortağının babası olan davacıya yıllar önce borç verdiğini, verdiği borç karşılığında kendisine başlangıçta adi yazılı belge verdiğini, bir süre sonra bu borcun ödenmeyince müvekkilinin yaşlı ve kadın haliyle defalarca davacının iş yerine giderek parasını istediğini, ancak davacı borcunu bugün-yarın ödeyeceğini söyleyerek kendisini sürekli oyaladığını, borcuna karşılık dava konusu senedi verdiğini, yani dava konusu alacağın müvekkilin oğlu ile davacı yahut davacı oğlu arasındaki bir borç alacak değil doğrudan müvekkili ile davacı arasındaki bir borç ilişkisi olduğunu, dava dilekçesinde yazılı bir diğer iddia da müvekkilinin oğlu ile davacının oğlu arasında ibralaştığı hiç bir alacak vereceğin kalmadığını ancak müvekkilinin oğluna 24.000.TL iki yıl sonra ödenmek üzere senet verdiğini, müvekkilinin oğluna 24.000.-TL lik senet verilmediğini,tüm bu nedenlerden dolayı öncelikle tedbir kararının kaldırılmasına, davanın reddine, davacının kötü niyetli olması nedeni ile % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacının iddiasını kanıtlar yazılı delil ibraz edemediği; senedin nakden kaydını içerdiği ve mücerret borç ikrarı niteliğinde bulunduğu bu haliyle 6100 Sayılı Kanunun 190.md uyarınca ispat yükünün davacı tarafta olduğu anlaşılmakla davacı tarafın sübut bulmayan davasının reddine, davalı tarafın tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili ile hiçbir parasal bağ ve alışveriş olmayan davacıya yönelik açmış bulunduğumuz davada bilirkişi talebi ve tanık dinletme talebinin dikkate alınmadığını, müvekkilinin borçlu olmadığını ve böyle bir senedin verilmediğini ispat etmesi için MK 6 gereğince tanık ve bilirkişi incelemesi talep edildiğini, mahkemenin kararının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, İİK’nın 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut uyuşmazlıkta; davacı takibe konu kambiyo senedindeki imzayı inkar etmemiştir. Senette nakden kaydı bulunmakta olup davalı taraf da senedin borç verilen paraya ilişkin olduğunu savunduğundan ispat yükü davacıdadır. Ancak davacı, bu husustaki iddiasını kesin delille ispatlayabilir. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin davacının tanık dinletme talebini ve iddiaya göre bilirkişi incelemesi talebini reddetmesi ve neticeten davanın reddine karar vermesi yerindedir. İstinaf aşamasında Dairemizce Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında ihtiyati tedbir kararının uygulanıp uygulanmadığı hususunda müzekkere yazılmış olup ilgili icra dairesinin 13.01.2020 Tarihli cevabi yazısına göre; ihtiyati tedbir kararının uygulanmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesince davalı lehine tazminata hükmedilmesi ise yerinde görülmemiştir.Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, HMK 353/1-b-3 maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın reddine, davalının tazminat isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen KABULÜNE,2-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/01/2017 gün ve 2016/709 Esas, 2017/120 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Davanın REDDİNE,4-Davalı tarafın tazminat talebinin REDDİNE,5-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;-Alınması gereken 54,40 TL harcın peşin alınan 409,86 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 355,46 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,-Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT üzerinden hesaplanan 3.600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;-İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 24,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 109,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 7-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 16/01/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.