Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3487 E. 2019/2707 K. 10.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3487 Esas
KARAR NO : 2019/2707 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL(KAPATILAN) 3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/03/2017
NUMARASI : 2015/157 E. – 2017/49 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 10/12/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesi ile, gıda sektöründe faaliyet gösteren müvekkilinin, 2009/03574 sayılı “Gıda Maddeleri İçin Kavanoz” başlıklı endüstriyel tasarım üzerinde inhisari lisans sahibi olduğunu, davalı tarafından müvekkilinin hak sahibi olduğu kavanoz tasarımının birebir aynısının kullanıldığı, müvekkilinin haklarına tecavüz edildiğinin öğrenildiğini, Kayseri 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/37 D.İş sayılı dosyası ile yaptırılan delil tespitinde, davalı yanın müvekkiline ait 2009/03574 sayılı “Gıda Maddeleri İçin Kavanoz” başlıklı endüstriyel tasarımı benzer şekilde üretip kullandığı, davalının bu eyleminin haksız rekabet teşkil ettiği ve 554 Sayılı KHK Hükümlerine aykırılık teşkil ettiği, müvekkilinin endüstriyel tasarımına tecavüz ettiğinin tespit edildiğini ve davalı yan fiillerinin aynı zamanda müvekkilini maddi ve manevi zararlara uğrattığını iddia ederek, fazlaya ilişkin her türlü haklarını saklı tutarak, şimdilik 5.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafça benzer konuda bir davanın İstanbul 4. FSHHM’nin 2013/264 Esas sayılı dosyası ile daha önce ikame edildiğini ve bu davanın taraflarınca eksik inceleme nedeniyle temyiz edildiğini ve henüz kesinleşmediğini, müvekkilince tasarım hakkına tecavüz edildiğinin sabit olmadığını, bu davanın kesinleşmesini ve bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacı tarafça Kayseri 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/37 D.İş sayılı dosyası ile yapılan keşifte, “Üretime yönelik bir kalıp bulunamamış, boş kavanoz dahi bulunamamış, sadece deneme amaçlı yapılan dolu kavanoz bulunmuştur” şekilde tespit yapıldığını, üretime yönelik kalıp veya boş kavanoz dahi bulunmamasının, böyle bir kavanozun seri olarak üretilmediği ve piyasaya sürülmediğini açıkça ispatladığını ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.İstanbul(Kapatılan) 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 21/03/2017 tarihli 2015/157 Esas-2017/49 Karar sayılı kararıyla; davanın reddine karar vermiştir.Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin aldığı 11.03.2016 havale tarihli bilirkişi raporunun aleyhe olan kısımlarına itiraz ettiklerini, somut olaydaki tecavüz unsurunun sadece davalının 325 gr fındık ezmesi ürünü satması ile sınırlı olmadığını, İstanbul 4.FSHHM’sinde dava açıldıktan sonra davalının bir takım önlemler alarak, dava konusu kavanoz ile satılan ürünlerinin kaydını tutmadığını, şayet davalı 2013 , 2014, 2015 yıllarında 325 gr’lık fındık ezmesi ürününü hiç satmamış olsa bu dönemde ürün iadesinin gerçekleşmeyeceğini, sektördeki fire oranları dikkate alındığında bu miktarın en az 100 katı satış yapmış olacağını, tecavüz unsurunun sadece ürün satışı ile sınırlı olmadığını, 554 sayılı KHK’ya göre tecavüzün taklit kavanozların bulundurulması, depolanması, stoklanması ve herhangi bir biçimde kullanılması haliyle de gerçekleştiğini, -tazminat taleplerinin 52/2 -c maddesi olarak değiştirdiklerini, İTO’dan sorulmasını talep ettiklerini, -İstanbul 4.FSHHM’de tasarıma tecavüze yönelik kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, davalının eyleminin tasarıma tecavüz teşkil etmeyeceği savunmasını yapamayacağına,
– tahkikat ve yargılamanın davalıya ait 325 gr ürün kavanozu ile sınırlandırılmasının hukuka aykırı olduğunu, -tecavüz fiilinin kullanmak eylemi ile sınırlı olmadığını, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak, tazminatın tespiti yönünden bilirkişi raporu alınmasını, herhangi bir sebeple tespit edilememesi halinde TBK 50.madde uyarınca tespit ve tazmini talep etmiştir. Davalı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde; İstanbul 4.FSHHM’de verilecek karar ile bu kararın ilgisinin bulunmadığını, farklı dönemlere ilişkin açıldığını, mahkemenin hükmün gerekçesinde dava açıldığı tarihten sonraki döneme ilişkin davalının bu tasarıma dayalı yani söz konusu kavanozu kullandığına dair somut delil sunulmadığını, İTO’dan görüş sorulduğunu, olumsuz cevap verildiğini, müvekkilinin tüm defterlerini bilirkişiye incelettirdiğini, davalının istinaf dilekçesinde daha önce yargılama sırasında ileri sürmediği, kavanozların büyütülüp küçültüldüğü iddiasında bulunulmuşsa da bu yönde delil sunmadığını, Kayseri’de yapılan ilk tespitte elde edilen boş kavanozun 325 gr’lık olduğunu, davanın hakkın kötüye kullanılması teşkil ettiğini beyanla istinaf talebinin reddini istemiştir. TPMK Endüstriyel Tasarımlar Dairesi Başkanlığından gelen kayıtlardan, 2009/03574 sayılı Gıda Maddeleri İçin Kavanoz ürün adlı tasarımın 21/07/2009 tarihinden itibaren 5 yıl müddetle davacı adına tescil edildiği görülmüştür.Davacı yanın tazminat tercihini 554 Sayılı KHK’nın 52/b maddesi kapsamında yaptığı, ilk derece mahkemesince Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/48 Talimat sayılı dosyasında alınan 11/03/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davalının noterce onaylanan usulüne uygun düzenlenen 2013, 2014 ve 2015 yılı yevmiye defterlerinde ticari işlemlerin ana hesap düzeyinde tutulduğu, davalı yanın bilgi sisteminden temin edildiği üzere, 832 kodlu 325 gramlık fındık ezmesi ürününe ilişkin 2013 yılında işletme stokunda bulunan 12 adet ürünün fire fişi çıkışı ile yapıldığı, 2014 yılında ise çeşitli firmalardan iade fişleri ile toplanan 4720 adet fire çıkışının bulunduğu, 2015 yılında ise stok hareketine rastlanılmadığı, İstanbul 4. FSHHM’deki davanın açıldığı tarih olan 19/12/2013 tarihinden bu davanın açıldığı tarihe kadar 325 gramlık fındık ezmesi ürününe ilişkin satış tutarının bulunmadığı ve kazanç elde edilmediğinin beyan edildiği anlaşılmıştır.Davacı vekili maddi tazminat talebini ıslah ederek KHK’nın 66/c maddesine dayandırdığını belirttiği, bu çerçevede İstanbul Ticaret Odasından görüş sorulduğu, ancak lisans bedeli konusunda tasarıma ilişkin emsal teşkil edecek herhangi bir çalışma olmadığı belirtilerek, görüş bildirilmediği anlaşılmıştır.Dosya içerisine alınan mahkeme ilamı ve Yargıtay ilamından; İstanbul 4. FSHHM’nin 2013/264 Esas sayılı dosyasından davadaki dayanak tasarım sebebiyle davalı hakkında tasarıma tecavüz ve bağlı maddi-manevi tazminat talebinde bulunulduğu, mahkemece yapılan yargılama sonucunda 26/05/2015 tarihinde davalının tecavüzünün tespiti ile men’ine, kavanozların imhasına, 35.688,60 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline yönelik kararın temyizi üzerine 11. Hukuk Dairesinin 21/04/2016 tarihli ilamı ile diğer taleplerin reddedilerek, maddi tazminatın tecavüzlü ürün kavanozları miktar ve geliri baz alınarak maddi tazminat hesabının yapılması gerektiğinden bahisle davalı lehine bozulduğu ve mahkemenin bozma ilamına uyduğu, 2016/170 Esasına kaydedilen dosyada yargılamaya devam edildiği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin inhisari lisans sahibi olduğu 2009/03574 numaralı “gıda maddeleri için kavanoz” başlıklı endüstriyel tasarımına davalı tarafça 07/10/2013 tarihinden dava tarihi olan 29/06/2015 tarihine kadar tecavüz edildiği iddiasıyla, belirsiz alacak davası olarak 554 Sayılı KHK 52/2-b, 53/1 ve HMK 107. Madde uyarınca maddi ve manevi tazminat talep ettiği, daha sonra ıslah dilekçesi ibrazı ile tazminat talebini , 554 Sayılı KHK 52/2-c maddesine dayandırdığı anlaşılmıştır.Dosya içerisinde bulunan İstanbul 4. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin 26/05/2015 tarihli 2013/264 Esas-2015/105 Karar sayılı kararı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamı ve bu dosyaya ait bilirkişi raporlarından; 2013/264 Esas sayılı dosyada 19/12/2013 dava tarihine kadar gerçekleştirilen eylem nedeniyle tazminat talebinde bulunulduğu , somut olaya ilişkin davada talep edilen 07/10/2013-19/12/2013 tarihleri arasındaki sürenin önceki davaya dahil olduğu, mükerrer olarak talep edildiği anlaşılmıştır.İstanbul 4. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin 2013/264 Esas sayılı dosyasında alınan 12/05/2015 tarihli bilirkişi raporu ile ve başvuruya konu dosya da Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla alınan bilirkişi raporu ile, 19/12/2013 tarihinden dava tarihi olan 29/06/2015 tarihine kadarki sürede, tasarıma tecavüz ettiği tespit edilen 832 kod numaralı ürüne ilişkin kavanozların, üretim ve satışına ilişkin fatura bulunmadığı, 2013 yılındaki 12 adet ürüne ait fire fişi, 2014 yılındaki çeşitli firmalardan iade alınan 4720 adet ürünün fire fişi ve 2015 yılında stok hareketinin bulunmadığının tespit edildiği, ilk derece mahkemesince mükerrerlik ve davalının davacı tasarımına tecavüzün ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddi kararının yerinde olduğu kanaatiyle , davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 44,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu bakiye 13,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 10/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.