Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3455 E. 2019/2719 K. 10.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3455 Esas
KARAR NO : 2019/2719 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/04/2017
NUMARASI : 2013/117 E. – 2017/96 K.
DAVANIN KONUSU: Patent (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 10/12/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili dava dilekçesinde; davacının 1990 yılından itibaren akaryakıt istasyonlarında kullanılan otomasyon sistemlerinin yazılım, tasarım, üretim ve pazarlaması faaliyetlerini sürdürmekte olan bir firma olduğunu, TR2012 07543 no.lu “Yeraltı yakıt tankları için kalibrasyon tablosu oluşturma metodu ve aparatı” başlıklı buluşun TPE nezdinde davacı adına tescilli olduğunu, Avrupa Patent Ofisi nezdinde de EP 2212658 no ile tescil edilmiş olduğunu, patentinin Avrupa Patent Sözleşmesi’ne taraf olan Bulgaristan, Almanya, Fransa, Büyük Britanya, Yunanistan, İtalya, Hollanda’da tescil edildiğini ve ABD Patent Ofisi ile Japonya Patent Ofisi nezdinde de tescil edilmiş olduğunu, benzin istasyonlarında, yeraltı yakıt tanklarının içindeki yakıt miktarının ölçülmesi amacıyla kullanılan kalibrasyon tablolarını oluşturmada kullanılan lazer ölçüm ve modelleme tekniğini, dünyada ilk defa davacı patentinde kullanılmış olduğunu, davacı firmanın akaryakıt dağıtım firmalarına ait 8000 adet akaryakıt istasyonlarının yazılım ve otomasyon ihtiyaçlarına cevap verdiğini, davacıya ait patentteki tüm istemlerin davalı ürününde aynen kullanıldığını, davacının patent ile davalı ürününün amacı, işlevi ve bunu gerçekleştirme şeklinin aynı olduğunu, bu hususun patent hakkına tecavüz kapsamında olduğunu, davalı eyleminin aynı zamanda TTK 55/a/4 maddesi uyarınca haksız rekabet teşkil ettiğini, davacının TR 2012 07543 tescil no.lu patent belgesinden doğan haklarına tecavüz edildiğinden, davalının patent hakkına yaptığı tecavüzün ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespitine, durdurulmasına ve menine, patent hakkına tecavüz suretiyle üretilen veya ithal edilen ürünlere, bunların üretiminde doğrudan doğruya kullanılan araçlara ve patente bağlı bir usulün kullanımını sağlayan araçlara el konulmasına ve imhasına, haksız rekabet nedeniyle TTK’nın 56/c maddesi uyarınca ürünlerin imhasına, hükmün masrafı davalıdan alınarak tirajı en yüksek gazetede ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin birleşen dava dosyasına sunduğu dilekçesinde; davalının akaryakıt otomasyon ve kalibrasyon sistemleri üzerine faaliyet gösteren ve akaryakıt istasyonlarına bu konularda hizmet veren ticari bir firma olduğunu, davalı şirketin de akaryakıt istasyonlarına otomasyon ve kalibrasyon hizmeti veren bir firma olduğunu, davalının, İtalyan menşeli olan …. firmasından ithal ettiği “Yer altı Yakıt Tankı Kalibrasyon Sistemi” ile müşterilerine akaryakıt tankında yer alan akaryakıt miktarının ölçülmesi hususunda servis sağlamakta olduğunu, davalının aynı alanda müşterilerine servis sağlamak amacıyla dava konusu 2012/07543 no.lu patent başvurusu ile “Yeraltı yakıt tankları için kalibrasyon tablosu oluşturma metodu ve aparatı” buluşuna benzer bir aparat ile müşterilerine servis vermekte olduğunu, söz konusu patent belgesine dayalı olarak Bakırköy FSHHM’ nin 2013/80 D.iş sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhine delil tespiti talebinde bulunulduğunu, dosya kapsamında, davalı ürünü ile davalı patenti arasında herhangi bir tecavüz söz konusu olmadığının tespit edildiğini, davalı adına tescilli olan 2012/07543 tescil no.lu patent konusu “yenilik”, “buluş basamağı”, “sanayide uygulanabilirlik” şartları gerçekleşmediğinden hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, dava konusu patentin 551 sayılı KHK’nın 5 ile 10. maddelerde belirtilen patent verilebilirlik şartlarına sahip olmadığını ve buluş konusunun teknik alanda bir uzmanın onu uygulamaya koyabilmesini mümkün kılacak yeterlikte, açık ve tam olarak tanımlanmadığını, parlayıcı ve yanıcı nitelikte gaz, toz veya buharın hava ile karışarak patlayıcı kıvama geldikleri yerlere patlayıcı ortam dendiğini, davalı patentinin, patlayıcı madde, hava ve enerji unsurlarının en yoğun şekilde bir araya gelebileceği bir ortamda çalışmakta olduğunu, davalı patenti içindeki rulman, bilye, ışını 270 derece döndüren aparat ve tank içerisindeki tüm aparatların bu tip patlama riski ürettiğini, davalı patentinde yer alan ultrasonik ses dalgaları, radyo dalgaları ve mikro dalgalarının da patlama riski yaratan faktörler olduğunu, dava konusu patentin elektrik kıvılcımı, elektrik arkları, elektromanyetik radyasyon, kimyasal tepkimeler, mekanik etkiler, mekanik sürtünmeler, sıkışma nedeniyle ateş alma hususlarında yüksek riskli olduğunu belirterek, bu nedenle 2012/07543 nolu patentin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı-birleşen davada davacı vekili cevap dilekçesinde; davalının ürününün davacı patentine benzemediğini, davacı patentinin güvenlik başta olmak üzere birçok noktada ayrıldığını, hatta davacı patentinin güvenlik açıkları bulunduğunu, davalı ürünü ile davacı patenti arasında herhangi bir tecavüz söz konusu olmadığının Bakırköy FSHHM’nin 2013/80 D.iş sayılı dosyası kapsamında tespit edilmiş olduğunu, davacıya ait 2012/07543 no lu patentin yeraltı yakıt tankları için kalibrasyon tablosu oluşturma metodu ve aparatı ile ilgili olduğunu, davalı patentinin, patlayıcı madde, hava ve enerji unsurlarının en yoğun şekilde bir araya gelebileceği bir ortamda çalışmakta olduğunu, davalı patenti içindeki rulman, bilye, ışını 270 derece döndüren aparat ve tank içerisindeki tüm aparatların bu tip patlama riski ürettiğini, davalı patentinde yer alan ultrasonik ses dalgalan, radyo dalgaları ve mikro dalgalarının da patlama riski yaratan faktörler olduğunu, dava konusu patentin elektrik kıvılcımı, elektrik arkları, elektromanyetik radyasyon, kimyasal tepkimeler, mekanik etkiler, mekanik sürtünmeler, sıkışma nedeniyle ateş alama hususlarında yüksek riskli olduğunu belirterek, asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen davada, davalı vekilinin birleşen dava dosyasına sunduğu dilekçesinde; davacının patentinde ışının tankın içerisinden -zone 0- bölgesinden verildiği iddiası nedeniyle işbu patentin sanayiye uygulanabilir olmadığı iddia edilmişse de, patentin koruma kapsamında ışının salt -zone 0- bölgesinden verilmediğini, ışının dışarıdan da verilebildiğini, ayrıca ışının verildiği durumda tank içinde yakıt bulunmadığı durumda herhangi bir patlama riski bulunmadığını, ayrıca patent isteminde, ışın kaynağının tankın içerisinde olduğuna ilişkin herhangi bir ifadenin yer almadığını, davacı patentinde fonksiyonel tanımlama yapıldığını, mesafe ölçüm aygıtının, mesafe ölçüm işlevini yerine getiren tüm unsurları ihtiva ettiğini, bu unsurların “ışın kaynağı” ve “ana milden” müteşekkil olup, ek özellikleri koruyan 6. istemde bu ikiliye ek olarak ayna da eklendiğini, tankın içerisinde patlama meydana gelebilmesi için oksijen gazı, kıvılcım (ateş) ve yakıtın bir arada bulunması gerektiğini, davacı patentinde ışın kaynağı tankın içerisindeyken uygulandığı durumda, tankın içerisinde yer alan oksijen gazı, tankın içerisinde azot verilmek suretiyle oksijen gazı kontrollü bir şekilde dışarı alınarak … alan yaratıldığını, ortamda oksijen olmadığından, yakıt ve ışın kaynağının bir arada bulunması ve ışın kaynağının sürekli olarak dönmesinin herhangi bir patlama riski yaratmayacağını, ayrıca, tank içerisinin azot ile pompalanması ile oksijensiz ortam oluşturulmasının yanında kurulan elektronik devrelerle ortamın oksijen miktarını hassas ölçen cihazlarla kontrol edilmesi ve patlama riskinin ortadan kaldırılmasının da yakıt, tankın içerisindeyken dahi davacının patentinin uygulanabileceği bir diğer yöntem olduğunu, davacı patentinde ışın kaynağının hem içeride, hem de dışarıda olduğu durumun koruma altında olduğunu, ATEX belgeli davacı patentinin sanayiye uygulanabilir olduğunu, davacı patentinde zemin açısının nazara alınmadığı iddia edilmişse de, patentte eğim ölçerin zeminde bulunmayıp, yüzeye yerleştirilmekte ve zemin açısını ölçmekte olduğunu, davacı patentinde ölü bölgeler (tarama yapılmayan bölgeler) olduğu iddia edilmişse de, patentte yapılan ölçümler kullanılarak yapılan matematiksel işlemler neticesinde üç boyutlu kalibrasyon tablosu çıkarıldığını, bu kalibrasyon tablosunun, boşluklar doldurulmak suretiyle çıkarıldığını, davacı adına tescilli buluşun patent verilebilirlik şartlarını haiz olduğundan, birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 20.04.2017 tarihli, 2013/117 E. – 2017/96 K.sayılı kararıyla; “Bakırköy Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2013/80 D. İş sayılı dosyasında alınan raporda ve mahkememizce alınan tüm raporlarda, davalı-birleşen davanın davacısının ürünü üzerinde eğim ölçerin bulunmadığının tespit edildiği, TR 2012 07543 tescil nolu “Yeraltı yakıt tankları için kalibrasyon tablosu oluşturma metodu ve aparatı” buluş başlıklı patentin 1 ve 7 nolu bağımsız istemlerinde belirleyici unsur olarak eğim ölçerin gösterildiği, bu nedenle davalı-birleşen davada davacı firması tarafından üretilen “… KLB 3 D” lazer taramalı tank kalibrasyon ölçüm cihazının TR 2012 07543 tescil nolu “Yeraltı yakıt tankları için kalibrasyon tablosu oluşturma metodu ve aparatı” buluş başlıklı patentin koruma kapsamında olmadığı, patente tecavüz ve haksız rekabetin mevcut olmadığı” gerekçesiyle asıl davanın reddine karar verildiği,
Birleşen dava da; davacı-birleşen davanın davalısına ait patentin ATEX yönetmeliğine uygun olmadığı ve patlama riski bulunduğu iddiasıyla hükümsüzlüğüne karar verilmesi talep edilmişse de, bu durumun 551 sayılı KHK’de sayılan hükümsüzlük hallerinden olmadığı, yapılan bilirkişi incelemeleri ile, davacı- birleşen davanın davalısına ait olan TR 2012 07543 tescil nolu “Yeraltı yakıt tankları için kalibrasyon tablosu oluşturma metodu ve aparatı” buluş başlıklı patentin Patent Verilerek Korunacak Buluşlar maddesinde tanımlanan sanayiye uygulanabilir olması kriterini taşıdığı tespit edildiği” gerekçesiyle davacı -birleşen davanın davalısına ait TR 2012 07543 tecil numaralı patentin hükümsüzlük koşullarının oluşmadığından, hükümsüzlüğe ilişkin birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Davacı -birleşen davanın davalısı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; dava konusu edilen ve müvekkilinin patent tecilinden kaynaklanan hakların ihlal edildiği iddia edilen ürünü, davalı tarafından ithal edilen ve … tarafından üretilen ürün olduğu, bilirkişi tarafından yapılan incelemenin … tarafından üretilen ürün üzerinde yapıldığını, -eğim ölçer’in mevcudiyeti konusunda davalı yanın dosya kapsamında ikrarları bulunduğunu, bu hususta bilirkişi incelemesi yapılamayacağını, Bakırköy FSHHM’nin 2013/80 D.İş dosyasında da, 3 Haziran 2013 tarihli dilekçede; “kalibrasyonun sağlıklı olması açısından elbette eğimin hesaplanmasının gerektiği, ancak bu müvekkil ürününde en dip sıfır noktasına kadar aygıtın inmesi ve 90°’lık açı ile 5 mm’de bir yansıtılan ışınlar ile ışınların geri dönüşü ile bilgisayar yazılımı vasıtası ile ölçülmektedir” dediğini, -patent Hakkına Tecavüz iddialarının kabulü gerektiğini, -haksız rekabet incelemesi yönünden; bir kimsenin veya firmanın gayretleri sonucu ortaya çıkan ürün veya usulden bir başkasının izinsiz olarak faydalanması başkasının emeğinden haksız yararlanma teşkil ettiğini, 30 Nisan 2013 tarihli … dergisinde yer alan reklamda yer alan “Petronet 3D Lazer Kalibrasyon Cihazı” Türkiye’de bir ilk olan Lazer Tarama Teknolojisi ile akaryakıt tanklarının içini 360° tarayarak tankın iç hacmini ve ölçülerini hassas bir şekilde 3 boyutlu olarak modellemektedir. Bu modelleme, kullanılan özel bir yazılım sayesinde kalibrasyon çizelgesine dönüştürülerek, EPDK tarafından istenilen minimum sapma kriterinden (%3) daha düşük sapma oranıyla sonuç vermektedir,” ifadeleri ile Lazer tarama teknolojisinin yakıt tanklarında kullanımının ilk defa kendileri tarafından kullanıldığı şeklindeki gerçeğe aykırı iddiaları ile haksız rekabet yarattığını,
-gerektiğinde ürünler üzerinde keşif yapılarak, bilirkişi raporu alındıktan sonra eğim ölçer olmaksızın davalı ürününün ölçüm yapmasının mümkün olmadığının tespiti gerektiğini, 17 Nisan 2015 tarihli dilekçe ekinde sunulan Avrupa Patent Ofisi raporunun hiçbir suretle değerlendirmeye alınmadığını beyanla mahkeme kararının kaldırılarak asıl davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı / birleşen davanın davacısı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Bakırköy FSHHM’nin 2013/80 D.İş sayılı dosyasına sunulan iki ayrı bilirkişi raporuyla müvekkilinin ürününün davacı patentine tecavüz etmediği ancak davacı patentinin … aykırı olduğu, cihazın … sertifikasında yer alan cihazı temsil etmediği ve patlama riski taşıdığının tespit edildiğini, -mahkemenin 04.05.2016 tarihli ara kararıyla 3 kişilik bilirkişi heyeti atandığını, 4.bilirkişinin bilgileri dışında atanmasının hatalı olduğunu, son bilirkişi raporunu, “iş kazaları bilirkişilik yetki belgesine” sahip makine mühendisinin hazırladığını, 4 kişilik heyetin rapor hazırlamasının dahi usulsüz olduğunu, -karşı davaya yönelik talepleri yönünden özellikle davacı patentinin patlama riski içermesi ve yine davacı cihazının … fabrikasında yer alan cihazı temsil etmediği yönünden çelişki doğduğunu, -mahkeme kararının hukukun dar yorumu olarak yansıdığını, ciddi kamusal tehlike söz konusu olduğunu, 551 sayıl KHK 6.madde de; kamu düzenine aykırı buluşların patent olarak korunamayacağının düzenlendiğini, beyanla kararın müvekkili lehine kaldırılmasını talep etmiştir. TPMK kayıtları incelendiğinde; davacı-birleşen davalıya ait TR 2012 07543 numaralı patentin tescil başvuru tarihinin 16/10/2007, yayın tarihinin 28/12/2011 olduğu tespit edilmiştir.İlk derece mahkemesi tarafından, keşif yapılarak dosya kapsamına alınan 20/08/2015 havale tarihli bilirkişi raporunda; davacı-birleşen davanın davalısının ürününün ATEX’e aykırı olduğunu, ürünün uygulandığı yerler göz önüne alındığında (yerleşim yerlerindekiler de dahil olmak üzere, akaryakıt istasyonları) tespit olunan patlama ihtimalinden ilgili kamu otoritelerinin haberdar edilmesinin Mahkemenin takdirinde olduğu, patlama ihtimalinin Bakırköy FSHHM’nin 2013/80 D.İş sayılı dosyada da benzer şekilde tespit edilmiş olduğunu, bu aykırılığa rağmen, davacı-birleşen davanın davalısı adına tescilli …sayılı patentin sanayiye uygulanabilirliğini muhafaza ettiğini, geçerli olduğunu, uygun tasarım ve malzeme kullanılmasıyla, hem dava konusu patentin koruma kapsamında kalan, hem de … uyumlu olan bir ürünün hayata geçirilmesi ihtimalinin tamamen tüketilmiş olmadığını, davalı- birleşen davanın davacısının ürününde eğim ölçer bulunmadığından davacı-birleşen davanın davalısının patentine tecavüzünün bulunmadığını bildirmişler, tarafların rapora itirazları üzerine bilirkişilerden ek rapor alınmış, bilirkişiler 27/11/2015 tarihli ek raporlarında da aynı görüşü muhafaza ettiklerini beyan etmişlerdir.İlk derece mahkemesince dosya kapsamında alınan 23/09/2016 tarihli raporda; TR 2012 07543 tescil no.lu ve başlığı “Yeraltı yakıt tankları için kalibrasyon tablosu oluşturma metodu ve aparatı olan’ patentin, davacı-birleşen davada davalı şirket adına tescil edilmiş olduğunu, davacı-birleşen davada davalı adına tescilli olan buluşun patent verilebilirlik şartlarını taşıdığını, ATEX Yönetmeliği’nin zorunlu kıldığı ve Yönetmeliğin Ek II maddesinde yer alan “Temel Sağlık ve Güvenlik Gerekleri”ne ve ilgili standartlara uygunluğunu gösteren ve teknik dosyada bulunması zorunlu olan “AT Tip İnceleme Belgesi” olmaması ve IEP’nin, … A.Ş.’nin “KLB 3D” cihazı için düzenlediği “IEP 14 ATEX 0211 X” nolu sertifikanın tek başına yeterli bir sertifika olmaması nedeniyle,… A.Ş. firmasının ürettiği “KLB 3D” cihazının, Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemler İle İlgili Yönetmelik (1994/9/(AT) (…)’e uygun olmadığını, …. firması tarafından üretilen “3D Calibex Calibration Box” cihazının, Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemler İle İlgili Yönetmelik (l994/9/(AT) (ATEX)’ e uygun olduğunu,Her iki firma tarafından üretilen ve incelenen her iki cihazda da yöntem olarak; tankın dışına monte edilen cihazdan sağlanan lazer ışını yardımı ile yine tankın dışında çalışan mesafe ölçüm ekipmanı ile yakıt tankının iç duvarında farklı noktalarda ölçülen mesafe değerlerini bilgisayarda değerlendirilerek, yakıt tankının içinde bulunan akaryakıt miktarı ölçümü yapılmakta olduğunu bildirmişlerdir.
G E R E K Ç E :Asıl davada; davacı vekilinin davalı ürününün müvekkili adına tescilli….başvuru numaralı patent belgesinin koruma kapsamında kaldığını,patente tecavüz ettiğini, davalı tarafın 30 Nisan 2013 tarihli Enerji Petrol Gaz dergisinde yer alan reklamda yer alan , ifadeleri ile Lazer tarama teknolojisinin yakıt tanklarında kullanımının ilk defa kendileri tarafından kullanıldığı şeklindeki iddiaları ile haksız rekabet yarattığını ileri sürerek patente tecavüzün ve haksız rekabetin tespitini, meni ve ref’ini talep ettiği ilk derece mahkemesince asıl davanın ve birleşen davanın reddine karar verildiği, taraf vekillerinin istinaf başvurusunda bulundukları görülmüştür.Davacı- birleşen davanın davacısı vekilinin istinaf başvurusunda; davalı tarafın müvekkilinin patent hakkına tecavüz ettiğinin kabulü gerektiğini ileri sürdüğü, dosya kapsamında bulunun Bakırköy FSHHM’nin 2013/80 D.İş sayılı raporu ve ilk derece mahkemesince alınan iki raporda; davacı patent belgesi 1 ve 7 numaralı bağımsız isteminin unsurlarından “eğim ölçer” ‘in davalı ürünün de bulunmadığının ve davacının patentinin koruma kapsamında kalmadığının beyan edildiği anlaşılmıştır.Patente tecavüzden bahsedebilmek için patentin bağımsız istemlerinde bulunan tüm unsurların tecavüze konu ürün üzerinde bulunması zorunludur. Patente tecavüz aynen yada eşdeğerlik yoluyla gerçekleşmektedir.551 Sayılı KHK 83/6 maddesinde eşdeğerlik yoluyla tecavüz; ” eşdeğer unsur, esas itibarıyla aynı işlevi görüyorsa ve bunu aynı şekilde gerçekleştiriyorsa ve istem veya istemlerde talep edilen unsur ile aynı sonucu ortaya çıkarıyorsa , genel olarak istem veya istemlerde talep edilen unsurun eşdeğeri olarak kabul edilir” şeklinde tarif edilmiştir. Somut olayda davalı ürününde “eğim ölçer” bulunmadığından aynen tecavüz gerçekleşmediği, davacı-birleşen davanın davalısı vekilinin, davalı ürününde de eğimin ölçüldüğünü , bunun “en dip sıfır noktasına kadar aygıtın inmesi ve 90 derecelik açı ile 5 mm’de bir yansıtılan ışınlar ve ışınların geri dönüşü ile bilgisayar yazılımı vasıtasıyla” yapıldığını ileri sürdüğü anlaşılmışsa da; 551 Sayılı KHK 83/6 maddesi gereğince, davalı ürünündeki eğimin ölçülmesi için kullanılan yöntemin davacı patenti ile aynı yöntemi kullanmadığı, ölçümü aynı şekilde gerçekleştirmediği, eşdeğer kabul edilemeyeceği göz önüne alınarak eşdeğerlik yoluyla da tecavüz bulunmadığı kanaatine varılmıştır.Davacı-birleşen davanın davalısı vekilinin istinaf dilekçesinde; davalının mahkeme heytine farklı ürünler gösterdiğini ileri sürdüğü anlaşılmışsa da; delil tespiti sırasında yapılan keşif ve mahkeme tarafından yapılan keşifler sırasında hazır bulunan davacı vekili tarafından bu yönde itiraz ileri sürülmediği gibi, davacı tarafça mahkeme heyetine tecavüze konu başka bir ürünün de delil olarak sunulmadığı anlaşılmakla, bu yöndeki istinaf başvurusunun da yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Davacı-birleşen davanın davalısı vekilinin istinaf dilekçesinde; 30 Nisan 2013 tarihli ….dergisinde yer alan reklamda yer alan ifadelerin haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürdüğü anlaşılmışsa da; kataloğun ibraz edilmediği, haksız rekabete yönelik davalı tarafın beyanlarının ispatlanamadığı anlaşılmakla, haksız rekabete yönelik istinaf başvurusunun da yerinde olmadığı, dosya kapsamında alınan bilirkişi heyet raporlarının yeterli olduğu, yeniden keşif yapılmasına gerek olmadığı kanaatiyle davacı -birleşen davanın davalısı vekilinin istinaf başvurusunun tümüyle reddine karar verilmiştir.Davalı- birleşen davanın davacısı vekilinin istinaf başvurusunda; ara kararda yer almamasına rağmen, sonradan bilirkişi heyetine makine mühendisi bilirkişi atandığını ve 4 bilirkişi tarafından rapor alınmasının usule uygun olmadığını ileri sürdüğü anlaşılmışsa da; bilirkişi heyetinde bulunan hukukçu ve marka/patent vekili bilirkişi tarafından mahkemeden heyete makine mühendisinin de atanmasının talep edildiği, heyette farklı uzmanlık alanlarından dört bilirkişi bulunmasının usule aykırı olmadığı gibi, esasen patente konu ürün yönünden heyette makine mühendisi bilirkişi bulunmasının da zorunlu olduğu kanaatiyle bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Davalı- birleşen davanın davacısı vekilinin istinaf başvurusunda; cihazın ATEX sertifikasında yer alan cihazı temsil etmediğini, patlama riski taşıdığını ileri sürdüğü, anlaşılıyorsa da; bilirkişi raporları ile patent belgesinde, alanında uzman kişinin buluşu kullanıma sunmasına yetecek teknik detayın bulunduğunu ve sanayiye uygulanabilir olduğunu tespit ettiği, davaya konu patentin ilk olarak Avrupa Patent Ofisi (EPO) ‘nde patentlenebilir bulunması sonucunda Avrupa’da ki pek çok ülke ile birlikte Türkiye’de de tescil edildiği, ABD ve Japonya’da da tescilli olduğu, … sertifika koşullarının patent verilebilirlik kriterleri yönünden sonuca etkisinin bulunmadığı, kaldı ki ilk derece mahkemesi tarafından alınan 20/08/2015 tarihli bilirkişi raporunda, keşifte incelenen davacı ürününün patentin “ete kemiğe bürünmesinin tek yolu olmayabileceğinin”, ürünün …e aykırılığının patentin tüm somutlaşma seçeneklerinin tümünün de … aykırılık sonucunu doğurmayacağının, patentin sanayiye uygulanabilirliğini muhafaza ettiğinin ve uygun tasarım ve malzeme kullanımı ile, … uyumlu olan bir ürünün hayata geçirilebileceğinin beyan edildiği, ilk derece mahkemesi tarafından alınan 23/09/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacı patente konu cihazın Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemler İle İlgili Yönetmelik (l994/9/(AT) (…)’ e uygun olduğunu beyan ettikleri, hükümsüzlük koşullarının bulunmadığı anlaşılmakla, hükümsüzlüğe ilişkin karşı davanın reddi kararının yerinde olduğu kanaatiyle davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı-birleşen davanın davalısı vekili ile davalı-birleşen davanın davacısı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf istemlerinin ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,2-Davacı-birleşen davanın davalısı yandan alınması gereken 44,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13,00 TL eksik harcın davacı-birleşen davanın davalısından tahsili ile hazineye irat kaydına, 3-Davalı-birleşen davanın davacısı yandan alınması gereken 44,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13,00 TL eksik harcın davalı-birleşen davanın davacısından tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacı-birleşen davanın davalısı avansından kullanıldığı anlaşılan; 21,00 TL (posta-teb-müz) masrafının üzerinde bırakılmasına,b)Davalı-birleşen davanın davacısı avansından kullanıldığı anlaşılan; 21,00 TL (posta-teb-müz) masrafının üzerinde bırakılmasına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 10/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.