Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3449 E. 2018/2263 K. 26.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3449 Esas
KARAR NO : 2018/2263 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/12/2016
NUMARASI : 2015/1053 E., 2016/932 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/10/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine çeke dayalı takip başlattığını, çek bedelinin keşidecisi tarafından ödenmesine rağmen çek üzerinde tahrifat yapılarak mükerrer tahsilat yoluna gidildiğini, söz konusu çekin dava dışı … San. tarafından bankaya takasa verildiğini, ancak keşidecinin istemesi üzerine takastan çekildiğini ve banka cirosunun iptal edildiğini, ciranta konumunda olan …. Ltd. Şti’nin çek bedelini keşideciden tahsil edildiğini, ancak bu cirantanın usulüne uygun biçimde çek iptali yapmadığını, borcun keşideci tarafından ödenmesi nedeniyle tüm cirantalar yönünden borcun sona erdiğini, ayrıca çek üzerindeki 15/01/2015 olan keşide tarihinin tahrifatla 15/05/2015 yapıldığını ve günü geçtiği için arkası yazılamayacak çekin bu şekilde arkasına yazdırıldığını belirterek müvekkilinin çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin müvekkili yönünden iptaline ve davanın ….Tic. Ltd. Şti’ne ihbarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin dava dışı … tarafından araç satış bedeli olarak çeki aldığını, çekin takip sırasında keşidecisi tarafından müvekkiline ödendiğini, icra borcunun ödenmesi sebebiyle takipten ve tüm hacizlerden feragat ettiklerini, davanın konusuz kaldığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İhbar olunan vekili, dava konusu çekin keşidecisi tarafından müvekkili firmaya haricen ödendiğini, müvekkilinin de ödeme sonrası çeki keşideci şirket yetkilisi …’a kargo ile gönderdiğini, ancak keşideci yetkilisi tarafından çekin keşide tarihinde tahrifat yapılarak tekrar tedavüle sunduğunu, ödeme yapılarak iade edilen çekle tahrifat ile tedavüle çıkarılan çekin başka başka olduğu, davacı lehine çekin iptali gerektiğini bildirmiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre; dava konusu çekin keşidecisi tarafından ciranta …Ltd. Şti’ne ödendiği, bu suretle çekin keşideciye döndüğü, keşidecinin çeki tedavüle sunduğu, buna göre çekin lehtar ciranta adına keşide edilmeden önceki durumuna döneceği, çekin ilk kez tedavüle çıktığı sırada ciranta olarak çek arkasında unvan ve imzaları yer alan kişiler yönünden değil keşideci ile hamil arasında bir sorumluluk doğduğundan, önceki cirantalar arasında yer alan davacı hakkındaki takibin haksız ve yersiz olduğu, davacının bu nedenle dava açmakta hukuki yararı bulunduğu, ancak takip alacaklısının feragati nedeniyle davanın konusuz kaldığı, davacının davasında haklı olması sebebiyle yargılama gideri ve vekalet ücretlerinden sorumlu olması gerektiği gerekçeleriyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalının yargılama gideri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulmasına karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
Davalı vekili istinaf sebebi olarak; mahkemenin gerekçesinde atıf yaptığı 12.Hukuk Dairesi kararının müvekkili lehine değerlendirilmesi gerektiğini, çünkü müvekkilinin dava konusu çeki ikinci kez tedavüle çıktığını bilebilecek durumda olmadığını, davanın açılmasına müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, aksi halde ticaret hayatının güveninin zedeleneceğini, öte yandan mahkeme kararında ödemenin 12/08/2015 tarihinde yapıldığı belirtilmiş olup şayet bu tarihte ödeme yapılmış ise dosyanın tüm borçlular yönünden kapanması gerektiğini, oysa bu davanın 13/10/2015 tarihinde açıldığını, bu durumda davacının dava açmakta haksız olduğunu bildirmiştir.
Davaya dayanak yapılan takibin incelenmesinde; davalı tarafından davacıya dava dışı kişiler aleyhine kambiyo senetlerine özgü yolla 30 Temmuz 2015 tarihinde takip başlatıldığı, takibin dayanağının 15/05/2015 tarihli 30.000 TL bedelli Z0021599 nolu çek olduğu, alacaklı vekilinin 20 Kasım 2015 tarihinde takipten feragat ettiği görülmüştür.
Takip ve dava konusu çekin 15/05/2015 tarihli, 30.000 TL bedelli, keşidecisinin… Lojistik … Ltd. Şti, lehtar cirantanın … sonraki cirantanın … (davacı) daha sonraki cirantaların… Ltd. Şti ve … Tic. Ltd. Şti ve …bank Büsan Şubesi olduğu, üç cironun da iptal edildiği, daha sonraki cirantanın…olup hamilin ise davalı olduğu ve çekin 15/05/2015 tarihinde ibraz edildiği, 28.800,00 TL’lik kısmının karşılıksız olduğu yolunda şerh verildiği görülmüştür.
Davacı tarafından dava dilekçesine ekli olarak sunulan ve üzerinde elle ilk hali yazılı bulunan çek fotokopisinin incelenmesinde ise; iptal edilmiş ciro bulunmadığı, ayrıca dava dışı …ve davalının cirolarının yer almadığı ve çekin keşide tarihinin 15/01/2015 olarak gözüktüğü görülmüştür.
Dava dilekçesine ekli olarak sunulan dekont fotokopilerinden … isimli kişi tarafından …Ltd. Şti’ne 15/01/2015 tarihinde 20.000 TL havale yapıldığı, açıklama kısmında “… Lojistik” yazılı olduğu, 26/01/2015 tarihli dekontta ise adı geçen tarafından … Ltd. Şti’ne 10.000 TL havale yapıldığı, açıklama kısmında “30.000 TL çek bedeli ” açıklamasının yer aldığı görülmüştür.
Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen cevabi yazıya ekli ticaret sicil gazetesinin 15 Ocak 2014 tarihli nüshasında keşideci şirketin yetkilisinin … olduğu ve münferiden yetkili olduğu görülmüştür.
…bank Silopi Şubesi’nce verilen cevabi yazıda; dava konusu çekin şubelerine ibraz edilmediği ve karşılıksız işlemine tabi tutulduğunu ve çek görüldüsünün şubelerinde bulunmadığı yolunda cevap verildiği görülmüştür.
Davalı vekilinin 29/12/2016 günlü celsede takip konusu alacağın keşideci tarafından ödendiğini, takipten feragat ettiklerini, davanın konusuz kaldığını, aleyhlerine masraf ve vekalet ücreti takdir edilmemesini talep ettiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Dava konusu çek bedeli takip alacaklısı tarafından tahsil edilmiş olup ayrıca davalının takipten de feragat ettiği gözetildiğinde, dava konusuz kalmıştır. Uyuşmazlık esasen yargılama giderlerinden kimin sorumlu olacağı noktasındadır. Dava ve takip konusu çekte keşide tarihi 15/01/2015 iken 1 rakamının üzerine 5 rakamı yazıldığı, ancak yanına düzeltmeye ilişkin herhangi bir paraf atılmadığı, çekin bu haliyle tahrif edilmiş olduğu, ayrıca çekin 15 Mayıs 2015 tarihinde ibraz edilmiş olup ilk düzenleme tarihine göre süresinde ibraz edilmediği gözetildiğinde yargılama giderleri ve vekalet ücreti konusunda yazılı şekilde hüküm verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi. 26/10/2018