Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3399 E. 2019/2598 K. 22.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3399 Esas
KARAR NO : 2019/2598 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/02/2017
NUMARASI : 2015/1665 E., 2017/199 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Kefalet Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ: 22/11/2019
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia :Davacı dava dilekçesinde özetle; dava dışı işçi …’nın 25/09/2009 tarihinde arasında Tepebaşı Belediyesinde çeşitli taşeron şirketler bünyesinde işçi olarak görev yaptığını, son olarak da davacı şirket bünyesinde ve fakat belediye işçisi olarak çalıştığını, işten ayrılmasından sonra, işçilik alacaklarının tahsili için dava açtığını, Eskişehir 1. İş Mahkemesinin 2014/653 E. 2015/426 K. Sayılı ilamıyla işçi lehine çeşitli işçilik alacaklarına hükmedildiğini, bu alacakların Eskişehir …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasıyla takibe konduğunu ve dosya borcunun tamamının müvekkil şirketten tahsil edildiğini, belediye ile davacı arasında imzalanan sözleşme gereğince fazla mesai yapılmasının mümkün olmadığını, davacının ihale döneminde fazla mesai de yapılmadığının bilirkişi raporuyla belirlenmesine rağmen bu ücretlerin de davacıdan tahsil edildiğini, keza davacı döneminde yıllık izin hak etmemiş olan işçi lehine yıllık izin ücreti de ödemek zorunda kaldıklarını, haksız biçimde ihbar tazminatı ve kıdem tazminatı da ödemek zorunda kaldıklarını, bu tazminatlardan ilgili dönemlerde işçiyi çalıştıran diğer taşeron şirketlerin sorumlu olduğunu, davalının sorumluluğunun da buradan kaynaklandığını ileri sürerek dava dışı işçi … için ödenen tazminattan davalının sorumluluk payı oranında ve ferileriyle birlikte olmak üzere şimdilik 1.000.TL’nin reeskont faizi ile birlikte davalılardan sorumluluk payları oranında tahsiline karar verilmesini talep etmektedir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı …. Tic. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; görev, yetkisizlik ve zaman aşımı itirazlarının bulunduğunu, müvekkil şirketin kendi döneminde çalıştırdığı personel ve hizmet verdiği idareye karşı üzerine düşen tüm ödemeleri zamanında ve eksiksiz yerine getirdiğini, davanın kendisine ihbar edilememesi sebebiyle müvekkilin rücu hakkının bulunmadığını, işçinin son alt verinin müvekkil şirket olmadığını, ilgili ücretlerden son alt verenin sorumlu olacağını, bu hali ile davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Ltd. Şti. Vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddi gerektiğini savunmakta, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, zira anılan işçilik alacağına ilişkin davada taraf olmadıklarını, 6552 Sayılı Kanun gereğince işçilik alacaklarından kamu kurumunun sorumlu olduğunu, yüklenici şirketlerin sorumluluğu bulunmadığını, davacının bu taleplerini Tepebaşı Belediyesine karşı ileri sürmesini, davanın kendilerine ihbarı sağlanmadığından tazminattan da sorumlu olmayacaklarını, rücu hakkının kullanılmasının doğru olmadığını, işçi ile akdi ilişkilerinin son bulduğunu, herhangi bir işçilik alacağının da doğmadığını, reeskont faizi istenmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle davanın reddine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddi gerektiğini savunmakla usul yönünden itirazlarının bulunduğunu, müvekkil şirketin dava dışı işcinin son iş vereni olarak davacı şirketin gözüktüğünü, dava dışı işçinin son iş vereni olmayan müvekkil şirketin sorumluluğunun bulunmadığını,kendilerinin taşeron firma olduğunu, Tepe başı belediyesinden kazanmış oldukları ihale dönemine ilişkin olarak dava dışı işçiye mesai yaptırıldığını, müvekkil şirketin fazla mesai alacağı hususunda sorumlulukların bulunmadığını, davacının bu taleplerini Tepebaşı Belediyesine karşı ileri sürmesini, bu nedenle davanın usulden reddine, haksız ve mesnetsiz davanın esastan külliyen reddine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince; “davanın temel olarak, tacirler arası işyeri devrinden kaynaklanan sorumluluk hükümlerine dayalı alacak davası olduğu, alacağın sebebi ise davacı şirketin dava dışı işçinin … için ödediği işçilik haklarından kaynaklanmadığı, işçinin daha önceki işverenleri durumundaki davalı şirketlerin, kendi dönemleri ve sorumluluk payları oranında tazminattan mesul olduğu ileri sürülerek rücuen alacak hakkı ileri sürüldüğü, işyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanununun 6. maddesinde düzenlendiği, sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörüldüğü, işyeri veya işyerinin bir bölümünün bir hukuki ilişkiye dayalı olarak başka birine devri işyeri devri olarak tanımlanabildiği, 4857 sayılı Kanunun 6/1 maddesi gereğince, işyeri veya işyerinin bir bölümü hukuki bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçeceği, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumlu oldukları, ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlı olduğu, işyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumlu oldukları, 1475 sayılı yasanın 14/2. maddesinde devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı İş Kanununun 6. maddesinde sözü edilen devreden işveren için 2 yıllık süre sınırlamasının, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olamayacağı bu durumda kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanması gerektiği, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirleneceği, kıdem tazminatı açısından devreden işveren yönünden de on yıllık zamanaşımının söz konusu olduğu, devreden işverenin devir tarihine kadar çalıştırdığı süre ve devir anında ödenen ücret üzerinden sorumlu olduğu, işyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857 sayılı İş Kanununun 6. maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işverenin birlikte sorumlu olduğu, feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden son işverenin sorumlu olup, devreden işverenin bu işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, davalı taraf zamanaşımı def’i ileri sürmüşse de, bu hususta öngörülmüş özel bir zaman aşımı süresi söz konusu olmadığından 4857 sayılı Kanunun 6/3 maddesinde yazılı iki yıllık sürenin devreden işverenin işçiye karşı sorumluluğuna dair hak düşürücü süre niteliğinde bulunduğundan on yıllık genel zaman aşımı süresinin uygulanması gerekeceği, bu yönüyle davalı tarafın zaman aşımı def’inin yerinde görülmediği, davalı tarafın ileri sürdüğü husumet itirazının da haksız olduğu, davacı şirketle beraber davalı şirketlerin de asıl işveren olan Tepebaşı Belediyesi ile yapılan sözleşmeye istinaden taşeron şirket olarak alt işveren konumunda oldukları, dava dışı işçinin açtığı iş davasının sonuçlanması üzerine işçiye tazminat ödemek zorunda kalan davacı şirketin tazminat dışında mahkeme masrafları ve icra masrafları ödemek zorunda kaldığının ortada olduğu, bu durumda davalı tarafın sorumlu olduğu miktara isabet eden masraf ve ücretlerden de sorumlu tutulacağı, işçinin açtığı davanın davalı şirketlere ihbar edilmemiş olması sebebiyle mahkeme masrafı ve icra giderleri yönünden davalılara sorumluluk yüklenmediği, mahkemece alınan 17.08.2016 tarihli bilirkişi raporunda her bir davalının alt işveren olduğu dönemler itibariyle sorumlu olduğu alacak miktarlarını hesapladığının görüldüğü, bu raporda asıl işveren Tepebaşı Belediyesi hizmetinde taşeron şirketlerin işçisi olarak çalışan …’nın 01/01/2010-31/12/2011 tarihinde arasında davalı … Ltd Şti. nezdinde çalıştığı, bu döneme ilişkin davalı şirketin sorumlu olduğu bedelin icra dosyası, yargılama gideri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere 7.355,36 TL olduğunun açıklandığı, dava dışı işçinin 01/01/2012-31/12/2013 tarihleri arasında davalılardan …. Ltd Şti nezdinde çalıştığı, bu döneme ilişkin davalı şirketin sorumlu olduğu bedelin icra dosyası yargılama gideri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere 12.841,22 TL olduğunun açıklandığı, dava dışı işçinin 09/05/2009-31/12/2009 tarihleri arasında davalılardan … Ltd. Şti nezdinde çalıştığı bu döneme ilişkin davalı şirketin sorumlu olduğu bedelin icra dosyası, yargılama gideri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere toplam 1.939,65 TL olduğunun açıklandığı, rapora karşı itirazlar üzerine ek rapor alınması neticesinde davalı … Ltd. Şti dışında hesaplanan miktarların değişmediğinin anlaşıldığı, davacı tarafın sorumluluk miktarlarının belirlendiği bilirkişi raporundan sonra talebini ıslah ettiği, 1.000,00 TL’lik kısma dava tarihinden, ıslah edilen kısma ise ıslah tarihinden itibaren reeskont faizi uygulanmasını talep ettiği, başlangıçta davacı tarafın, hangi davalıdan ne miktarda tazminat talep ettiğini açıklamamış olduğundan 1.000-TL’lik kısmi davanın 333,33-TL’lik kısmının davalı … Ltd. Şirketi’ne, 333,33-TL’lik kısmının ise … Ltd. Şirketi’ne ve 333,33 TL’lik kısmının ise …A.Ş’ye yönelik olduğu kabul edildiği” gerekçesiyle davanın kabulü ile, 1.939,65 TL alacağın 333,33 TL’sinin dava tarihi olan 16/12/2015 tarihinden itibaren, 1.606,32 TL’sinin ıslah tarihi olan 07/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı … A.ş’den alınarak davacıya verilmesine, 7.380,94 TL alacağın 333,33 TL’sinin dava tarihi olan 16/12/2015 tarihinden itibaren, 7.047,61 TL’sinin ıslah tarihi olan 07/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı … Tic. Ltd. şti’den alınarak davacıya verilmesine, 12.841,22 TL alacağın 333,33 TL’sinin dava tarihi olan 16/12/2015 tarihinden itibaren, 12.507,89 TL’sinin ıslah tarihi olan 07/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı… Ltd. Şti’den alınarak davacıya verilmesine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı …istinaf dilekçesinde özetle ; “…….Müvekkil şirketin dava dışı personelin fazla mesai alacağından sorumluluğu iş yerini devir tarihinden itibaren 2 yıl içinde ortadan kalkmaktadır. Müvekkil … gerekçeli kararda da anıldığı üzere 31.12.2009 tarihinde iş yerini devretmiştir. 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri gereğince 2011 yılında … işçilik alacaklarından sorumluluğu sona ermiştir. Dava dışı personelin açtığı işçilik alacakları davası bu tarihten sonra olup müvekkil şirketin sorumluluk kapsamında değildir. Fazla mesai alacağı dava dışı işçinin davalı şirketler yanında çalışma sürelerine paylaştırılmıştır. Ancak müvekkil şirket dava dışı personele kendi çalışma dönemi içerisinde fazla çalışma yaptırmamış nadir olarak yaptırılan fazla mesainin karşılıkları ödenmiştir. Eskişehir İş Mahkemesince kurulan hükümde tespit edilen fazla mesai alacakları dava dışı personelin müvekkil şirket yanındaki çalışma dönemi dışında tespit edilmiştir. Yerel mahkeme müvekkil şirketin yaptırmadığı fazla çalışmayı yalnızca dava dışı personelin çalışma dönemi kriterine göre paylaştırarak fazla çalışma ile kar eden şirketlerin olması gerekenden daha az miktar ödemesine yol açmış ve sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vermiştir.Dava dışı personelin açtığı işçilik alacakları davası müvekkil şirkete ihbar edilmemiştir. Bu dosyada olması gereken savunmanın yapılıp yapılmadığı müvekkil şirketçe kontrol edilememiştir. Dava dışı işçi, dava dışı Belediye tarafından yapılan ihale neticesinde müvekkil şirket tarafından Belediye talebi ile çalıştırılmaya başlanmıştır. Zira uzun yıllardır Belediye bünyesinde çalışması sürmüştür. İşçinin çalışması süresince sevk idaresinde herhangi bir yetkisi olmayan müvekkil şirket hakkında eksik inceleme ile alt işveren niteliğinde olduğundan bahisle sorumluluk yüklenmesi yasaya açık olarak aykırıdır.Yerel Mahkeme İstinaf başvurumuza konu kararında her davalıyı vekalet ücretinden ayrıca tutmuştur. Oysa ki, davanın kabul sebebi her davalı açısından aynı olduğundan dolayı tek vekalet ücretine hükmedilmesi ve her davalının bu ücretten müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulması gerekmekte iken yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırıdır. ….” denilmek suretiyle karar istinaf edilmiştir.Davalı … Tic Ltd. Şti vekili istinaf dilekçesinde özetle “… Öncelikle Asliye Ticaret Mahkemeleri işbu davaya bakmakla görevli değildir. Rücu davasının esasını davacının ödediğini iddia ettiği işçilik alacakları oluşturmakta ve uyuşmazlık İş Kanunu ile alakalıdır. Bu bakımdan işbu davanın “İş Mahkemeleri” nde görülmesi gerekmekte olup dava hakkında görevsizlik kararı verilmeliydi.. Davacı yan tarafından açılan işbu dava zamanaşımı süresinden sonra açılmıştır. Bu nedenle ve tüm taleplere karşı zamanaşımı itirazımız vardır. Müvekkilimiz dava dışı işçiyi çalıştırdığı tarihten sonra dava dışı işçi ihaleyi alan diğer firma çalışanı olarak kesintisiz olarak işine devam etmiş olduğundan iş yeri devri hükümlerine göre tüm sorumluluklar son işverene ait olup müvekkilimizin devirden sonraki sorumluluğu iki yıl ile sınırlı olup bu süre geçmiş olduğundan müvekkilimizin hiçbir talepten sorumluluğu bulunmamaktadırDavacı yan tarafından rücu talebinin esasını oluşturan dava dışı işçi tarafından aleyhine açıldığı iddia edilen Eskişehir 2. iş mahkemesi’nin dayanak davası savunma ve itiraz hakları kullanılamamış, gereği gibi savunma yapılmamıştır. bunun yanında davacı yan hukuka aykırı kararı ve dosyayı tarafımıza ihbar etmemiş bu karar bakımından temyiz hakkını da kullanmamıştır. Eskişehir 2. iş mahkemesi’nin dayanak dava dosyası ilamı ile hatalı hukuki değerlendirme yapılarak dava dışı işçinin taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.davacı yanın bu kararı temyiz etmesi ve yargıtay incelemesinden geçirmesi gerekmektedir. davacı yan ise bu hakkı kullanmamış ve davada eksik ve hatalı savunma yapmıştır. …” denilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :.Dava; davacının ödediği işçilik alacaklarının diğer işverenlere rücu istemine ilişkin bir alacak davasıdır.Dosyaya yansıyan delillere göre davacı ile davalılar arasında ” akdi bir ilişkinin” bulunmadığı görülmektedir. Yani rücu istemi bir sözleşmeye göre değil, birlikte sorumluluk esasına göre talep edilmektedir.Birlikte sorumluluk ilkesine göre talep olduğunda ; eğer dava dışı işçi tüm davalıları ve davacıyı aynı anda dava etmiş olsa idi hangi davalıdan ne miktarda alacak tahsil edebilecek ve o alacak kalemine hangi davalıların birlikte sorumluluğuna gidilecek ise birbirlerine rücu istemlerinde de bu ilkeler geçerli olacaktır.Dava dosyası incelendiğinde davalı yanın bu talepleri yönünden bilirkişinin taraflar arasında akdi bir ilişki varmış gibi sorumluluk belirlediği ve buna göre hesaplama yapıldığı görülmektedir.İşçinin açtığı dava ihbar edilmediğinden, eldeki davanın davalılarının basit bir savunma ile yükümlülükten kurtulacağı alacak kalemleri yönünden de sorumluluklarını doğuracak sonuç alındığı da görülmektedir.Davalının sorumluluğu, dava dışı işçiye olan sorumluluğu dönemsel ve miktarsal olarak aşamayacaktır.Bu ilke gözetilerek bilirkişi raporu alınmadığı da görülmekle; ilk derece mahkemesince bu eksikliğin ek rapor veya mümkün olmazsa yeni bir rapor ile giderilip, sonucuna göre hüküm verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesis edildiği nedenle her iki davalının da istinaf başvurusunun öncelikle bu yönüyle kabulüne karar vermek ve ilk derece mahkemesinin kararının kaldırmak gerekmiş ve bu nedenle de diğer istinaf nedenlerinin şu aşamada incelenmesine yer olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davalıların istinaf başvurusunun AYRI AYRI KABULÜNE ; ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA 2- Yargılama yapılması için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE 3-Her iki davalı yanın da istinaf peşin harçlarının kendilerine iade edilmesine 4-Davalı …..Ltd. Şti nin yaptığı istinaf gideri olan başvuru harcı gideri 85,70 TL, tebligat gideri 33,00 TL, posta gideri 22,00 TL ki toplam 140,70 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine 5-Davalı ……. Ltd. Şti nin 85,70 TL başvuru harcından ibaret yargılama giderinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine 6-Duruşmasız inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 353/1-a-6 madde gereğince KESİN olmak üzere ve oy birliğiyle karar verildi.
22/11/2019