Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3351 E. 2020/668 K. 13.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3351 Esas
KARAR NO: 2020/668
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/11/2016
NUMARASI: 2014/388 E. – 2016/861 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 13/03/2020
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından şirkete satmak amacıyla yeni mal alınması için düzenlenen hamiline yazılı bir adet çekin davalılardan …’nun müvekkili şirketin elamanı olarak çalıştığı sırada hileyle ele geçirildiğini ve çeki kendi adına kullandığını, ancak herhangi bir mal alımında bulunulmadığını, davalı …’nun kötü niyetli olduğu ve müvekkili şirketi zarara soktuğu görüldükten sonra iş akdinin sona erdirildiğini, daha sonra davalı … tarafından söz konusu çekin müvekkili ile hiçbir ticari ilişkisi olmayan davalılardan …’e ciro edilerek verildiğini, bu davalı tarafından İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, açıklanan nedenlerle dava konusu çekten dolayı müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespitine, çek’in iadesine veya ödeme halinde ödenen bedelin istirdatının faiz, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı taraftan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu çekin bizzat şirket yetkilisi tarafından tanzim ve imza edildiğini, bu şartlar altında davanın sadece lehtara yöneltilebileceğini, iyi niyetli hamil konumunda olan müvekkili aleyhine açılan davanın reddine, masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu çekin davacı şirket yetkilisi tarafından imzalanarak malın alınacağı şirket olan dava dışı …’e verildiğini, davacının kötü niyetli olduğunu, piyasaya verdiği çekleri ödememek için kendisini kullanmaya çalıştığını, bu nedenlerle açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ispat yükü kendisinde bulunan davacı ilgili çekten dolayı borçlu olmadığı yönünde usulüne uygun, geçerli, denetlenebilir, belge ve kayıtlarla desteklenebilir hiç bir dedil sunamadığı gibi özellikle davalı … açısından da ceza yargılamasındaki ikrar mahiyetindeki beyanları dikkate alındığında davanın kanıtlanamamış olduğunun kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 16/01/2008 yılında müvekkiline ait çeklerin şirket çalışanı olan davalı … tarafından kötüniyetle alınarak kendi adına ve hesabını kullanarak davalı … yetkilisi …’e ciro edildiğini, alınan malları Bulgaristan’a sattığını, çek bedellerini ödemediğini ve …’in sadece keşidece müvekkiline karşı takip başlattığını, müvekkili şirkete kesilen bir fatura olmadığını, müvekkilinin borçlu olmadığı halde 01/07/2008 tarihinde icra dosyasına ödeme yaptığını, mahkemenin HMK’nın 297.maddesi gereğince tarafların TC’lerini karara yazmadığını, davacı vekili olarak Av. … isminin karara eklenmediğini, tanık beyanlarına hükümde yer verilmediğini, 18/06/2008 tarihli duruşmada tanıkların dinlenilmesini talep ettiklerini ancak mahkemenin bu hususta bir karar vermediğini, müvekkili şirketin defterlerini takdiri delil, delil başlangıcı olarak değerlendirilmiş olmasına rağmen tanık dinletme talebi bu yönde değerlendirilmediğinden kararın eksik incelemeye dayalı olduğunu, hile ile ele geçirilen diğer çeke ilişkin İstanbul 3. ATM’nin 2008/27 E., 2009/671 K.sayılı ilamındaki tanıkların ifadelerinin dikkate alınabileceğini, hukuk hakiminin ceza davasındaki beraat kararıyla bağlı olmadığını, mahkemenin müvekkilinin ceza davasındaki ifadesini ikrar olarak değerlendirmiş ise de, bu hususun tam tersinin söz konusu olduğunu, ispat yükünün çekin karşılığını malen verdiklerini söyleyen davalı tarafta olduğunu ve davalıların defter ibraz etmediğini, iddialarını ispatlayamadıklarını, müvekkillerinin … ile ticari ilişkisinin olmadığını, … vekili tarafından mal teslimine dair sunulan toplu döküm fişlerini çek keşide tarihinden 2 yıl öncesine ait olduğunu ve …’den mal alındığına ilişkin olduğunu, …’in dosyada taraf olmadığını, kötüniyetin ayrıca ispatının da gerekli olmadığını, çekin düzenlendiği tarihte davalının şirket çalışanı olduğunu, …’nun kendi adına yurtdışına satış yapıp parayı alıp, şirket hesabına yatırmadığını, malların şirket adına alındığı ve paranın şirkete ödendiği hususunda hiç bir delil olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararın kaldırılmasını, davanın kabulünü talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davası olup yargılama sırasında istirdata dönüşmüştür. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava konusu 7.995,00 TL bedelli 31.08.2007 tarihli çekte davacı şirket keşideci, davalı … lehtar, davalı … ise ciranta olarak yer almaktadır. Davacı, dava konusu çek altındaki imzayı kabul etmekle birlikte çekin, şirket adına mal alımı için davalı …’ya teslim edildiğini, şirkete mal teslimi yapılmadığından senedin bedelsiz kaldığını, davalıların kötüniyetli olduğunu iddia etmiştir. Bedelsizlik defi senet lehtarına karşı ileri sürebilecek ise de; çeki ciro yoluyla devralan davalılara karşı ileri sürülebilmesi için devralan hamilin senedi devralırken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olduğunu ispat etmesi gereklidir. Somut uyuşmazlıkta; mahkemece ceza dosyasındaki beyan ve davalı …’in sunduğu fişlere göre mal teslim olgusunun ispatlandığı kabul edilmiş ise de; delil olarak ibraz edilen fişler 2005-2006 yıllarına ilişkin olup muhatabının davacı şirket değil, davacı şirketin çalışanı olan davalı … olduğu, dava konusu çekin 31.08.2007 Tarihli olduğu, bu durumda mal teslimine dair top döküm fişlerinin çek karşılığı olduğunun kabulünün hatalı olduğu, davalı …’in yetkilisi olarak davacı şirkete malı teslim ettiği iddia edilmiş ise de; çekteki cironun şirket adına yapılmadığı, çekte şirket imza ve kaşesinin mevcut olmayıp davalının asaleten isminin ve imzasının bulunduğu, keza … ve …Ltd Şti ile …Ltd Şti’nin Dairemizce incelenen sicil kayıtlarına göre de davalının çek tarihi itibarı ile şirket temsilcisi olarak ismine rastlanmadığı, benzer mahiyetteki İstanbul 3.ATM’nin 2008/27 Esas sayılı dosyasında verilen davanın kabul kararının temyiz aşamasında onandığı ve bu dosya yönünden delil niteliğinde olduğu dikkate alındığında davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesi yerinde görülmemiş ve davacı vekilinin istinaf isteminin HMK 353-1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE, 2-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/11/2016 gün ve 2014/388 Esas, 2016/861 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın KABULÜNE, -Davacının İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibe konu … Hadımköy Şubesi’ne ait … seri nolu 31.08.2007 tarihli 7.995,00TL bedelli çekten dolayı davalılara borçlu olmadığının TESPİTİNE, -7.995TL’nin 26.10.2009’dan itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya ödenmesine, 4-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; -Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 546,13TL harçtan peşin yatırılan 108,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 438,13 TL harcın davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, -Davacı tarafından yapılan 14,00 TL başvuru harcı, 108,00 TL peşin harç, 500,00TL bilirkişi ücreti, 28,00 TL (teb.-müz.-posta) yargılama gideri olmak üzere toplam 650,00 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, -Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 3.400 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; -İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, -İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 98,70 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 184,40 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 13/03/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.