Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3342 E. 2019/2599 K. 22.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3342 Esas
KARAR NO : 2019/2599 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/09/2016
NUMARASI : 2015/948 E., 2016/709 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/11/2019
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia :Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/154 Esas sayılı dosyası ile 19/12/2013 tarihinde iflasına karar verildiğini, iflas tasfiye işlemlerinin Bakırköy İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğünü, İflas Müdürlüğünün 20/08/2014 tarih 2013/70 sayılı yetki belgesine göre müflis … San. ve Tic. A.Ş. iflas masası adına Av. … iflas idare memuru olarak atandığını, iflas dosyasından müflis şirketin 3. şahıslardaki alacaklarının tespiti hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak müflisin alacaklı olduğu 3. şahıslar ile alacak miktarlarının tespit olunduğunu, iflas idaresince İİK 229 maddesi gereğince masanın vadesi gelmiş ve bilirkişi raporu ile tespit edilmiş alacaklarının tahsili için müflis… San. ve Tic. A.Ş.’nin borçlularına karşı icra takibi başlatılmasına karar verildiğinden davalı aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve hukuka aykırı olarak borca , faize ve ferilerine itirazı üzerine takibin durduğunu, Bakırköy … İcra ve İflas Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyasında mübrez bilirkişi raporunda ve müflis şirketin ticari defterlerinde de görüleceği üzere davalı şirketin müflise borçlu olduğunu ileri sürerek, davalı borçlunun haksız, hukuka aykırı ve müvekkilinin alacağının tahsilini geciktirmeye yönelik itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu icra takibinin Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … iflas numaralı dosyası ile yürütülen tasfiye işlemleri nedeniyle hazırlanan bilirkişi raporu uyarınca başlatıldığını, söz konusu bilirkişi raporu incelendiğinde takibe konu borcun meblağı dışında varlığı iddia edilen borcun nedenine ilişkin herhangi bir kayıt, fatura veya faktoring işlemi bilgisinin yer almadığını, müvekkilinin usulüne uygun tutulmuş ticari defterleri incelendiğinde en son hareketin 2009 yılında olduğu ve müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığının anlaşılacağını, müflis firmanın ticari defterlerine dayanılarak alacağın kabulünün mümkün olmadığını belirterek kanuna ve hukuka aykırı davanın reddine, % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince; “davacı şirketin iflasına karar verilmiş olması nedeniyle Bakırköy …. İcra ve İflas Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyasında tasfiye işlemlerinin yürütüldüğü, iflas kararının kesinleşmiş olduğu, iflas idaresince müflis şirketin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, ancak bu incelemenin sadece tek taraflı olarak ve dayanak belgeler bulunmaksızın yapıldığı, alınan raporun defterlerdeki tek yanlı kayıtlardan ibaret olduğu, herhangi bir mutabakat veya doğruluk denetimine tabi tutulmaksızın sadece davacının 31/12/2013 tarihli mizanı üzerinde görünen kayıtlı değerlerden hazırlandığı, davacı vekilince dava konusu alacağın dayanakları açıklanamadığı gibi somut ve objektif belgelerin ibraz edilemediği, mahkememizce alınan bilirkişi raporuna göre davacının kendi defterlerinde davalıdan 25.230-TL alacaklı gözüktüğü, 04/01/2013 tarihinde “BI/5/YKB.66253380 KAP. FAKT. RDS TEKS. DÇK. HAV. MİZ.” açıklaması ile havale yapıldığının belirtildiği, ancak ticari defter kayıtlarından hangi banka veya hesaptan gönderildiğinin tespit edilemediği, yine davacı tarafından davalı borcuna kaydedilen bu miktarın dayanağı herhangi bir belgenin de ibraz edilemediği, davalının usulüne uygun tutulan ticari defterlerinde davacıya herhangi bir borç gözükmediği, davalı tarafından davacıya 2008 yılı içerisinde faktoring hizmeti verildiği, davacı cari hesabının 2009 ve 2013 yıllarında sıfır gözüktüğü, esasen davalı şirketin faktoring hizmeti veren bir şirket olup, ticari hayatın olağan akışında faktoring şirketlerinin hizmet verdiği şirketlere borçlu olmasının genelde söz konusu olmadığı, hizmet alan firmaların faktoring şirketlerinden gelen komisyon faturalarını işlememeleri veya karşılıksız çek için gönderdikleri bedelin karşılığında, çek iade işlemini yapmayarak faktoring şirketini alacaklandırmamalarından dolayı faktoring şirketlerinin aslında borçlu olmamasına rağmen hizmet alan firmaların defterlerinde muhasebesel yanlışlık nedeniyle kayden borçlu gözükebilecekleri, muhtemelen davacı defterlerinde de aynı yanlışlığın yapıldığı, davacı vekilince takip ve dava konusu edilen alacağın dayanak belgelerinin ibraz edilemediği gibi mahkememizce atanan mali müşavir bilirkişi tarafından davacı müflis şirketin ticari defter kayıtlarında da alacağın ispatına yarar dayanak belgelere ulaşılamadığı, davacının yemin deliline açıkça dayanmamış olması nedeniyle davalıya yemin de teklif edemeyeceği netice itibariyle davacı alacağının somut ve objektif belgelerle tespit edilemediği, tek yanlı ve dayanaksız olan defter kaydının alacağın ispatı için yeterli olmadığı ve davacının takipte kötü niyetli olduğu anlaşılamadığı” gerekçesiyle davanın reddine, davacının takipte kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından davalı yanın kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Kararı davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde gerek iflas idaresince alınan raporda ve gerekse mahkemece alınan raporda davacı müvekkilinin alacağının göründüğünü , BA/BS formları talep edilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini kararın kaldırılması gerektiği talep ve istinaf olunmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava, cari hesap borcunun ödenmediği iddiası ile başlatılan takipte itirazın iptali ve icra inkar tazminat istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İlk derece mahkemesinin gerekçesinde; davacı şirket hakkında iflas kararı verildiğinin belirtildiği, müflis şirketin alacaklı olduğu ileri sürülerek davalıya dava ve takibi yönelttiği anlaşılmaktadır. Dosyada davacı şirkete ilişkin iflas karar örneği mevcut olmayıp Dairemizce Uyap’tan yapılan tetkikte davacı şirket hakkında; Bakırköy 3.ATM 2013/154 Esas sayılı dosyasında 19.12.2013 tarihinde iflas kararı verildiği anlaşılmakla ve ayrıca İflas Müdürlüğünden gelen yazı cevabına göre iflas kararının 17/09/2015 tarihinde kesinleştiği bildirilmiş olmakla dosyanın HMK 355. maddeye göre dava şartı yönünden incelemesine geçilmiştir.6100 sayılı HMK’nın 84/1-b maddesine göre; “Davacının daha önceden iflasına karar verilmiş, hakkında konkordato veya uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırma işlemlerinin başlatılmış bulunması; borç ödemeden aciz belgesinin varlığı gibi sebeplerle, ödeme güçlüğü içinde bulunduğunun belgelenmesi” durumunda teminat gösterilir. Yine 88/1 maddesi “Hâkim tarafından belirlenen kesin süre içinde teminat gösterilmezse, dava usulden reddedilir.” hükmünü içermektedir. Ayrıca HMK’nun 114/1-ğ maddesi uyarınca, teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi dava şartı olarak düzenlenmiştir. Somut olayda, ilk derece mahkemesince esasa ilişkin inceleme yapılmış ise de; öncelikle HMK’nın 84/1-b maddesi uyarınca karşı tarafın muhtemel yargılama giderlerini karşılamak üzere takdir edilecek teminatı depo etmesi hususunda davacı vekiline kesin süre verilmesi gerekli olup anılan husus dava şartı olup mahkemece re’sen dikkate alınmalıdır. Kaldırma kararı davalı yan aleyhine verilmiş bir karar olarak nitelendirilemeyeceği ve resen nazara alındığı nedenle istinaf yargılama giderlerinden davalı yanın sorumlu tutulmamasına karar vermek de gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-a 4 ve 355. maddeleri uyarınca KABULÜ ile ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA ve tamamlanabilir dava şartı eksikliğinin giderilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine 2-Davacı yanca yatırılan 31,40 TL peşin harcın talep halinde davacı yana iade edilmesine 3-Davacı yanca yapılan başvuru harcı gideri 85,70 TL, 1 tebligat gideri 11,00 TL ve posta gideri 24,30 TL olmak üzere toplam 121,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine 4-Duruşmasız inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 353/1-a 4 maddesi gereğince KESİN olmak üzere ve oy birliğiyle karar verildi. 22/11/2019