Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3328 Esas
KARAR NO : 2018/2268
MAHKEMESİ : İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/04/2017
NUMARASI : 2016/565 2017/258
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/10/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin 06/01/2014 tarihinde itiraz ettiğini, davacının icra dosyasında 12/09/2014 tarihinde işlem yaptığını ve itirazdan haberdar olduğunu, ancak davayı 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 24/05/2016 tarihinde açtığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalının 06/01/2014 tarihinde takibe itiraz ettiği, davacı alacaklı vekilinin 12/09/2014 tarihli icra dosyasına yaptığı talebinde davalı dışındaki diğer borçlular yönünden takibin kesinleştiğini beyan ettiği, buna göre davacının itirazdan haberdar olduğunun anlaşıldığı, itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
Davacı vekili istinaf sebebi olarak; 1 yıllık hak düşürücü sürenin borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren başladığını, zira İİK’nun 62/2 maddesi uyarınca tebliğin zorunlu olduğunu, Yargıtay’ın uygulamasının da bu yönde bulunduğunu bildirmiştir.
Davaya dayanak İstanbul ..İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; davacının davalı ile dava dışı kişiler aleyhine genel kredi sözleşmesine dayalı olarak ilamsız icra takibi başlattığı, davalının 06/01/2014 tarihinde takibe itiraz ettiği, alacaklı vekilinin 12/09/2014 tarihinde icra müdürlüğüne başvurarak talepte bulunduğu, bu talebinde … dışındaki borçlular bakımından takibin kesinleştiğini beyan ettiği ve o borçlular yönünden tapuya müzekkere ve haciz talep ettiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı alacaklı vekilinin 12/09/2014 tarihinde icra müdürlüğüne başvurduğu ve bu talebinde davalı … dışındaki borçlular yönünden takibin kesinleştiğini beyan ettiği, bu beyanın itirazdan haberdar olduğunu gösterdiği ve davanın da 24/05/2016 tarihinde açılması nedeniyle bir yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İİK’nun 67/1 maddesi uyarınca takip talebine itiraz edilen alacaklı itirazın tebliğ tarihinden itibaren 1 sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Somut olayda icra dosyasının incelenmesinde; davalı borçlunun itirazının alacaklı vekiline tebliğine dair bir bilgi ve belgeye rastlanılmamıştır. Davacı alacaklı vekilinin icra dosyasına yaptığı başvuru sırasında davalı dışındaki borçlular bakımından takibin kesinleştiğini beyan etmesi davalının itirazından haberdar olduğunu göstermez. Zira takibin kesinleşmemesi sadece itiraza bağlı değildir. İtiraz dışındaki nedenlerle de örneğin; henüz ödeme emrinin tebliğ edilememiş olması, adres araştırılması, itiraz süresinin henüz dolmamış olması gibi nedenlerle de takip kesinleşmemiş olabilir. Mahkemece açıklanan bu hususlar gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,
2-İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/04/2017 tarih, 2016/565 esas, 2017/258 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 25,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 110,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/10/2018