Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3293 E. 2019/2410 K. 08.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3293 Esas
KARAR NO : 2019/2410
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/03/2017
NUMARASI : 2014/327 2017/232
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 08/11/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkili şirket ve şirket yetkilisi … ile davalılardan … arasında düzenlenen 02/08/2004 tarihli protokol ile 16 adet örme makinesi ve bir kısım yedek parça ve makinaların davalı şirkete satımının kararlaştırıldığını, buna göre davalının ödeme olarak 90.000 USD’lik bono verdiğini ve bu bonoyu da ödediğini, diğer alım bedeli olan 200.000 USD karşılığında ise dava dışı bir kooperatiften 10 adet daire için üyelik haklarını devretmesi hususunda tarafların anlaştığını, … gayriresmi ortağı olduğunu beyan eden davalı … adına bulunan 10 adet üyelik haklarının müvekkili …’a devredildiğini, her bir daire için 20.000 USD bedel kararlaştırıldığını, ancak kooperatif yönetiminin değişmesi üzerine yeni yönetimin devredilen dairelerle ilgili olarak tüm evrakların sahte olduğunu, …’nin mükerrer ve sahte defter ile üye gösterildiğini, üyeliğin geçerli olmadığının kendisine beyan edildiğini, konuyla ilgili hazırlık soruşturmasının başlatıldığını belirterek satış bedeli olarak ödenmesi gereken 200.000 USD’nin ödeme günündeki kur üzerinden TL karşılığının ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar …San. Tic. Ltd. Şti vekili, satım ilişkisinin davacı şirketle davalı … arasında düzenlendiğini, bu nedenle müvekkili …Ltd. Şti’ne husumet düşmediğini, davacının makineleri toplam 290.000 dolara satıldığını iddia ettiğini, ancak kooperatifteki üyelik haklarının değerinin 200.000 dolar olacağına dair protokolde bir kayıt bulunmadığını, dolayısıyla bu miktar bir alacağın olmadığını, davanın konusuz olduğunu, zira …’ye ait 10 adet dairenin üyelik haklarının 02/08/2004 tarihinde davacı …’a devredildiğini, müvekkilinin bu haklarının …’den aldığını, yine bu üyelik haklarının iptali ve geçersizliğine dair herhangi bir yargı kararı bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı … vekili, alacağın zamanaşımına uğradığını, …’nin protokolde taraf olmadığını, müvekkilinin devretmiş olduğu üyelik haklarına ilişkin herhangi bir hukuki yola başvurulmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; davanın alım satımsözleşmesinden kaynaklandığı, davacı şirkete ait makinaların davalı … talimatıyla diğer davalı şirkete devredildiği ve 90.000 USD’nin davalı tarafından davacıya ödendiği, bu konuda bir uyuşmazlık bulunmadığı, davacının 10 adet üyelik için 200.000 USD istemiş ise de, her bir üyelik bedelinin 20.000 USD olduğunun ispat edilemediği, bu konuda yapılan yazışmalardan sonuç alınamadığı, makineler karşılığında 10 üyelik + 90.000 USD bedel öngörüldüğünden makinelerin satış tarihindeki rayiç değeri konusunda bilirkişiden rapor alındığı, buna göre makinaların protokol tarihinde 584.000,00 TL, demirbaşların ise 3.325,00 TL olduğu, bu bedelden davalının ödediği 90.000 USD’nin protokol tarihindeki TL karşılığı düşüldüğünde, kalan bedelin üyelik bedeline ilişkin bulunduğunun kabulü gerektiği, dolayısıyla taleple bağlı kalandığı, yine USD talebinin kabul edilemeyeceği gerekçeleriyle davanın davalılardan … hakkında kabulüne, 308.800,00 TL’nin bu davalıdan avans faiziyle tahsiline, davacı …’ın protokolde taraf olmadığı gerekçesiyle bu davacı tarafından açılan davanın reddine, davalı … ve…Ltd. Şti’nin protokolde taraf olmadığı gerekçeleriyle haklarındaki davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş, kararı davalılar …San. Tic. Ltd. Şti vekili istinaf etmiştir. Davalılar …. San. Tic. Ltd. Şti vekili istinaf sebebi olarak; müvekkilinin 10 adet kooperatif hissesini devretmeyi ve 90.000 USD’yi ödemeyi taahütt ettiğini, 90.000 USD’nin ödendiğini, kooperatif kayıtlarındaki usulsüzlüklerden haberdar olmayan müvekkilin bu durumu öğrenince 10 adet kooperatif hissesi karşılığında makbuz mukabili 109.853,08 TL ödeme yaptığını, davacının her bir kooperatif hissesinin bedelinin 20.000 USD olduğunu ispatlayamadığı, ayrıca davacının satım konusu makineler için düzenlediği fatura bedelinin 46.751,60 TL olup makinelerin bedelinin açık olduğunu, dolayısıyla bilirkişi incelemesi yapılamayacağını, kararın HMK’nun 26.maddesindeki taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğunu, zira davacının, davalının 10 adet kooperatif hisse bedeline ilişkin alacak davası olduğunu açıkça söylediğini, dolayısıyla bu davanın maddi tazminat davası olmadığını, davacının kooperatif hisse bedelini ispatlayamadığını, faturanın 46.751,60 TL olması nedeniyle ve kendilerinin ödediği tutarı dikkate aldığında borcun kalmadığının anlaşılacağını, ayrıca kimsenin kendi muvazaasına dayanamayacağını, yine mahkemenin gerekçede kooperatif hisse bedelinin ispatlanamadığını söylediği halde davayı reddetmemesinin çelişki oluşturduğunu, makinelerin ikinci el olup bir kısmının arızalı ve bakım gerektirdiğini, aradan 13 yıl geçtiğini, makineleri 13 yıl önceki hali bilinmeden afaki rapor hazırlandığını, davacının 200.000 USD’lik alacağını ispat edemediğini, bilirkişilerin tarafsızlığının şüpheli olduğunu, rapora itibar edilemeyeceğini, dosyada bulunan 06/03/2012 ve 14/02/2013 tarihli raporlarda açık şekilde davacının kooperatif üyeliğinin mevcut olmadığının kabulü halinde davalıya teslim ettiği makinelerin değerinin ticari faiziyle tazmini gerektiği, bu bedelden tahsil edilmiş 90.000 USD’nin mahsubu gerektiği, ayrıca faturanın bedelinin fatura tarihindeki USD karşılığının 31.226,02 USD olduğunu, dolayısıyla 90.000 USD’nin bu bedelden mahsubunun gerektiği yolunda görüş bildirildiğini, alacağın sebepsiz zenginleşme hükümleri dikkate alındığında zamanaşımına uğradığını, mahkemenin bu hususu dikkate almadığını bildirmiştir. Davacı … Ltd. Şti ile davalı … arasında düzenlenen 02/08/2004 tarihli protokol ile; … ait 16 adet örme makinesini yedek aksanıyla beraber ve bir kısım makinelerle birlikte …. satmayı ve karşılığında dava dışı konut yapı kooperatifinin 10 adet daire üyeliği ve 90.000 USD şahsi bono vermesinin kararlaştırıldığı görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 06/03/2012 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; davacının kooperatif üyeliğinin mevcut olmadığının kabulü halinde davalıya teslim etmiş olduğu satış konusu malların değerini ticari faiziyle tazmini gerektiği, bu bedelden tahsil edilen 90.000 USD’nin mahsubu gerektiği, davacının … adına düzenlediği faturanın sözleşme ilişkisi kapsamında keşide edildiğinin kabulü halinde ise bu bedel miktarınca davacının alacağının bulunduğu, bu bedelin tahsili halinde tazminat bedelinden mahsubu gerektiği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 14/02/2013 tarihli ek bilirkişi raporunda; davacının kooperatif üyeliğinin gerçekleştiği kabulü halinde davacının kooperatife karşı taşınmaz devri konusunda alacak ileri sürmesi gerektiği, kooperatif üyeliğinin mevcut olmadığının kabulü halinde ise davacının davalıya ödemiş olduğu bedeli faiziyle isteyebileceği, bu bedelden tahsil edilen 90.000 USD’nin mahsubu gerektiği, davacının …A.Ş’ye düzenlediği faturanın sözleşme kapsamında düzenlendiği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 02/07/2014 tarihli bilirkişi raporunda; davacı tarafından düzenlenen faturanın makinaların gerçek değerini yansıtmadığını, 16 adet makinenin 2004 yılı itibariyle 584.000,00 TL, demirbaşların ise 3.325,00 TL olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 06/07/2015 tarihli bilirkişi raporunda ise; dava konusu 16 adet makinenin toplam değerinin 560.000,00 TL, demirbaşların değerinin ise 3.240,00 TL olarak tespit edildiği, kooperatif üyeliğinin devrinin yerine getirilmediği, bu nedenle davacı … uğradığı müspet zararın tazmini gerektiği, bunun da 10 adet kooperatif üyeliği sebebiyle uğranılan zarar olduğu, 2004 tarihinde 10 adet daire üyeliğinin değeri ve ticari faizinin davacının zararını oluşturduğu, davalının davacıya 90.000 dolar ödediği, ayrıca 109.853,08 TL daha ödeme savunması bulunduğu, bu durumun ise tarafların ticari defter ve belgelerini sunması durumunda mali inceleme sonucu belirlenebileceği, şayet bu tutarın ödendiğinin kabulü halinde ise davacının zararından indirilmesi gerektiği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davalı tarafından sunulan çek bordrolarında 22/02/2005 tarihinde toplam tutarı 26.985,00 TL olan 4 adet çekin davacı tarafından yine 07/12/2004 tarihinde toplam tutarı 52.591,97 TL olan 9 adet çekin ve yine toplam tutarı 30.276,11 TL olan 5 adet çekin davacı tarafından teslim alındığının belirtildiği görülmüştür. Davacı …’ın katılan, davalılardan … ile … de aralarında bulunduğu toplam 4 sanık hakkında açılan dolandırıcılık ilgili dava sonucunda zamanaşımı nedeniyle 09/04/2013 tarihinde düşme kararı verildiği görülmüştür. İstanbul Valiliği tarafından düzenlenen 13/05/2008 tarihli ön inceleme raporunda; … ve … adlı ortaklıkların kooperatifin dosyasının tetkikinde isimlerine rastlanılmadığı, ortaklıklarının bulunmadığının tespit edildiği, ayrıca bu kişilerin kooperatife ne kadar ödeme yaptıklarını gösterir makbuzların bulunmadığı, buna göre kooperatif ortaklığı için verilen yazılı belgelerin geçerli olmayacağı, ortaklıkları ile ilgili herhangi bir karar alınmadığı, kooperatife herhangi bir ödeme yapılmadığı gerekçeleriyle ortak olarak düşünülemeyeceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, davacı şirket ile davalılardan … arasında düzenlenen 02/08/2004 tarihli protokol gereğince satışı öngörülen makinelerin bedeline mahsuben verilmesi kararlaştırılan 10 adet kooperatif üyeliği bedeli olduğu iddia edilen 200.000,00 USD’nin tahsili istemine ilişkindir. 02/08/2004 tarihli protokolle davacı şirkete ait 16 adet örme makinesi ve bir kısım makinelerin yedek aksamı ile birlikte davalılardan … satımının ve karşılığında dava dışı konut yapı kooperatifinin 10 adet daire üyeliğinin devri ve 90.000,00 USD’lik şahsi bono verilmesinin kararlaştırıldığı görülmüştür. Davacı taraf, davacılardan …’a kooperatif üyelik haklarının devrine dair evrakların sahte olduğunu, bu nedenle bu üyelik haklarına karşılık 200.000,00 USD’nin tahsilini istemiştir. Davalı taraf ise kooperatif üyelik haklarının iptali ve geçersizliğine dair herhangi bir yargı kararı bulunmadığını, ayrıca kooperatif üyelik haklarının değerinin 200.000,00 USD olacağına dair protokolde bir hüküm bulunmadığını savunmuştur. Gerçekten de protokolde kooperatif üyelik haklarının değerine ilişkin bir açıklama yoktur. Mahkemece, kooperatif üyelik haklarının değerinin tespiti için araştırma ve inceleme yapılmış ise de, bu konuda bir sonuca ulaşılamamıştır. Bunun üzerine mahkemece, makinelerin satış tarihindeki rayiç değeri konusunda bilirkişiden rapor alınma cihetine gidilmiş ve protokol tarihi itibariyle makinelerin değerinin 584.000,00 TL olduğu, demirbaş aksamın ise 3.325,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar kooperatif üyelik haklarının değeri tespit edilememiş ise de, mahkemece bu şekilde makinelerin değerinin tespitine gidilmesi usul ve yasaya uygundur. Zira davacı şirket devrettiği makineler karşılığında kooperatif üyelik haklarını alamamıştır. Kooperatif üyelik haklarının mali değerinin tespit edilememesi davacı aleyhine bir durum olarak değerlendirilmemelidir. Dolayısıyla davacının iddialarını ispatlayamadığı şeklindeki istinaf sebebi yerinde değildir. Öte yandan davalı taraf tespit edilen bedelle ilgili itirazda bulunmuş ise de, bu konuda bilirkişi raporu ayrıntılı incelemeyi içerdiği gibi, istinaf denetimine de elverişli olduğundan bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde değildir. Davalı tarafça davacının makinelerin bedeliyle ilgili olarak düzenlediği faturanın 46.751,60 TL olması nedeniyle bu tutarın dikkate alınması gerektiğini ileri sürmüş ise de, ticari hayatta düzenlenen fatura bedellerinin fazla vergi ödememek amacıyla düşük miktarlarda düzenlendiği bilinen bir gerçektir. Az önce de belirtildiği üzere bilirkişi tarafından belirlenen rayiç bedel gözetildiğinde, faturaya itibar edilmemesi isabetlidir. Davalı taraf istinafında 90.000,00 USD’nin mahsubunun gerektiğini ileri sürmüş ise de, zaten 90.000,00 USD’nin protokol tarihindeki TL karşılığı yapılan hesaplamada düşülmüş olup bu konudaki istinaf sebebi de yerinde değildir. Taraflar arasındaki ilişki ticari satım ilişkisi olduğundan davanın zamanaşımına uğradığına ilişkin istinaf sebebi de yerinde değildir.Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalılar …San. Tic. Ltd. Şti vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalılar … San. Tic. Ltd. Şti vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2- Alınması gereken 21.094,00 TL harçtan, peşin alınan 5.274,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 15.820,00 TL harcın davalılar ….San. Tic. Ltd. Şti’den alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davalılar …San. Tic. Ltd. Şti tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/11/2019