Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3288 E. 2020/184 K. 29.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3288 Esas
KARAR NO: 2020/184
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/02/2017
NUMARASI: 2015/518 2017/113
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/01/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalının müvekkili şirketten faturalarla lastikler satın aldığını, ancak bedelinin tamamının ödenmediğini, alacağın tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davacıya borcu bulunmadığını, davacının kendi çalışanı ile yaşadığı problemini davalıya yansıttığını, zaten davacının elemanı olan kişiye karşı da dava açtığını, verdikleri müşteri çekinin davacı tarafından tahsil edildiğini, tahsilat makbuzunun kendisine gönderilmediğini, ödediği tutarların tekrar tahsil edilmeye çalışıldığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davalının yaptığı ödemelerin mahsubundan sonra davacının bakiye 13.614,67 TL alacağı kaldığı, davalının ticari ilişkiyi inkar etmeyip ödeme savunmasında durduğunu, ancak ödemelerle ilgili dosyaya delil sunmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının 13.614,67 TL üzerinden iptaline, takibin devamına karar verilmiş, kararı davalı istinaf etmiştir. Davalı, istinaf sebebi olarak; tebligatın usulsüz olduğunu, bilirkişi raporunun kendisine ulaşmadığını ve itiraz imkanını bulamadığını, bu durumun davanın esasına etki etmediğini, davacıyla ticari ilişkileri olmasından dolayı müşterilerin kredi kartını mail order yoluyla davacıya bildirdiklerini, davacının da ödemeleri alıp cari hesaptan mahsup ettiğini, kendilerinin de müşteriye satış yapıp fatura kestiğini, davacı çalışanı …’ın mail order’dan aldığı ödemeleri şirkete vermeyip zimmetine geçirdiğini, bu kişi hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, kamu davası açıldığını öğrendiklerini, bu şahıs hakkındaki dava ve takiplerin dosyaya celbedilip incelenmesi gerektiğini, mail order ödemelerinin bilirkişi tarafından dikkate alınmadığını, davacının bu ödemeleri bazen kendi poslarına çekip bazen de … adlı firmaya ait poslara çektiğini, tarafların ticari defter ve bilançolarının dikkatli incelenmediği, faturalarla mail order ödemelerinin karşılaştırmasının yapılmadığını bildirmiştir. Davacı tarafından davalı aleyhine Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 13.614,67 TL’si asıl alacak olmak üzere toplam 15.736,18 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının yetkiye ve borca itiraz ettiği, borcun ödendiğini beyan ettiği ve takibin durduğu görülmüştür. Davacı tarafından davalıya düzenlenen faturaların araç lastiğine ilişkin olduğu görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 09/12/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacı tarafın defterlerinin incelendiği, buna göre davacının davalıya 2013 yılı içerisinde 25.784,67 TL’lik fatura düzenlediği, davalının da bunun karşılığında 12.170,00 TL ödeme yaptığı, bu ödemelerin mahsubundan sonra davacının bakiye 13.614,67 TL alacaklı olduğu, taraflar arasında 2014 ve 2015 yıllarında ticari ilişki bulunmadığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 13.614,67 TL alacaklı olduğu, cevap dilekçesinde yer alan … Bankası Kartal Şubesi … no’lu 7.500,00 TL’lik çekin davacı kayıtlarında yer aldığı, bu çekin tahsil edildiğinin anlaşıldığı, diğer ödemelerin ise kredi kartıyla yapılıp sliplerinin ekli olduğu, faturalar irsaliyeli olmakla birlikte ayrıca teslimine dair bir belge gerekmediği, davalının defter ibraz etmediği, ancak davalının defter ve belgelerinin incelenmesi konusunda takdirin mahkemeye ait olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Bilirkişi raporunun davalının … Mah. … Fabrikası karşısı No: … Gündoğdu/RİZE adresine çıkarıldığı ve tebligatın işyerinde çalışan … imzasına tebliğ edildiği görülmüştür. Dava dilekçesinin de aynı adrese çıkarıldığı ve burada da daimi çalışan … imzasına tebliğ edildiği görülmüştür. Gerekçeli kararın ise aynı adrese çıkarıldığı, ancak daha sonra başka bir adrese sevk edildiği, burada da muhatabın tebliğ anında bulunamaması üzerine daimi işçisi memuru … imzasına tebliğ edildiği görülmüştür. Davanın başlangıçta Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açıldığı, mahkemece görevsizlik kararı verildiği ve dosyanın Bakırköy Ticaret Mahkemesi’ne geldiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı taraf, davalıya mal sattığını, ancak bedelinin tamamını alamadığını iddia etmiş, davalı taraf ise davacıya ödeme yaptığını, davacının kendi çalışanı ile yaşadığı problemi davalıya yansıttığını, tahsil edilen tutarların yeniden tahsil edilmeye çalışıldığını savunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalı tarafından istinaf edilmiştir. Davalı taraf cevap dilekçesinde davacının elemanı olan …’a dava açtığını, istinaf dilekçesinde ise bu kişi hakkında yapılan suç duyurusu üzerine kamu davası açıldığını, bu kişinin ödemeleri şirketine yansıtmadığını ileri sürmüştür. Dairemizce istinaf aşamasında davalıdan söz konusu dava ya da davalar hakkında bilgi vermesi için davalıya muhtıra çıkarılmış, ancak muhtıraların muhatabın tanınmadığından ve işletmesini kapattığından bahisle bila tebliğ döndüğü anlaşılmıştır. Bu arada davalının nüfus kaydına dairemizce UYAP ortamından bakılmış ve davalının 18/11/2019 tarihinde vefat ettiği görülmüştür. Davalının cevap dilekçesinde belirttiği hususlar ilk derece mahkemesince araştırılmadığından yargılama eksik bırakılmıştır. Bu durumda mahkemece davalının istinaf aşamasında vefat ettiği de gözetilerek mirasçılarının davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması ve davacı çalışanı olduğu ileri sürülen … aleyhine davacı ya da kamu tarafından dava ya da davalar açılıp açılmadığının araştırılarak (gerek davacı taraftan, gerekse davalının davaya dahil edilecek mirasçılarından soruşturulması suretiyle) ayrıca davalının cevap dilekçesi ekinde sunduğu ve mizan başlıklı belgelerin de incelenmesi için gerektiğinde bilirkişiden ek rapor alınarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davalının istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf talebinin KABULÜNE, 2-Bakırköy 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/02/2017 tarih, 2015/518 esas, 2017/113 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği üzere araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.29/01/2020