Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3287 E. 2019/2561 K. 22.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3287 Esas
KARAR NO : 2019/2561
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/03/2017
NUMARASI : 2016/888 2017/157
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/11/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili, müvekkilleri ile dava dışı … arasında müşavirlik hizmet sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme gereğince her biri 50.000,00 TL bedelli 15 adet çekin teslim edildiğini, çeklerden 3 tanesinin bankadan tahsil edildiğini, çeklerin teslim edildiği …un 05/08/2015 tarihinde zabıtaya müracaat ederek 25/09/2016 ve 25/11/2016 tarihli 50.000’şer TL’lik çeklerin çalınmak suretiyle elinden çıktığını bildirdiğini, ayrıca çek iptali davası açtığını, 25/09/2016 tarihli çekin bankaya ibraz edildiğini, çek arkasına karşılığının bulunduğu, ancak mahkeme kararı nedeniyle ödeme yapılmadığının yazıldığını, bunun üzerine davalının söz konusu çeke dayalı olarak takip başlattığını, çekin keşidecisinin müvekkili kooperatif olduğunu, davalı ile müvekkilleri arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, ayrıca müvekkilince çek karşılığının bankada hazır edildiğini, davalının müvekkillerinden hiçbir alacağı olmadığı halde takibe ilaveten %10 çek tazminatı adı altında 5.000 TL talep ettiğini, ayrıca icra takibi başlatılmasına müvekkillerinin sebebiyet vermediğini, bu sebeple masraf, faiz ve vekalet ücreti de istenemeyeceğini belirterek müvekkillerinin takip alacaklısı olan davalıya borçlu olmadıklarının tespitine ve %20 oranında kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıların beyanlarının asılsız olduğunu, davacı kooperatif ile dava dışı … ve … arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, davacı kooperatifin çeki diğer davacı … adına düzenlediğini, dosyaya ibraz edilen tediye belgesi adı altındaki sözleşmenin ise davacılardan … ile dava dışı… ve … arasında düzenlendiğini, ayrıca bu belgenin her zaman tanzim edilebilir bir belge olduğunu, bankanın tedbir kararı nedeniyle ödeme yapmadığını, müvekkilinin çek bedelini tahsil edemeyince takip başlattığını, müvekkilinin çekte son ciranta olup iyiniyetli olduğunu, kendinden önceki ciranta olan … ve birlikte çalışan çekte cirosu bulunmayan … isimli kişiden iş ve hizmet karşılığı aldığını, davacıların ayrı kişiliklerinin bulunduğunu, davacılar ile dava dışı … danışıklı olarak beraber hareket edip borçtan kurtulmaya çalıştıklarını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre; çekin davalı tarafından bankaya ibrazında hesapta çek miktarı kadar paranın bulunduğu, ancak dava dışı ….’un açtığı çek iptali davasında verilen ödemeden men kararına ilişkin ihtiyati tedbir kararı uyarınca çek bedelinin davalıya ödenmediği, çek bedelinin ibraz tarihinde ödenmemesi konusunda davacıların bir kusurlarının bulunmadığı, bu nedenle davacıların ancak çek bedelinin ödenmesinden sorumlu tutulacağı, diğer feri alacaklardan davacıların sorumlu olmayacağı, davacının %10 çek tazminatı ve işlemiş faize yönelik taleplerinin yerinde olduğu, asıl alacak yönünden ise keşideci ve lehtarın çek bedelinden sorumlu olmaları nedeniyle taleplerinin yerinde olmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabul, kısmen reddine, davacı kooperatifin takip dosyasındaki 5.071,92 TL’den, davacı …’in ise takipte istenen 71,92 TL’den borçlu olmadıklarının tespitine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, İİK’nun 72/4 maddesi gereğince 10.000,00 TL tazminatın davacılardan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, kararı davacılar vekili istinaf etmiştir. Davacılar vekili istinaf sebebi olarak; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar etmiş, ayrıca takip dayanağı çekin karşılığının bankada hazır bulundurulduğunu, bu nedenle masraf, faiz ve vekalet ücreti istenemeyeceğini, müvekkillerinin dışında gelişen olaylar nedeniyle banka tarafından ödeme yapılmadığını, bu nedenle müvekkillerinin sorumlu tutulamayacağını, takip başlatılması üzerine takip tutarının tamamının müvekkillerince icra dosyasına yatırıldığını ve takibin iptalinin istenerek dosyaya yatan paranın ödenmemesi için tedbir kararı talep edildiğini, mahkemenin de tedbir kararı verdiğini, … ile alacaklı arasında hiçbir bağ bulunmadığını, …’in çek tazminatından sorumlu tutulmasının dayanağının olmadığını, %10 çek tazminatının karşılıksız çeklerle ilgili düzeltme hakkı ile ilgili olup takip alacaklısının doğrudan talep edebileceği bir hak olmadığını, kaldı ki ortada karşılıksız çekin de bulunmadığını, çekin ibrazında ödenmemesinde müvekkillerinin dahli ve kusurları olmadığını, kaldı ki …’in keşideci de olmadığını, buna rağmen müvekkillerinin %20 oranında tazminata hükmedilmesinin usule aykırı olduğunu, müvekkillerinin çıplak çek bedeli 50.000,00 TL’nin üzerindeki kısımla sorumlu tutulmasının doğru olmadığını bildirmiştir. Davalı tarafından davacılar ve dava dışı … aleyhine 04/10/2016 tarihinde 50.000,00 TL asıl alacak, 5.000,00 TL %10 tazminat ve 71,92 TL faiz olmak üzere toplam 55.071,92 TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı, takibin dayanağının 25/09/2016 tarihli, 50.000,00 TL bedelli çek olduğu, davacı kooperatifin çekte keşideci, davacı …’in lehtar olarak yer aldığı, çek arkasında ise lehtar …’in cirosu, dava dışı … cirosu, sonra davalının cirosu bulunduğu, çekin 27/09/2016 tarihinde ibraz edildiği ve 50.000,00 TL tam karşılığının mevcut olduğu, ancak İstanbul 14.ATM’nin 21/09/2016 tarih, 2016/873 esas sayılı ödemenin durdurulması kararı nedeniyle ödeme yapılmadığı şerhinin bulunduğu görülmüştür. Mahkeme tarafından 17/10/2016 tarihinde icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verildiği, dosya borcunun tamamının davacı banka tarafından icra dosyasına 17/10/2016 tarihinde yatırıldığı görülmüştür. Dava dilekçesine ekli danışmanlık sözleşmesinin dava dışı … ile davacılar arasında 20/01/2016 tarihinde düzenlendiği, sözleşmede danışmanlık ücreti olarak 1.650.000,00 TL ödeneceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür. Dava dilekçesine ekli tediye belgesi başlıklı belgenin 27/01/2016 tarihinde davacı … ile … arasında düzenlendiği, buna göre davacı …’in dava dışı kişiye her biri 50.000,00 TL bedelli 750.000,00 TL’lik çek verdiği, bu çeklerden bir tanesinin dava konusu 25/09/2016 tarihli, 8475178 numaralı, 50.000,00 TL bedelli çek olduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. Dava ve takip konusu çekte davacı kooperatif keşideci, diğer davacı … ise lehtar olarak yer almaktadır. Davalı tarafından davacılar aleyhine başlatılan icra takip dosyasında düzenlenen gerek takip talebinde, gerekse ödeme emrinde “%10 çek tazminatından keşideci sorumludur.” şeklinde açıklama bulunduğu, buna göre davalının icra takibinde davacılardan çekte lehtar olan … yönünden %10 çek tazminatı istemediği görülmüştür. Buna rağmen mahkemece verilen kararda adı geçen davalı …’in %10 çek tazminatıyla sorumluluğu olacak şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Açıklanan bu yön itibariyle davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiştir. Öte yandan takip dosyasına yatan paranın alacaklıya ödenmemesi yolunda 17/10/2016 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verilmiş olup bu kararın infaz edildiği anlaşılmakla birlikte davacı keşideci tarafından çekin karşılığının bankada hazır edildiği, ancak dava dışı … tarafından İstanbul 14.ATM’nin 2016/873 esas sayılı dosyasında açılan hasımsız çek iptali davasında verilen ödemenin durdurulması kararı dolayısıyla çekin ibrazında davalıya ödenmediği, bu durumda davacıların bir kusurunun bulunmadığı gözetildiğinde, davacıların tazminatla sorumlu tutulması doğru değildir. Bu yönden davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiştir. Bundan başka mahkemece verilen hükümle davacı keşideci kooperatifin çek tazminat tutarı olan 5.000,00 TL ile ilgili borçlu olmadığının tespitine dair hüküm kurulmuş olup bu hüküm davalı tarafça istinaf edilmediğinden davacı kooperatif lehine kazanılmış hak meydana gelmiş olup bu husus dairemizce yeniden kurulan hükümde dikkate alınmıştır.Hal böyle olunca davacılar vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,2-Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/03/2017 gün, 2016/888 Esas, 2017/157 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Davanın kısmen kabul, kısmen reddine,a)Davacıların, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasından dolayı davalıya 5.071,92 TL borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin bu miktar üzerinden iptaline,b)Davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, c)Çekin ibrazında karşılığının bankada bulunduğunun anlaşılması ve ibrazında davalıya ödenmemesinde davacı tarafın kusurunun bulunmaması nedeniyle davalının tazminat talebinin reddine, d)Davalının icra takibine girişmekte kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden ve İİK’nun 72/5 maddesindeki şartlar oluşmadığından davacıların kötü niyet tazminat taleplerinin reddine,4-Alınması gerekli 346,46 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 940,50 TL harçtan mahsubu ile artan 594,04 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,5-Davacı tarafından ödenen 29,20 TL başvurma harcı ile 346,46 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,6-Davacılar tarafından yapılan 10 tebligat ücreti 130,30 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 30,27 TL’sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına, 7-Davacılar lehine karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, 8-Davalı lehine karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen kısım üzerinden belirlenen 5.850,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine, 9-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacılara iadesine, 10- İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 24,30 TL posta masrafı olmak üzere toplam 110,00 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 11-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 12-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/11/2019