Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3279 E. 2019/2555 K. 22.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3279 Esas
KARAR NO : 2019/2555
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/02/2017
NUMARASI : 2016/138 2017/108
DAVANIN KONUSU: Alacak (Finansal Kiralamadan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/11/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, taraflar arasında finansal kiralama sözleşmesi bulunduğunu, davalının kira bedellerini ödememesi üzerine sözleşmenin feshedildiğini belirterek sözleşmeye konu malların müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, ihtarnamenin usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmediğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davacı tarafından davalıya gönderilen 07/09/2015 tarihli ihtarnamenin 09/09/2015 tarihinde şirket yetkilisi olduğunu beyan eden tebliğe ehil … isimli şirket çalışanına tebliğ edildiği, tüzel kişilere yapılacak tebligatın öncelikle şirketin yetkili temsilcilerine, bu kişilere ulaşılamadığı takdirde tebligat memuru tarafından vasiyet tevsik edilmek suretiyle hazır olan şirket memur veya müstahdemlerine yapılması gerektiği, adı geçenin şirketin yetkilisi olup olmadığı araştırılarak tutanağa yazılmadan doğrudan şirket personeline yapılan tebligatın usulsüz olduğu, dolayısıyla sözleşmenin feshinin usulüne uygun olmadığı ve davacının mal iadesi talebinin yerinde olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; taraflar arasındaki sözleşmenin 34.maddesi gereğince kiracı ve kefiller sözleşmede isim ve unvanları yanında belirtilen adreslerin kanuni yerleşim yeri olduğunu, ilerde değişiklik yapılması halinde bunu kiralayana bildirmeyi kabul ettiklerini, ayrıca sözleşmede yazılı adrese tebligat kanunun 7/a, 10 vd. maddelerinde yer alan usule göre gönderilecek her türlü tebligatın kendilerine yapılmış sayılacağını kabul ve taahhüt ederler hükmü bulunduğunu, yine müşteri kabul beyanı kısmında bildirdikleri adrese yapılacak her türlü tebligatın kanuni ikametkahlarına yapılmış sayıldığı, tebligatın yapılamaması ve ulaşmaması halinde dahi kendilerine tebligatın yapılmış sayılacağını kabul ve beyan ettiğini, ihtarnamenin sözleşmedeki adrese çıkarıldığını, tarafların tacir olduğunu, dolayısıyla tebligatın usulüne uygun olduğunu, ayrıca 6361 Sayılı Kanunun 33/4 maddesi uyarınca kiracının borcunu ödememesinden dolayı noter tarafından gönderilen ihtarnameler hakkında 2004 Sayılı Kanunun 68/b hükmünün uygulanacağını, anılan madde gereğince de sözleşmedeki adrese tebligat yapılmasının yeterli olduğunu, buna göre davalının tebligata usulüne uygun olmadığı hususunun MK’nun 2.maddesine uygun olmadığına, kaldı ki davalı şirket yetkilisinin söz konusu ihtarnameden de haberdar olduğunu, … Ticaret Ltd. Şti ilgili finansal kiralama sözleşmesini kefil olarak imzalamış olup şirket yetkilisi … olup bu kişinin aynı zaman da davalı şirketin yetkilisi de olduğunu, kefil şirkete çıkarılan ihtarnamenin 10 Eylül 2015 tarihinde iş yeri yetkilisi … usulüne uygun tebliğ edildiğinin görüleceğini, davalı tarafın yargılama süresi boyunca tebligata ilişkin itirazlarının bulunmadığını, ayrıca TK’nun 32.maddesi uyarınca tebligat usule aykırı yapılsa bile muhatabın tebliğe muttalı olması halinde muteber sayılması gerektiğini, mahkemenin zaten 06/05/2016 tarihli ara karar ile finansal kiralama konusu mal üzerinde tasarruf etme yetkisi verdiğini, davalının fesihten sonra hiçbir ödeme yapmadığını, kötüniyetli olduğunu bildirmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 28/06/2013 tarihli finansal kiralama sözleşmesinin imzalandığı, müteselsil kefil olarak dava dışı … Ticaret Ltd. Şti bulunduğu, davalının adresinin ikinci organize sanayi bölgesi, … nolu cadde, numara …, …/Gaziantep olarak sözleşmede geçtiği, davacı tarafından davalıya gönderilen 07/09/2015 tarihli ihtarnamenin davalı şirketin sözleşmedeki adresine 09/09/2015 tarihinde “gösterilen adreste şirket yetkilisi olduğunu beyan eden tebliğe ehil … imzasına tebliğ edildi” şerhi ile tebliğ edildiği, … çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edildiği, kefil … Ticaret Ltd. Şti adına çıkarılan tebligatın ise “işyeri yetkilisi …. imzasına tebliğ edildi” şerhi ile ikmalen iade edildiği görülmüştür. Mahkemece 19/02/2016 tarihli ara ararla finansal kiralama konusu malın teminatsız olarak yediemin sıfatıyla davacıya teslimi şeklinde ara karar verdiği görülmüştür. Cevap dilekçesi ekinde bulunan ticaret sicil gazetesi fotokopisine göre davalı şirket yetkililerinin …olduğu, yine cevap dilekçesindeki SGK’dan alınan belge fotokopisine göre … davalı şirket nezdinde SGK’lı olarak çalıştığının belirtildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda; ihtarnamenin 09/09/2015 tarihinde …ya tebliğ edildiği, …’nın davalının SGK’lı çalışanı olduğu, davalı şirketi temsil ve ilzam yetkisinin şirket yetkilisi … ve …’e ait olduğu, davalı şirketin ihtarnameden sonra 16/09/2015 tarihinde 20.200,00 EURO ve 09/10/2015 tarihinde toplam 35.200,00 EURO ödeme yaptığının davacı şirketin defter kayıtlarından anlaşıldığı, davacı şirketin kayıtlarına göre ihtarname tarihi itibariyle davacının, davalıdan 90.536,23 EURO ve 3.663,27 TL alacaklı olduğu, ihtarnamenin usulüne uygun tebliğ edildiğinin kabulü halinde davalı şirketin ihtarnamede verilen 60 günlük sürede borcunu ödemediği ve 6361 Sayılı Kanunun 31 ve 33.maddelerine göre sözleşmenin fesih şartlarının oluştuğu, ihtarnamenin usulüne uygun tebliğ edilmediğinin kabulü halinde ise fesih ve buna bağlı olarak malın iadesi koşullarının oluşmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.Mahkemece 06/05/2016 tarihli ara kararla finansal kiralama konusu mal üzerinde tasarruf yetkisi verildiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, finansal kiralama konusu malın iadesine ilişkindir. Mahkemece davacı tarafça davalıya gönderilen 07/09/2015 tarihli ihtarnamenin davalı şirkete usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 34.maddesinde; kiracı ve kefillerin sözleşmede isim ve unvanları yanında belirtilmiş adreslerin kanuni yerleşim yeri ittihaz ettikleri, bu adreslere 7201 Sayılı TK’nun 7/a, 10 vd. hükümlerinde yer alan usule göre gönderilecek her türlü tebligatın kendilerine tebliğ edilmiş sayılacağının kabul ve taahhüt ettikleri hükme bağlanmıştır. Somut olayda davalı şirketin “…. Bölgesi, … nolu cadde, No:… Şehitkamil/Gaziantep” adresinin sözleşmede kiralayanın adresi olarak geçtiği, ayrıca bu adresin sözleşmede kiralananın kullanım adresi olarak da belirtildiği görülmüş olup her ne kadar tebliğ alan …. isimli kişi şirket yetkilisi olmamakla birlikte şirket çalışanı olduğundan söz konusu tebligatın usulüne uygun ve geçerli bir tebligat olduğu kabul edilmelidir. Dolayısıyla davacı vekilinin tebligatın usulüne uygun olduğu yolundaki istinaf talebi yerindedir. Öte yandan davacı vekilince 09/03/2016 tarihinde dosyaya tasarruf yetkisinin kullanılmasına ilişkin bildirim dilekçesine ekli olarak sunulan 02/03/2016 tarihli makine değerleme raporunda; finansal kiralama konusu makinenin piyasa değerinin 2.100.000,00 TL olduğu görülmüştür. Eldeki dava nispi harca tabi davalardandır. Her ne kadar dava dilekçesinde dava değeri 50.000,00 TL olarak gösterilmiş ise de, davacı tarafından ibraz edilen belgede dava konusu makinenin değerinin 2.100.000,00 TL olduğu belirtildiğinden, bu dava değeri üzerinden 492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesi gereğince peşin nisbi harcın tamamlatılması gerekir. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup harç ikmali yapılmadan yargılamaya devam edilmesi Harçlar Kanunu 32. maddesi hükmüne aykırılık teşkil etmektedir. Bu durumda harç ikmali yapıldıktan sonra yargılamaya kaldığı yerden devam edilip tebligatın usulüne uygun olduğu da gözetilerek tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,2-İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/02/2017 tarih, 2016/138 esas, 2017/108 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde yargılamaya devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 20,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 105,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/11/2019