Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3277 E. 2019/2588 K. 22.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3277 Esas
KARAR NO : 2019/2588 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/03/2017
NUMARASI : 2015/527 E. – 2017/210 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 22/11/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dilekçesinde ; müvekkilinin davalı şirketten gübre satın aldığını, davalının 16.000,80 TL’lik fatura kestiğini, gübrenin ayıplı çıktığını, durumun derhal davalıya bildirildiğini, davalının ayıplı ürünleri zamanında değiştirmediği, gübrenin muadilini almak zorunda kaldıklarını, ancak gönderilen gübrelerin buğday gübresi olmayıp çim gübresi çıktığını, davalının ayıplı ürün bedeli 16.000,80 TL’yi mahsup etmediği gibi yeni gönderdiği gübre bedeliyle birlikte 32.919,05 TL’lik fatura kestiğini, ardından faizleriyle birlikte müvekkili hakkında 43.201,04 TL’lik takip başlattığını, araçlarının bağlanması nedeniyle bedeli ödemek zorunda kaldıklarını, müvekkilinin bu olay nedeniyle 3.540,00 TL nakliye ücreti, 51.250,00 TL icra dosyasına yatırılan para, çekici ve otopark ücreti adı altında masraf yaptığını belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydıyla haksız olarak iade alınmayan gübrelerin ücretini ve yapılan masraflar karşılığından şimdilik 16.000,00TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; hak düşürücü sürenin geçtiğini, ürünlerin ayıplı olmadığını, depolama – muhafaza şartlarına uyulup uyulmadığının belli olmadığının, ayıp ihbarının yapılmadığını, takibin dayanağı faturalar arasında …. nolu, 16.000,80 TL’lik faturanın bulunmadığını, bu fatura için davacının 22.600,00 TL bedelli çek verdiğini ve bakiyesinin cari hesaptan düşüldüğünü belirterek davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince, davacı vekiline dava dilekçesini açıklaması konusunda süre verilmiş, davacı vekili 07/12/2015 tarihli dilekçesinde; talep edilen bedelin 15.000,00 TL’sinin gübre ücreti, 1.000 TL’sinin ise olay nedeniyle müvekkilinin yaptığı masraflara ilişkin olduğunu bildirmiştir. Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/03/2017 tarihli 2015/527 Esas-2017/210 Karar sayılı kararıyla; ayıplı olduğu iddia edilen gübrenin fatura düzenleme tarihi göz önüne alındığında, davacının yasada öngörülen ayıp ihbar sürelerine riayet etmediği, iğfal edildiğini de ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin ayıplı olan gübrenin yenisi ile değiştirilmesini talep ederek, seçimlik hakkını bu yönde kullandığını, satıcının buna mukabil tekrar gübre gönderdiğini, satıcının bu durumu yok sayarak ayrı ayrı fatura tutarları üzerinden icra takibi başlattığını, -müvekkilinin davalı tarafa malın ayıplı olduğu gerekçesiyle bildirimde bulunduğunu, buna karşılık davacının aynı malın muadilini gönderdiğini, müvekkilinin davalı tarafa bildirim yaptığının, gerek kısa süre içerisinde yeni gübre gönderilmesinden, gerekse olayların seyrinden anlaşıldığını buna rağmen mahkemenin ihbar şekil şartı noksan bırakılmışcasına ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, mahkemenin müvekkiline ispat yönünden ağır külfet yükleyen kararının Yargıtay görüşü ve kanun koyucunun amacına aykırı olduğunu,-tanıklarının dinlenmemesinin usule aykırı olduğunu,-Ankara 9.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/143 D.İş sayılı dosyasında müvekkilinin gübrelerin bozulmasında kusurunun bulunmadığı yönünde bilirkişi raporunun hazırlandığını beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekilinin istinaf dilekçesine cevap vermediği görülmüştür.İlk derece mahkemesince alınan 11/12/2015 havale tarihli bilirkişi raporunda; davalı şirket tarafından ibraz edilen ticari defterlerin lehine delil niteliği taşıdığını, alacak davasına konu olan cari hesabın, davalı cari hesabında bakiyesinin sıfır olduğunu, davacının davalı kayıtlarında iade ürüne rastlanılmadığını bildirmiştir.İlk derece mahkemesince alınan 21/12/2016 havale tarihli bilirkişi raporunda; davacı tarafından ibraz edilen 2010 ve 2011 yılları ticari defterlerin lehine delil niteliği taşıdığını, davacıın ticari defter ve kayıtlarına göre 2012 yılı sonu itibariyle davalıdan 12.799,87 TL alacaklı gözüktüğünü bildirmiştir.Dosya içerisine alınan Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/143 D. İş sayılı dosyasına ibraz edilen 14/11/2012 tarihli bilirkişi raporunda; keşif sırasında alınan ve Mahkeme kanalı ile analizde yetkili olan ” … San. Ve Tic. A.Ş. İsimli laboratuvarda yapılan 01/11/2012 tarihli analiz raporunda; Nitrat ve Amonyum Azotu açısından beyan değerlerinin örtüştüğü, Fosfor ve Potasyum açısından da değerlerin uygun olduğu , ürün içerisinde az miktarda bulunan Mangan ve Çinko açısından da tarafınca uygun olduğu düşünüldüğünden analiz yaptırılmasına gerek olmadığı, etiket değerleri ile analiz değerlerinin örtüştüğü, bitki besin değerleri yönünden ayıpsız olduğu, toz gübrenin son kullanma tarihine kadar bu niteliğini sürdürmesi gerekirken katılaşmış olduğu bu nedenle gübrelerin ayıplı olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı TTK’nun 23/3 maddesine göre; “Emtianın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde keyfiyeti satıcıya bildirmeye mecburdur. Açıkça belli değilse alıcı emtiayı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde muayene etmeye veya ettirmeye ve bu muayene neticesinde emtianın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını muhafaza için keyfiyeti bu müddet içinde satıcıya bildirmeye mecburdur. Diğer hallerde BK’nın 223.maddesinin 1.ve 2. fıkraları tatbik olunur.” 6098 sayılı BK’nun 225.maddesinde ise; ” Ağır kusurlu olan satıcı, satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamaz.” hükmüne yer verilmiştir.
G E R E K Ç E :Ayıplı olduğu iddia edilen ürün nedeniyle ödenen bedelin istirdatı ile yapılan masrafın tazmini istemine ilişkin davada; davacı vekilinin 26/11/2010 tarih ve 074716 numaralı fatura konusu gübrenin ayıplı olduğunu, davalı tarafa ayıbın ihbar edildiğini, muadili gübre gönderildiğini ancak her iki gübre faturasının da kendisinden Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatılarak tahsil edildiğini beyanla, ödediği gübre bedeli ve masrafının tahsilini talep ettiği, taraflar arasında 26/11/2010 tarih … no’lu fatura gereğince gübre alım-satımı gerçekleştiği , uyuşmazlığın gübrenin ayıplı olup olmadığından kaynaklandığı, davalı tarafça faturanın tanzim tarihinden yaklaşık 2 yıl sonra 16/10/2012 tarihinde gübreler üzerinde tespit yaptırıldığı, Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/143 D. İş sayılı dosyasına ibraz edilen bilirkişi raporunda; yapılan analiz neticesinde gübrelerin içerik olarak ayıplı olmadığı ancak toz halinde olması gereken gübrenin taşlaşmış olması nedeniyle ayıplı olduğunun beyan edildiği anlaşılmışsa da, tarafların tacir olduğu, davacının ürünün ayıplı olduğunu, TTK’nın 23/3 maddesi gereğince davacıya süresinde ihbar ettiğini yada ayıp konusunda davalı tarafça iğfal edildiğini ispatlayamadığı, ayıp ihbarı konusunda tanık dinlenemeyeceği, ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin halen davacının uhdesinde bulunduğu, bedelinin ve masraf isteminde haklı olmadığı, ilk derece mahkemesinin davanın reddi kararının yerinde olduğu kanaatiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 44,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 22/11/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.