Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3276 E. 2019/2578 K. 22.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3276 Esas
KARAR NO : 2019/2578 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/03/2017
NUMARASI : 2015/993 E. – 2017/130 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan
KARAR TARİHİ: 22/11/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasındaki ticari ilişki neticesinde davalıya kesilen faturalardan davacının 07.02.2014 tarihi itibariyle davalıdan 14.152,58 TL. alacaklı olduğunu, bu alacağı hakkında 25.03.2014 tarihinde ihtarname keşide ettiklerini, davalının temerrüde düşürüldüğünü, davalının ödemede bulunmaması üzerine davalı hakkında İstanbul Anadolu…. İcra müdürlüğü … esas sayılı dosya ile icra takibi yapıldığını, davalı takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, duran takibin devamı İçin işbu davanın açıldığını, davalı şirket aleyhine % 20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; 16.05.2014 tarihinde İstanbul Anadolu …. icra müdürlüğündeki…. esas sayılı takip dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde, takip alacaklısının ayıplı, eksik, gecikmiş ifası nedeniyle bir borçlarının bulunmadığını, borcun tamamına ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurulmasını talep ettiklerini, yetki itirazında bulunduklarını, davacının ifasının geciktiğini, taraflar arasında … A.Ş. (….) firmasının ahşap stantlarının yapılması konusunda anlaşıldığını, 12.07.2013 tarihli fiyat teklif formuna istinaden önce 200 adet stant siparişi verildiğini, davacının 16.07.2014 tarihli elektronik posta ile 100 adet stant için teslim süresini 10 gün olarak belirlendiğini, akabinde 25 stant siparişi daha verildiğini, toplam sipariş 225 adet olduğunu, 20-25 gün içinde bitirilip stantları teslim etmesi gerektiğini, davacı zamanında stantları teslim etmediğini, 20-25 günde tamamlanması taahhüt edilen işin 09.01.2014 tarihi itibariyle 180 gün geçmesine rağmen tamamlanamadığını, ancak 22.01.2014 tarihinde iş teslimi yapılabildiğini, davacının geç tesliminin reklamasyona tabi olduğunu, buna istinaden 02.04.2014 tarih … seri sıra no.lu 10.620 TL + KDV bedelli fatura tanzim edilerek gönderildiğini, cari hesaptan mahsup edildikten sonra kalan bedelin davacıya ödendiğini, geç teslim nedeniyle davalının 3. şahıstan bakiye alacağını alamadığını, ayrıca davalının müşterisini de kaybettiğini, bu sebeple davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/03/2017 tarihli 2015/993 Esas- 2017/130 Karar sayılı kararıyla; ” davalının dava konusu ürünleri parça parça sipariş ettiği ve teslimat tarihini değiştirdiğini, davalının da iddia ettiği geç teslim hususunda sair herhangi bir delilde ibraz edemediği, davacının son teslimatı 22.01.2014 tarihinde gerçekleştirmesine rağmen davalının reklamasyon faturasının 02.04.2014 tarihinde düzenlediği, davacının 24/04/2014 tarihinde faturalardan kaynaklanan bakiye alacağı ile ilgili icra takibi yapıldığı, davacının icra takibinden 20 gün önce 10.620,00 TL. + KDV bedelli reklamasyon faturasını gönderdiği, davacı tarafından da kabul görmeyerek iade edildiğinin anlaşıldığı, T.T.K. 20/3 maddesi gereğince ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2014/14391 Esas- 2014/18241 Karar sayılı kararında da açıkça belirtiği üzere; davalı tarafından ayıp ihbarında bulunulmadığı gibi mal iadesi ihbarında da bulunulmadığı ve eski Borçlar Kanunu’nun 198. maddesine göre de mutad süre içerisinde ayıp ihbarında bulunulmadığı gibi teslimden sonra reklamasyon faturası tarihinden önce malın ayıplı olduğunu öğrendiği tarihe ait bir delilin bulunmadığı, ayıplı imalatın kanıtlanamadığı, davacı faturalarının, davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, reklamasyon faturasının davacı tarafından iade edildiğinden ,davalı tarafça reklamasyon faturalarının neye göre hesaplandığı belgelendirilmediği ve ayıbın kanıtlanamadığı gerekçesiyle; davanın kabulüne, 10.757,00 TL’ye yönelik davalının yaptığı itirazın iptaline, takibin talepname koşulları ile devamına,reeskont faizi ile %11,75 geçmeyecek şekilde tahsiline karar verilmiştir.Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; işin ifasındaki temerrütün, BK 117.maddesine göre belirleneceğini, ayrıca ihtara gerek bulunmadığını, davacı temerrüde düştüğü için fatura düzenlendiğini, davacının 12/07/2013 tarihli teklif formuna istinaden önce 200 adet stand siparişi verildiğini, 16/07/2013 tarihli e-posta da 100 adet standın teslim süresini 10 gün olarak belirlediğini, akabinde 25 stand daha sipariş verildiğini, hepsini 20-25 günde teslim etmesi gerektiğini, BK 117/2 fıkrasına göre süre sonunda davacının temerrüde düştüğünü, davacının zamanında teslim edemediğini, sürekli telefon ve e-posta ile uyarıldığını, iş tesliminin ancak 22/01/2014 tarihinde tamamlanabildiğini, işin ifasının istenmesinin kendiliğinden seçimlik bir hak doğurduğunu, geç teslimin reklamasyona tabi olacağının aşikar olduğunu, faturanın bedel/zaman oranlanması ve dahi tam olarak hesaplanamayan müşteri kaybı esas alınarak belirlendiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde yargılama sırasındaki beyanlarını tekrar ettiği, istinaf başvurusunun reddini talep ettiği göülmüştür.İstanbul Anadolu …..İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı … San. Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından borçlu …San. Taah. ve Tic. Ltd. Şirketi aleyhine, 24/04/2014 tarihinde toplam 14.289,26 TL. üzerinden icra takibi yapıldığı, takip dayanağının fatura alacağı olduğu, süresi içerisinde takibe itiraz edildiği; borçlu vekilinin itirazında ayıplı, eksik , gecikmiş ifa nedeniyle müvekkilinin borçlu bulunmadığını , müvekkilinin temerrüde düşmediğinden faize ve faiz oranına da ayrıca itiraz ettiklerini beyan ettiği görülmüştür.İlk derece mahkemesince alınan 24/05/2016 tarihli kök rapor ve 04/11/2016 tarihli ek raporda; her iki tarafın ticari defterlerinin incelenmesinde, icra takibine konu toplam 14.198,77 TL bedelli faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, icra takibinden sonra 3.532,58 TL davalının davacıya ödeme yaptığı, ihtilafın davalının davacıya kestiği, 02/04/2014 tarihli B-417S19 seri nolu 10.620,00 TL bedelli reklamasyon faturasından kaynaklandığı, davacının BS formlarında davalının bu faturasının kayıtlı olmadığı, davacının Üsküdar …. Noterliğinin 21/04/2014 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ekinde ihtilafa konu reklamasyon bedeli içerikli faturayı davalıya iade ettiğinin beyan edildiği görülmüştür.
G E R E K Ç E :İtirazın iptali talepli davada davacı vekilinin; icra takibinden sonra davalı tarafça 29/04/2014 tarihinde ödediği, 3.532,58 TL’yi mahsup ederek, müvekkilinin davalıdan toplam 10.757,27 TL alacaklı olduğunu ileri sürdüğü, davalı vekilinin de icraya itirazında ve cevap dilekçelerinde, davacının ayıplı , eksik, gecikmiş ifası nedeniyle müvekkilinin düzenlediği, 10.620,00TL+KDV bedelli 02/04/2014 tarihli reklamasyon faturasının mahsup edilmemesi nedeniyle borçlu bulunmadığını ileri sürdüğü anlaşılmıştır.Dosya kapsamında alınan 24/05/2015 tarihli rapor ve 04/11/2016 tarihli ek raporda; davacı cari hesabında takibe konu faturalardan dolayı davacının 14.198,77 TL alacaklı olduğu, takipten sonra davalı tarafça 29/04/2014 tarihinde 3.532,58 TL ödendiği, davacı faturalarının davalı ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, kayıtlar arasındaki farkın davalı tarafça davacıya düzenlenen 10.620,00TL+KDV bedelli 02/04/2014 tarihli reklamasyon faturasından kaynaklandığının tespit edildiği, reklamasyon faturasında ” gecikmeden ötürü reklamasyon bedeli” açıklamasının bulunduğu, davacıya tebliği üzerine, davacı tarafın faturayı Üsküdar …. Noterliği’nin 21/04/2014 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ekinde iade ettiği, taraflar arasında edimin ifasında gecikme halinde gecikme bedeli alınacağına ilişkin sözleşme bulunmadığı gibi, taraflar arasındaki e-mail yazışmalarından 22.08.2013 tarihinde tarafların 20 adet standın 27.08.2013 tarihinde teslimi konusunda anlaştıkları, akabindeki e-postadan bu teslimatın şartlarının ve teslim edilecek ürün miktarının davalı tarafından değiştirildiği, davalının dava konusu ürünleri parça parça sipariş ettiği ve teslimat tarihini değiştirdiğinin anlaşıldığı, davalının davacı tarafça yapılan parça parça ve geç ifa edildiği ileri sürülen edimi ihtirazi kayıtsız kabul ettiği, davacının ediminin 22/01/2014 tarihinde ifa edebildiğinin beyan edilmesine rağmen davalının reklamasyon faturasını üç aydan fazla bir zaman sonra 02.04.2014 tarihinde düzenlendiği, reklamasyon bedelini neye göre hesapladığının da anlaşılamadığı dikkate alınarak, davalı tarafça tanzim edilen reklamasyon fatura bedelinin, davacı fatura alacağından mahsubunun yerinde olmadığı kanaatiyle davalı vekilinin asıl alacağa yönelik istinaf başvurusu yerinde değilse de, fatura alacağı yönünden takipten önce davalının temerrüde düşürüldüğü ispatlanamadığından, 137,27 TL faiz yönünden itirazın iptaline karar verilmesi yerinde görülmediğinden, davalı istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, mahkeme kararının HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,2-İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/03/2017 tarihli 2015/993 Esas- 2017/130 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,-Davanın Kısmen Kabulüne,Kısmen Reddine-10.620,00 TL asıl alacağa yönelik davalının yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin bu miktar üzerinden %11,75 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,-%20 oranında icra inkar tazminatı olan 2.124.00 TL. nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 3-İlk derece yargılaması yönünden;-Peşin alınan 183,75 TL nispi harcın, 725,45 TL nispi karar ve ilam harcından mahsubu ile geriye kalan 541,70 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, -Dava açılırken davacı tarafından yatırılan 25,20 TL başvurma harcı + 183,75 TL peşin harç + 3,80 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 212,75 TL harcın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine. -Davacı davasını vekille takip ettiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınmasına, davacıya verilmesine.-Davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan 137,27 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine,-Davacı tarafından yapılan 1.674,00 TL yargılama giderinin, davanın kabul ve red oranına göre 1.652,64 TL’nin davalıdan alınmasına, davacıya verilmesine. -Davalı tarafından yapılan 42,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre 0,54 TL’nın davacıdan alınmasına, davalıya verilmesine,4-İstinaf yargılaması yönünden;-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 17,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 102,70 TL’nin, davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/11/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.