Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3273 E. 2019/2587 K. 22.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3273 Esas
KARAR NO : 2019/2587 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2016
NUMARASI : 2015/314 E. – 2016/996 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/11/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin, deri mamulleri üretim ve pazarlamasını yaptığını, davalının da aynı alanda faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin davalıya deri malzemeleri satıp teslim ettiğini, davalının aldığı ürünlerin parasını ödemediğini, bunun üzerine davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı sebebiyle takibin durduğunu, alacağın sabit ve likit olması sebebiyle davalının, alacağın % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, beyanla davalının itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın ticari faizi ile birlikte tahsiline, haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle davalının takip konusu alacağın % 20 sinden az olmamak üzere İcra İnkar tazminatına hükmedilmesine, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; davacının haksız takip ve itirazın iptal davasında kötü niyetli olduğunu, davacının icra takibini cari hesap üzerinden, dava dilekçesinde ise fatura alacağı olarak nitelendirerek çelişkili davrandığını, müvekkilinin davacıdan hiçbir şekilde mal almadığını, davacı ile müvekkili arasında hiçbir ticari ilişkinin olmadığını, davacı ile müvekkil arasında fatura keşide edilmesine neden olacak akdi ilişki bulunmadığından fatura içeriğinin kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davacının kötü niyetli olarak müvekkili adına fatura düzenleyip posta ile gönderdiğini, müvekkilinin de yanlışlık olmuş varsayımı ile faturayı önemsemediğini, fatura içeriği malla ilgili düzenlenen irsaliyede müvekkilinin imza ve kaşesinin bulunmadığını, davacının fatura düzenleyebilmesi için fatura içeriği malı müvekkiline teslim etmiş olmasının gerektiğini, davacının mal teslimini kanıtlaması gerektiğini, davacının delil olarak sunduğu faturada malın cinsinin işlenmiş zig deri olarak yazıldığını, miktarının da 1650 adet gösterildiğini, deri piyasasında cari olan uygulamada sadece kürk ve süet derilerin adet olarak yazıldığını, zig derinin desi ölçer cihazında her kanat deri desilendirilerek birim fiyatının desi ve ayak cinsinden belirlendiğini, faturanın uydurma ve müvekkilini borçlandırmaya yönelik düzenlendiğini ileri sürerek haksız davanın reddine, kötü niyetli davacının, alacak bedeli üzerinden % 20 den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine , karar verilmesini talep etmiştir.Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/12/2016 tarihli 2015/314 Esas- 2016/996 Karar sayılı kararıyla; “davacı tarafın ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucu mali müşavir bilirkişi raporuna göre; davacıya ait 2015 yıllarına ait ticari defterlerinin HMK. 222. Maddesine göre sahibi lehine delil vasfının bulunduğu, davalıya ait 2015 yıllarına ait ticari defterlerinin HMK. 222. Maddesine göre sahibi lehine delil vasfının bulunduğu,davacı ticari defterlerine göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 75.735,00 TL alacaklı olduğu, davalı ticari defterlerinde davacı ile ilgili işleme rastlanılmadığı, davacı faturasının davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacının takip konusu alacağı ile ilgili iddiasını ispatlayamadığı, davacı tarafa yemin metni sunması için kesin süre verilmesine rağmen yerine getirmediği, yemin teklifinden vazgeçmiş sayıldığı, davacının dayandığı e-posta yoluyla gönderdiği ve imzalanan mutabakat mektubundaki imzanın davalı tarafça kabul edilmediği gibi imzalayan kişinin davalı yanında çalışan olduğunun da ispatlanamadığı, alacağın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, fatura konusu mallarının teslimi konusunda tanık dışında başkaca delil sunulmadığı, teslimin ispatlanamadığı” gerekçesiyle, davanın reddine, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.Davacı vekilinin süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde; davalı tarafın faturaya süresinde itiraz etmediğini, cevap dilekçesinde de yanlışlık bulunduğunu düşünüp itiraz etmediğini beyan ettiğini, faturayı defterlerine de işlemediğini, kötüniyetli olduğunu, taraflar arasında mutabakat metni bulunduğunu, Zeytinburnu VD’den gelen cevabi yazıda … davalının muhasebecisi olduğunun bildirildiğini, mutabakat metninin de … yanında sigortalı olarak çalışan … tarafından imzalandığını, bu hususun davalı şirket yetkilisinin isticvabı ile ortaya çıkacağını, tanıklarının dinlenmemesinin ve şirket yetkilisinin isticvap edilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla mahkeme hükmünün kaldırılarak, eksiklikler giderildikten sonra davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.Davalı vekilinin süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde; davacının piyasa koşullarının kötü olmasından faydalanarak, alacaklılarına karşı borçlarını erteletebilmek ve defterlerinde gösterebilmek için müvekkili şirket gibi ayakta kalan firmalara faturalar gönderdiğini, -icra takibinde takip dayanağının cari hesap alacağı olarak gösterildiğini, 02/02/2015 tarihli bir cari hesap mutabakatının da bulunmadığını,- faturada gösterilen 1650 adet zig deri açıklamasının da sektör koşullarına uymadığını, zig derinin adet olarak değil miktarının desi olarak belirtildiğini,-mutabakat metni olarak sunulan belgede, müvekkili şirketin isminin el yazısı ile yazılarak müvekkilinin şirketinde çalışmayan bir kişi tarafından imzalandığını,, kime ait olduğu belli olmayan uydurma bir mail adresinden gönderildiğini, davacının bir nevi uydurma belge ile müvekkilini borçlandırmaya çalıştığını,-davacının kötüniyetli olarak müvekkilinin önceki ve sonraki BA-BS formlarını celp ettirerek, müvekkilinin ticari ilişkide olduğu firmaları ve ticaret miktarlarını öğrendiğini beyanla kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken hükmedilmemiş olması nedeniyle istinaf başvurusunda bulunmuş ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.Davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 75.735,00 TL Fatura alacağı için icra takibinde bulunduğu, davalı borçlunun yasal süresi içerisinde borca itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.İlk derece mahkemesi tarafından dosya kapsamında alınan 23/03/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacı tarafın ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucu 2015 yıllarına ait ticari defterlerinin HMK. 222. maddesine göre sahibi lehine delil vasfının bulunduğu, davalıya ait 2015 yıllarına ait ticari defterlerinin HMK. 222. maddesine göre sahibi lehine delil vasfının bulunduğu, davacı ticari defterlerine göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 75.735,00 TL alacaklı olduğu, davalı ticari defterlerinde davacı ile ilgili işleme rastlanılmadığı, davacı faturasının davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığının tespit edildiği beyan edilmiştir.Davacı vekiline 23/05/2016 tarihli duruşmada; davalı tarafa tarafa yemin teklif edecekse metni sunması için kesin süre verilmesine rağmen, yemin teklifinde bulunulmadığı ve yemin metni sunulmadığı anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E :İtirazın iptali talepli davaya konu , Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının dayanağının 02/02/2015 tarihli cari hesap alacağı olduğu, tarafların usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinin bilirkişi incelemesine tabi tutulduğu, davacı defterlerinde 02/02/2015 tarihli “zig deri satışından” kaynaklanan 75.735,00 TL bedelli faturanın kayıtlı olduğu ancak davalı defterlerinde takip dayanağı faturanın kayıtlı olmadığı gibi fatura konusu malların teslim edildiğinin davacı tarafça ispatlanamadığı, sunulan mutabakat metninin altında davalı şirket unvanı yazılı ise de, belgenin davalı şirket yetkilisi tarafından imzalanmadığının davacı vekilinin kabulünde olduğu, davalı şirketin muhasebe işlerini yapan şahsın yanında sigortalı olarak çalışan … isimli çalışan tarafından imzalandığının beyan edildiği, bu hususta davalı şirket yetkilisinin isticvap edilmesi talep edilmişse de, şirket yetkilisi tarafından imzalanmayan üçüncü bir şahıs tarafından imzalanan mutabakat belgesi sonuç doğurmayacağından, isticvap talebinin reddinde usulsüzlük bulunmadığı, fatura konusu malların teslim edildiğinin yazılı belge/imzalı irsaliye ile ispatlanamadığı , tacirler arasında mal tesliminin tanıkla ispatının mümkün bulunmadığı, kanaatine varılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.Davalı vekilinin, davacı tarafça icra takibinin kötüniyetli yapıldığına dair istinaf başvurusunun incelenmesinde; ileri sürülen faturadaki ürünün miktarına yönelik açıklama, mutabakat metninin üçüncü kişi tarafından imzalanması ve BA-BS formlarının celbine ilişkin hususların davacının kötüniyetli takip başlattığını ispat yönünden yeterli olmadığı, kötüniyet tazminatı koşullarının bulunmadığı kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekili ile davalı vekilinin ayrı ayrı yerinde görülmeyen istinaf istemlerinin ESASTAN REDDİNE,2-Davacı yandan alınması gereken 44,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı yandan alınması gereken, 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 44,40 TL maktu istinaf harcı olmak üzere toplam 130,10 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5-İstinaf yargılama giderleri olarak; davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 26,30 TL (posta-teb-müz) masrafının 1/2 oranında 13,15 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 22/11/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.