Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/327 E. 2019/192 K. 30.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/327 Esas
KARAR NO: 2019/192
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/11/2016
NUMARASI: 2015/607 2016/1154
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/01/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 356. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma açılarak yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin …. Bursa Ticari şubesindeki kredi kartından, kart bilgisi dışında çekilen toplam 27.585,90 TL’nin iade edilen 7.816,53 TL düşüldükten sonra kalan 19.769,73 TL ve bunun faizi yönünden, borçlu olmadığının tespitini ve istirdadını talep etmiştir. Davalı banka vekili ” davacının ihtarnamesi üzerine 7.816,53 TL ‘lik kısımın kredi kartına geri ödediklerini, ancak 27/06/2014-26/09/2014 tarihlerine ilişkin kart harcamalarının zamanaşımı nedeniyle kendilerinin işlem yapma yetkilerinin bulunmadığının davacıya bildirildiğini, husumetin kredi kart bilgilerini kullanan kişilere yöneltilmesi gerektiğini, müvekkili bankanın internet bankacılığı konusunda gerekli uyarıları yaptığını, iddia edilen zararın davacının kendi kusurundan kaynaklandığını, BK. 114 ve 52 maddeleri ile MK. 2 ve 3 maddeleri gereği davacının ortaya çıkan zarar katlanması gerektiğini, 5464 sayılı Banka ve Kredi Kartları Kanunu’nun 12. Maddesi gereği kart bilgelerinin ya da kartın çalınmasını durumunda , bu durumun bankaya ulaşmasından önceki harcamalardan dolayı bankanın sorumlu olmadığını, ” savunarak davanın reddini istemiştir. Emekli bir banka müdürü bilirkişiden alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak, ” kredi kartından yapılan usulsüz harcamaların 8 ay sürdüğü, ilk usulsüz harcaması 26/06/2014 tarihinde www…..com sitesinden ve peşpeşe 19 adet işlem biçiminde gerçekleştiği, bu peşpeşe kullanımlar banka tarafından tespit edilse idi bu kullanımların banka tarafından engellenebileceğini, usulüz işlemlerin bir kısmının bankaca fark edilerek hesaba iade edildiği, ancak bankanın daha ilk gün kredi kartını işleme kapatması gerektiğini, toplam 162 işlem nedeniyle bankanın ağır kusurlu olduğu, davacının müterafik kusuruna ilişkin bir delil bulunmadığı” görüşü açıklanmıştır.Rapora karşı davalı tarafça itirazda bulunularak içlerinde bilişim uzmanlarının da bulunacağı bir heyetten yen bir rapor alınmasını istemiş, ancak mahkemece bu talep reddedilmiştir. Mahkeme 22/11/2016 tarihli kararında, “5464 sayılı kanunun 15. maddesi gereği hukuka aykırı kullanımlardan kart sahibinin sorumlu olmayacağı, davacının kredi kartından Haziran 2014 -Şubat 2015 tarihleri arasında davacının rızası olmadan toplam 162 ayrı işlem ile para çekildiği, banka güvenlik sisteminin, peşpeşe gerçekleşen 19 hareketi bile tespit edemediği için ağır kusurlu olduğu, bankaların birer güven kurumu olduğu ve objektif özen yükümlülüğü altında bulundukları, davacının hatalı olduğuna dair somut bir delil sunulmadığı” gerekçesiyle davanın kabulüne, 19.769,73 TL ile bu rakamın faizinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, ödenen bedelin istirdadına” karar vermiştir. Bu karara karşı davalı ..bank süresinde istinaf başvurusu yapmış ve istinaf sebebi olarak, “Davanın husumet nedeni ile reddi gerektiğini, usulsüz kullanım iddialarına rağmen davacının Savcılık nezdinde herhangi bir şikayeti olmadığını, husumetin kartı kullananlara yöneltilmesi gerektiğini, eksik inceleme yapıldığını, rapora itirazların dikkate alınmadığını, oysa bilişim uzmanının da bulunacağı bir heyetten rapor alınması gerektiğini, işlemlerden birinin kartlı ve pin numarası girilerek yapıldığını, bankanın internet güvenliğinin uluslararası standartlarda olduğunu, tüm şifrelerin 128 bit SSL programı ile kriptolanıp saklandığını, dünyanın en güvenli sitemini kullandıklarını, bankanın … isimli bir ek güvenlik uygulamasının bulunduğunu ancak davacının bulunu kullanmadığını, kusurun davacıda olduğunu veya davacının müterafik kusurunun bulunduğunu” savunarak davanın reddini istemiştir. Tahkikatta eksiklik bulunması nedeniyle istinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmış ve istinaf aşamasında alınan 04/10/2017 tarihli bilirkişi raporunda; bir kısım belgelerin sunulması gerektiğine işaret edildiği görülmüştür. Söz konusu bilgi ve belgeler dosyaya ibraz edildikten sonra alınan 18/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu harcamaların yapılıdğı tarihte davacının internet bankacılığını aktif olarak kullandığı, hesap ekstrelerini görüntülediği, borç bilgisini sorguladığı ve şube kanalıyla ödeme yapıldığının tespit edildiği, davalı banka tarafından davacıya SMS ya da e-posta yoluyla harcamalara ilişkin bilgilendirme yapılmadığının tespit edildiği, şüpheli işlemlerin tamamının internet üzerinden ve şifresiz yapıldığının tespit edildiği, davacının bu harcamalardan haberdar olabileceği, zarara uğrama iddiasının ve ödediği tutarların istirdadının gerçekçi olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. 18/03/2018 tarihli bilirkişi raporunu sunan heyetten 120 günlük charge back süreleriyle ilgili değerlendirme yapılması istenmiş ve bilirkişiler tarafından düzenlenen 20/12/2018 tarihli ek raporda ise; davacıya ödenmeyen tutarların cahrg back süresi geçirilen işlemlere ait olduğu, davacının ağır ihmal göstererek zamanında itiraz ve uyarıda bulunmamakla kusurunun bulunduğu yolunda görüş belirtildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, davacının kredi kartı hesabına borç olarak yansıtılan paralar nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davacının kredi kartından çekildiği belirtilen tutarın tahsili istemine ilişkindir. Davacı taraf davalıdan kredi kartı alıp kullanmaktadır. Dava konusu harcamalar Haziran 2014 ile Şubat 2015 tarihleri arasında gerçekleşmiştir. Davacı taraf yapılan 27.585,90 TL’nin bilgisi ve rızası dışında olduğunu, bu tutarın 7.816,53 TL’lik kısmının ise banka tarafından iade edildiğini iddia ederek bakiye 19.769,73 TL’nin tahsilini istemiştir. Davalı taraf ise davacının müracaatının zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle ödeme yapmadığını, ayrıca müvekkiline yapılan usulsüz işlemlerden dolayı kusur yüklenemeyeceğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Dava konusu işlemler 26/06/2014 tarihi ile 24/02/2015 tarihleri arasında gerçekleşmiştir. İstinaf aşamasında alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere dava konusu harcamaların yapıldığı tarihlerde davacının internet bankacılığını aktif olarak kullandığı, hesap ekstrelerini görüntülediği, borç bilgisini sorguladığı ve şube kanalıyla ödeme yaptığı tespit edilmiştir. Bu itibarla davalı bankanın söz konusu harcamalarla ilgili davacıya iletimde bulunmamış olması sonuca etkili görülmemiştir. Yine özellikle peş peşe 19 işlemin yapılması hususu dikkat çekici olup bankanın internet sisteminin güvenlik olarak bu noktada bir zaafının olduğu anlaşılmakta ise de, davacının kredi kartını aktif olarak kullanması ve 8 aylık süreçte birçok kez internet bankacılığı işlemi yapması, hesap ekstrelerini görüntülemesi, borç bilgilerini sorgulaması gözetildiğinde ve yine 120 günlük itiraz süresi içerisinde davacının davalı bankaya müracaat etmemesi dikkate alındığında, bu durum sonuca etkili görülmemiştir. Dolayısıyla davacının bu davadaki talepleri dinlenebilir nitelikte değildir. Nitekim Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 2016/1624 Esas 2016/8805 Karar , 2016/18121 Esas 2018/2498 Karar, 2016/150 Esas 2016/7697 Karar sayılı ilamları da bu yöndedir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davanın reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hal böyle olunca davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/607 Esas, 2016/1154 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Davanın REDDİNE, 3-Alınması gereken 44,40 TL harcın, peşin alınan 337,62 TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan 293,22 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine, 4-Davacı tarafından ilk derece yargılamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-İlk derece yargılaması yönünden davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 7- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 79,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 206,20 TL posta ve tebligat gideri ile 1.400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.685,90 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından ve birden fazla duruşma icra edildiğinden davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 9-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, duruşmalı yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.30/01/2019