Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3260 E. 2019/2545 K. 15.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3260 Esas
KARAR NO : 2019/2545
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2017
NUMARASI : 2016/53 E. – 2017/24 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/11/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin pişmaniye imalatı konusunda faliyette bulunan bir şirket olduğunu, davalı …’ın müvekkili davacı şirketten farklı şehirlerde kurulan fuarlardaki standlarda pişmaniye satmak için pişmaniye aldığını, bu şekilde taraflar arasında bir ticari ilişki kurulduğunu, konu ile ilgili davalı borçluya 20.06.2015 tarih ve … fatura nolu 3375,00 TL bedelli, 21.06.2015 tarih ve … fatura nolu 885,60 TL bedelli, 23.06.2015 tarih ve … fatura nolu 4104,00 TL bedelli faturalar keşide edilmiş ve satım konusu malların (pişmaniye) kendisine teslim edildiğini, sözkonusu malların kendisine teslim edildiğine ilişkin davalının teslim alan sıfatı ile imzaladığı belgeleri sunduklarını, müvekkili davacının; fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine davalıya iade-i tahhütlü ihtar ile fatura bedellerinin ödenmesini talep ettiğini, bu konuda davalının temerrüde düşürüldüğünü, bu ihtarın davalıya 07.09.2015 tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkil şirketin buna rağmen borcunu ödemeyen davalı borçluya karşı Kocaeli …. İcra Müdürlüğünün … E. nolu dosyası ile ilamsız icra takibi yaptığını, itiraz haksız olmakla davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, %20 dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep dava etmiştir.
CEVAP:Davalı cevap dilekçesinde özetle; 2012 yılından beri sözü geçen pişmaniye firması ile çalıştığını dava önce hiç böyle bir sıkıntı olmadığını, daha sonra işi bıraktığını ve malları iade ettiğini, daha sonra kendisine bu faturaların gönderildiğini, kendisinin her zaman sipariş fişi aldığını, fatura almadığını, bir veya iki kez başka şehre pişmaniye yolladıklarını, ona fatura kesmek zorunda kaldıklarını, fatura kesiyorlar ise sipariş formunu teslim aldığında neden hemen fatura kesmediklerini, sipariş ve teslim fişinden 2-3 ay sonra fatura kestiklerini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:Mahkemece; “davanın kabulüne, davalının Kocaeli …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 8.364,60-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davalı istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu faturaların bedelini ödemiş olması nedeni ile borcu bulunmadığını, duruşmadaki beyanında da belirttiği üzere davacıya sadece 1000TL’lik borcu olduğunu, bu borç ile ilgili olarak alacaklı şirket yetkilisine bir senet verdiğini, senet dolayısıyla Kocaeli ….İcra müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını ve bu borcu 19.01.2017 Tarihinde ödediğini, bu senedin davacı ile aralarındaki borç ilişkisini gerçek anlamda gösterdiğini ve yazılı delil başlangıcı olduğunu, mahkemenin bu husustaki beyanlarını dikkate almamış olmasının hatalı olduğunu, cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmamış olmasına rağmen mahkeme tarafından yemi metni eda olunduğunu ve davacıya soru sorma hakkının tanınmadığını, faturaların kendisine tebliğ edilmediğini, bu hususta ispat yükünün davacıda olduğunu, davacı tarafın sadece malların tarafına teslim edildiğine ilişkin sipariş formlarını sunduğunu, davacının haklı olsaydı faturayı VUK 231/5 maddesindeki yasal sürede tanzim etmesi gerektiğini, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, mahkemenin eksik inceleme ile karar vermiş olması nedeni ile kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesinin gerekli olduğunu belirtmiştir.İstinaf dilekçesi davacı vekiline tebliğ edilmiş olup davacı vekili istinaf istemine karşı beyanda bulunmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, İİK’nın 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı vekili dava dilekçesinde itirazın iptali talebinde bulunmuş ise de; davasını asıl alacak miktarı olan 8.364TL üzerinden harçlandırmıştır. Mahkemece 23.12.2016 Tarihli ara karar ile davacı vekiline işlemiş faiz talebi yönünden harcı tamamlaması için süre verilmiş olup davacı vekili 23.12.2016 Tarihinde eksik harcı tamamlamıştır. Ancak ilk derece Mahkemesince, 20.01.2017 Tarihli kısa kararda davanın kabulüne; 8.364,60TL asıl alacak ile 49,50Tl işlemiş faiz ki toplam 8414,10Tl üzerinden takibin devamına karar verilmiş iken; gerekçeli kararda; “Her ne kadar kısa kararda 8.364,60-TL asıl alacak ve 49,50-TL işlemiş faiz alacağına dair hüküm kurulmuş ise de; davacının dava dilekçesinde harç değeri olarak 8.364,60-TL olarak müddeabih belirlediği, davasını esasen asıl alacak üzerinden açıldığı görülmekle hüküm fıkrasının ve sadece asıl alacak üzerinden kurulması gerekmiş” şeklindeki gerekçe ile hüküm fıkrası değiştirilmiştir. Somut olayda; kabul edilen dava değerinin değiştirilerek mahkemece gerekçeli karar ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturacak şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi davacı vekili ara karar üzerine faiz talebini harçlandırmış olmakla bu hususun dikkate alınmaması yerinde değildir. Anılan husus, kamu düzenine aykırılık oluşturduğundan re’sen dikkate alınarak kararın bu yönü ile kaldırılması gereklidir.Esasa ilişkin yapılan incelemeye göre ise; dava konusu takip, 3 adet faturaya dayalı borcun ödenmediği iddiası ile başlatılmış olup davalı ödeme savunmasında bulunduğundan ödemeyi yazılı delil ile ispatla yükümlüdür. Davalı faturaların kendisine tebliğ edilmemiş olması nedeni ile kararın kaldırılmasını talep etmiş ise de; alacağın varlığı için faturanın tespiti zorunlu olmayıp davalı tarafça sipariş formlarının altındaki imzalar kabul edildiğinden davalının bu husustaki istemi yerinde görülmemiştir. Davalı, duruşmadaki beyanında vergi mükellefi olmadığını, bazen elden bazen banka aracılığıyla ödeme yaptığını, borcu 1000TL’lik kısmı yönünden kabul ettiğini ancak buna ilişkin de senet düzenlendiğini ve senede dayalı başlatılan takipte bu senet bedelini ödediğini iddia ederek senet örneğini ve ödeme dekont örneğini sunmuş ise de; bonoda lehtarın davacı şirket değil, … olduğu, bononun 24.09.2012 düzenlenme tarihli olup dava konusu faturanın dayanağı olan sipariş formlarının ise 20.04.2015, 13.05.2015 ve 16.06.2015 Tarihli olduğu anlaşılmıştır. Delil olarak sunulan bononun keşide tarihi, dava konusu faturaların dayanağı sipariş formlarından önceki tarihli olmakla senedin bu borca yönelik olduğu kabul edilemeyecektir. Davalı ödeme hususunda yazılı delilinin olmadığını beyan etmiştir. Mahkemece, davalının yemine dayandığı ve davacıya yemin teklifinde bulunduğu, davacının ödemeyi kabul etmediği gerekçesi ile dava kabul edilmiş ise de; davalı delil listesi sunmamış olup cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmamıştır. Bu durumda mahkemece yemin hususunda davalıya re’sen süre verilmesi hukuki sonuç doğurmayacaktır. Mahkemece kararda; davacının yemin eda etmiş olması gerekçesine dayalı olarak davanın kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Davalının ödeme iddiasını kesin delil ile ispatlayamamış olması nedeni ile davanın kabulü gerekir. Davacı tarafça keşide edilen ihtarnamenin 07.09.2015’te davalıya tebliğ edildiği, 7 günlük mehil süresi ile birlikte davalının 15.09.2015 Tarihinde mütemerrit olduğu, rapordaki yasal faiz hesabının bu yönü ile yerinde olduğu, davacının toplam takip değeri üzerinden talebini harçlandırdığı görülmekle davanın kısmen kabulüne, takibe itirazın kısmen iptaline, takibin 8.364,60-TL asıl alacak, 49,50TL işlemiş faiz toplam 8.414,00TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, alacak likit olup davalı itirazında haksız olmakla asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmesi gerekmiştir. Açıklanan nedenle ilk derece mahkemesinin kararının kamu düzeni yönünden kaldırılmasına ve HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davalının istinaf isteminin kamu düzenine ilişkin sebepler yönünden KABULÜNE,2-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/53 Esas, 2017/24 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Davanın KISMEN KABULÜNE,-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; -Davalının Kocaeli …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 8.364,60-TL asıl alacak ve 49,50-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.414,10-TL üzerinden devamına, -Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, -Kabul edilen asıl alacağın %20’si tutarında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,-Fazlaya ilişkin istemin reddine, 4-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;-Alınması gereken 574,76 TL harçtan peşin alınan 142,85 TL harç ile 5,00 Tl tamamlama harcın mahsubu ile bakiye 426,91TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,-Davacı tarafça yatırılan peşin, başvuru ve tamamlama harcı ki toplam 177,05TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,-Davacı tarafça yapılan (bilirkişi ücreti, posta masrafı olmak üzere toplam) 473TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 466,06 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,-Davalı tarafından yapılan 34,30 TL yargılama giderinin davanın red oranına göre 0,7 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;İstinaf talebi kısmen kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davalı avansından kullanıldığı anlaşılan; 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 24,30 TL (posta-teb-müz) masrafın toplam 110,00 TL’nin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, b)Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 6-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde bakiye gider avansının aidiyetine göre taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 15/11/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.