Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3243 E. 2018/2168 K. 15.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3243 Esas
KARAR NO : 2018/2168
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2017
NUMARASI : 2015/126 E. – 2017/61 K.
DAVANIN KONUSU : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 15/10/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
Davacı vekili, “müvekkilinin dorothee schumacher ibareli marka başvurusunun, davalıya ait marka tescilleri gerekçe gösterilerek TPE tarafından reddedildiğini, davalının markalarını kullanmadığını” iddia ile davalı tescilli … ve … numaralı markaların, tescilli olduğu tüm sınıflar yönünden kullanmama nedeniyle iptalini/ hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, “zaman aşımının söz konusu olduğunu, davacının 24 veya 26.sınıfta bir başvuru veya faaliyeti bulunmadığını, davanın kötü niyetli olarak açıldığını, davacının kendi marka başvurusunu tescil ettirmeye çalıştığını, müvekkilinin markaları kullandığını, dava dilekçesinde talep sonucunun açık biçimde belirtilmediğini” savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılıp, bilirkişi raporu da alındıktan sonra, Anayasa Mahkemesi’nin 556 sayılı KHK 14.maddesiyle iptaline dair kararın 06/01/2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdiği ve kullanmama nedeniyle iptal/hükümsüzlük davaları yönünden yasal boşluk oluştuğu” gerekçesiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, HMK 331.madde dikkate alınarak taraf vekilleri adına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, tarafların yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına karar vermiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinafında, “yerel mahkemece SMK’nın ilgili maddelerinin uygulanması gerektiğini, zira SMK’nın 9.maddesinin bu boşluğu doldurabileceğini, Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümeyeceğini, Anayasa’nın 90.maddesi gereği, Türkiye’nin taraf olduğu TRIPS anlaşmasının 19.maddesinin uygulama yeri bulunduğunu, MK 1.madde gereği hakimin de yasa boşluğunu doldurabileceğini, aksi durumda kullanılmayan markaların sicili işgal etmeye devam edeceğini, Paris Sözleşmesi 5/c maddesi ile TRIPS Anlaşması’nın 19.maddesi’nin doğrudan uygulanabilir olduğunu, TMK 4.madde gereğince hakimin takdir yetkisini kullanabileceğini, markaların kullanılmadığının açık olduğunu” savunarak kararın kaldırılmasını, geri çevrilmesini talep etmiştir.
Fiziki dosyada davalının istinafına ya da istinafa cevabına rastlanmamıştır.
Her ne kadar davacı vekili yukarıda yazılı gerekçe ile istinaf isteminde bulunmuş ise de, Paris Sözleşmesinin 5C maddesi ile TRIPS Anlaşmasının 19.maddesinin kullanılmayan markalara ilişkin açık ve doğrudan uygulanabilir birer yaptırım hükmü olmadıkları, marka hakkının mülkiyet hakkı olması nedeniyle, hakimin mülkiyet hakkını sınırlayıcı biçimde yasal boşluğu dolduramayacağı, her ne kadar, yasa boşluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekli ise de, davalı tarafın istinafı bulunmadığı, yargılama giderlerinin tarafların haklılığına göre paylaştırılmasına dair bir istinaf sebebinin de istinaf dilekçesinde yer almadığı gözetilerek istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:
1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,50 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere, 15/10/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.