Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3238 E. 2019/2583 K. 22.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3238 Esas
KARAR NO : 2019/2583 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/03/2017
NUMARASI : 2015/197 E. – 2017/69 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Fikir Ve Sanat Eseri İle İlgili Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/11/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı taraf ile 16.01.2009 tarihinde Franchise Sözleşmesi akdedildiğini, bu akdin davalı tarafın 31.01.2015 tarihli bildirimi ile haklı bir sebep olmaksızın sona erdirildiğini, davalının 16.02.2015 tarihinde Müvekkili davacı Şirket tabelasını indirerek rakip firma olan dava dışı “ ….” ile çalışmaya başladığını, davalının müvekkilinin bilgi ve öğrenimlerini kapsayan eğitimleri aldığını, davalının müvekkilinden önce gayrimenkul işi yapmadığını, Franchise Sözleşmesinin 20. maddesinde franchise alan’ın sözleşmenin sona ermesine yada süresinin bitmesine bağlı yükümlülükleri IV.Maddesi uyarınca davalının yani Franchise Alanın “Sözleşmenin sona ermesi veya iptalinden veya devrinden sonra … bilgi ve öğrenimlerini kullanarak iki yıl içinde herhangi bir gayrimenkul işi yapmayacacağı, bu hususun tespit edilmesi halinde Franchise Alan diğer talep, dava ve tazminat hakları saklı kalmak koşulu ile…’e 20.000,00 USD (Amerikan Doları) cezai şart ödemeyi şimdiden kabul ve taahhüt etmiştir” hükmünü açıkça ihlal ettiğini, dolayısıyla 20.000,00 USD (Amerikan Doları) cezai şartın hak ediş tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesine talep ve dava ettiği anlaşılmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde; görevli ve yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, usul yönününden davanın reddi gerektiğini ayrıca esas yönünden de müvekkili şirketi şirketin münhasıran gayrimenkul danışmanlığı, inşaat alanlarında faaliyette bulunmak üzere kurulmuş bir limited şirket olup piyasa tabiri ile emlakçılık yaptığını, Müvekkili şirketin emlak sektöründe bilinen bir marka olması nedeniyle davalı ile arasında 16.01.2009 tarihli ve 5 yıl süreli bir franchise sözleşmesi yaptığını ve sözleşme süresince ortak bir çalışma yapıldığını, 16.01.2009 tarihli sözleşme taraflarca yenilenmemesi üzerine 5 sene sonunda sona erdiğini, ancak sona ermesinden sonrada tarafların iyi niyetleri çerçevesinde bir süre de devam ettirildiğini, fakat en nihayetinde davacının franchise veren olarak ağır şartlar öne sürmesi nedeniyle müvekkili şirket tarafından yeni bir sözleşme yapılmadığı gibi davacı ile süresi biten sözleşme çerçevesinde süre giden iş ortaklığının sona erdirildiğini, yeni dönemde daha uygun şartlar çerçevesinde emlak sektöründe yine dünyaca maruf … firmasından franchise almak yoluna gitmiş olup tamamıyla …’dan bağımsız ve farklı bir işletme tarzını seçtiğini, … firmasının kendine has pazarlama, franchise, sektörel deneyimleri olması nedeniyle müvekkili şirketin davacının iddia ettiği gibi …’a mahsus pazarlama usul ve birikimini veya …’a ait herhangi bir işlemi yapmasının kurumsal sözleşmesi ve güvenilirliği açısından da mümkün bulunmadığını, müvekkiline yöneltilen …’a ait bilgi ve öğrenimleri kullanarak gayrimenkul işi yapma ithamının doğru olmadığını, davacının para kazanmak için yaptığı bir iş karşılığında verdiği bir seminere ücretini ödeyerek katılmış kişilerin başkaca şirketlerde çalışıyor olmalarının dava ile bir ilgisinin de bulunmadığını, davalının … ile çalışma süreci 2015 yılı Şubat ayı gibi başladığını,bu durum davacının bilgisinde olan bu iş ilişkisinin üzerinden aylar geçtikten sonra ve geçen sürede dava açmasının da iyi niyetten yoksun olduğunu ve davanın reddi gerektiğini bildirdiği anlaşılmıştır. İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 07/03/2017 tarihli 2015/197 Esas- 2017/69 Karar sayılı kararıyla; davanın Franchise sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart alacağına ilişkin olarak açılmış bir dava olduğu, Franchise sözleşmesinin … markasının kullanım hakkı vermesi sebebiyle , davalının halen bu marka kapsamındaki know howları kullandığı iddiası ile açıldığından uyuşmazlığın temelinin … markasından kaynaklanan bir hukuki ihtilaf olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevli olduğuna ve davacı tarafından ticari sırların davalı tarafından kullanıldığı yada … markasının davalı tarafından kullanıldığına dair davacı tarafça hiçbir kanıt sunulmadığından sübut bulmayan davanın esastan reddine karar verilmiştir.Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davalının sözleşmeyi haksız olarak sona erdirerek, fesihten sonra iki yıl dolmadan sektörde rakip firma ile çalışmaya başladığını,-mahkemenin davalı tarafın müvekkili firma ile franchise sözleşmesi yapmadan önce bu sektörde olmadığını gözardı ettiğini, davalının, gayrimenkul sektöründeki bu meslekte, sahibi olduğu tüm bilgi, belge, tecrübe ve en önemlisi müşteri portföyünü müvekkili firma ile imzaladığı Franchise sözleşmesi sonrasında müvekkil firmanın verdiği eğitimler ve destekler sonucu edindiğini, gayrimenkul kiralama ve satın alma aracılığına dair yapılması ve bilinmesi gereken her türlü konuyu bilgiyi ve elde ettiği tüm müşteri portföyünü, birlikte çalıştıkları Gayrimenkul Danışmanlarını müvekkili firma sayesinde, müvekkili firmanın sağladığı eğitimler ve markası ve harcadığı emek mesai ve masraf sayesinde elde ettiğini, müvekkilinin sayısız eğitimleri ve Sözleşme süresince Müvekkilin desteği ile piyasada iş yaparak bu işte uzmanlaştığını, buna mukabil franchise sözleşmesi mantığına aykırı olarak, edindiği iş tecrübesinin karşılığını müvekkili yarı yolda bırakıp başka bir firma ile çalışmaya başlayarak verdiğini,ancak iş geliştirip kazancı müvekkil ile paylaşması noktasında müvekkilini yarı yolda bırakarak rakip bir firma ile çalışmaya başladığından zarar oluştuğunu,-davalının mevcutta kimin sistemini kullandığının dava konusu olmadığını, davanın özünü davalının tüm bilgi birikimini, mesleki birikimini ve portföyünü müvekkili üzerinden yaptıktan sonra haksız bir biçimde rakip firmaya geçmiş olması ve sözleşmedeki cezai şartın gerçekleşmesi olduğunu, davalının iki yıllık süre dolmadan rakip firmaya geçtiğini cezai şart koşulunun gerçekleştiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde; müvekkilinin TTK uyarınca münhasıran gayrimenkul danışmanlığı, inşaat alanlarında faaliyette bulunmak üzere kurulmuş bir Ltd. Şti olduğunu, piyasa tabiri ile emlakçılık yaptığını, sözleşmenin feshi için haklı sebep bulunduğunu ve 12/02/2009 tarihinde kurulduklarını, bilgi ve yetkinliğe sözleşme öncesi de sahip olduklarını, cezai şartın koşullarının oluşmadığını beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince alınan 21.4.2016 tarihli bilirkişi raporunda; davalının,fiziki ofis ortamında ve Çalışma bilgisayarları ekranlarında; …marka ibaresi olan hiçbir obje olmadığını, …Baray ibareli sistem ile farklı bir web adresi kullanıldığını, davalının; 691116 sicil numarası ve belirlenmiş unvan ve adreste, 12/02/2009 tarihinden beri kurulmuş olan Limited Şirket olduğunu, davacıdan alınan yazı ekinde,”… Türkiye Franchîse Satış ofisi Açma Kriterleri” baslığı altında sayılmış kriterlere göre, Gayrimenkul ve Danışmanlık ticari faaliyetlerini gerçekleştirme bilgi ve yetkinliğine, sözleşme öncesinde sahip olduklarını, davalının, 31/01/2015 tarihinde ….sisteminin kapatılmasını talep etmiş olduğu göz önüne alındığında , Sözleşmenin sona ermesinden sonra … bilgilerini kullanarak değil, ….kullanarak gayrimenkul işi yapmakta olduğunu,cezai şartın doğmadığını bildirdikleri anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E :Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafın, 16.01.2009 tarihinde akdedilen Franchise Sözleşmesi kapsamında, müvekkilinin bilgi ve öğrenimlerini kapsayan eğitimleri aldığını, müvekkilinden önce gayrimenkul işi yapmadığını, bu akdin davalı tarafın 31.01.2015 tarihli bildirimi ile haklı bir sebep olmaksızın sona erdirildiğini, davalının 16.02.2015 tarihinde Müvekkili davacı Şirket tabelasını indirerek rakip firma olan dava dışı “…” ile çalışmaya başladığını, Franchise Sözleşmesinin 20. maddesinde franchise alan’ın sözleşmenin sona ermesine yada süresinin bitmesine bağlı yükümlülükleri ihlal ettiğinden IV.Maddesi uyarınca 20.000 USD cezai şart alacağının tahsilini talep ettiği görülmüştür.Davalı vekilinin cevap dilekçesinde görev itirazında bulunduğu ve davanın Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini beyan ettiği, ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında; “davanın Franchise sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart alacağına ilişkin olarak açılmış bir dava olduğu, Franchise sözleşmesinin…markasının kullanım hakkı vermesi sebebiyle , davalının halen bu marka kapsamındaki know howları kullandığı iddiası ile açıldığından uyuşmazlığın temelinin … markasından kaynaklanan bir hukuki ihtilaf olduğu ” gerekçesiyle , mahkemenin görevli olduğuna ve davanın esastan reddine karar vermişse de, cezai şart talebinin davalının sözleşmenin feshinden sonra 2 yıllık süre dolmadan rakip firma ile çalışmaya başlamasına ve faaliyetini sürdürürken müvekkilinden aldığı eğitimler ve uzmanlığı kullanmasına dayandırdığı, uyuşmazlığın marka hakkından yada dava tarihinde yürürlükte olan 556 Sayılı KHK hükümlerinden kaynaklanmadığı, uyuşmazlığın genel hükümlere göre çözümleneceği kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa yönelik sebepler incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK 353/1-a-3 madde gereğince kaldırılarak, dosyanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin istinaf isteminin esasa yönelik sebepler incelenmeksizin kabulü ile, İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 07/03/2017 tarihli 2015/197 Esas- 2017/69 Karar sayılı kararının, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Dosyanın, İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 2-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,3-İstinaf yargılama giderleri olarak; davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 42,00 TL (posta-teb-müz) masrafı olmak üzere toplam 127,70 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 22/11/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.