Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3223 E. 2019/2608 K. 22.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3223 Esas
KARAR NO : 2019/2608
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/02/2017
NUMARASI : 2014/1434 E. – 2017/115 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 22/11/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı vekili tarafından İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız takip yapıldığını, itiraz hakkının saklı tutularak yetki itirazında bulunulduğunu, icra hukuk mahkemesi tarafından yetki itirazının kaldırılmasına karar verildiğini, kararın taraflarına tebliğ edilmediğini, temyiz haklarını kullanacaklarını, müvekkili şirketin davalı tarafa bir borcunun bulunmadığını, ticari defter ve kayıtların incelenmesinden sonra bu hususun ortaya çıkacağını beyan ederek, davalı şirkete borçlu olunmadığının tespitine, %20 icra-kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın ödeme emrine itirazının bulunmadığını, müvekkili şirketin taraflar arasındaki ticari ilişkiden dolayı ödenmeyen alacağın tahsili için İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine geçtiğini, itiraz üzerine İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/533 esas sayılı dosyası üzerinde yapılan yargılama sonucunda davacı … şirketinin 119.563,90 TL borçlu olduğunun tespit edildiğini, davacı tarafça kararın temyiz edilmeyerek kesinleştiğini, davacı tarafça Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2013/151 esas sayılı dosyası ile müvekkili şirket ve dava dışı … Ayakkabı şirketine karşı menfi tespit davası açıldığını, bu konuda kararın kesinleştiği dosyaya ilişkin İstanbul …. İcra Müdürlüğününü … esas sayılı dosyası üzerine tedbir koydurduğunu, Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesine yapılan itirazın kabul edildiğini, dosyanın İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/365 esas sayılı dosyasına kaydının yapıldığını, mahkemece müvekkili şirket ve Kifa Ayakkabı şirketi aleyhine açılan menfi tespit davasının reddedildiğini, dosyanın temyiz aşamasında olduğunu, İstanbul 6. Asliye ticaret mahkemesinin vermiş olduğu karara istinaden 119.563,90 TL alacaktan bakiye kalan 61.340 TL’nin ödenmesi için ihtar çekildiğini, ödenmeyen borç için İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, borca itiraz etmeyen davacının tekrardan menfi tespit davası açtığını, dosyaya tedbir konularak müvekkilinin zor durumda bırakıldığını, alacağın zaman aşımına uğramadığını, ayrıca zaman aşımı itirazının süresinde yapılmadığını beyan ederek, davanın reddine ve davacı tarafın tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine, davalı tarafın, ihtiyati tedbir nedeni ile alacağını geç almaktan kaynaklanan zararının 2004 sayılı İİK 72/4 maddesi gereğince tedbire esas talep ve dava değeri olan 61.340,00 TL nin % 20 si oranında olduğunun tespitine, 12.268,00 TL tekabül eden bu oranın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; somut olayda kesin hükme dayalı bir alacağın söz konusu değilken yerel mahkemenin alacağın kesin hükme dayalı olduğunu kararına gerekçe yaptığını, yerel mahkemenin İstanbul 6.ATM’nin 2011/533 esas sayılı dosyasında bilirkişi raporunun sadece faturalarla ile ilgili alacak bakımından mahkemenin hüküm fıkrasına konu olduğunu, mevcut uyuşmazlığın hüküm fıkrasında yer almadığını dikkate almadığını, … firmasının İstanbul 6.ATM’nin kararında hüküm altına alınan bu meblağı ferileriyle müvekkilinden tahsil ettiğini, bu hususun davalının da kabulünde olduğunu, ilgili dosyada sadece 58.822,82TL yönünden müvekkilinin haksız bulunduğunu, ancak bu rakamı aşan kısım bakımından davanın reddedildiğini, davalının İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasında ise; 119.563,90- 58.822,82 (ödenen) =61.340 TL talep edilmiş olup işbu dava konusunun da müvekkilinin … firmasına böyle bir borcu olmadığı yönünde menfi tespit davası olduğunu, somut olayda kesin hüküm şartları olmadığı gibi davalının da böyle bir iddiasının bulunmadığını, davalının alacağını ispatlayamadığını, 18.08.2015 Tarihli raporun tüm olayı aydınlattığını, 11.08.2016 Tarihli ikinci bilirkişi raporunun ise tam ters yönde olup gerçeğe aykırı olduğunu, ilgili bilirkişiler yönünden şikayette bulunduklarını, iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi talebinin kabul edilmediğini, raporda çok açık şekilde hesaplama hatası yapıldığını, maddi hata giderildiğinde davalının müvekkilinin 72.743,94Tl borçlu olduğunun anlaşılacağını, mahkemenin rapora karşı itiraz dilekçesini değerlendirmediğini, davalının müvekkiline verdiği avans çeklerinin hiçbirinin ödenmediğini, müvekkili tarafından TTK 90/c maddesi gereğince cari hesaptan düşülerek hesabın sıfırlandığını, davacının alacak iddiasının 61.400Tl olan 7 adet avans çekine dayanmakta olduğunu, 7 adet çeki bizzat müvekkiline davalının keşide ettiğini, hiçbirini ödemediğini, davalının alenen dürüstlük kuralına aykırı davrandığını, alacak iddiasına konu çeklerin hiçbirinin ödenmediğinin ispatlandığını, çek asıllarının sunulduğu, davalının ödendiği yönünde bir iddiamız yoktur dediğini, bu ikrarın 20.04.2016 tarihli tutanağa geçtiğini, bazı çekler yönünden banka yazışması yapıldığını, mahkemenin gerekçesinin yerinde olmadığını, iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için üçüncü rapora gönderilmesine ilişkin taleplerine rağmen kabul edilmediğini, kararın hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, İİK’nın 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İstanbul 6.ATM’nin 2011/533 Esas, 2012/193 Karar sayılı ilam örneği incelendiğinde; davacının ….LTd ŞTİ, davalının …. LTD ŞTİ olduğu, mahkemece davanın kısmen kabulüne, İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün…. Esas sayılı dosyasında davalının takibe itirazının 58.222,82 TL için iptaline, takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi yürütülerek takibin devamına, fazla talebin reddine, davacı lehine %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş olup karar temyiz incelemeksizin kesinleşmiştir.İlk derece mahkemesindeki yargılama sırasında sunulan ilgili dosyaya ilişkin bilirkişi rapor örneği incelendiğinde; İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün…. Esas sayılı dosyasında 68.024,92 TL asıl alacak ile 49.910,63 TL işlemiş faiz ki toplam; 114.935,55TL üzerinden takip başlatıldığı, ilgili dosya davacısının kendi defterine göre 289.266,60TL alacaklı olduğu, 159.01.001 nolu verilen sipariş avansları hesabında ise davalıya vermiş olduğu avans çeklerini bu hesabın borcuna kaydetmiş olduğu ve bu hesabın 219.900TL borç bakiye verdiği, 10 adet açık fatura bedelinin 58.222,82TL olduğu, davalının defter kayıtlarına göre ise; davalının faturaları ve davacıdan aldığı çekleri bu hesabın alacağına kaydettiği, ödemeleri ve iade ettiği çekleri hesabın borcuna kaydettiği, davalının defterine göre 31.12.2008 tarihi itibarı ile davacının 119.563,90TL alacaklı olduğu yönünde görüş belirtilmiştir.Davacı vekili aşamalardaki beyan dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde; dava konusu takibin 119.563,90TL’den İstanbul 6.ATM’nin 2011/533 Esas sayılı dosyasında kabul edilen 58.222,82TL’nin mahsubu ile bakiye 61.340,00TL yönünden başlatıldığını; ancak iddianın dayanağı olan 7 adet avans çekinin ödenmediğini, karşılıksız çıktığını belirterek menfi tespit isteminde bulunmuştur.Dava konusu İstanbul …. İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacının borçlu, davalının alacaklı olarak yer aldığı, takibin 61.340,00TL asıl acak ve faizine ilişkin olarak 27.05.2014 Tarihinde başlatıldığı anlaşılmıştır.İlk derece mahkemesince; davalının alacağını kesinleşen mahkeme kararı ve cari hesap kayıtları ile ispatladığı kabul edilmiş ise de, İstanbul 6.ATM’nin 2011/363 Esas sayılı dosyasında işbu dosyada dava konusu edilen avans çekleri yönünden herhangi bir hüküm kurulmamış, ilgili dosyada faturaya dayalı başlatılan takipte itirazın iptali talebinin yerinde olup olmadığı değerlendirilerek, asıl alacak miktarı belirlenmiş, faturaya dayalı takip yönünden değerlendirme yapılarak karar verilmiştir. Bu nedenle davalının, cari hesap alacağı iddiasının mahkeme kararına dayandığı kabul edilemeyecektir.İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/365 esas, 2014/64 karar sayılı dosyasında ise; İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası yönünde açılan menfi tespit davası yönünden davanın reddine karar verilmiş olup ilgili dosyada kesinleşen karar, iş bu davayı etkileyecek mahiyette değildir.Somut uyuşmazlıkta; mahkemece yargılama sırasında iki ayrı bilirkişi raporu alınmış ise de, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmiştir. Birinci raporda mahkemece 3.900TL bedellli 31.05.2008 tarihli, 2000TL bedelli 22.06.2008Tarihli, 31.11.2008 Tarihli 15000TL bedelli çekin bankadan sorulması, Adana …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayıılı dosyasındaki 8000TL bedelli çekin dikkate alınması halinde davacının takip tarihinde borçlu olmayacağı yönünde görüş belirtilmiştir. Asya Katılım Bankası’nın cevabi yazısına göre; 3846726 seri numaralı ve 3846740 seri numaralı çeklerin keşideci tarafından ödeme yasağı olduğunun belirtilmiştir.İkinci bilirkişi raporunda mal alım satım ve teslim alınan, iade edilen çekler ile cari hesap ilişkisi değerlendirilmiş ve ikinci bilirkişi heyeti davalının 2008 yılı defterinde kayıtlı iken 2014 yılında yapılan iade kaydının 4 adet çek yönünden mükerrer olduğunu belirtmiştir. Ancak birinci raporda bu hususta herhangi bir değerlendirme yapılmamış olup davacı vekilinin bu husustaki itirazının değerlendirilmesi gereklidir. Bilirkişi raporlarında değerlendirilen 2007, 2008, 2014 yılında avans olarak alınan çeklerin toplam miktarları farklı olup davacı vekilinin rapora itirazları yönünden ek rapor yahut yeni rapor alınmadan karar verilmesi yerinde görülmemiştir.Davalı vekili 20.04.2016 Tarihli duruşmada; “6.Asliye ticaret mahkemesinde alınan raporda söz konusu 7 adet çek bedeli düşüldükten sonra alacaklı olduğumuz miktar 119.563,00 TL olarak belirtilmiştir. Bu nedenle davacı tarafın iddialarını kabul etmiyoruz. 7 adet çek bedelinin ödendiği konusunda iddiamız yoktur. Bu çek bedelini aşan alacak miktarımız vardır” şeklinde beyanda bulunmuştur. Ancak dosya arasında mevcut 6.ATM’nin raporunda davacının iddiasına konu çekler yönünden açık bir tespit yer almadığından davalı vekilinin bu husustaki savunması da değerlendirilememiştir.Bu durumda ilk derece mahkemesince raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi ve davalı vekilinin beyanının değerlendirilmesi için İstanbul 6.ATM’nin 2011/533 Esas sayılı dosyasının küllen celbi ile yeni bir bilirkişiden rapor alınarak; bilirkişiden defter incelemesi yapmak sureti ile takip tarihi olan 27.05.2014 Tarihi itibarı ile cari hesap ilişkisinin değerlendirilmesi, keza mahkeme kasasına alınan çekler ile karşılıksız kaldığı sabit olan çekler yönünden TTK 90/1-(c) maddesi gereğince değerlendirme yapılması, 4 adet çekin mükerrer olarak kaydedilip edilmediğinin incelenmesi sureti ile denetime elverişli rapor tanzimi istenerek sonuca göre karar verilmesi gerekliyken davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiş ve ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile,2-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/02/2017 gün ve 2014/1434 Esas, 2017/115 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,4-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 28,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 113,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 22/11/2019 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.